Şiddete Sıfır Tolerans Çalışma Grubu Kol Toplantısı

1214/2012
24.08.2012

TABİP ODASI BAŞKANLIĞI’NA

Sağlıkta yaşanan olumsuzluklara paralel olarak hekimlere yönelik şiddet olaylarının arttığı hepimizce bilinmektedir. Görünen o ki şiddet olayları sayısal ve niteliksel olarak daha da yoğun olarak yaşanacaktır.

Bilindiği üzere Türk Tabipleri Birliği bünyesinde “Şiddet Sıfır Tolerans Çalışma Grubu” olarak şiddete karşı bir dizi çalışma yürütülmektedir. Hekimlerde farkındalık yaratmak, bilgilendirmek ve şiddete uğrayan hekimlerin mağduriyetlerinin giderilmesi konusunda destek sağlamak çalışmaların temelini oluşturmaktadır.

Bunların yanısıra artan şiddetin bilimsel ve sayısal verilerle belgelenmesi ayrı bir önem taşımaktadır ve ne yazık ki bu konuda önemli eksiklikler bulunmaktadır.

Çalışmaların başarıya ulaşmasının tabip odalarınca ortaklaştırılması ve yaygınlaştırılmasına bağlı olduğu düşüncesindeyiz.

Bu nedenle “Şiddete Sıfır Tolerans Çalışma Grubunun” yapacağı çalışmalara yeni dönemde aktif olarak katılım sağlayacak temsilci/temsilcilerinizin belirlenerek 28 Ekim 2012 tarihine kadar tarafımıza bildirilmesi ve 06 Ekim 2012 Cumartesi günü yapılacak olan çalışma grubunun ortak toplantısına katılımlarının sağlanması gerekmektedir.

Aşağıda belirtilen hususlarda da tabip odanızın katkı ve katılım sunmasını bekler çalışmalarınızda başarılar dileriz.

Saygılarımızla,

Dr. Bayazıt İlhan
TTB Merkez Konseyi
Genel Sekreteri

 

Toplantı;

Tarih              :06 Ekim 2012 Cumartesi

Saat                :09.30 – 15.00

Yer                 :Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi

GMK Bulvarı Şehit Daniş Tunalıgil Sok.

No:2 Kat:4 Maltepe/Ankara

 

YAPILMASI GEREKENLER KONUSUNDA ÖNERİLER

  1.  Olanaklı ise şiddete yönelik çalışmaları organize edebilecek bir kurul-komisyonun oluşturulması ve buradan en az bir üyenin çalışma grubu ile aktif olarak ortak çalışma yürütmesi açısından belirlenerek 20 Temmuz 2012 tarihine kadar TTB’ye bildirilmesi. Ayrıca bu konudaki tüm çalışmaların kayıt altına alınarak dosyalanması,
  2. Üyelerin kolayca ulaşabileceği “Acil Şiddet Hattı” oluşturulması ve bunun üyelere duyurulması. Oluşturulan acil şiddet hattının web sayfasında ve diğer merkezi yayınlarda yer alması açısından TTB’ye bildirilmesi.
  3. Şiddetle ilgili başvuru ya da duyum alındığında hekime kurumsal, hukuksal ve sosyal destek sağlanması. Durumun kayıt altına alınması için hekimden;
  4. Yazılı başvuru
  5. Yazılı başvuru ekinde olay tutanak raporunun istenmesi
  6. Odanız tarafından tüm sağlık kurumlarına (kamu - özel) yasal yükümlülüklerini belirten yazı gönderilmesi (EK-1)
  7. Şiddetin meydana geldiği tüm sağlık kurumlarında yöneticilerin olayın yargıya taşınması konusunda yasal olarak sorumlulukları çerçevesinde yapılması gerekenler;
  8. Hekimin yazılı başvurusu ve olay tutanak raporu eklenerek ilgili kuruma olayla ilgili bildirim yazısı yazılması ve sonuçtan bilgi istenmesi (EK – 2)
  9. Geri dönüş olmadığı takdirde ikinci uyarı yazısının yazılması
  10. Uyarılara rağmen işlem yapmayan kurum sorumluları hakkında savcılığa bildirimde bulunulması
  11. Hekime sağlık ortamındaki şiddet konusunda her türlü iletişim olanakları kullanılarak bilgilendirme yapılması
  12. Şiddet olaylarında olumsuz hekim davranışlarınında etken olduğundan hareketle etik uygulamaların hayata geçmesi yönünde özel çaba sarf edilmesi
  13. Oda özelinde ortamda ki şiddetin nedenlerine özgü araştırma yapılması, elde edilen bilgilerin TTB ile paylaşılması, özel çözüm önerileri yaratılması ve uygulanmasının sağlanması
  14. Meydana gelen her türlü şiddet olaylarının aynı gün en kısa sürede TTB’ye ve ay sonunda toplu olarak tüm olayların bildirilmesi,
  15. Odanız web sayfasından www.ttb.org.tr/siddet ve www.saglikcalisanisagligi.org sayfalarına link oluşturulması

