Bugün 1 Aralık, Dünya AIDS Günü. HIV/AIDS, hem dünya genelinde hem Türkiye’de milyonlarca insanın yaşamını etkileyen bir halk sağlığı sorunu olmaya devam ediyor.
Türkiye’de Durum:
1985-2024 yılları arasında Türkiye’de 45.835 HIV pozitif vaka ve 2.438 AIDS vakası bildirildi. Son on yılda HIV vakalarında ciddi bir artış görüldü; yeni tanı alanların yaklaşık %49’u 25-49 yaş aralığındaki genç yetişkinler. Cinsiyet dağılımı halen erkeklerde daha yüksek olmakla birlikte, kadınlarda da artış eğilimi devam ediyor.
Mevcut sayıların gerçek hasta sayısından çok daha düşük olduğu tahmin ediliyor, zira test yaptırmayan ve tanı almamış pek çok kişi bulunuyor. Risk grubundaki herkesin test yaptırabilmesi hâlâ sınırlı. Gündemde şu sorular var:
- Gerçek hasta sayımız kaç?
- Risk grubundaki kişiler sağlık hizmetine ulaşabiliyor mu?
- Test yaptırmak isteyen herkes bunu kolayca yapabiliyor mu?
Son Bilimsel Gelişmeler
Bu sorular yanıt bekliyorken HIV tedavisinde son yıllarda önemli ilerlemeler kaydedildi:
Her gün ağızdan alınan yüksek etkili antiviral tabletler sayesinde HIV pozitif kişilerde virüs yok edilemese de tamamen baskılanabiliyor. Henüz ülkemizde olmasa da iki ayda bir kas içine enjeksiyonla yapılan uzun etkili antiretroviral tedaviler sayesinde virüsün çoğalması durdurulabiliyor. HIV negatif kişiler için koruma, PrEP enjeksiyonlarıyla kolaylaşıyor; altı ayda bir uygulanacak yeni formülasyonlar geliştiriliyor. Bu gelişmeler, HIV ile yaşamın artık kontrol altına alınabileceğini gösteriyor. Ancak bilim tek başına yeterli değil. Bilimin geliştirdiği tanı ve tedavi yöntemlerine her hastanın ulaşabilmesini sağlamak gerekiyor.
Ülkemizde bu alanda öne çıkan sorunlar var:
- Anonim ve ücretsiz test hizmetleri hâlâ sınırlı; damgalanma ve gizlilik endişeleri halkın test yaptırmasını engelliyor.
- Göçmenler, seks işçileri, LGBTQ+ bireyler ve yoksul bölgelerde yaşayanlar için hedeflenmiş programlar yetersiz.
- Halkı bilgilendirme ve eğitme alanında eksiklikler mevcut; HIV bulaş yolları, korunma ve tedavi seçenekleri konusunda yaygın ve sürekli kampanyalar hâlâ yeterli değil.
- Türkiye’de uzun etkili tedavi ve PrEP enjeksiyonları henüz ruhsatlı ve geri ödeme kapsamında değil. Bu durum, hem HIV pozitif kişilerin tedaviye erişimini hem de HIV negatif kişilerin korunmasını engelliyor.
Halkın Bilmesi Gerekenler
HIV bulaşmaz: Tokalaşmak, öpüşmek, kucaklaşmak, aynı okulda veya işyerinde bulunmak, yemek yemek, havuz/deniz kullanmak, aynı tuvaleti/banyoyu kullanmak, sinek/böcek ısırıkları.
HIV bulaşır: Korunmasız cinsel ilişki, test edilmemiş kan veya organ nakilleri, ortak kullanılan şırıngalar ve anneden bebeğe geçiş yoluyla. Doğru tedavi ile anneden bebeğe geçiş yüzde yüz önlenebilir.
Şüpheli bir durum varsa test yaptırmak ve pozitif ise tedaviye hemen başlamak kritik önemdedir. Düzenli tedavi, virüsü baskılayarak uzun ve sağlıklı yaşamı mümkün kılar.
Kondom kullanımı ve riskli davranışlardan kaçınma yoluyla HIV’den korunulabilir.
HIV öldürmez; bilgi eksikliği, önyargı ve erişim engelleri öldürür. Sağlık bir haktır ve bilim, ancak eşit erişimle anlam kazanır.
TTB Merkez Konseyi ve TTB Halk Sağlığı Kolu olarak, Sağlık Bakanlığı’na çağrımız şudur:
- Test ve tedaviye erişimi yaygınlaştırın,
- Risk gruplarına özel programları güçlendirin,
- Halkı doğru bilgilerle donatacak bilgilendirme kampanyalarını başlatın.
- Uzun etkili tedavi ve PrEP uygulamalarını hızla ruhsatlandırın.
Türk Tabipleri Birliği Halk Sağlığı Kolu
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi