Sağlık Bakanlığı’na Ait Kurum ve Kuruluşlar ile Devlet Üniversitelerinin İlgili Birimlerinin Birlikte Kullanımı ile İşbirliği Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik, 4 Mart 2020 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanıp yürürlüğe konulmuştu.
Türk Tabipleri Birliği (TTB), tıp ve tıpta uzmanlık eğitiminin gereklerine aykırı, öğretim elemanları ile eğitim sorumlularının haklarını, hukuki güvencelerini olumsuz etkileyen yönetmeliğin ve maddelerinin iptali için dava açmıştı.
Yürütmeyi durdurma istemimiz Danıştay 8. ve 10. dairelerince dokuz üyeden oluşturulan müşterek heyet tarafından görüşülmüştür.
3359 Sayılı Kanun’da; birlikte kullanımdaki sağlık tesislerinde tıpta uzmanlık ve lisans eğitimleri, Sağlık Bakanlığı uzmanlık öğrencilerinin eğitimi de dahil olmak üzere, ilgili mevzuata göre fakülte dekanının yetki ve sorumluluğunda yürütüleceği düzenlenmişken yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde eğitim sorumlusunu görevlendirme yetkisi başhekimliğe tanınmıştır. Başhekime verilen bu yetkinin yürütmesi kanuna aykırı olduğu gerekçesi ile durdurulmuştur.
Alınan yürütmeyi durdurma kararı 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu ve yükseköğretim mevzuatı kapsamında uygulamalı olarak tıp ve tıpta uzmanlık eğitimi verilen hastanelerin bir eğitim kurumu olduğunu, önceliğin eğitim olarak belirlenmesi, sağlık hizmetinin buna göre şekillendirilmesini, yetkilerin de buna göre kullanılabileceğini bir kez daha ortaya koymuştur.
Dosyayı görüşen heyet oyçokluğu ile bu madde ile sınırlı bir yürütmeyi durdurma kararı vermiştir. Ancak TTB olarak yönetmeliğin bütününün kanuna ve tıpta uzmanlık mevzuatına aykırı olduğunu vurgulamak isteriz. Başhekim eliyle eğitim alanına müdahale sadece eğitim sorumlusunun belirlenmesi ile sınırlı değildir.
Birlikte Kullanım Sözleşmesi imzalanan üniversite rektörlerini ve tıp fakültesi dekanlarını, topluma iyi hekimler yetiştirmek, akademik işleyişi hakim kılmak için daha fazla sorumluluk almaya davet ediyoruz.
Mayıs 2020’de açtığımız bu davanın 8 ay sonra, Ocak 2021’de yürütmeyi durdurma açısından görüşülmesi; yürütmeyi durdurmaya ilişkin bu kararın da altı ay gibi bir sürede yazılıp tebliğe çıkarılması ne yazık ki adalet hizmetlerine ve yargıya erişim hakkını ihlal etmiştir. Bu süre zarfında birlikte kullanılan tıp fakültelerindeki başhekimliklerin keyfi uygulamaları artarak sürmüş, çok sayıda bireysel dava açılmak zorunda kalınmıştır.
Kararda belirttiğimiz eksikler konusunda Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na da itiraz edeceğimizi; itirazımız üzerine verilecek karar ve süreçteki gelişmeleri ayrıca meslektaşlarımızla paylaşacağımızı saygılarımızla duyururuz.
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi