Türk Tabipleri Birliği (TTB) Pandemi Çalışma Grubu’nun haftada bir kez yayımladığı “Pandemide Merak Ettiklerimiz” programının 27’ncisine TTB Aile Hekimliği Kolu Başkanı ve Pandemi Çalışma Grubu üyesi Dr. Emrah Kırımlı konuk oldu.
Salgın döneminin başında enfeksiyona dair şeffaf bilginin verilmemesi nedeniyle toplumun hastane ve sağlık kuruluşlarından uzaklaştığını belirten Kırımlı, bunun sonucunda rutin sağlık sorunları veya kronik hastalığı olan yurttaşların tedavilerini ertelediğini söyledi. Kırımlı, birinci basamak sağlık hizmetlerinin koruyucu hizmetlerle ilişkili olduğunu belirterek “Örneğin, kanser taramaları yoğun bir şekilde birinci basamakta yapılır. Hastalık henüz belirti vermeden, hastalıktan beş-on yıl önce bunu yakalayıp hastalığın önüne geçebiliriz. Biz salgın döneminde bunları yapamadık. Salgının üçüncü ayında bu durumun etkilerini ilerleyen zamanlarda göreceğimizi, önlem almamız gerektiğini söylemiştik. Ne yazık ki mevcut durumun etkilerini görmeye başlıyoruz” dedi.
Konuşmasında birinci basamak sağlık hizmetlerinde yaşanan aksaklıklara da değinen Kırımlı, Türkiye’de artan sağlık işgücünün çok az bir kısmının birinci basamakta çalıştığını vurguladı. Sağlık kaynaklarının daha çok şehir hastanelerine ve özel hastanelere ayrıldığını, birinci basamakta az sayıda sağlık çalışanın yoğun bir iş yükü ile karşılaştığını söyleyen Kırımlı, “COVID-19 süreci tüm bu iş yükünün üzerine geldi. Az sayıda insanla çok iş yapıyoruz ve bu, iş kazalarını beraberinde getiriyor. Sağlık alanında iş kazaları için tedbir almamız gerekiyor. Birinci basamak salgında yıprandı ve çalışanları tükendi. Toplumun sağlık sorunlarını çözmek istiyorsak, birinci basamakta en az iki üç katı daha çalışana ihtiyacımız var” diye ekledi.
Ertelenmiş sağlık hizmetlerinin daha çok sosyoekonomik açıdan güçsüz bölgelerde görüldüğünü ileten Kırımlı, “Özel sağlık kuruluşları salgın döneminde hizmet vermeye devam etti. Birinci basamak ise bu süreçte salgınla mücadele ediyordu. Geliri düşük olan yurttaşlar özel sağlık kuruluşlarına zaten gidemedi. Bu durum doğrudan sosyoekonomik düzeyi düşük olan yurttaşların koruyucu sağlık hizmetlerinin ertelenmesine neden oldu. Salgının başında COVID-19’un ‘demokratik bir virüs’ olduğu söyleniyordu, ancak biz biliyoruz ki sosyoekonomik açıdan durumu iyi olan yerlerde aşılama oranı yüksek; COVID-19 oranı ve hayatını kaybedenler az” dedi.
Kırımlı, mevcut sorunların ve olası salgınların üstesinden toplum yönelimli, kamucu, herkesin erişebileceği birinci basamak sağlık sisteminin kurgulanmasıyla gelinebileceğini belirterek konuşmasını sonlandırdı.
Emrah Kırımlı, konuşmasında şu konuların altını çizdi:
- COVID-19 süreci, birinci basamakta halihazırda var olan sorunları daha da derinleştirdi.
- Birinci basamak, sağlık işgücü bakımından iş yoğunluğunu karşılayacak durumda değil. Bu durum, birinci basamaktaki sağlık çalışanlarının tükenmesine neden olmaktadır.
- Kalp hastalıkları, kanser taramaları ve bazı kronik hastalıkların erken teşhisi salgın döneminde maalesef yapılamadı.
- Bunun sonucunda kap krizlerinde bir artış meydana geldi, kanser gibi hastalıkların etkisini ise uzun vadede göreceğiz.
- Ertelenmiş sağlık hizmetlerinden olumsuz anlamda en fazla etkilenen yurttaşlar, sosyoekonomik bakımdan zayıf olan kesimdeydi.
- Toplum sağlığını korumak için birinci basamağın toplumcu bir perspektifle yeniden kurgulanması gerekiyor.