Sağlık Bakanlığı, Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde 3 Haziran 2017 tarihinde yaptığı değişiklikle, eşi kamu görevlisi olmayan hekimlerin eş durumu mazeretinden yararlanabilmesi için gerekli şartları, ölçüsüz biçimde ağırlaştırdı.

Stratejik personel olarak nitelenip pek çok haktan mahrum edilen hekimlerden, eşi kamu görevlisi olmayanların eş durumu mazeretinden yararlanmasını bütünüyle engelleyen Yönetmelik kuralının yürütmesi durdurulmuştu. Bu Karar’ın Danıştay internet sayfasında yayımlanmasından iki gün sonra, Sağlık Bakanlığı tarafından, yargı kararının uygulanmasını engellemek için yönetmelik değişikliği yapılmıştır.

Yönetmelik’te yapılan değişiklikle, kamu görevlisi olmayan eş sebebiyle eş mazeretinden yararlanmak isteyen hekimin eşinin son dört yıl içindeki sosyal güvenlik prim ödeme gün sayısı 1440 gün (4 yıl) olarak belirlendiği gibi, atama talep edilen yerin de 5 ve 6 ncı hizmet bölgesi veya C ve D hizmet grubu il olması şartı getirilmiştir.

Eş durumu mazeretinden yararlanabilme şartları, Devlet memurları için genel olarak düzenlenmiş ve eşin son iki yıl içinde 360 gün sosyal güvenlik primi ödemesi ve halen çalışıyor olması yeterli sayılmış iken Sağlık Bakanlığının talebiyle, bir kısım sağlık çalışanı için şartları daha ağırlaştıran istisnai düzenleme yapılabilmesi olanağı tanınmıştır.

Bakanlık, bu hükme dayanarak, eşi kamu görevlisi olmayan bir kısım sağlık çalışanı için söz konusu süreyi son dört yıl içinde 720 gün olarak belirlemiş; stratejik personel olarak nitelenen, hekim, dişhekimi ve eczacıların ise bu haktan hiçbir şekilde yararlanamayacaklarını belirtmiştir.

Açılan davalarda, Danıştay 2. Daire tarafından verilen kararlarda, genel olarak Devlet memurları için istenen şartların zaten ağırlaştırılmış olduğu saptaması yapılarak stratejik personel için eş durumu mazeretinden yararlanma hakkının bütünüyle ortadan kaldırılması hukuka aykırı bulunmuştur. (http://www.ttb.org.tr/index.php/Haberler/esdurumu-6678.html)

Şimdi yapılan değişiklikle, stratejik personelin eş durumu mazeretinden yararlanabilmesi, yerine getirilmesi neredeyse imkansız şartlarla fiilen yasaklanmaktadır. Aile birliğinin sağlanması ile kamu hizmetinin yürütülmesi arasında bir denge kurulması gerektiğinde şüphe bulunmamakla birlikte, yapılan düzenleme ile istenen şartlar hakkın özünü ortadan kaldıran niteliktedir.

Bu bakımdan, hukuka aykırı olan Yönetmelik değişikliğinin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle en kısa zamanda gerekli hukuksal girişimde bulunulacaktır.