● Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) “Emek Bizim, Söz Bizim” eylem süreci; ekim ayından 14 Mart haftasına kadar başarılı bir şekilde yürütülmüştür. Aralık ayının başında Meclis’e getirilip, sonrasında geri çekilen kanun teklifi maddeleri ile Cumhurbaşkanı’nın 14 Mart’ta açıkladığı beş düzenleme de bu eylem sürecinin getirisidir.
● TTB’nin sağlık sisteminin geldiği durumu, Sağlıkta Dönüşüm Programı hayata geçirilmeye başlamadan tahmin etmesi, ortaya koyduğu karşı çıkışı ve tarihteki kazanımlarımızı yeniden gözler önüne sermeliyiz. Bu konu; tarihten ders alınması ve yapılanları görmezden gelen kara propaganda dilinin baskılanması açısından önemlidir.
● Yaşanan çoklu kriz, kitlelerin artık geçimlerini sağlayamamaları; toplumun sağlığını daha çok bozup, sağlık hizmetlerine ulaşımını azaltacaktır. Kendi hak mücadelemiz ile toplumun sağlık hakkı taleplerini emek meslek örgütleri ve demokratik kitle örgütleriyle birlikte değerlendirip, hareket etmeliyiz.
● Bize göre daha demokratik haklara sahip gelişmiş ülkelerin bile yeterince demokratik olmadığı, var olan eşitsizliklerin COVID-19 pandemisinde belirginleşmesiyle ortaya çıktı. Bu ülkelerdeki “demokrasi”, emekçilerin üzerindeki baskıyı ortadan kaldırmıyor. Demokrasinin olması için tahakkümlerden arındırılmış bir ortam gereklidir. Toplumun sağlığını etkileyen önemli bir olgu da siyasal iyilik halidir. Herkesin düşüncelerini özgürce dile getirememesi, belirli bir grubun çıkar elde edebilmek için diğer bir grubu baskılaması sağlığı da etkileyecektir. Üretimde ve paylaşımda eşitliğin olmadığı bir yerde demokrasiden, dolayısıyla sağlıklı olma imkânından söz edemeyiz. Sağlık ile siyaset birbirinden ayrıştırılabilecek kavramlar değildir. Dolayısıyla sağlığın siyasetinin yapılması, toplum sağlığı için bir gerekliliktir.
● Ülkede demokrasinin sağlanmasının yanında TTB’nin her kurulunun demokratikleştirilmesinin mücadelemizin kalıcılaşmasını ve derinleşmesini sağlayacaktır.
● TTB alanda yaptığı güçlü eylemlerini örgütlenme ve üye sayısına yansıtmalıdır. Örgütlenme kolu oluşturulabilir. Özlük haklarının yanında eğitimle ilgili sorunlara da fazlasıyla yer verilmelidir. Birinci basamak ve özel sağlık kuruluşlarının sorunları daha fazla dillendirilmelidir. Her sağlık kurumunda TTB’nin birim temsilciliği olmalıdır. TTB’nin her komisyonun ve kolunun aktifleşmesi mücadelenin görünürlüğünü daha da artıracaktır. Önümüzdeki sürecin kurulabilecek en geniş tabanla ilerletilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda, sosyal medya iletişimi artırılmalıdır. Alanda ise her bölgenin özgün yapısına göre hareket edilmeli; hastanelerde ve ASM’lerde buluşmalar, sonrasında ise her bölgede büyük toplantılar gerçekleştirilmelidir. Çalışma alanlarındaki kitleyle doğrudan temasın sağlanması kadar kitlenin üye olduğu örgütlerle de temas önemlidir. İleriki dönemde tüm sağlık örgütlerinin katıldığı toplantılar organize edilmeli ve birlikte karar alınarak hareket edilmelidir.
● Şu ana kadar açıklanan vaatler ve Meclis’e getirilen yasa teklifleri; beklentilerimizi karşılamaktan uzaktır. Dolayısıyla mücadeleye devam edilmesi gerekmektedir. G(ö)REV eylemlerinin dozu artırılmalı veya G(ö)REV kadar etkili olabilecek farklı eylem yöntemleri uygulanabilir. Nisan ayında yeterli iyileştirmeler yapılmazsa mayısta geniş çaplı bir miting yapılabilir. Mitinge giderken yedi bölgeden yürüyüş organize edilebilir. Eylemlerde diğer örgütlerle ortaklaşmanın sağlanması ve birlikte hareket etmek eylemleri daha etkili hale getirecektir.