Sağlık hizmetleri doğrudan yaşam hakkıyla ilgili olması nedeniyle diğer kamu hizmetlerinden farklıdır. Her birey, sağlıklı olma hakkına; dolayısıyla sağlıklı koşullarda yaşama ve ihtiyaçlarına uygun olarak adalet ve hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde nitelikli sağlık hizmetinden faydalanma hakkına sahiptir. Bilindiği üzere uluslararası çalışmalar ve örgütlerin açıklamalarını temel alarak sağlık hizmetinin nitelikli sunumu için hastaya ayrılması gerekli süre en az 20 dakika olması gerektiğini defalarca dile getirdik.
Tıbbi Deontoloji Tüzüğü’nün ikinci maddesinde “Tabip ve diş tabibinin başta gelen vazifesi, insan sağlığına, hayatına ve şahsiyetine ihtimam ve hürmet göstermektir” denmektedir.
Hasta Hakları Yönetmeliği’nin Sağlık Hizmetlerinden Faydalanma Hakkı Adalet ve Hakkaniyete Uygun Olarak Faydalanma başlıklı altıncı maddesinde “Hasta, adalet ve hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde sağlıklı yaşamanın teşvik edilmesine yönelik faaliyetler ve koruyucu sağlık hizmetleri de dahil olmak üzere, sağlık hizmetlerinden ihtiyaçlarına uygun olarak faydalanma hakkına sahiptir. Bu hak, sağlık hizmeti veren bütün kurum ve kuruluşlar ile sağlık hizmetinde görev alan personelin adalet ve hakkaniyet ilkelerine uygun hizmet verme yükümlülüklerini de içerir” ve Tıbbi Özen Gösterilmesi başlıklı 14. maddesinde “Personel, hastanın durumunun gerektirdiği tıbbi özeni gösterir” ifadeleri yer alır.
Beş dakikada bir muayene randevusu verilmesine karşı yürüttüğümüz mücadele sonrası, Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) üzerinden 10 dakikada 1 hastaya randevu verilmesi sistemine geçilmiş, bu sisteme geçilmesi öncesinde bir hekimin bir hastayı tedavi etmesi için gerekli olan makul sürenin tespiti yapılmamış ve bireylerin nitelikli sağlık hizmetinden faydalanma hakkı ihlal edilmiştir.
Sağlık Bakanlığı tarafından hastane başhekimliklerine “MHRS’de Poliklinik Muayene Randevuları” başlıklı yazıda “Bakanlığın hedefleri ve hastanelerin planlaması çerçevesinde randevulu ve randevusuz olarak poliklinik hizmetleri sunulacaktır” açıklamasına yer verilmiş ve kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması için gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiği belirtilmiştir. Hastanın muayene edilmesi, tedavinin planlanması ve bu planın hastaya aktarılmasını kapsayan sürecin 10 dakikadan az bir zamanda yapılması, hasta yoğunluğunun giderilmesinin haklı gerekçesi yapılmamalıdır.
Sağlık Bakanlığı tarafından hastane başhekimliklerine gönderilen son yazıda ise “yedek (ek) randevu uygulamasına izin verildiği” bildirilmiştir. Uygulamanın ise saat başına verilecek şekilde yedek kontenjan açılabileceği, yedek randevuların MHRS üzerinden alınabileceği, uygulamanın geçici olacağı ve hekimin isteğine bağlı olabileceği belirtilmiştir. Fakat mevcut uygulamada, hekimlere ek (yedek) randevu/yedek kontenjan gibi tıp literatürüne uygun olmayan tabirlerle hastaneye giden her hastanın poliklinik muayenesi zorunlu kılınmıştır.
Sağlık Bakanlığı’nın 9 Aralık 2021 tarihli genelgesinde ise “Hekim çalışma cetvellerinin planlanması, uygulanması ve polikliniklerde randevulu muayene süreçlerinin takibi, hizmete erişim ve hasta memnuniyeti açısından önceliğimizi oluşturmaktadır” denilmekle MHRS uygulamasından beklenen amaç tarif edilmiş ve devamında “Sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştıracak şekilde az zamanda çok hasta bakılarak değil yaygın poliklinik hizmeti planlanarak randevulu muayene kapasite artırımı sağlanmalıdır” denilmiştir. Ayrıca; “Muayene süresi hekime ve ilgili branşın özelliğine göre değişebildiğinden randevu aralıkları en etkili şekilde hekimlerimiz tarafından oluşturulmalı ve başhekimliklerimizce onaylanmalıdır. Kamuoyunda gündem olduğu gibi 5 dakikada bir muayene yapıldığı şeklindeki söylentilere sebep olacak uygulamalardan sakınılmalıdır” denilerek randevu aralıklarının hekim tarafından belirlenmesi ve başhekimlik onaylarına sunulması gerekliliği belirtilmiştir.
Hekimlerin iradesi dışında MHRS uygulaması üzerinden ek randevu verilmesi işlemi mevzuata aykırılık teşkil etmektedir. Randevu alan veya almadan gelen hastalara ek olarak verilen randevular poliklinik önlerinde hasta-hasta, hasta-hekim arasında kargaşa yaratacak, her türlü şiddete neden olarak hem hekim ve sağlık çalışanları üzerinde ciddi bir baskı oluşturacak hem de sağlık hizmetlerinin daha da aksamasına neden olacaktır. Ek randevularla daha da kısalan muayene sürelerinde hekimler hastalara yeterli zaman ayıramayacaktır. Dolayısıyla sağlık hizmeti verebilmek mümkün olmayacaktır. Sağlıkta şiddetin arttığı bu dönemde, sağlıkta şiddetle mücadele araçlarının güçlendirilmesi gerekirken Sağlık Bakanlığı tarafından şiddet koşullarının oluşturulması kabul edilemez.
Sağlık Bakanlığı tarafından da belirtilmesine rağmen, bazı hastanelerde hekimlerin rızası dışında ek randevu/yedek kontenjan oluşturulması ve ek randevu alan hastaların muayene edilmesi için idareler tarafından hekimlere soruşturma açılması gibi uygulamalar, meslektaşlarımız tarafından birliğimize bildirilmektedir. Hekimlerin onamı alınmadan, hekimleri nitelikli sağlık hizmeti vermekten alıkoyacak şekilde fazla sayıda hasta muayene etmeleri yönündeki baskılara karşı meslektaşlarımızın yanında olduğumuzu ve gerekli hukuksal girişimleri başlatacağımızı kamuoyuna saygı ile duyururuz.
Türk Tabipleri Birliği Hukuk Bürosu
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi