11 Nisan 2009 günü yapılan Türk Tabipleri Birliği Başkanlar Toplantısı
655/2009
22.04.2009
TABİP ODASI BAŞKANLIĞI’NA
11 Nisan 2009 günü yapılan Türk Tabipleri Birliği Başkanlar Toplantısında Ankara Tabip Odası nezdinde gündeme gelen Sağlık Bakanlığı müfettişlerinin denetleme girişimi ve “Üniversite ve sağlık personelinin tam gün çalışmasına ve sağlıkla ilgili bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı taslağı” değerlendirilmiştir. Toplantıda alınan kararlar çerçevesinde her iki konuyu da içeren kamuoyu ile paylaşma metinleri ekte sunulmuştur.
Sağlık Bakanlığı müfettişlerince gündeme gelen denetleme girişiminin kabul edilemezliğine dair Başkanlar Toplantısı kararları çerçevesinde görüşlerimizi içeren değerlendirmemiz Sağlık Bakanlığı’na iletilecektir. Bir biçimde denetleme de ısrar edildiği takdirde bütün tabip odalarımızın katılımıyla gerekli tepkinin gösterileceği ve sürecin kamuoyuna mal edileceği kuşkusuzdur.
“Üniversite ve sağlık personelinin tam gün çalışmasına ve sağlıkla ilgili bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı taslağı” ile (www.ttb.org.tr/index.php/haberler/basinaciklamalari/1534-tamgun ) ilgili temel sorun özlük hakları ve daha iyi bir sağlık hizmeti sunumu konusunda bir yanılsama ve Sağlıkta Dönüşüm Programı bütünlüğünden yoksun bir tartışma yürütülmesidir. Söz konusu tasarı Sağlıkta Dönüşüm Programı kapsamında halen TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda olan Kamu Hastane Birlikleri Yasa Tasarısı gibi düzenlemelerin ışığında hekimler de dahil bütün sağlık çalışanları için güvencesiz, uzun süreli ve düşük ücretli bir çalışma ortamını kurgulamaktadır. Hatırlanacağı gibi Eylül 2008 sonu itibarıyle TTB Merkez Konseyi’nce Sağlık Bakanlığı’na iletilen ve görece güvenceli bir çalışma ortamı tesisi için öneriler içeren yasa tekliflerine yönelik hükümetçe bir adım atılmamıştır. Bugün itibariyle, 2008 sonbaharında başlayarak 2009 Mart sonuna kadar yürüttüğümüz faaliyetin (taleplerimiz için imza metni, işte bordrom-bordromu yolluyorum, çalışma ortamlarımız-sürelerimiz için tıbbi maskeyle çalışıyoruz, acil eylem) ısrarla, güçlendirilerek ve daha etkin bir şekilde sürdürülmesi gerekmektedir. Bu anlamda;
1.Tabip odalarımızın (henüz yapmadıkları takdirde) olağan genel kurullarında konuyu gündem yapmaları yararlı olacaktır.
2.Merkez Konseyi’nin görüşlerimizi kamuoyu ile paylaşması kararlaştırılmıştır (17 Nisan 2009 tarihinde basın toplantısı yapılmıştır).
3.Tabip odalarımızın da basın toplantıları ile değerlendirmelerini paylaşmaları kamuoyu oluşmasında katkı sunacaktır.
4.Merkez Konseyi Sağlık Bakanlığı'nın yanı sıra TBMM’de Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu ile görüşmeyi gündemine almıştır.
5.Odalarımızın da milletvekilleri ve özellikle illerinin hekim milletvekilleri ile tasarıyı ve değerlendirmelerimizi paylaşmaları bütünlük sağlayacaktır.
6.Mayıs ayı içerisinde, hazırlanacak materyallerle, meslektaşlarımıza Yasa tasarısı ile ilgili bilgi verilmesi ve görüşlerimizin aktarılması hedeflenmektedir.
Yürütülecek faaliyetin önemi açıktır. Odalarımızın konunun önemine denk düşecek şekilde bugünden başlayarak bilgilendirme sürecini mümkün olan her türlü araçla (toplantı, birim ziyaretleri, mektup vb.) yerine getirmeleri ve yasa tasarısına karşı olduğumuzu kamuoyuna duyurmaları gerekmektedir. Sürecin değerlendirilerek Mayıs ayı içerisinde yapılacakların odalarımızla görüş alışverişi içerisinde belirlenip sizlere iletileceğini hatırlatır, gereğinin yapılacağı düşüncesiyle, çalışmalarınızda başarılar dileriz.
Saygılarımızla,
Dr. Eriş Bilaloğlu
TTB Merkez Konseyi
Genel Sekreter
TTB Başkanlar Toplantısı Açıklaması
11 Nisan 2009 günü yapılan Başkanlar Toplantısı'nda;
- Tabip odalarının Sağlık Bakanlığı'nca denetlenmesi,
- Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan
"Üniversite ve Sağlık Personelinin Tam Gün Çalışmasına ve Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı Taslağı"
değerlendirilmiş, aşağıdaki görüşlerin kamuoyu ile paylaşılması kararlaştırılmıştır:
Sağlık Bakanlığı Denetleme Girişimi:
- 1953 yılında kurulan Türk Tabipleri Birliği tarihinde Tabip Odalarının Sağlık Bakanlığınca denetlenmesi ilk kez 9 Mart 2009 tarihinde Ankara Tabip Odası’nın Sağlık Bakanlığı müfettişlerince haberdar edilmesiyle gündem olmuştur. Kuruluşundan bu yana geçen 56 yıl boyunca hiçbir hükümet ya da Sağlık Bakanlığı böyle bir girişimde bulunmamıştır.
- Türk Tabipleri Birliği, Tabip Odaları denetime açık olup, 1953 yılından bu yana denetlenmektedirler. Söz konusu denetimin yolu belirlidir, demokratik, şeffaf, katılımcı bir çerçevede tanımlanmış denetleme kurulları aracılığıyla yerine getirilir. Ayrıca ve tamamlayıcı olmak üzere olağan ve gerektiğinde olağanüstü yapılan genel kurullar ile doğrudan üye denetim ve karar alma olanağı da bulunmaktadır. Kuşkusuz tüm bunların dışında yargı denetimi yolu açıktır.
- Mevcut durumda, Sağlık Bakanlığı’nın 1953 yılında 6023 sayılı TTB yasasında bulunmayan, 1980 sonrası antidemokratik, baskıcı, militarist bir ortamda Kurucu Meclis’in de değil, MGK’nın iradesi ile TTB yasasına eklenen bir maddeyi gerekçe göstererek “rutin” denetleme girişiminde bulunması mevcut hükümet adına düşündürücüdür.
- TTB, Tabip Odaları açısından meslek odasının bağımsızlığı, her türlü güç odağı ve hiyerarşik mekanizma dışında tutulması doğal ve zorunludur. Bu kavrayış tartışılamaz, korunması için her türlü çaba harcanmaya değerdir.
- Başkanlar toplantısı Ankara Tabip Odası nezdinde gündeme gelen Sağlık Bakanlığınca denetleme girişimini kabul edilemez olarak değerlendirmiştir. Bu kararın kamuoyu ve muhataplarıyla paylaşılması amacıyla Merkez Konseyi görevlendirilmiştir.
- Dileğimiz ve beklentimiz Türkiye’nin ihtiyacı olan demokratik kavrayış ve işlerliğin gereği olan tutumun alınarak konunun gündemimizden fiilen çıkması, mümkün olan en kısa zamanda da yasalardan bütünüyle kaldırılmasıdır. Merkez Konsey bu anlamda da görevli olarak süreci değerlendirmelidir.
KAMU HASTANE BİRLİKLERİ (İşletmeleri) YASASINDAN ÖNCE TAM GÜN ALDATMACASI!
Hastanelerin satılması, sağlık çalışanlarının/hekim emeğinin bütünüyle kamu-özel işletmelerde güvencesiz koşullarda çalıştırılmasında son aşamaya gelindi.
KAMU HASTANE BİRLİKLERİ (İşletmeleri) YASASINDAN ÖNCE TAM GÜN ALDATMACASI!
“Üniversite ve sağlık personelinin tam gün çalışmasına ve sağlıkla ilgili bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı taslağı”.
11.04.2009 tarihinde yapılan Türk Tabipleri Birliği Başkanlar toplantısında Sağlık Bakanlığınca iletilen tasarının Türkiye sağlık, hekimlik/sağlık çalışanları ortamına getirecekleri
a) Çalışma Düzenine Yönelik Düzenlemeler
-Tıp Fakültelerine etkileri
-Taslakta benimsenen çalışma yönteminin yaratacağı eşitsizlikler
b) Ücretlendirmeye yönelik Düzenlemeler
c) Çalışma Süresine Yönelik Düzenlemeler
d) Diğer Hükümler:
- Zorunlu mesleki sorumluluk sigortası
- Radyoloji çalışanları
- İşyeri Hekimliği
başlıklarında değerlendirilmiştir.
1. Söz konusu tasarıda sağlık çalışanları açısından kalıcı, güvenceli bir özlük hakkı kazanımı bulunmamaktadır.
- Emekliliğe yansıyan, insanca yaşayacak bir temel ücrete yönelik düzenleme yapmak yerine “performans” adı altında elde edilecek gelire endeksli bir ücret modeli düşünülmüştür.
- Nöbet dışında mesai dışı çalışma kavramı getirilmektedir. 45 saatten 40 saate inmiş gibi gözüken çalışma süresi deyim yerindeyse 7 gün 24 saate dönüşmektedir.
- Fazla çalıştırmaya yönelik bir süre sınırlaması getirilmemektedir. Taslak hekimleri bölünmüş çalışmadan kurtarma gerekçesi ile uzun saatler fazla çalışmaya zorlayıcı hükümler içermektedir. Nitelikli sağlık hizmeti öncelik olduğunda, hekimlerin verecekleri hizmette riski arttıran unsur olan uzun ve ağır çalışma koşullarının sınırlandırılması zorunludur.
Tasarı mevcut haliyle çalışanların sağlığını daha da fazla bozmaya adaydır.
2. Tıp fakülteleri özelinde eğitim, hizmet, araştırma üçlüsünün oluşturulamayan dengesi bütünüyle hizmete kurban edilmektedir. Öğretim üyelerinin özlük hakları “sağlık hizmet sunumuna” bağlanmaktadır. Bu durumda gözden çıkarılan nitelikli eğitim kadar halkın nitelikli sağlık hizmetine ulaşma hakkıdır. Oysaki bugün tıp fakültelerindeki temel sorun nitelikli tıp eğitimi, nitelikli hekim yetiştirmedir. Tasarı bunu bütünüyle ortadan kaldırmaktadır.
3. Zorunlu mesleki sorumluluk sigortası getirilmektedir. TTB’nin 2008 sonu itibarıyla Sağlık Bakanlığı’na iletmiş olduğu kamusal, zarar gören kişinin zararının derhal tazmin edildiği ve hata olmasını önleme üzerine kurulu bir sistem bakışına sahip mesleki sigorta yerine özelleşmeye dayalı, bireyi hedef alan ABD benzeri iflas etmiş bir yaklaşım düzenlenmektedir.
4. Radyoloji çalışanları için haftalık çalışma süresi 37,5 saate çıkarılmaktadır. Bu düzenleme bu alanda çalışan sağlık personelinin sağlığını korumak için gerekli düzenlemeleri içermemesi nedeniyle yaşam ve sağlık hakkını ihlal etmektedir.
5. Taslak, ülkemizde büyük bir bölümü kısmi zamanlı olarak çalışan ve sayıları 10 bine yaklaşan işyeri hekimlerini ve işyeri sağlık hizmetlerini doğrudan etkileyecektir.
Yazılan taslak bir bütün olarak “krizin teğet geçtiği” değerlendirmesi ön kabulüyle, sürdürülebilir ve genişleyen bir sağlık piyasası varlığında sağlık iş gücü piyasası “düzenlemesi” amacıyla oluşturulmuştur.
Gerçek anlamıyla kamusal bir tam süre çalışma anlayışı hekim emeğinin daha iyi değerlendirilmesi ve sağlık hizmetinin daha etkin olması amacını taşır. Sağlıkta Dönüşüm Programı gibi piyasacı bir sağlık sisteminin amacı ise hekim emeğinin ucuzlatılmasıdır.
Tasarı bu haliyle hekimlerin tam süre çalışması felsefesiyle ilgili temel bir yaklaşıma sahip değildir. Tam süre bir kamu çalışma biçimi olmaktan çıkarılmaktadır.
TTB krizin teğet geçmediğini bilecek kadar gerçekçi ve halktan taraf bir bakışa sahiptir. Beklentimiz tasarıyı hazırlayanların da piyasa koşullarında köleleşecek ve niteliksiz hizmet sunacak sağlık çalışanı işgücü yaratmak gibi “ucuz” düzenlemelerden vazgeçip hep birlikte gerçek çözümlere yönelmesidir.
Hekimlerin tam süre çalışması benimsenmesi gereken bir çalışma biçimidir. Türk Tabipleri Birliği bu amaca hizmet eden, halkın ve çalışanların sağlık hakkını önceleyen bir çabanın savunucusu ve uygulayıcısı olmak için hazırdır.
TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ
MERKEZ KONSEYİ