Türk Tabipleri Birliği (TTB), hekimlerin çalışma koşulları, ekonomik sorunları ve şiddet hakkındaki görüşleri ile ilgili Kasım-Aralık 2023 döneminde yapılan anket çalışmasının sonuçlarını 29 Aralık 2023 günü düzenlediği bir basın toplantısı ile paylaştı.

Basın toplantısında ilk sözü alan TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı; son dönemde hekimlerin gerek artan sağlıkta şiddete gerekse de ekonomik kayıplara bağlı olarak çalışma ortamlarından ve hatta ülkeden uzaklaştığını belirtti. Sağlık Bakanı’nın hekim göçü olgusuna yakışıksız bir biçimde “tümüyle ekonomik” diyerek yaklaşmasını ve Beyaz Kod bildirim sayısının düştüğünü iddia etmesini eleştiren Korur Fincancı, hekimlerin hukuki yolların sonuçsuz kaldığını gördükçe Beyaz Kod bildiriminde bulunmadığını kaydetti. Hekimlerin/sağlık emekçilerinin son yıllarda artan mücadelesi karşısında ilan edilen “Beyaz Reform”un bir rıza üretme çabası olduğunun fakat hiçbir işe yaramadığının altını çizen Korur Fincancı; hekimlerin çalışma koşulları, ekonomik sorunları ve şiddet ile ilgili sorunlarını görünür kılmak ve çözüm önerileri geliştirmek amacıyla bu anket çalışmasını yürüttüklerini sözlerine ekledi.

TTB Merkez Konseyi II. Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten, Sağlık Bakanlığı’nın giderek ağırlaşan bu sorunlar karşısında sağlık emek-meslek örgütleri ile bir araya gelerek çözüm üretmesi gerektiğini söyledi. Ökten, Sağlık Bakanlığı bütçesinin yetersizliğine ve şehir hastaneleri kiralarına büyük pay ayrılmasına da tepki gösterdi.

TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Onur Naci Karahancı, hekimlerin yanı sıra tıp öğrencilerinin sorunlarının da derinleştiğini ifade etti. Tıp eğimindeki niteliksizlik, intörn hekim ücretlerindeki adaletsizlik, stajyer hekim haklarının gaspı, deprem bölgesinde tıp eğitiminin çöküşü, zorunlu hizmet uygulamasındaki dayatmalar gibi sorunları sıralayan Karahancı, bilimi ve sağlık emek-meslek örgütlerini dinleyerek hareket edilmesi gerektiğini dile getirdi.

TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Kazım Doğan Eroğulları, Sağlık Bakanlığı bütçesinde koruyucu sağlık hizmetlerine ayrılan payın azalmasının en çarpıcı gösterge olduğunu belirtti. Eroğulları şöyle devam etti: “900 milyon hasta ile övünmek, toplumun hastalanması ile övünmektir. Biz ise toplumun sağlığını hastalanmadan korumak gerektiğini savunuyoruz. Ama biliyoruz ki, bu sağlık politikaları bir tercih. ‘Artık doktorları dövebiliyoruz’ diyen kişi için ifade özgürlüğü gerekçesiyle soruşturma açmayan sistem, ‘Aşı yok’ diyen hekim hakkında dava açabiliyor. Bu politik tercihi görerek hareket etmek gerekiyor.”

TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Nursel Şahin, özel hekimlik alanındaki hekimlerin kışkırtılmış ve rekabetçi bir sistemde ya sağlıktan büyük kazançlar elde eden patronların altında köle ya da kendi kurdukları şirketlerde taşeron gibi çalışmaya zorlandıklarını vurguladı. Özel hekimlik alanındaki etik çöküşe de dikkat çeken Şahin, hekimlerin uzun vadede gelir getirecek işlere yöneldiğini ama bunun da tükenme sonucunu beraberinde getirdiğini kaydetti.

TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Alican Bahadır, anket sonuçlarını bir sunum eşliğinde paylaştı.

