Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi tarafından Sayıştay’ın 2019 Sağlık Bakanlığı Denetim Raporu’na göre şehir hastanelerinin değerlendirildiği bir basın açıklaması düzenlendi.

TTB Youtube kanalından canlı yayınlanan ve 21 Ekim 2020 tarihinde düzenlenen basın açıklamasına, TTB Merkez Konseyi Başkanı R. Şebnem Korur, TTB 2. Başkanı Ali İhsan Ökten, TTB Genel Sekreteri Vedat Bulut, ve TTB hukukçularından Avukat Özgür Erbaş katıldı.

Sunu için tıklayınız

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi, Türk Tabipleri Birliği Şehir Hastaneleri İzleme Grubu tarafından hazırlanan basın açıklaması metni şöyledir:

TTB MERKEZ KONSEYİ, SAYIŞTAY’IN 2019 SAĞLIK BAKANLIĞI DENETİM RAPORU’NA GÖRE ŞEHİR HASTANELERİNİ DEĞERLENDİRDİ

BASIN AÇIKLAMASI

21.10.2020

Sayıştay’ın Sağlık Bakanlığı Denetim Raporu açıklandı. Raporun büyük bölümü geçen sene olduğu gibi şehir hastanelerine ilişkin tespitlerden oluşuyor. Sayıştay’ın önceki yıllarda tespit ederek izlemeye aldığı ve denetim yılında da giderilmediği belirtilen eksiklere ilişkin bir tablo da raporda yer alıyor.

Sayıştay denetiminde esas belirleyici olan “Denetim Görüşüne Esas Tespitler” başlığı altında, şehir hastanelerinin muhasebe işlemlerindeki mevzuata aykırılıklar yer alıyor. Sağlık Bakanlığı’nın kayıtlarında, şirketlerin yükümlülüğü altında görünen yani inşaat aşamasındaki şehir hastanelerinin muhasebeleştirilmediği ve yine sözleşmesi feshedilen veya tamamlanan hastanelerinde kayıtlarının kapatılmadığı, Sağlık Bakanlığı’nın taahhüt ettiği talep garantilerinin ve sağlık tesislerinde kullanılan bazı cerrahi setlerin tüketim malzemesi olarak muhasebeleştirilmediği, hizmete giren şehir hastanelerine yapılan kira ödemelerinin de hatalı muhasebeleştirildiği ve finansmandan kaynaklı borç ile yapılan kira ödemelerinin mevzuata uygun kaydedilmediği de yapılan tespitler arasında bulundu.

Sayıştay raporunun “Denetim Görüşünü Etkilemeyen Tespit ve Değerlendirmeler” başlığı altında şehir hastanelerinin ihtiyaç planlamalarının rasyonel yapılmadığı, şirketlerin sözleşmede belirlenen tıbbi cihazları temin etmediği, binaların belirlenen projedeki niteliklere uygun yapmamasına rağmen kabul komisyonlarının gereğini yapmadığı, sözleşmede belirlenen cezai hükümlerin caydırıcı olmadığı, ceza puanlarının kaydedileceği sisteminde şirkete devredildiği ve ceza puanlarının silindiği, tarafların sorumlulukları bakımından değiştirilen şehir hastaneleri sözleşmelerinde, görevli şirketin sorumluluğuna gidilebilmesi için kesinleşmiş mahkeme kararı şartı getirilirken, idarenin sorumluluğuna gidilebilmesi için kesinleşmiş mahkeme kararı şartı getirilmemesinin hakkaniyet ve kamu yararına aykırı olduğu değerlendirildi.