Sayın Başhekim,

Başhekimliğinize ……. tarih ve …… sayıyla gönderdiğimiz yazıda genelde sağlık çalışanlarına ve hekimlere yönelik şiddetin kaygı verici boyutlara ulaştığına dikkat çekmiş ve şiddet eylemlerinin engellenmesi, bu yönde etkili ve caydırıcı önlemler alınması, güvenli bir çalışma ortamının sağlanması konusunda hastane yönetimlerine düşen sorumluluğu dile getirmiştik.

…………... tarihinde kurumunuzda bir hekime yönelik şiddet yaşandığını üzülerek öğrenmiş bulunmaktayız. Bu noktada, yukarıda belirttiğimiz hastane yönetimlerine düşen sorumluluklar çerçevesinde Kurumunuza, kurumunuzca;

  1. Şiddet olayını ilgili adli birimlere bildirip bildirmediğinin, bu çerçevede savcılığa ihbarda ve/veya suç duyurusunda bulunup bulunmadığının,
  2. Tanık ve delillerin (olayın üzerinden zaman geçtikten sonra toplanma zorlukları nedeniyle) tutanak ile kayıt altına alınıp alınmadığının sorulması gerekmiştir.

Meslek örgütümüz tarafından da farklı yönleriyle takip edilen bu üzücü olayın tekrar yaşanmaması, etkili ve caydırıcı önlemler alınması, güvenli bir çalışma ortamının yaratılması, şiddet eylemine zamanında ve etkili müdahalede bulunulması konusunda mevzuatın tarafınıza yüklediği görev ve sorumlulukları hassasiyetle yerine getireceğinize inanıyor, çalışmalarınızda başarılar diliyoruz.

Saygılarımızla,

İlgili Oda Sorumlusu

Ek: …….. tarih ve …… sayılı yazımız.

BAŞHEKİMLİK MAKAMINA

Bilindiği gibi, hekimlere ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddet vakalarında ciddi bir artış yaşanmaktadır. Hekimlere yönelik şiddet, uzun zamandır meslek örgütümüzün gündemindedir. Bu çerçevede;

Hekimlerin mesleki ve gündelik yaşantısının adeta bir parçası haline gelen şiddet eylemlerinin engellenmesi,

Bu yönde etkili ve caydırıcı önlemlerin alınması,

Güvenli bir çalışma ortamının sağlanması amacıyla; her kademedeki idari makamlar nezdinde girişimlerde bulunulmakta, görev ve sorumluluklar hatırlatılmakta, yetkilerin kullanılması için çağrıda bulunulmaktadır.

Zira idari örgütlenmenin sağlanmaması ve/veya hizmetin iyi ve gereği gibi yürütülmemesi ve/veya çalışanların maddi-manevi bütünlüğünün korunmaması ve güvenliklerinin sağlanmaması ve/veya kamu hizmetinin eksik, yanlış ve kötü verilmesi hallerinde idarenin sorumluluğu söz konusudur. Nitekim yargı kararlarında da, diğer sorumluluklar bir yana sadece gözetim ve denetim eksikliklerinin dahi, hizmet kusuru olduğu belirtilmektedir.

Sağlık mevzuatında da, idari hizmetin yürütülmesi, gözetim ve denetimi Başhekimlerin sorumluluğuna verilmiştir. 13.01.1983 tarih ve 17927 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanıp yürürlüğe girmiş olan Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği hükümlerine göre “Baştabibin Görev ve Yetkileri” arasında; “Kurumun tıbbi, idari ve eğitim hizmetlerinin görevlilerce en iyi şekilde yürütülmesini sağlar. Bu hizmetlerin yapılmasını izler, en az haftada bir defa denetler…” hükmü bulunmaktadır. Başhekimlikler tarafından, idari hizmetlerin yürütülmesi, bu hizmeti sunan görevlilerin denetlenmesi ve meydana gelen aksaklıkların giderilmesi gerekmektedir. Sağlık kurum ve kuruluşlarında güvenliğin sağlanmasının idari bir hizmet olduğu tartışmasız açıklıktadır.

Nitekim 29.04.2009 tarih ve 27214 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Sağlık Kurum ve Kuruluşlarında Hasta ve Çalışan Güvenliğinin Sağlanması ve Korunmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ’in 18. maddesinde de “Hasta ve çalışanlar için güvenlik tedbirleri” sıralanmış ve 20. maddesinde de “gerekli tedbirlerin alınması ve uygulamanın takip ve denetiminin ilgili sağlık kurum veya kuruluşunun en üst amirinin yükümlülüğünde” olduğu düzenlenmiştir.  

Öte yandan güvenli olmayan çalışma ortamının; hekimler, sağlık çalışanları ve hastalar bakımından uygun bir ortam olmayacağı, sunulan hizmetin niteliğinin de doğrudan etkileneceği ortadadır.

Sayılan görev, yetki ve sorumlulukların yanı sıra; gerek meydana gelen/gelebilecek olan şiddet eylemlerine karşı caydırıcı ve etkili önlemler almak, gerekse de şiddete maruz kalan hekimlerin kişisel güvenliklerini ve haklarını korumak bakımından, aşağıdaki hususlara önemle dikkat çekmek isteriz.

Hekimlere yönelik öldürme, kasten ve bilinçli yaralama, hakaret, hayatına ve vücut dokunulmazlığına yönelik tehdit, cebir kapsamındaki suçların soruşturulması şikayete bağlı değildir. Bir başka ifadeyle suçun soruşturulması açısından şiddete uğrayan hekimin Başhekimliğe ve/veya hastane polisine bilgi vermesi yeterlidir.

Hastane yönetiminin kendisine iletilen şiddet olaylarını ilgili adli birimlere bildirme yükümlülüğü bulunmaktadır.

Yine hastane polisi de suç işlendiğine ilişkin ihbar ve duyumlar nedeniyle adli işlem başlatmakla yükümlüdür.

Tüm bu süreçlere hekimin bizzat katılması, bizzat başvuruda bulunması ve şikayetçi olması gerekli değildir. Ortada böyle bir başvurunun bulunmadığı durumda dahi, Başhekim ve hastane polisinin, herhangi bir şekilde bilgi sahibi olması, harekete geçmek için yeterlidir.

Belirtelim ki fiziki ve/veya psikolojik şiddete maruz kalan hekimin, tüm bu sürece de, sonrasında yargılama sürecine de katılması zorunlu değildir. Hekim, (kendisine yönelik saldırıların faili hakkında başlatılan) hukuki sürece dilerse müdahil olabilir.

Görüldüğü üzere yaygın ve hatalı varsayımın aksine; şiddet olayları karşısında, hekim ve/veya sağlık çalışanı şikayetçi olmasa dahi -kamu görevinin yürütülmesi sırasında ve kamu görevi nedeniyle şiddete maruz kalındığı için- Başhekimliklerin doğrudan işlem başlatma, ilgili Cumhuriyet Savcılığı’na ihbarda bulunma/ şikayetçi olma sorumluluğu bulunmaktadır.

Kuşkusuz ki hekime yönelik şiddete ilişkin bilgilerin meslek kuruluşumuz ile de paylaşılması, şiddet mağduru hekim ile dayanışmak, gerek duyması halinde ivedilikle hukuki destek sunmak ve yanı sıra yaşanılan şiddeti kamuoyunun gündemine taşımak açısından da son derece önemlidir.

Öte yandan, maruz kalınan şiddet olayları karşısında izleyici kalmak, gerekli bildirim, ihbar ve/veya şikayetleri yapmamak, ilgili Cumhuriyet Savcılığı’na ihbarda bulunmamak hallerinde, ilgili Başhekim hakkında, -görevinin gereklerini yerine getirmekte ihmalde bulunması nedeniyle- şikayetçi olunması, işlem yapılması da mümkündür. Başhekimlerin konumunun sorunun çözümünde önemli bir basamak olduğuna inanan Meslek odamız, bu yöndeki ihlalleri yargıya taşımak kararlığındadır.

Son olarak önemle belirtelim ki hekim, uğradığı zararların tazminini saldırgandan isteyebileceği gibi, yanı sıra, güvenli ve sağlıklı koşullarda çalışma hakkını sağlamayan idareden de isteyebilecektir. Bir başka ifadeyle, Başhekimliğin bu yönüyle de hukuki işlemlere muhatap olması söz konusu olacaktır.

Açıklanan nedenlerle; hekimlere ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddet eylemlerinin engellenmesi amacıyla, bu yönde etkili ve caydırıcı önlemler alınması, güvenli bir çalışma ortamının sağlanması, meydana gelen şiddet eylemlerine zamanında etkili müdahalelerde bulunulması ve adli makamlar nezdinde girişimlerde bulunulması konusunda mevzuatın tarafınıza yüklediği görev ve sorumlulukların hassasiyetle yerine getirmenizi bekler, çalışmalarınızda başarılar dileriz.

Saygılarımızla,

İlgili Oda Sorumlusu