Sunumun tamamı için tıklayın.

Anket sonuçlarını da içeren açıklama metni ise şöyle:

Hekimlerin Çalışma Koşulları, Ekonomik Sorunları ve Şiddet Hakkında Değerlendirmeleri: 2023 Kasım-Aralık TTB Anketi

Sağlık Bakanı’nın “Beyaz Reform” olarak açıkladığı bir dizi değişikliğin üzerinden bir yılı aşkın bir süre geçti. “Beyaz Reform”un gerçekte ne kadar fayda sağladığını görmek, ayrıca 2021 Eylül ayında “Emek Bizim Söz Bizim” beyaz eylemleri öncesinde yaptığımız anket sonuçlarından bu yana nelerin değiştiğini görmek adına bir anket çalışmasına başvurduk.

Geçtiğimiz ay (2023 Kasım), TTB Eylem Çalışma Grubu’nun katkılarıyla bir anket formu hazırladık. Anketi özellikle hekimlerin en önemli sorunlarından olan sağlıkta şiddet hakkında hekimlerin düşüncelerini ve çözüm önerilerine yer verebileceğimiz şekilde kurguladık. Bilimsel makale formatı yerine mümkün olan herkesin görüşlerini alarak sağlık politikalarının düzenlenmesine katkıda bulunmak istediğimiz için anketin oluşturulması ve dağıtımında serbestliğe özen gösterdik.

Anketin ilk bölümünde demografik verilerle ilgili 7 soru vardı. Sonraki bölümlerde 8 evet-hayır sorusu ve 17 adet 5’li likert sorusu yer almaktaydı. Anket linki 15 ve 23 Kasım’da odalara e-posta ve Whatsapp ortamından toplam iki defa gönderildi. 1 Aralık 2023 tarihine kadar cevaplar alındı. Anketi 2.289 hekim ziyaret ederek inceledi fakat anketi gönder butonuna tıklayan 1.502 hekimin yanıtları değerlendirmeye alındı. Her soru ayrı ayrı değerlendirildi.

Ankete katılanların;

  • Yaş ortalaması 50’ydi. %67’si erkek, %33’ü kadındı.
  • %41’i pratisyen hekim, %39’u uzman hekim ve %6’sı asistan hekim/yan dal asistanıydı.
  • %28’i ASM’de, %14’ü üçüncü basamak kamu hastanesinde, %12’si özel hastanede çalışıyordu.
  • %79’u TTB üyesiydi.
     

“Ay sonu geldiğinde aylık gelirinizin ne kadarı cebinizde kalıyor?” sorusuna %44’ü “Aylık ücretimi tamamen harcamama rağmen yetmiyor” yanıtını verdi. 2021 Eylül ayındaki anketimizde de aynı soruyu sormuştuk ve orada da katılımcıların %45’i aynı yanıtı vermişti. Anketimizi tamamlayanların %27’si ise aylık ücretinin tam yettiğini ifade etti.

“Çalışma şartlarınızın yoğunluğu nedeniyle hastalarınızla veya işinizle yeterli ve uygun şekilde ilgilenemediğinizi düşünüyor musunuz?” sorusuna katılımcıların %64’ü “evet” dedi. 2021 Eylül anketinde bu oran benzer şekilde %68’di.

“Daha önceden hasta veya yakını tarafından sözel veya fiziksel şiddet gördünüz mü?” sorusuna katılımcıların %87’si “evet” yanıtını verdi. 2021 Eylül anketimizde bu oran %83’tü.

“Eğer daha önceden sözel veya fiziksel şiddet gördüyseniz, sonrasında Beyaz Kod veya ilgili mercilere şikayet bildiriminde bulundunuz mu?” sorusuna katılımcıların yalnızca %36’sı “evet” yanıtını verdi. 2021 Eylül ayındaki ankette de aynı soru sorulmuştu ve bu oran %43’tü.

Ankete katılanların %59’u son bir sene içerisinde hasta veya yakınlarından fiziksel veya sözel şiddet gördüğünü, %69’u son bir sene içerisinde çalıştığı ortamda sözel veya fiziksel şiddet olayına şahit olduğunu, ayrıca ankete katılanların %91’i yetkililer tarafından kendilerine sağlıkta şiddet açısından güvenli bir çalışma ortamının sağlandığını düşünmediğini belirtti.

%66’sı “Hiç yurtdışında hekimlik yapmayı düşündünüz mü?” sorusuna “evet” yanıtını verdi.

Son bölümde sorduğumuz sorularda ise, katılımcıların;

%45’i mevcut koşullarda hekimlik mesleğini severek yapmadığını ifade etti. %22’si ise mevcut koşullarda hekimlik mesleğini severek yaptığını söylemek konusunda kararsızdı.

Yalnızca %34’ü sağlık hizmeti ürettiği birimde karar alma süreçlerine katılabileceği mekanizmalara sahip olduğunu söyledi.

%88’i iş yükü ve zaman baskısını (örneğin 5 dakikada bir muayene) sağlıkta şiddetin önemli nedenlerden görmekteydi.

%69’u sağlıkta şiddetin en önemli nedenlerinden biri olarak performansa dayalı ücretlendirmeyi (teşvik sistemi) sorumlu tutmaktaydı.

%93’ü sağlıkta şiddetin en önemli nedenlerinden biri olarak yetersiz cezaları görmekteydi.

%94’ü acil servislere başvuruların çoğunluğunu acil olmayan hastaların oluşturmasını, sağlıkta şiddeti artıran önemli bir neden olarak görmekteydi.

%87’si SABİM ve CİMER gibi sistemlerin yapıları itibarıyla sağlıkta şiddeti artıran bir etkiye sahip olduğunu söyledi.

%94’ü politikacıların söylemlerinin sağlıkta şiddeti artırdığını düşünmekteydi.

%76’sı alınamayan randevular ve sağlanamayan tıbbi cihaz/ilaçların sağlıkta şiddeti artırmadığını düşünmediğini ifade etti.

%69’u Sağlık Bakanlığı ve TBMM’nin sağlıkta şiddetle ilgili 2022’de yaptığı değişikliklerin sağlıkta şiddeti azaltmadığını belirtti.

%74’ü geçtiğimiz sene Sağlık Bakanlığı’nın açıklamaları sonrası hastanelerin bir bölümüne konulan X-Ray uygulamasının sağlıkta şiddet açısından etkili olduğunu düşünmemekteydi.

%62’si Sağlık Bakanlığının Gri Kod uygulamasının sağlıkta şiddete yönelik etkili bir önlem olacağını düşünmemekteydi.

%57’si TTB’nin sağlıkta şiddetle alakalı yasa teklifinin sağlıkta şiddete yönelik etkili bir önlem olacağını düşünmekteydi.

%86’sı toplumsal şiddetle mücadele edilmeden sağlıkta şiddetle mücadele edilemeyeceğini savunmaktaydı.

%94’ü sağlık alanında yaşanan şiddetle etkin bir mücadele için hekimlerin/sağlık emekçilerinin ve toplumun birlikte hareket edeceği mekanizmalara ihtiyaç olduğunu düşünmekteydi.

%72’si ise “Beyaz Reform”un açıklanmasından bu yana sağlık alanında yaşanan şiddetin belirgin şekilde azaldığı görüşüne katılmadığını ifade etti.

Anketin sonuçlarından da görüldüğü üzere; iddia edildiği gibi “Beyaz Reform”un hekimlere ve sağlık ortamına derman olamadığını, hatta sağlık emekçilerini tüketen önceki sistemin aynen devamı niteliğinde olduğunu yeniden belirtiyoruz. Çözüme giden yol ise TTB ve sağlık emek meslek örgütlerinin haklarımız için oluşturduğu talepleri birlikte mücadele ederek hayata geçirmektedir.

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi