Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve İstanbul Tabip Odası (İTO), haksız-hukuksuz bir biçimde tutuklanan Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın 23 Aralık’ta İstanbul Çağlayan Adliyesi’ndeki 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek davasına çağrı amacıyla 20 Aralık 2022 günü İTO’da bir basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısının açılış konuşmasını yapan İTO Genel Sekreteri Dr. Ertuğrul Oruç; TTB başta olmak üzere emek-meslek örgütlerinin muhalif tavırlarını sürdürdüğü ölçüde her dönem iktidarların hedefi olduğunu söyleyerek söze başladı. AKP iktidarının, ekonomik kriz ve seçim sürecine bağlı olarak sesini kısamadığı tüm muhalefet öznelerinin üzerine gittiğinin altını çizen Oruç, Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın tutuklanmasının ve emek-meslek örgütlerine yönelik düzenleme hazırlıklarının böyle bir siyasi arka planı olduğunu kaydetti. Oruç sözlerini şöyle tamamladı: “Biz nasıl toplum yararına davranmayan tüm iktidarlara karşı durduysak, bugün bu iktidara karşı da emekten yana mücadelemizi sürdüreceğiz. Biz buradayız, bizi susturamazsınız. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın özgürlüğü, emek ve demokrasi mücadelemizin bir simgesi haline gelmiştir. Bu nedenle tüm meslektaşlarımızı, sağlık emekçilerini, emekten yana tüm toplumsal kesimleri 23 Aralık’ta Çağlayan Adliyesi’ne çağırıyoruz.”
TTB Genel Sekreteri Dr. Vedat Bulut; meslek örgütlerinin özerkliğini koruyan Anayasa’nın 135. maddesini değiştirecek gücü olmayan iktidarın, birtakım göstermelik mahkemelerle meslek örgütlerini yıldırma, işlersiz hale getirme ve mümkünse yandaş kılma projesi yürüttüğünü vurguladı. TTB’nin sadece sağlığın nasıl kötü yönetildiğini değil, nasıl daha iyi yönetilebileceğini de anlattığını ifade eden Bulut, COVID-19 pandemisi döneminde bu gerçekliğin daha da iyi görüldüğünü dile getirdi. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın hakkında soruşturma açıldığını öğrenmesi üzerine yurtdışından döndüğünü, hakkındaki suçlamanın ise tutukluluk gerektirmediğini anımsatan Bulut, “Tutukluluğun bir eziyete dönüştürüldüğünü, meslek örgütlerini yıldırma ve bezdirmenin amaçlandığını görüyoruz. Buna ilaveten birtakım hukuki kararların politik olarak motive edildiğini de görüyoruz. Sansür yasası gibi Türkiye’de demokrasiyi zedeleyen düzenlemelerin hayata geçirildiğini görüyoruz. Biz, emek-meslek örgütleri olarak tüm bu engelleri mücadele ile aşacağız” diye konuştu.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İstanbul İl Koordinasyon Sekreteri Seyfettin Avcı; TMMOB’ye yönelik saldırıların da ilk olmadığını, kamu adına yapılan yanlışları mesleki denetimden geçirme görevlerinin iktidar tarafından hedef alındığını ve son olarak Gezi Davası’nda TMMOB üyelerinin tutuklandığını kaydetti. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın mesleki sorumluluğu gereği yaptığı yorum gerekçe gösterilerek tutuklanmasına tepki gösteren Avcı, “Biz Şebnem hocamızın haksız şekilde tutuklandığına inanıyoruz. Meslek odalarına yönelik saldırıların karşısında duracağız, susmayacağız, mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.
İTO Başkanı Dr. Nergis Erdoğan tarafından okunan açıklama ise şöyle:
Geleceğimize Sahip Çıkıyoruz!
TTB ve Sağlık Hakkı Mücadelemiz Susmadı Susmayacak!
Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve tabip odaları tarihi boyunca etik-bilimsel temellerle hekimlik değerlerini savunmuş, hekim hakları yanı sıra halk sağlığını öncelemiştir. Hem yasayla kurulmuş kamu kurumu hem de bir sivil toplum kuruluşu niteliği ile sağlığın her alanında yapılan düzenlemeleri ele almak, elindeki verilerle eleştirmek, öneriler getirmek görevleri ve sorumlulukları arasındadır. Diğer meslek odaları ve sivil toplum kuruluşları gibi TTB de bu görevlerini yerine getirirken iktidarlarla ters düşebilmeyi de göze almak zorundadır. Çünkü toplumdaki temel işlevi, yöneticilerin uygulamalarını kendi kitleleri açısından, toplumun sağlığı açısından denetlemektir.
