Mükerrer kayıtlı üyeler ile ulaşılamayan üyeler hakkında

1683/2009
10.11.2009

            TABİP ODASI BAŞKANLIĞI’NA

            Konu: Mükerrer kayıtlı üyeler ile ulaşılamayan üyeler hakkında.

            Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi’ne yapılan başvurularda,  he-KİMLİK programının uygulamaya geçmesiyle birlikte mükerrer kaydı bulunduğu anlaşılan üyeler ve bazı bilgilerinin eksikliği nedeniyle ulaşılamadığı için programa dahil edilemeyen hekimlere ilişkin sorunlar yaşandığı bildirilmektedir. Yaşanan sorunların tabip odalarımız yönünden ortak olduğu gözetilerek, bize iletilen soru yanıtlarının paylaşılmasında yarar görülmüştür.

            1.Hekimin birden fazla tabip odasında kaydının bulunması:

            Bu durumda hekimin, kayıt tarihi bakımından en son üye olduğu yer tabip odasındaki kaydının korunması, önceki yerlerdeki üyeliklerinin sona erdirilmesi gerekmektedir. heKİMLİK programı ile üyelerin kayıtları silinmemekte merkezi kayıt üzerinde bağlı bulunduğu tabip odası bilgisi değişmektedir. Bu sayede bir hekimin meslek yaşantısı boyunca bağlı bulunduğu tüm tabip odaları bilgileri kronolojik olarak izlenebilmektedir. Tabip Odalarında Hizmetlerin Yürütülmesine İlişkin Yönetmelik’in 6. maddesi uyarınca “Tabip odaları yönetim kurulları, bölgelerinden ayrılan hekimleri, yeni gittikleri bölge odasına hemen bildirmek ve kendisi ile ilgili bilgileri içeren dosyayı hekimin gittiği bölge odasına iletmekle yükümlüdürler.”  Bu düzenlemeye göre gerekli işlemler yapılmalıdır.

            Hemen belirtmek gerekir ki; hekimlerin üyelik kayıtlarının sonlandırılması, aidat alacağı bulunan önceki tabip odasının, 6023 sayılı Yasa’nın 51. maddesine göre alacağın tahsili amacıyla işlem yapabilmesine engel oluşturmayacaktır. Buna göre tabip odası, hekimin diğer tabip odasına kayıt olduğu tarihe kadar işleyen aidatları talep edebilir.

            Yıllık aidat borcu, o yılın Haziran ayı sonuna kadar ödenebilmekle birlikte, esasen yılın ilk günü doğmaktadır. 6023 sayılı Yasa’nın 8. maddesine göre, üyenin bir odadan başka bir odaya naklinde, odaya kayıt ücreti ve üye aidatı yeniden alınmayacaktır. Bu düzenleme dikkate alındığında, herhangi bir yılın aidat alacaklısının hangi tabip odası olacağı belirlenirken, hekimin o yılın ilk günü kayıtlı bulunduğu tabip odasının hak sahibi olacağının kabulü ile talepte bulunulmalıdır.

            Örneğin 2000 yılında İzmir Tabip Odası’na üye olduktan sonra 2003 yılı Haziran ayında İstanbul ve 2006 yılı Mart ayında Diyarbakır Tabip Odası’na üye olan bir hekimin üyelik kaydı Diyarbakır Tabip Odası’nda bulunacak, İzmir ve İstanbul Tabip Odaları hekime ilişkin dosyaları Diyarbakır Tabip Odası’na gönderecektir. İzmir Tabip Odası, ödenmemiş aidatlardan 2000-2003, İstanbul Tabip Odası 2004-2006, Diyarbakır Tabip Odası ise 2007 ve sonrası döneme ait aidat alacaklarını talep edebilecektir.

            2.Yalnızca kurum hekimi olanların oda bölgesinden ayrılması:

            Bir tabip odasına üye iken başka bir ile ataması yapılan kurum hekiminin var olan üye kaydı, kişinin aksine bir iradesi olmadıkça, söz konusu atamanın öğrenilmesinden sonraki ilk Yönetim Kurulu toplantısında alınacak karar ile atamanın yapıldığı ilin bağlı olduğu tabip odasına gönderilecektir.

            Diğer taraftan, üyeliği zorunlu olmayan hekimlerin üyeliklerinin sonlandırılabilmesi için üyelikten çıkma isteklerini bildirmeleri gerekmektedir. Tabip odasına üye olma zorunluluğu bulunmamasına karşın üye olan tabipler de diğer bütün üyeler gibi üyelikten ayrıldıkları tarihe kadar, üye olmanın bir sonucu olarak doğan, aidat ödeme yükümlülüğünü yerine getirmek zorundadır. Yurtdışında çalışmakla birlikte üyeliği devam eden hekimler de bu kapsamda değerlendirilmelidir.

