Tecavüz suçunun önlenmesi için çözüm; erkek egemenliğinin ortadan kaldırılmasıdır

ttbTürk Tabipleri Birliği Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu, Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Çeker"in "dekolte giyen kadınların tecavüzü davet ettiği" yönündeki açıklamasıyla ilgili olarak, yazılı bir basın açıklaması yaptı.

18.02.2011

BASIN AÇIKLAMASI

TECAVÜZ SUÇUNUN ÖNLENMESİ İÇİN ÇÖZÜM;

ERKEK EGEMENLİĞİNİN ORTADAN KALDIRILMASIDIR

Ülkemizde kadınlara yönelik baskıların arttığı, neredeyse bir devlet politikası haline getirildiği bir dönemden geçiyoruz. Başbakan kadınlara en az üç çocuk doğurup evde oturmalarını öğütlüyor, kadınları sadece annelik üzerinden tanımlıyor, erkeklerle eşit olmadıklarını ifade ederek kadınları şiddete açık hale getiriyor.

Kadın cinayetleri taciz ve tecavüzler yıldan yıla artıyor.

Kadından sorumlu bakan, cinayetlerin münferit olduğunu söyleyerek sistematik şiddeti gizlemeye çalışıyor.

Tecavüz; erkek egemenliği yoluyla erkeklerin, kadınların emeklerini ve bedenlerini denetlemesinin araçlarından biridir. Kadınların varlığına ve özgürlüğüne yönelmiş bir suçtur. Tecavüz meslek ya da eğitimle ilgili değildir; erkek egemenliğinin bir sonucudur. Soruyoruz: Evlilik içi tecavüz de mi dekoltenin marifeti? Muhafazakar-dindar çevrelerde, giysileri kadınları taciz-tecavüzden korumaya yetiyor mu?

Tecavüzü cinsel bir edim olarak görmek, tahrik olmakla bağlantısını kurmak sadece bu suçu mazur göstermeye ve gizlemeye yarar.

Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Çeker"in; “dekolte giyen kadınların tecavüzü davet ettiği” yönündeki talihsiz açıklaması, hem tecavüzün sorumluluğunu kadınlara yüklüyor hem de tecavüzü olağanlaştırarak bu suça davetiye çıkarıyor. Böylece kendisi de suç işlemiş oluyor.

Kadınların bedenlerini ve yaşamlarını sınırlamaya, kadınların özgürlüklerinin erkeklerin denetiminde olmasına yönelik amacın en yalın ifadesiyle açığa vurulduğu bu açıklama, kadınlara yönelik şiddetin arkasındaki zihniyeti de ortaya seriyor.

Bu zihniyet;  kadın öğrencilerin dışarıya çıkışlarını sınırlamaya çalışan yurt müdürlerinin, kadınların kıyafetleri nedeniyle görevden alınmasına neden olan yetkililerin, kadınlara yönelik erkek şiddeti karşısında namus bahanesiyle haksız tahrik indirimi veren hakimlerin zihniyetiyle paraleldir.

Bu zihniyet için kadının varlığı bile tecavüze davetiyedir.

Tecavüz davaları için hadım edilme çözümünü bulan fikirlerde de bu zihniyetin izine rastlıyoruz.

Biz kadın hekimler çok iyi biliyoruz ki, tecavüz bir suçtur ve nedeni testosteron değil, erkek egemenliğidir. Tıbbın bir cezalandırma yöntemine araç edilmesi ise savunageldiğimiz etik değerlere aykırıdır.

Sormak istiyoruz; var olan cezaların ağırlaştırılması, kadınlara karşı tacizi-tecavüzü neredeyse mazur gösteren açıklamaların yetkili ağızlarda ve medyada yer almasının suç kapsamında değerlendirilmesi gerekirken hadım etmek neyi çözecektir? Suçun kaynağını kullanılan araçta değil, kadına bakışta aramak gerekir.

Tecavüz suçunun önlenmesi için çözüm; kadınları ikincilleştiren, onları şiddete karşı savunmasız bırakan, hatta denetimleri için şiddeti araçsallaştıran erkek egemenliğinin ortadan kaldırılmasıdır.

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ

KADIN HEKİMLİK VE KADIN SAĞLIĞI KOLU