Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, deprem bölgesinde çalışma yürüten konsey üyelerinin katılımıyla Deprem Bültenlerinin 12’ncisini 18 Şubat 2023 tarihinde gerçekleştirdi.
Bültende ilk sözü alan TTB Merkez Konseyi II. Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten, TTB’nin bölgede yürüttüğü çalışmaları özetlerken, deprem bölgesinde barınma, ısınma, temizlik ve gıda ihtiyaçlarının karşılanmadığını belirtti. Afetin ve afet yönetiminin ortaya çıkardığı fizyolojik ve psikolojik travmaların uzun erimde daha da belirgin hale geleceğini söyleyen Ökten, bölgedeki yurttaşlara ve sağlık emekçilerine psikososyal destek sağlanması gerektiğini ifade etti.
Ardından söz alan Dr. Onur Naci Karahancı ise, depremin en başından beri yaşanan organizasyonsuzluğa işaret ederek bölgede birinci basamak sağlık hizmetlerinin yürütülemediğinin altını çizdi. Kamu otoritesinin afet sonrasında en temel ihtiyaçları dahi karşılamaktan yoksun kaldığını vurgulayan Karahancı, bölgede insanlarla birlikte tüm canlıların zarar gördüğüne, köylerde hayvan yemlerine ulaşılamadığına, bu durumun hayvanların da yaşamını tehdit eder düzeye geldiğine dikkat çekti. Karahancı konuşmasının devamında ise sağlığa bütüncül bakan politikaların geliştirilmesinin önemine değindi.
Dr. Lütfi Tiyekli de özellikle bölgede temel ihtiyaçların hâlâ karşılanamadığını, sağlık emekçilerinin tükenme noktasında olduğunu, yaşam ve çalışma koşullarının düzeltilmesi gerektiğini ifade etti. Kendisinin de bir depremzede olduğunu ifade eden Dr. Kazım Eroğulları da bölgedeki eksikliklere işaret ederek “Bölgede maalesef her şey eksikti. Barınma, beslenme, ısınma, hijyen, koruyucu sağlık hizmetleri eksikti, ancak yurttaşların dayanışma duygusu, kendi kara günlerini bir nebze hafifletti. Pandemi döneminde de bilimsel anlayıştan uzak bir yönetim sergileyen iktidar, burada da aynı anlayışını sürdürdü. Hiçbir depremzede için güvenli bir yaşam alanı tesis edilemedi. Bunları ifade etmekten geri durmayacağız” dedi. Dr. Nursel Şahin bölgeden diğer illere gerçekleşen göç konusuna değinirken, göç eden yurttaşların kronik hastalık tedavilerinin, riskli grupların izlemlerinin ve aşılamalarının planlanması gerektiğini vurguladı. Şahin konuşmasında, geçici barınmalara kalıcı çözümler üretilmesi, dezavantajlı gruplara dönük psikososyal desteğin sağlanması için çalışma yürütmenin önemine de değindi. Bölgede yürütülen faaliyetleri kadın sağlığı açısından değerlendiren Dr. Adalet Çıbık ise afetten ve sonrasından etkilenen riskli grupların içinde kadınların yer aldığını kaydederken, kadın sağlığı konusundaki uyarıları sürekli yaptıklarını ancak bunların kamu otoritesi tarafından dikkate alınmadığını vurguladı.
Etkinlik, soru-yanıt bölümü ile son bulurken, şu konuların altı çizildi:
- Bölgede çalışan sağlık emekçileri tükenmiş durumdadır.
- Aşılamada yaşanan sıkıntılar devam etmektedir. Kuduz, tetanos, Hepatit B aşılamalarında eksiklik bulunmaktadır.
- İshal vakalarında artış gözlemlenmektedir, fakat gelinen aşamada salgından bahsedilemez. Bununla birlikte bölgede çadırsızdık, tuvaletsizdik, temiz suya erişememe salgınından bahsedilebilir.
- Bölgede asbest de dahil koruyucu özelliği olan maske kullanılması sağlık açısından çok önemlidir.
- Göçmen karşıtlığı üzerinden insan hakları ihlallerinin yaygınlaşması konusunda uyarılarda bulunuldu.