Nitekim COVID-19 salgınında yönetimin hilafına, bilimsel verilerden elde ettiği bilgiyi toplumla açık seçik paylaşmış, birçok yanlıştan dönüş sağlamıştır. Hekimlerin yaşadığı şiddete, özlük haklardaki gerilemeye, itibarsızlaştırmaya karşı meslektaşların emeğini ve sözünü meydanlara taşımıştır.
Her şeyden önce, gündeme geldiği günlerden bu yana sağlıkta dönüşüm programının bir çıkmaz sokakta sonlanacağını büyük bir isabetle dile getirmiştir. Hekimlerin ve kamuoyunun malumu olduğu üzere bu gerçekler, son dönem iktidarın bizleri hedef almasında temel nedenlerdir.
TTB’ye yapılan saldırıların hedefi ne yazık ki tüm meslek birliklerinin, yöneticilerin istediği şekilde hareket etmesini sağlamaktır. Demokratik ülkelerde en geniş yetkilerle donatılan, mesleki bağımsızlıkları güvence altına alınan meslek örgütleri, ülkemizde ise toplumun ve kitlesinin yararına davrandıklarında her yolla güçsüz, etkisiz kılınmaya çalışılmaktadır.
Bunun en belirgin örneği 1980 askeri darbesi döneminde yasa değişiklikleri ile TTB’ye yönelik mali, mesleki kısıtlamalar getirilmesi ve yasada var olan yetkilerinin uygulanmasında bürokratik engeller çıkarılmasıdır.
Gerekçesi ne olursa olsun bugün TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın haksız, hukuksuz bir şekilde tutuklanmasıyla meslek örgütlerine yapılan saldırılar doruk noktasına ulaşmıştır.
Ancak bilinmelidir ki; hekimlik değerlerinin, mesleki bağımsızlığın, halkın sağlık hakkının savunucusu olan TTB ve tabip odaları, bu engellere ve birçok baskıya karşı verdiği haklı mücadelelerle bugünkü gücüne ulaşmıştır. Bugünden sonra da halkın sağlığı, toplumun yararı için doğruyu söylemekten asla vazgeçmeyecektir. Hekimlik Andımızda topluma söz verdiğimiz gibi; “Tehdit ediliyor olsak bile, tıbbi bilgimizi, insan haklarını ve bireysel özgürlükleri çiğnemek için kullanmayacağız.”
Bizler meslek örgütü değerlerine, mesleki bağımsızlık ilkelerine yöneltilen bu demokrasi düşmanı müdahaleleri, başkanımız Şebnem Korur Fincancı’nın yazılı olarak ifade vermeye geleceğini bildirmesine rağmen ciddiyetsiz, düzeysiz bir şov eşliğinde tutuklanmasını tüm topluma verilmiş bir gözdağı olarak görüyoruz. TTB’yi etkisizleştirmeye, güçten düşürmeye, susturmaya yeltenmek siyasal, sosyal ve sağlık alanı başta olmak üzere hayatın tüm alanında sürdürülen, halkın sağlığına zararlı politikaları artırmaktan başka amaç taşımamaktadır.
Bu bağlamda, Türk Tabipleri Birliği Yasası’nda bir değişiklik yapılacaksa, ancak TTB ve tabip odalarının gücünü artıran, yetkilerini genişleten, mesleki bağımsızlığın önündeki engelleri kaldıran bir düzenleme şeklinde olmalıdır. Bu değişiklik TTB, tabip odaları ve hekimlerin katılımıyla yapılmalıdır.
Son 40 yıllık süreçte hakkında açılan davaların tamamından beraat etmiş olan TTB ve tabip odaları yöneticileri, bugün yaşanan uygulamaları kabul etmediğini, hekimlik değerleri, mesleki bağımsızlık ve halkın sağlık hakkı için mücadeleye devam edeceğini bir kez daha vurgulamaktadır. Tüm baskılara rağmen yaşanan bu süreçten de gücünü ve meşruiyetini artırarak çıkacaktır.
İstanbul Tabip Odası 23 Aralık 2022 Cuma günü TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde görülecek davası için aşağıda duyurduğumuz program doğrultusunda planlama yapmaktadır:
- 08.30: Basın Açıklaması (İstanbul Çağlayan Adliyesi Önü)
- 09.30: Duruşma (İstanbul Çağlayan Adliyesi 24. Ağır Ceza Mahkemesi Duruşma Salonu)
- Duruşma Sonrası Basın Bilgilendirmesi (İstanbul Çağlayan Adliyesi Önü)
- Daha sonra İstanbul Tabip Odası’nda Basın Açıklaması
Tüm meslektaşlarımızı duruşma günü Çağlayan Adliyesi’ne ve İstanbul Tabip Odası’na bekliyoruz.
Hekimler susmaz, TTB susturulamaz!
İstanbul Tabip Odası
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi