ATK ihtisas kurullarının faaliyetleri acilen durdurulmalı

altTürk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi, Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulları"nın faaliyetlerinin acilen durdurulmasını istedi. TTB"den yapılan yazılı açıklama ve konuya ilişkin ayrıntılı rapor ilişiktedir.


27.01.2009
Basın Açıklaması

ADLİ TIP KURUMU İHTİSAS KURULLARI’NIN FAALİYETLERİ
ACİLEN
DURDURULMALIDIR

Susurluk davası hükümlüsü ve Ergenekon davası tutuklusu İbrahim Şahin hakkında daha önce Adli Tıp Kurumu (ATK) 3. İhtisas Kurulu’nca verilen adli tıp raporuyla ilgili kamuoyunda yer alan tartışmalar üzerine Adalet Bakanlığı 16.01.2009 günü yazılı bir basın açıklaması yaptı.

Öncelikle, İstanbul Tabip Odası’nın 14.01.2009 tarihli Basın Duyurusu’na bir cevap niteliğinde olduğu anlaşılan söz konusu açıklama için, gösterdiği hassasiyet dolayısıyla Adalet Bakanlığı’na teşekkür ediyoruz. Adalet Bakanlığı aynı zamanda ATK 3. İhtisas Kurulu’nun İbrahim Şahin hakkında verdiği 27.06.2003 tarih ve 4083 sayılı karar örneğini de, İstanbul Tabip Odası’nın talebi doğrultusunda kendi web sitesinde yayınladı. Bakanlığın ilk kez yaptığına şahit olduğumuz bu tutumunu da takdirle karşılıyoruz.

Adalet Bakanlığı’nın Basın Açıklamasında dört konuya yer verildiği görülmektedir:

1-              Susurluk davası hükümlüsü ve Ergenekon davası tutuklusu İbrahim Şahin hakkında daha önce ATK 3. İhtisas Kurulu’nca verilen adli tıp raporu.

2-              ATK 3. İhtisas Kurulu Başkanı Dr. Nur Birgen’in durumu.

3-              Cezaevlerindeki ölüm oruçları sürecinde ATK 3. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen Wernicke-Korsakoff hastalık tanılı raporlar ve bu raporları düzenleyen hekimlere meslek örgütümüz tarafından verilen cezalar.

4-              Esas itibariyle üçüncü maddeyle ilgili olduğu anlaşılan “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Adli Tıp Kurumu raporlarını yüzde 95 oranında tutarlı bulduğu” iddiası.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) olarak, Adalet Bakanlığı’nın basın açıklamasında yer alan her bir konuyu ayrıntılı olarak değerlendirdik ve bu metni de basın açıklamamızla birlikte bilgilerinize sunuyoruz. Değerlendirmelerimizi içeren metni Adalet Bakanı Sn. Mehmet Ali Şahin’e de gönderdik ve görüşmek için de randevu istedik.

Ayrıntılı açıklamalarını göreceğiniz gibi; “Türkiye’nin adli tıp alanındaki en büyük bilirkişilik kurumu ATK, bilirkişiliğin en öncelikli koşulu olan güvenilirliğini bütün toplum nezdinde kaybetmiştir. ATK tarafından hazırlanan bilirkişi raporlarına bugün artık hiçbir vatandaşın itimadı kalmamıştır. … Bu durum sürdürülebilir değildir ve Türkiye’deki adli tıp organizasyonu hızla gözden geçirilmeli ve bilimsel veriler doğrultusunda yeniden yapılandırılmalıdır.”

TTB, ATK’yla ilgili kamuoyunda oluşan yaygın ve son derece olumsuz kanaati ortadan kaldırmak ve adli tıp hizmetlerini hizmetin gerektirdiği saygınlığa ve güvenilirliğe kavuşturmak için aşağıda yer alan altı tedbirin sırasıyla ve zaman geçirilmeksizin hayata geçirilmesini kaçınılmaz kabul etmektedir:

1-Bilimselliğini, tarafsızlığını ve güvenilirliğini tamamen kaybettiği açık olan ATK İhtisas Kurulları’nın faaliyetleri acilen durdurulmalıdır.

2- Yaklaşık altı yılı doldurmakta olan görev süreleri boyunca izledikleri tutumlarla ATK’nın bugünkü güven vermeyen durumundan birincil derecede sorumlu olan; üstelik hiçbir eğitici nitelikleri olmadığı halde Türkiye’deki en büyük adli tıp uzmanlık eğitimi kurumunu yönetmeye devam eden mevcut ATK yöneticileri derhal görevlerinden alınarak yerlerine bilimsellikleri, tarafsızlıkları ve güvenilirlikleri tartışmalara yol açmayacak yeni yöneticiler atanmalıdır.

3- Başta en tartışmalı raporlara imza atan 3. ve 6. İhtisas Kurulları’nın üyeleri olmak üzere bütün İhtisas Kurulu üyeleri görevlerinden alınmalıdır.

4- Görevi gereği bağımsız olması gereken ATK İhtisas Kurullarına üye olarak atanmak için tanımlanmış hiçbir bilimsel ve objektif kriter yoktur. Atamalar tamamen siyasi otoritenin tercihi ile yapılmaktadır ve bu durum atamalarda bilimsel liyakatten çok siyasi otoriteye yakınlığın gözetildiği endişe ve eleştirilerine yol açmaktadır. ATK gibi son derece önemli bir bilirkişilik kurumunun siyasi iktidara bağlı olması ve onun tarafından şekillendirilmesi hiçbir biçimde kabul edilemez. Bu duruma son vermek için ATK İhtisas Kurulları üyeliğine atanma süreci şeffaf hale getirilmeli; atanma için gerekli bilimsel ve objektif koşullarla atama yapılacak kadrolar belirlenerek önceden ilan edilmeli ve atanma işlemleri ÖSYM tarafından yapılacak sınavın sonuçlarına göre gerçekleştirilmelidir.

5- 4810 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanunu değiştirilerek ATK’nın özerk bir yapıya kavuşması ve Türkiye’deki adli tıp hizmetlerinin yeniden organizasyonu için gerekli çalışmalar ilgili meslek odaları ve uzmanlık dernekleriyle işbirliği yapılarak başlanmalıdır.

6- Bu süreçte adli tıp hizmetlerinin aksamaması için ATK İhtisas Kurulları’nın elinde bulunan dosyalar bilirkişilik görüşü oluşturmaları için tıp fakültelerinin ilgili birimlerine gönderilmelidir.

Kamuoyuna saygılarımızla duyururuz. 

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ
MERKEZ KONSEYİ

Konuya ilişkin  rapor için...