İsrail rejiminin Ortadoğu’da evrensel insan hakları ve uluslararası hukuk ilkelerini tümüyle yok sayarak yaklaşık 80 yıldır adım adım ilerlettiği emperyalist politikanın, 13 Haziran 2025 günü İran’a yönelik başlatılan operasyonla birlikte daha da genişleyerek devam edeceği anlaşılmaktadır.

Son 1,5 yılda işgali altında olan Filistin halkına saldırılarını soykırım düzeyine taşıyan, Lübnan ve Suriye’de sivilleri hedef alan hava saldırılarına hız kazandıran İsrail rejiminin, İran’a yönelik bu yeni operasyonunun bölgeye daha fazla ölüm ve yıkım getireceği kuşkusuzdur.

Yaşam hakkının, insan hakkının, tüm etik değerlerin yok sayıldığı savaş ortamlarının en fazla zarar göreni her zaman sivil halk, en çok da kırılgan gruplar olan çocuklar, hastalar, yaşlılar ve kadınlardır. İsrail rejiminin daha önceki saldırılarında sivillerin ve sağlık emekçilerinin/kurumlarının özel olarak hedef aldığı, halkın yaşam ve sağlık haklarının tümüyle yok saydığı, böylece açık açık insanlığa karşı suç işlediği bilinen bir gerçektir.

Yaşam hakkı savunucuları olarak, mesleğimizin onurundan ve önlüğümüzün beyazından aldığımız güçle, bir kez daha söylüyoruz:

Savaş, bir halk sağlığı sorunudur!

Yaşamı ve barışı savunmak ve iktidarları barışçıl politikalara zorlamak da hekim sorumlulukları arasındadır.

Türk Tabipleri Birliği olarak çağrımızdır:

  • Birleşmiş Milletler, Dünya Sağlık Örgütü, Dünya Tabipleri Birliği ve uluslararası kamuoyu bu savaşı durdurmak için derhal harekete geçmelidir.
  • Savaşın tüm tarafları, çatışma bölgelerinde sivil halkın ve sağlık emekçilerinin korunmasını şart koşan uluslararası hukuk kurallarına uymalıdır.
  • Tıbbi tarafsızlık ilkesi gereğince, saldırılardan etkilenen kişilere herhangi bir ayrım gözetmeksizin sağlık hizmeti sunulmalı, ihtiyacı olan herkese tıbbi ve insani yardım sağlanmalıdır.
     

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi