Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi’nin haksız ve hukuksuz bir biçimde görevden alınması talebiyle açılan davanın ilk duruşması 10 Ocak 2023 günü Ankara Dışkapı Adliyesi’nde görüldü.

Duruşma öncesi adliye önünde bir basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasına TTB Merkez Konseyi ve seçili kurulların üyeleri, tabip odalarının yönetici ve üyeleri; ulusal ve uluslararası hekim ve hak örgütlerinin, emek-meslek örgütlerinin, demokratik kitle örgütlerinin, siyasi partilerin yönetici ve temsilcileri; hekimler, aydınlar, yazarlar, gazeteciler ve çok sayıda yurttaş katıldı.

TTB Merkez Konseyi Genel Sekreteri Dr. Vedat Bulut tarafından okunan açıklama için tıklayın.

Dünya Tabipler Birliği (DTB) temsilcisi Dr. Jacques de Haller; dünya üzerindeki milyonlarca hekimi temsilen iyi hekimlik ve sağlıklı bir gelecek mücadelesi veren TTB’nin yanında olduğunu söyledi. Hekimlerin, hastaları ve toplum ile ilişkilerini sağlıklı bir biçimde sürdürebilmesi için mesleki bağımsızlığının ve güvenliğinin büyük önem taşıdığını belirten Haller, hükümetlerin ulusal tabip birliklerinin çalışmalarına müdahale etmemesi gerektiğine ilişkin DTB kararına atıf yaptı. Haller, TTB Merkez Konseyi’nin yanında olduklarını vurguladı.

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkan Yardımcısı Av. Gürkan Altun, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil, Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Ankara Bölge Temsilcisi Tayfun Görgün, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Dr. Ali Şeker ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş da yaptıkları konuşmalarda ülkenin içinden geçtiği bu karanlık günlerde mücadele ve dayanışmayı sürdürme mesajı verdi.

Basın açıklamasının ardından Ankara 31. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne geçildi. TTB Hukuk Bürosu avukatları, savcının Hukuk Usul Muhakemeleri Kanunu’na aykırı bir biçimde duruşmaya gelmemesi üzerine davanın reddini talep etti fakat talep, mahkeme tarafından gerekçesiz reddedildi. Avukatlar daha sonra davanamenin tek tek kişiler hakkında açılmaması, mazbata gibi delillerin dosyaya konulmaması gibi usul hatalarına dikkat çekerek bir kez daha davanın reddini talep etti fakat bu talep de gerekçesiz reddedildi. Mahkemelerin ret kararlarını gerekçeleriyle vermesinin anayasal bir hak olduğunu anımsatan TTB avukatları, “Tüm usul itirazlarımızın gerekçesiz reddedilmesi nedeniyle eşitlik ilkesinin uygulanmadığı ve mahkemenin tarafsız davranamayacağı kanaati oluşmuştur” diyerek hakimin reddini istedi. Mahkeme, reddi hakim talebinin mütalaa düzenlenerek değerlendirilmesi için iletilmesine hükmederek davayı 8 Şubat 2023 saat 14.30'a erteledi.

Duruşma sonrası adliye önünde yapılan basın bilgilendirmesinde TTB Hukuk Bürosu’ndan Av. Verda Ersoy, duruşmada yaşanan usulsüzlükleri tek tek sıraladı.

Son olarak TTB Merkez Konseyi II. Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten tarafından basın açıklaması okundu. Açıklamanın tamamı şöyle:

TTB Sağlık ve Demokrasi İçin Umuttur

Bilim ve etik gerçeğe yaslanmış er ya da geç hedefine ulaşmıştır. Ancak yine bilim ve etik yine gerçek mücadelesinde birçok kez yalnız kalmış; emekçileri ciddi haksızlıklarla karşı karşıya kalmıştır.  Gün gelmiş dünyanın döndüğünü savunmak bile zor olmuş, ancak bilimsel aklı savunmak sonunda Ortaçağ karanlığını yırtıp atmıştır.

Bugün Türk Tabipleri Birliği’nin mücadelesi de karanlığa karşı bir mücadeledir. Emek, demokrasi ve sağlık mücadelesidir. Karanlığı üstümüze örtüp, engizisyon mahkemeleri kurma heveslilerine karşı, aydınlanma ve bilim mücadelesidir. Önlüğümüzün beyazının mücadelesidir. Yaptıklarının adını farklı koymaya çalışsalar da sırları dökülen illüzyonlar, halüsinasyonlar; bilim ve gerçek duvarına çarpmakta, hayal tacirleri daha da saldırganlaşmaktadır. Şimdilik güçlü olabilirler ama sürekli söylediğimiz gibi, hakikatler er ya da geç ortaya çıkacaktır.

Türk Tabipleri Birliği’ne ve onun temsilcilerine verilen sorumluluklar “Halk sağlığını korumak ve geliştirmek; Kolay ulaşılabilir, nitelikli sağlık hizmeti için çalışmak; Meslek ahlakını korumak ve geliştirmek; Tıp eğitiminin niteliğini korumak; Meslek çıkarlarını her platformda savunmak; Üyelerinin maddi ve manevi haklarını korumak ve geliştirmek”tir. Bugün bu sorumluluklarımız nedeniyle soruşturmalara, davalara maruz kalabiliriz ama bilime ve etiğe güveniyoruz! Cesaretimiz de buradan gelmektedir.

Bugün mahkemelere düşen, ayrıcalıklı zümreler ve onların çıkarları için değil; toplum, etik ve bilimsel akıl için karar vermektir. Engizisyon mahkemeleri ile dünyanın dönmesini durdurabileceklerini zannedenlere karşı en güzel cevabı hem mahkemeler hem toplum, çok yalın ve bir o kadar da güçlü şekilde verecektir: “Dünya yine de dönüyor.”

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi