Bu kara kışın kaygılarımızın değil, umutlarımızın kışı olması dileğiyle...

altKuzey yarı kürede kış hüküm sürüyor. Çocukluğumuzdaki kar manzaralı posta kartlarından farklı bir kara kış bu… Belki kara kışlar hep farklıydı da, biz büyüdük ve dünyanın kirlendiğini fark ettik… Kriz, işsizlik, yoksulluk, çatışmalar, savaşlar, hak mücadeleleri dünyanın ve ülkemizin gündemini oluşturmakta.

Yaşamın değerini belki de en yakından bilen bir mesleğin mensupları olarak bizler; insanların yaşamasının ölmesinden, geç ölmesinin erken ölmesinden, ayrıca hayatlarının hastalık, sakatlık, acı ile olabildiğince zarar görmemesinin görmesinden daha iyi olduğu düşüncesi ile sağlık hizmeti veririz. Çünkü biliriz ki sağlığa gösterilen özen, bir toplumda yaşama verilen değerin en açık ve belirgin ifadelerinden biridir.

Başkalarının hayatına verdiğimiz değeri eğer elimizden geliyorsa onların hayatlarını kurtarmaya ve bunu yapmanın bedelini ödemeye ne denli hazır olduğumuzu göstererek ifade ederiz. Bazen yaşam başkalarının hayatını kurtarmaya çalışırken bizi seçmeler yapmaya zorlar. “Trafik kazası geçirmiş ve yaralı beş kişiden hangisine önce müdahale etmeli?” benzeri binlerce soru ve olasılık bizi tercih yapmaya zorlar meslek yaşamımızda.  

İnsanlara değer vermenin bir boyutunun da hastaların bakış açılarını anlamaya çalışmak olduğunu, birey olarak hastaların fark edilmeyi, değer verilmeyi, anlaşılmayı istediklerini biliriz. Kimi zaman bunu hastalarımıza yeterince hissettiremediğimiz olur. Biliriz ki “hastaların acılarına karşılık gelememek” tıbbın en önemli moral sorunlarından biridir.

Mesleğimizin etik değerleri, tıbbi bilgimiz ve insani sorumluluklarımız çerçevesinde hizmet vermeye çabalarken, sağlık hizmetlerinin piyasalaşması, seçmelerimizi yaparken bizi tıbbi ve insani endikasyonlar dışında bir çerçeveye çekmeye çalışır. Teminat paketi, katkı payı, cepten ödeme, uygulama tebliğleri derken zemin kayar, sistem hizmete erişemeyen insanların hedefine hekimleri ve sağlık çalışanlarını koyarak, şiddeti bir başka biçimiyle yaşamımıza sokar. Sistemden kaynaklanan sorunları çözmeye çalışmak yine hekimlere düşer.

Ölüme karşı yaşamdan, hastalığa karşı esenlikten yana tavır alış bize büyük bir sorumluluk da yükler.  Yaşamın değerini savunma sorumluluğunu da. O nedenledir hekimliğin piyasa metaforu ile açıklanmayacağı zamanlar için mücadele etmemiz…

Bu kara kışın kaygılarımızın değil, umutlarımızın kışı olması dileğiyle...

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ
MERKEZ KONSEYİ