Barış ve Hekimlik Değerleri İçin 27 Aralıkta’ta Ankara Adliyesindeyiz

2898/2018
10.12.2018

TABİP ODASI BAŞKANLIĞINA

30 Kasım 2018 tarihinde 2819/2018 sayılı yazımız ile bir önceki dönemin (2016-2018)  TTB Merkez Konseyi üyeleri hakkında açılan dava süreci paylaşılmıştı.

10 Aralık 2018 tarihinde TTB Merkez Konseyi tarafından yapılan basın açıklaması ile kamuoyu konu hakkında bilgilendirilmiş ve duruşmaya katılım çağrısı yapılmıştır.

Duruşmanın tabip odası yöneticileri, aktivistleri ve hekimler tarafından takibi ve bu doğrultuda Ankara Adliyesi’nde belirtilen tarihte olunması hekimlik değerlerinin savunulması açısından çok önemlidir.

Duruşmaya katılım konusunda gerekli duyarlılığı göstereceğiniz düşüncesiyle, çalışmalarınızda başarılar dileriz.

Saygılarımızla,
Dr. Bülent Nazım Yılmaz
TTB Merkez Konseyi
Genel Sekreteri

 

Not: Haberin linki: http://www.ttb.org.tr/haber_goster.php?Guid=f6390cc0-fc76-11e8-9e16-29b1fad33384

 

10.12.2018

BASIN AÇIKLAMASI

BARIŞ ve HEKİMLİK DEĞERLERİ İÇİN 27 ARALIK’TA ANKARA ADLİYESİNDEYİZ

2016-2018 dönemi Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi üyeleri 24 Ocak 2018 tarihinde gerçekleştirdikleri “Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur” açıklaması nedeniyle 30 Ocak 2018 tarihinde gözaltına alınmış ve 1 hafta süren gözaltıdan sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakılmışlardı.

Bu açıklama nedeniyle dönemin Merkez Konseyi üyeleri hakkında yürütülen soruşturma sonucunda açılan dava 27 Aralık 2018 tarihinde Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlanacaktır.

“Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur” basın açıklaması evrensel olarak hekimlerin savaşlara karşı duruşunu ifade etmektedir ve tüm çatışmalı ortamların halk sağlığını tehdit ettiğini ifade eden kapsamı nedeniyle evrensel hekim tutumunu içermektedir.

Bu nedenle Türk Tabipleri Birliği’nin açıklaması başta Dünya Tabipler Birliği olmak üzere tüm tabip birlikleri ve uluslararası akademik çevreler tarafından büyük destek görmüştür.

Savaşların ve çatışmalı ortamların insanlık ve toplum sağlığı açısından yarattığı yıkıcı sonuçlar ortadadır. Savaşlar sadece savaşan tarafların değil, öncelikle bebeklerin, gebelerin, kadınların ve yaşlıların olmak üzere bütün toplumun sağlıklı yaşam hakkının elinden alınması demektir. Aynı zamanda tedavi gereksinimi olan kişilerin tedavi olanaklarının ortadan kaldırılması, çevresel sorunların baş göstermesi, açlık, yoksulluk ve ölüm anlamına gelmektedir. Tüm bu nedenlerle hekimlerin savaşlara karşı çıkması “yaşatma sorumluluklarını”nın doğal ve kaçınamayacakları sonucudur.

Türk Tabipleri Birliği yakın tarihimizde örneğine çok kez rastlandığı gibi, tüm politik baskılara karşın topluma karşı sorumluluklarından vazgeçmemiş ve uluslararası hekimlik değerlerinin gereğini yerine getirmiştir.

Bulunduğumuz coğrafya yüzyıllardır savaşlara, yoğun çatışmalara, büyük kıyımlara, göçlere ve katliamlara sahne olmuştur. Bütün bu süreçlerin en yakın ve canlı tanıklıklarını yapan hekimler için savaşa karşı barışı ve çatışmasızlığı savunmak göz ardı edemeyecekleri bir sorumluluk, sadece kendi halkına değil bütün dünya halklarına karşı borçlu oldukları bir yükümlülüktür. Öte yandan Anayasa’nın başlangıç bölümü, Birleşmiş Milletler ve Dünya Tabipler Birliği’nin savaşa karşı tutum belgeleri Türk Tabipleri Birliği ve tüm hekim örgütlenmelerini savaş karşıtı mücadele yürütmekle sorumlu kılmıştır.

Bütün bu nedenlerle, Türk Tabipleri Birliği’nin “Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur” açıklaması ve tespiti görev ve sorumluluklarından ayrı değerlendirilemez ve yargılanamaz.

Yaşatmaya ant içmiş bir mesleğin mensupları olarak yaşamı savunmanın, barış iklimine sahip çıkmanın birincil görevimiz olduğunu buradan bir kez daha ifade ediyoruz.

Tüm hekimleri, kitle örgütlerini, sendikaları ve barışın yanında yer alan halkımızı 27 Aralık 2018 Perşembe günü saat 09.00’da Ankara Adliyesi’ne bekliyoruz.

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ MERKEZ KONSEYİ