Sayıştay değerlendirmesinde sözleşmelerde saptanan diğer tespitler şöyle;

-Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ile Türkiye Halk Sağlığı Kurumu için imzalanan sözleşmenin feshedilmesine rağmen şirketin hazine arazisinden çıkmadığı, alana beton döktüğü ve Sağlık Bakanlığı’nın işlem yapmadığı,

-Ankara Bilkent ve Mersin şehir hastanelerinin sahibi olan şirketin Sağlık Bakanlığı’na teslim etmesi gereken cihazları deposunda tuttuğu, Bilkent şehir hastanesine teslim edileceği söylenen cihazların ise Mersin’den getirildiği, anacak her iki hastanede aksaklıklar için de şirketle mahsuplaşma yapılmadığı,

-Bursa ve Bilkent şehir hastanelerinde kemoterapi ve TPN hazırlama işlerinin şirketlerden devralınmasına rağmen cihazların muhasebeleştirilmediği, Bilkent şehir hastanesinde hizmet alanlarının Mart 2020’ye kadar Sağlık Bakanlığı’na teslim edilmemesine karşın ödemede kesinti yapılmadığı,

-Şehir hastanelerinde genel bütçeden karşılanması gereken elektrik, doğalgaz ve su harcamalarının hastane döner sermaye bütçesinden ödendiği, 

-Ankara Bilkent şehir hastanesinde şarta uygun olmayan trijenerasyon sisteminin kurulduğu,

-Adana, Elazığ, Eskişehir, Isparta, Kayseri, Manisa, Mersin, Ankara Bilkent, Bursa şehir hastanelerifaaliyete geçtiği tarihte teslim edil(e)meyentrijenerasyon ve heliport tesisleri ile ilgili olarak, yaptırım uygulanmaması, geç teslim nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmemesi ve kullanım bedelinin bu tesis bedeli düşülmeksizin sözleşmede belirtilen tutar üzerinden hesaplandığı,

-Şehir hastanelerinin kabul aşamasında idare ve görevli şirket tarafından muayene ve kabul komisyonlarına verilmesi gereken belgelerin tedarik edilmemesi ve muayene ve kabul işlemlerinin eksik evrak üzerinden yapıldığı,

-Ankara Bilkent ve Bursa entegre sağlık kampüsü yapım işleri ile ürün ve hizmetlerin temin edilmesi işlerinde; toplam sabit yatırım tutarına dahil olan imalatların bir kısmının yapılmadığı, bir kısmının ise uygulama projesine ve/veya şartnameye aykırı olarak yapıldığı,

-Ankara Bilkent şehir hastanesine taşınan sağlık tesislerine ait binaların (Atatürk EAH,Türkiye Yüksek İhtisas EAH, Numune EAH,Ankara Çocuk Sağlığı Hastalıkları Hematoloji Onkoloji EAH, Dr. Zekai Tahir Burak EAH)  tahsisine ilişkin yeterli ön hazırlığın yapılmadığı,

-Yatırım döneminde KDV istisnasından yararlanan görevli şirketlerin istisna kapsamında kira tutarının veya kira süresinin bir kısmından vazgeçmeyi taahhüt etmesine ilişkin işlemlerin idare ile aralarında tesis edilmediği,

-Şehir hastanelerinde bazı görevli şirketler tarafından mali tabloların belirli aralıklarla idareye sunulmadığı ve sunulan mali tablolarda şirketlerin %20 özkaynak kuralına uygun hareket etmediği,

-Hizmet bedellerinin mevzuata aykırı olarak bakan oluru alınmadan güncellendiği, Isparta, Kayseri ve Manisa şehir hastanelerinde sözleşme değişikliğinin usule aykırı olarak mevcut sözleşme üzerine daire başkanı tarafından tükenmez kalemle yazılarak ve imzalanarak gerçekleştirildiği,

-Otomasyonla yapılan hizmet bedellerinin gerekçesiz olarak asgari ücret oranında güncellendiği, temizlik malzemesi benzeri sarf malzemeleri için de bedel artışının bu orana göre yapıldığı,

-Şirket tarafından sunulan merkezi yardım masası hizmetinin hizmet puanlarının takibini sağlamakta yetersiz kaldığı, hata ve kesinti puanlarının hesaplanmasının sözleşmeye aykırı yapılması ve bazı hastanelerde hata bildirimlerinin şirket tarafından kapatıldığı,

-Sözleşmelerdeki yaptırım maddelerinin caydırıcı olmadığı, inşaat aşamalarının uzamasına rağmen hiçbir şirkete yaptırım uygulanmaması, işletme dönemi için hata puanlarının çok düşük belirlenmesine ve hata bildirimleri olmasına karşın 2019 yılı mali yılı sonuna kadar hataya dayalı hiçbir kesinti yapılmadığı,

-Projede idareye ait görünen alanlarda ticari faaliyet yapılması, şirketlerin kendileri için inşa edeceği ticari alanları tamamlamadan idarenin alanında ticari faaliyet yürütmesi ve buranın iklimlendirme giderlerinin de idare tarafından karşılandığı,

-Şirketlerin tedarik edeceği tıbbi cihazların sağlık hizmeti için yetersiz kalması nedeniyle kapatılan hastanelerin cihazlarının taşınmasından kaynaklı zarar tespiti yapılarak yaptırım uygulanmaması, ödemede mahsup işlemi yapılmadığı,

-Bursa ve Bilkent şehir hastanelerinde teknik şartnameye uygun olmayan ekipmanların da kabulünün yapıldığı, Ankara Bilkent şehir hastanesinde toplam 14 kalem teknik şartnameye uygun olmayan tıbbi ekipmanın da kabulünün yapıldığı,

-Bilkent şehir hastanesinde görevli şirketin deposunda 294 adet idareye sağlık hizmetinde kullanılması için verilmeyen tıbbi ekipmanın bulunduğu, depoda bulunan ekipmanlardan bir kısmının Mersin şehir hastanesinden getirildiği, sağlık bakanlığının konuya ilişkin açıklama yapmadığı,

-Şehir hastaneleri sözleşme ve eklerinde belirlenen cins ve sayıda tıbbi cihaz ve ekipmanların sağlık tesisinde bulunmadığı, Ankara Bilkent şehir hastanesinde, maddi değeri yüksek olan da Vinci robot ile eximer cihazının teslim edilmediği, eksiklik ve gecikme için yaptırım uygulanmadığı,

-Şehir hastaneleri inşaatlarında kat yüksekliğinin değiştirilmesi, deprem izolatörlerinin eksik olması, malzemelerin niteliksiz olduğu belirlenmesine rağmen kabul komisyonlarınca işlem yapılmadığı,

-Şehir hastanelerinin miktara bağlı hizmet ödemeleri için görevli şirket ile yapılması gereken yıl sonu mahsuplaşmanın yapılmadığı,

-Bazı şehir hastanelerinde ilk kullanım bedeli hesabının hatalı yapıldığı,

-Kayseri şehir hastanesinin kira bedelinde yapılan artışın, sonradan yaptırılan işin oranının çok üzerinde olduğu,

-Kayseri şehir hastanesinde fiili tamamlama tarihi ile iş artışına ilişkin anlaşmazlık nedeniyle düzenlenen bilirkişi raporuna itiraz edilmesine rağmen tahkim sürecinin başlatılmadığı,

-Hasta Yönlendirme ve Refakat Resepsiyon Taşıma Hizmeti kapsamında sunulan hasta taşıma hizmeti için şirketin sağlaması gereken tekerlekli sandalye ve sedyelerin getirilmediği,

-Bursa, Adana, Manisa ve Elazığ şehir hastanelerinin yer aldığı yerleşkelerin bir bölümünün şantiye halinde olması nedeniyle, yer ve bahçe bakım hizmetlerinin sunulamadığı, peyzaj projesinde yer alan ağaçlandırma işlerinin yapılmadığı, ancak bu hizmete ilişkin hizmet bedelinin tam olarak ödendiği,

-Kayseri ve Manisa şehir hastanelerinde sağlık uygulama tebliği puanlarının hatalı uygulandığı,

-Faaliyete geçen bazı şehir hastanelerinde ticari alana ait inşaatların sözleşme tarihine göre bitirilmemiş olduğu,

-Ankara Bilkent şehir hastanesinin aşamalarının sözleşmede belirlenen sürelerden sonra tamamlanması nedeniyle buraya taşınacak hastanelerin hizmet alımlarında fazladan ödeme yapmak zorunda kalındığı, asıl sözleşmede bu doğrudan zararın şirket tarafından karşılanması şartı varken sözleşme tadil edilerek ödeme için mahkeme kararı şartı getirildiği,

-Şirketlerin belirlenen sürede başvuru yapmamasına rağmen KDV muafiyetinden yararlandırıldığı tespit edilmiştir.

