TTB Gaziantep-Kilis-Hatay İlleri Raporu Açıklandı

altTürk Tabipleri Birliği tarafından Suriye’de yaşanan çatışmaların sınır illerimizdeki sağlık hizmetlerine ve sağlık çalışanlarına etkileriyle ilgili hazırlanan “Gaziantep-Kilis-Hatay İlleri Hekimlik ve Sağlık Ortamı Hızlı Değerlendirme Raporu” TTB’de yapılan bir basın toplantısıyla kamuoyuna açıklandı.

Basın toplantısına TTB Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan, TTB Genel Sekreteri Dr. Bayazıt İlhan, TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Fatih Sürenkök ve TTB Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri Kolu’ndan Dr. Mustafa Vatansever katıldı.

TTB Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan savaşın önemli bir sağlık sorunu olduğunu, TTB’nin ve hekimlerin bu nedenle her zaman savaşa karşı çıktığını, Suriye’deki çatışmaların sınır illerimize yansımasının sağlık hizmetlerinde başta bulaşıcı hastalıklarda artış olmak üzere ciddi sorunlara yol açtığını, sağlık altyapısındaki yetersizliklerin sorunları daha da arttırdığını belirterek TTB olarak konuyu takip etmeye devam edeceklerini ifade etti.

Daha sonra, TTB tarafından hazırlanan basın açıklaması TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Fatih Sürenkök tarafından okundu. İlgili rapor özellikle sonuç ve öneri kısmının değerlendirilmesi, hekimler ve sağlık çalışanlarının çalışma ortamı ve özlük hakları ile ilgili iyileştirmeler yapılması amacıyla Sağlık Bakanlığı’na iletildi.

 

02.08.2013

BASIN AÇIKLAMASI

Suriye İle Komşu İllerimizde Sağlık Hizmetlerinin Durumu ve Hekimlerin Çalışma Koşulları

2011 yılından beri yoğun çatışmaların yaşandığı Suriye"deki çatışmalardan kaçan sivil halk ve kimi unsurlar sınırı geçerek Hatay’dan Şanlıurfa’ ya uzanan bir bölgede genel olarak kamplarda, akrabalarının evlerinde ya da kendi tuttukları evlerde yerleşmişlerdir.

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından 22 Temmuz itibariyle verilen bilgilere göre çoğunluğu sınır illeri olmak üzere 10 ilde  kurulan 14 çadırkent ve 6 adet konteynerkentte 200.000 e yakın sığınmacı kayıtlı olarak yaşamaktadır.

Değişik kaynaklarca toplu barınma merkezleri dışındaki yerleşim alanlarında  kayıtsız yaşayanlarla birlikte yaklaşık resmi olarak 300.000  Suriye vatandaşının ülkemizde bulunduğu bildirilmektedir.  Başta Suriye ile sınır illeri olan Şanlıurfa, Gaziantep, Kilis ve Hatay’da sınıra yakın bölgelerde süren çatışma ortamı ve bu bölgeden kaçan sığınmacıların yine özellikle bu kentlere yoğun göçü, bölgede iki yönlü olağandışı durum yaşanmasına neden olmaktadır.

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi, sonuncusu 11 Mayıs 2013’te Reyhanlı’da gerçekleşen terör saldırısı örneğinde olduğu gibi bölgeye çok sayıda  ziyaretlerde bulunmuştur. Çatışma koşullarının sürmesi ve uzayacağı endişesi üzerine, bölgeye bir heyet gönderilerek hekimlerin çalışma koşulları ve bölgede sağlık alanında yaşanan gelişmeler yerinde gözlemlenmiş, ve değerlendirmeler yapılmıştır.

TTB tarafından oluşturulan inceleme heyeti 27-28-29 Mayıs tarihlerinde Gaziantep, Kilis ve Hatay‘da Valilik, sağlık kuruluşu yöneticileri, tabip odası yöneticileri ve hekimlerle çalıştıkları ortamda bir dizi görüşmeler gerçekleştirmiştir.

