'Hükümet, YÖK ve Tıp Fakültelerinde Güncel Gelişmeler, Ne Yapmalıyız' forumu sonuç bildirgesi

altTürk Tabipleri Birliği tarafından 12 Haziran'da düzenlenen 'Hükümet, YÖK ve Tıp Fakültelerinde Güncel Gelişmeler ve Ne Yapmalıyız' forumunun sonuç bildirgesi açıklandı.



Türk Tabipleri Birliği Forumu Sonuç Bildirgesi

Hükümet, YÖK ve Tıp Fakültelerinde Güncel Gelişmeler ve

Ne Yapmalıyız?

12 Haziran 2009-Milli Kütüphane-Bahçelievler, Ankara

Türk Tabipleri Birliği’nin 12 Haziran 2009 Cuma günü Ankara Milli Kütüphane Konferans Salonunda düzenlediği forum YÖK temsilcisi, tıp fakültesi dekanları, dekan yardımcıları, tabip odaları başkanları, öğretim üyeleri, uzmanlık dernekleri başkanları, asistanlar, pratisyen hekimler, tıp öğrencileri, sağlık emekçileri sendikaları temsilcilerinden oluşan yaklaşık 300 delegenin katılımı ile gerçekleştirildi.

TTB Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy’un yurtdışında olması nedeniyle TTB İkinci Başkanı Prof. Dr. Feride Aksu Tanık'ın açış konuşmasını yaparak başlayan forumun. Dr. Tanık ve Prof. Dr. Özdemir Aktan’ın başkanlığını yaptıkları ilk oturumda Dr. Tanık, ülke sağlık ortamının yüz yüze kaldığı sorunları, sağlık otoritelerinin sorunları çözmek yerine daha da karmaşık hale nasıl getirdiğini, Dünya Ticaret Örgütü GATTS ve TRİPS anlaşmaları ile uluslararası sermayenin önündeki tüm engellerin kaldırıldığını, IMF ve Dünya Bankası direktifleri ile hareket eden hükümetin sağlıkta çözüm diye sunduğu Sağlıkta Dönüşüm Programının ülke sağlık ortamını ve toplum sağlığını nasıl tahrip ettiğini dile getirdi.

YÖK adına katılan Prof. Dr. Cüneyt Çokuğraş tam günü kendilerinin çıkarmadığını, kendilerinden görüş istendiğini, YÖK’ün de bazı sakıncalarını ileterek tam gün için olumlu görüş verdiğini bildirdi.

Sağlık Bakanlığı ise gönderdiği yazılı bir yanıtla, “kararların tasdik edilmesinin istendiği, sağlıklı bir tartışma ortamının olamayacağı nedeniyle katılımda bir yarar görülmediğini” belirterek foruma katılmadı.

Prof. Dr. İskender Sayek ve Prof. Dr. Şükrü Hatun’un yönettiği ve tıp eğitiminde güncel sorunların tartışıldığı ikinci oturumda, konu hakkında dekanlar ve çok sayıda delegenin görüş ve önerileri dile getirildi.

Prof. Dr. Raşit Tükel ve Prof. Dr. Demet Özbabalık’ın yönettiği forumun öğleden sonraki üçüncü oturumunda ise, tam gün yasası ve performans sistemi tartışılarak, uzmanlık dernekleri, üniversite öğretim üyeleri, meslek örgütü yöneticilerinin bu konudaki düşünceleri ifade edildi. Forumun sonuncu ve dördüncü oturumunda ise, TTB Merkez konseyi Genel Sekreteri Dr. Eriş Bilaloğlu ve diğer oturum yöneticilerinin başkanlığında, katılımcılardan mevcut koşulla ilgili önerileri ve gelecek dönem eylem planları hakkındaki görüşleri alındı.

Konu başlıklarına göre öne çıkan sorunlar ve alınan kararlar aşağıdadır:
 
Sorunlar ve Durum Saptaması
Tıp Fakültesi Sayıları ve Kontenjanlar
 
  1. Tıp fakülteleri, Sağlık Bakanlığı merkezli politikalar ve YÖK’ün de bu politikalara destek vermesi nedeniyle önemli sorunlarla karşı karşıyadır.
  2. Giderek artırılan öğrenci sayıları ile nitelikli bir tıp eğitiminin yapılması mümkün değildir. Bu konuda yapılan en çarpıcı çalışma, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencilerinden gelmiştir. Tıp Fakültesi öğrencilerinin yaptığı bir anket çalışmasında, kontenjan artırılmasının nitelikli tıp eğitiminin önünde ciddi bir engel oluşturduğu ortaya konmuştur.
  3. Tıp fakülteleri kendilerine dönük olumsuzlukları sineye çekmiş gibi görünmektedir. Tıp fakülteleri, nasıl öğrenci yetiştirmeleri gerektiği kadar, ülke sağlık ortamı ile de ilgilenmelidir. Mevcut olumsuz politikalara tümden karşı çıkılmalıdır.
  4. Rotasyon kararının yargıdan dönmesi önemli bir gelişme olup, YÖK temsilcisi de konuşmasında bu iptal kararını destekler tarzda bir konuşma yapmıştır.
  5. Tıp Fakülteleri için olduğu gibi, tamamen politik kararlarla, eğitim hastanelerinin sayılarının artırılmasına devam edilmektedir.
 
YÖK-Üniversite İlişkisi
  1. YÖK’ün temel görevi üniversitelerin niteliğini geliştirmektir; şu anda ise nitelik niceliğe feda edilmektedir.
  2. YÖK, rotasyon gibi kestirme/popülist çözümlerle tıp fakültelerini baskı altına almaktadır.
  3. YÖK mevcut politikalarıyla hekim sayısını artırmaya çalışmaktadır.
  4. Tıp fakülteleri ortak çalışma ilkesinin çok önemli olduğu eğitim ve bilim kurumlarıdır. Oysa öngörülen uygulama ile birlik bozulmakta, meslektaşlar gereksiz bir gerilim ortamına sürüklenmek istenmektedir.
  5. Aile hekimliği ile başlayan süreç, tüm aşamalarda benzer şekilde işlemektedir. Rotasyonlar, rekabet, piyasalaşma, emeğin değersizleşmesi, hasta-hekim kavramının müşteri-patron kavramı ile yer değiştirmesi, esnek çalışma ilkeleri, artık üniversite hastanelerinde de geçerli olmaya başlayacaktır. 2003’den bu yana sürdürülen Sağlıkta Dönüşüm Programı artık tüm hekimler tarafından ortak bir sorun olarak algılanmaya başlanmıştır.
  6. Tam gün yasa tasarısı üniversite hastanelerinde zaten var olan mali olumsuzlukları daha da bozarak çalışanların gelir ve refah düzeyinin düşürecek, eğitim ve öğretim bu çalışma düzeninden olumsuz etkilenecektir.
  7. Emekliliğe yansıyacak ek bir düzenleme yapılmadan getirilmeye çalışılan bu yasa tasarısının, TTB’nin yıllardır savunduğu “tam gün” uygulaması ile ilişkisi bulunmamaktadır.
  8. Devlet hastanelerinde 5 yıldan beri var olan performans uygulaması, bu hastanelerdeki bütüncül yapıyı bozmuş, tababeti bir sanat olmaktan çıkarıp, parça başı işi haline getirmiştir. Çalışma barışı bozulmuş olup, çalışanlar arasında amansız bir rekabet ortamı oluşturulmuştur. Bu uygulamanın tıp fakültelerinde çok daha büyük sıkıntılar yaratacağı açıktır.
  9. 35 yıllık üniversite özerkliği mücadelesi, özellikle mali özgürlük üzerinden bütünüyle kırılmaya çalışılmaktadır.
  10. Sağlıkta dönüşüm 2002’den önceki tarihlere kadar uzanmaktadır. Bugün gelinen nokta son nokta olup, doğrudan üniversite hastanelerini hedef almaktadır. Yapılan çalışmalarda, tüm yatakların %60’ı Sağlık Bakanlığı hastanelerine, %25’i üniversite hastanelerine, %9’u özel hastanelere ait iken; hastane yatak işgallerine bakıldığında, Sağlık Bakanlığı hastaneleri %67, üniversite hastaneleri %85, özel ve vakıf hastaneleri %85 pay almaktadır. Ortalama hastanede kalma süreleri açısından, üniversite hastaneleri 7 gün, Sağlık Bakanlığı hastaneleri 4 gün, özel hastaneler ise 2 gün üzerinden çalışmaktadır. Buna karşın Sosyal Güvenlik Kurumundan faturalar karşılığı aktarılan tutar, devlet hastanelerine %52, özel hastanelere %32, üniversite hastanelerine ise %16 civarındadır.
  11. Sağlık Bakanlığı tarafından sürdürülen politikanın popülist tarafları, hekimlerin içinde bulundukları koşulları halka anlatmalarını zorlaştırmaktadır. Sağlık Bakanı’nın son dönemde hekimler ve özellikle de akademisyen hekimler ile ilgili sözleri, hekimler ile halkı karşı karşıya getirme çabalarıdır.
  12. Piyasa temelli tam gün çalışma, güç ve karışık hastalar ile uğraşmak yerine, kolay ve basit hekimliği ön plana çıkaracak ve bu ise bilimsel akademik üniversite kavramının zedelenmesine neden olacaktır.
Forum Kararları
  1. Tıp fakültesi açılma ölçütleri belirlenmeli, siyasilerin her ile tıp fakültesi açma hevesleri ve tıp fakültelerinin sayısı ve kontenjanlarının artırılması engellenmeli,
  2. Bazı tıp fakültelerinin, kontenjan artışı ve ikili eğitime geçilmesini, YÖK tarafından öğretim elemanı kadrosu sağlanacağı sözünün verilmesi gibi dolaylı baskılar nedeniyle kabul etme eğilimi içine girmeleri üzücüdür. Bu tutum, sorunu çözmek yerine daha farklı baskıları gündeme getirecektir. Norm kadro çalışması ve rotasyon bunlardan bir kısmıdır. Bu konuda tıp fakültelerinin güçlü girişimlerde bulunmalı ve üst yönetimlere raporlar s