-Denetim ekibine sunulan sözleşme nüshası ile mahallinde bulunan sözleşme nüshasının farklı olmasının, belirsizliğe neden olduğu,  bazı hizmet bedellerinin asgari ücret artışına göre ödenmesinde sözleşmelerden kaynaklanan farklılıklar bulunduğu, 

-Yaptırım oranlarının neden düşük tutulduğuna ilişkin soruya Sağlık Bakanlığının “oranların tespitinde, finansman sağlayıcılara yapılacak ödemelerin aksatılmamasına önem verildiği” yanıtını verdiği, Sayıştay’ın, şirkete uygulanacak yaptırımın, şirketin yükümlülüğüne göre belirlenemeyeceği,

-Yabancı para cinsinden alınan kesin teminat mektuplarının mevzuata uygun olarak muhasebeleştirilmediği,

- İdarenin, şirketin sözleşme hükümlerini ihlal etmesi veya sözleşmeyi haksız feshetmesi halinde doğan ceza ve masraf gibi giderleri tazminat olarak neden ödemek zorunda olduğunun anlaşılamadığı,

Sonuç ve Taleplerimiz:

Pandemi sürecinde bir kez daha ortaya çıkan bir gerçeklikte sağlığın piyasalaştırılmasında önemli bir aşama olan şehir hastanelerindeki yetersiz ön hazırlık, usulsüzlük, mevzuata uygun olmama hali, kira ödemelerindeki hatalı muhasebeleştirilme ve kira ödemelerinin mevzuata uygun kaydedilmeme, sözleşmelere uymama gibi bir çoktespiti yıllardır söyleyen TTB’nin haklılığını, devletin bir başka kurumu onaylamıştır.

Yukarıda sayılan nedenlerle yatak sayısının artmadığı, sağlığa ulaşımın zorlandığı, planlamasından başlayan akıldışı tercihlerle tüm hastanelerin merkezileştirilip, merkezdeki birçok hastanenin kapatılmasıyla halk sağlığını olumsuz etkileyen ve kamu sağlığına zarar veren şehir hastaneleri, yıllarca sürecek devleti zarara uğratacak bir yapıya büründürüldüğü için şirket hastaneleri konumundan Sağlık Bakanlığına devredilerek kamuya mal edilmelidir.

Ön fizibilite raporlarını hazırlayanlar dahil olmak üzere oluşan kamu zararının tahsili için idari ve adli soruşturma başlatılmalıdır.  Sağlık Bakanlığı denetimi ihale etmekten vazgeçmeli ve şehir hastanelerinin kayıt sistemini kamu eliyle yürütmelidir. Şirketlerin hata puanları belirlenerek kamuoyu ile paylaşılmalı ve yaptırım uygulanmalıdır.  Eksik imalata ve inşaata rağmen şirketler hakkında işlem yapmayanlar ve kabul komisyonlarında yer alanlar hakkında adli ve idari soruşturma başlatılmalı.  Şirketler tarafından yürütülen hizmetlere dair sözleşmeler feshedilerek tıbbi cihaz, mefruşat kamuya devredilmeli, çalışanlar kamuya alınmalıdır. Kira ve hizmet ödemelerindeki usulsüzlükler nedeniyle kamu zararına neden olanlardan bu zarar doğrudan tahsil edilmelidir. Sayıştay tespit ettiği usulsüzlükler ve kamu zararı nedeniyle yargılamaya esas denetim raporu hazırlayarak yargı yetkisini kullanmalıdır.

Esasında bir takım şirketlere kamu kaynaklarının peşkeş çekilmesine yol açan şehir hastanelerinin sözleşmelerinin tazminatsız fesh edilerek kamunun zarar etmesinin önüne geçilmelidir. TTB önceki yıllarda olduğu gibi Sayıştay’ın bu raporları doğrultusunda ihmali ve suistimali bulunduğu tespit edilen ilgililer hakkında yargılama yapılması ve oluşan “Kamu Zararının Tespiti” için gerekli yasal girişimlerde bulunacaktır.

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi

Türk Tabipleri Birliği Şehir Hastaneleri İzleme Grubu