SONUÇ VE ÖNERİLER

  • Bölgede tüm hekimler ve sağlık personeli büyük bir özveri ile görevlerini yürütmektedir.
  • Hekimler ve sağlık çalışanları olağandışı bir dönemde olunduğu savıyla kural dışı çalışmaya zorlanmaktadırlar.
  • Sınır ötesi çatışmalar sonucu ülkemize getirilen yaralılara hizmet verecek sınıra yakın savaş cerrahisi deneyim ve donanımına sahip sahra hastanelerinin kurulması gerekmektedir. Bölgede yaşayan yurttaşlarımıza verilen hizmet yetersizken buna bir de Suriyeli yaralı ve hastaların eklenmesi sağlık erişimini tamamen yetersiz kılmaktadır.
  • Kilis, Reyhanlı gibi sınıra yakın bölgelerde hizmet veren hastanelerde sağlık çalışanlarının can güvenliği ana sorundur. Bu hastanelerde güvenlik tedbirlerinin, resmi güvenlik güçlerince üst düzeyde ve 24 saat verilmesi sağlanmalıdır.
  • Geçici görevlendirme ile gelen hekimlerin barınma sorunlarının çözümüne özen gösterilmelidir.
  • Mecburi hizmet süresi sona eren sağlık çalışanlarının tayin istekleri hızla sonuçlandırılmalıdır.
  • Bölgede sığınmacılara hizmet veren personelin hizmet puanları olağandışı çalışma koşulları gözönünde bulundurularak yeniden düzenlenmelidir.
  • Yoğun bakım ve ameliyathane hemşireliği gibi özel alanlardaki personel açıkları hızla kapatılmalıdır.
  • Sığınmacılara hizmet veren birimlerde başta cerrahi uzmanlık alanları, ameliyathane ve yoğun bakımda çalışanlar olmak üzere, sağlık çalışanları hızla artan hasta yükü ve güvenlik kaygısı vb nedenlerle tükenmişlik durumuyla karşı karşıyadırlar. Hekimler ve sağlık çalışanlarına yönelik çalışma koşulları ivedilikle rahatlatılmalı, psikososyal destek hizmeti sağlanmalıdır.
  • Sürecin uzaması ile birlikte özellikle Kilis başta olmak üzere sağlık çalışanlarının yıllık izin gibi sosyal haklarını kullanmaları ile ilgili ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Zorunlu görevlendirmeler ve uzun süreli mecburi hizmet atamaları sorunu çözmemektedir.
  • Savaş yaralanmalarının yoğun olarak görüldüğü koşullarda ve çok sayıda sığınmacının barındığı bölgelerde kendi vatandaşlarımız sağlık hizmetlerine ulaşmakta zorluk çekmektedir. Sağlık tesisleri yetersiz kalmakta, hekimler normal zamanda yapmak durumunda olmadıkları, deneyimli bulunmadıkları savaş cerrahisi uygulamaları yapmak zorunda kalmaktadırlar.
  • Kilis ilinde yoğun bakım yatağı sıkıntısı çok fazladır; acilen çözülmelidir.
  • Çatışma ortamından gelen yaralıların üzerinden zaman zaman patlayıcı malzeme çıktığı gözlemlenmiştir. Bu koşullar altında hekimlerin ve sağlık çalışanlarının can güvenliği önemli bir sorundur. Özellikle sınıra çok yakın bölgede hizmet veren Kilis ve Reyhanlı Devlet Hastaneleri başta olmak üzere sorun can yakıcı bir noktaya gelmiştir. Diğer yandan, sınırlarda oluşturulacak triyaj alanlarında hasta ve yaralılarla yakınlarının ateşli silah ve patlayıcı maddelerden arındırılmış bir şekilde hastanelere ulaştırılması için gereken önlemler alınmalıdır.