            3.Tabip odası üyesi görünmekle birlikte hekimin güncel görev yerinin bilinmemesi ve iletişim bilgilerine ulaşılamaması:

            Tabip odası üyelerinden odaya bildirdiği adresi başka bir adres bildirmeksizin terk etmiş ve yeni adresi bulunamayan hekimlerin üyelikleri askıya alınır.

            Bildirdiği adreste bulunamayan, bu adresten ayrılmış olan ve he-KİMLİK programında başka bir tabip odasında kaydı görünmeyen hekimin adresi İl Sağlık Müdürlüğü’nden sorulur.

            Yapılan araştırmalarda adresine ulaşılamayan hekimin adı, hakkında üyeliğin askıya alınması işleminin uygulanacağı uyarısıyla, ilgili tabip odasının varsa süreli yayın organında, web sayfasında ve Türk Tabipleri Birliği’nin web sayfasında yayınlanır. Belirtilen mecralarda yayının ilk yapıldığı tarihten itibaren 15 gün geçmesine karşın ilgili hekim ile ilgili gerçek adres bilgilerine ulaşılamaması durumunda hekimin üyeliği Yönetim Kurulu kararıyla askıya alınır.

            Hekimin üyeliğinin askıya alınmasına ilişkin yönetim kurulu kararının bir örneği, karar tarihinden itibaren 7 gün içinde ilgili hekimin kimlik bilgileri ve üyelik bilgileri ile birlikte Merkez Konseye gönderilir. Merkez Konsey, gelen kararda adı geçen hekimlerin ve kararı alan odanın ismini Türk Tabipleri Birliği web sayfasında, gerekli uyarı ile birlikte, bir yıl süreyle yayınlar.

            Üyeliği askıya alınan hekim oda üyeleri arasında gösterilmez.

            Üyeliğin askıya alınmasını gerektiren sebebin ortadan kalkması halinde (örneğin ilgili hekim tarafından adres bildirilmesi) derhal, hiçbir karar ve ek işleme gerek kalmaksızın üyelikle ilgili haklar verilir ve ilk Yönetim Kurulu toplantısında üyeliğin askıya alınması işlemi/kararı ortadan kaldırılır.

            Seçimli oda genel kurul tarihinden önceki üç ay içinde üyeliğin askıya alınması kararı alınmaz.

            Üyenin üyeliğinin düşürülmesini gerektiren bir sebebin varlığının anlaşılması halinde üyelikten düşmeyi gerektiren sebebin oluş tarihine kadar hekimin mali sorumluluğu devam eder. Örneğin, üyeliği askıya alınan bir hekimin Türk vatandaşlığından çıkmış olduğu anlaşılmış ise bu tarihe kadar olan aidatların ilgilisinden tahsil edilmesi, vatandaşlıktan çıkma kararından sonrası için ise herhangi bir aidat tahakkukunun yapılmaması gereklidir.

            Üyeliği askıya alınan üyenin adresinin sonradan tespiti halinde hekim arada geçen bütün dönemlerin aidatlarından tam olarak sorumludur.

            Türk Tabipleri Birliği Kanunu’nun 9. maddesindeki “İdare heyeti, hastalık, ihtiyarlık veya yoksulluk dolayısiyle aidatını veremeyecek durumda olan oda mensuplarından geçici veya sürekli olarak aidat almamaya karar verebilir.” hükmü gereğince üyeliği askıya alınanlardan bu maddede belirtilen durumları var olanlardan aidat talep edip etmemek yönetim kurulunun yetkisindedir. Bu yetkinin bir yönetim kurulu kararıyla ortaya konulması gerekir.

            Diğer taraftan bir üyenin;

            a)Türk vatandaşlığını kaybetmesi,

            b)Sanat icra etmesine engel ve iyileşmesi mümkün bulunmayan bir akıl hastalığı ile malul olduğunun yapılan muayene sonucunda anlaşılarak, Sağlık Bakanlığı’nın teklifi ve Sağlık Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu kararıyla hekimin sanat icrasından men edilmesi ve diplomasının geri alınması,

            c)Ölmüş olduğunun saptanması

durumunda Türkiye’de mesleğini uygulama hak ve yetkisi sürekli olarak ortadan kalkmış olacağından, o hekim hakkında üyeliğinin düşürülmesine ilişkin bir yönetim kurulu kararı alınması gerekecektir.

            Bilgilerinize sunar, çalışmalarınızda başarılar dileriz.

Saygılarımızla,

Dr.Hakan Giritlioğlu
TTB Hukuk Bürosu
Koordinatörü

Dr.Eriş Bilaloğlu
TTB Merkez Konseyi
Genel Sekreter