  • Başta Antakya kent merkezi olmak üzere kendilerini doktor olarak tanıtan Suriyeli bazı şahıslar hastanelerde çok rahat bir şekilde yoğun bakım dahil her türlü tıbbi ortama girebilmektedirler. Tehditkar tutumları nedeniyle sağlık çalışanları tarafından engellenmeleri mümkün olamamaktadır. Bu kişiler bir yandan da zaman zaman etnik farklılık nedeniyle sığınmacı hastalarla yeterince ilgilenilmediğini iddia etmekte ve tartışmalara yol açmaktadırlar. Zaten hassas olan bölgede bu tartışmalar etnik kutuplaşmalara zemin hazırlamaktadır. Bu kişilerin hastane ortamlarındaki bu tür faaliyetleri engellenmelidir.
  • Ateşli silah yaralanmasına ilişkin adli rapor vb hukuki prosedürlerin tam olarak uygulanmasına olanak sağlanmalıdır.
  • Hastaneler arası sevklerde yaşanan sıkıntıların çözümü için 112 Komuta Kontrol Merkezleri’nin daha aktif bir rol üstlenmesi sağlanmalıdır.
  • Geçici barınma merkezlerinde oluşturulan sağlık hizmet birimlerinin, yerleşim merkezinin ortasında yer alması güvenlik sorunu yaratmaktadır. Bu Birimlerin diğer kamu hizmet birimleri gibi girişte ve güvenli alanın içinde yer alması sağlanmalıdır.
  • Başta Suriye tarafından olmak üzere sınır bölgesinde Sağlık Bakanlığı dışında hizmet veren birimlerde yapılan müdahalelerle ilgili olarak sevklerde bilgi verilmesine yönelik çalışma sürdürülmelidir.
  • Bölgede kayıtsız ve ruhsatsız şekilde hizmet veren, ağırlıkla Suriyeli sağlık çalışanlarının görevli olduğu “rehabilitasyon merkezleri”nin denetim altına alınmalı ve özel sağlık kuruluşları için istenen standartlarda çalışmaları sağlanmalıdır.
  • Barınma merkezleri dışında kalan sığınmacıların kimlik tespiti yapılamaması önemli bir sorundur. Özellikle hastanelerde mükerrer başvurularda farklı kimliklerle kaydın önüne geçilmesi için çalışma başlatılmalıdır.
  • Tercümanlık hizmetleri için hastane içinden görevlendirilen personel yetersiz kalmaktadır. Tercümanlık yapan resmi görevlilerin sayısının hızla gereksinim duyulan düzeye çıkarılması gerekmektedir.
  • Özellikle Kilis ve Reyhanlı’da görülme sıklığı arttığı ifade edilen başta hepatit A, su çiçeği, kızamık ve leishmania olmak üzere bulaşıcı hastalıkların, bölgede salgın oluşturması riski çok yüksektir. Bölgede yerli halka ve sığınmacılara yönelik olmak üzere iyi bir bulaşıcı hastalık sürveyans programı oluşturulmasına acilen gereksinim vardır.
  • Bir diğer tehlikeli bulaşıcı hastalık olarak tüberküloz olgularının arttığı bildirilmektedir. Saptanan yeni olgularda daha önceden ülkemizde görülen tüberküloz suşundan farklı bir suşun hastalık oluşturduğu yönündeki bulgulara yönelik incelemeler yapılmalı, hastalığın yayılmasını önlemeye yönelik koruyucu tedbirler bir an önce hayata geçirilmelidir.
  • Bölgede çalışan hekimler ve sağlık çalışanlarına Sağlık Bakanlığınca başta özlük haklarında olmak üzere pozitif ayrımcılık ugulanmalıdır.

Özveriyle çalışan tüm hekimlere ve sağlık çalışanlarına şükranlarımızı sunarız.

Türk Tabipleri Birliği
Merkez Konseyi

 

”Türk Tabipleri Birliği Gaziantep-Kilis-Hatay İlleri Hekimlik ve Sağlık Ortamı Hızlı Değerlendirme Raporu" için tıklayınız...