Türkiye’de 20 yıla yakındır iktidar olan siyasal anlayışın sağlık politikaları sonucunda, kamusal sağlık hizmetin özel sektöre devredilmesinin teşvik edilmesiyle  özel sağlık sektörü hızla büyümüştür.

Halkın sağlığını değil, sermayenin çıkarını-kârını önceleyen bu anlayış ile  hekimlerin çalışma koşulları ve emekleri görmezden gelinerek sermayenin çıkarlarına uygun düzenlemeler yapılmaktadır. Bu düzenlemeler sonucunda özel hekimlik alanında çalışan meslektaşlarımızın sorunları giderek artmaktadır. Meslektaşlarımız uygun olmayan çalışma koşulları, uzun süre çalışma, nitelikli ücret gaspı, ciro baskısı, güvencesiz çalışma ve mesleki tükenmişlik gibi birçok sorun ile karşı karşıyadır.

Meslektaşlarımız şirket kurmaya zorlanarak taşeron çalışma ilişkisi oluşturulmuştur. Bu durum tekelci özel hastane sahiplerinin daha az vergi yatırması sonucunu doğurduğu gibi meslektaşlarımızın çok ciddi hak kayıpları, özlük haklarının yitimi anlamına gelmektedir.

Nisan ayında özel sağlık sektöründe çalışan hekimlerin doğrudan çalışma biçimini ve vergilendirilmelerini etkileyecek olan 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nda değişiklikler yapılmasını öngören kanun teklifi TBMM Genel Kurulu’nda görüşülerek kabul edildi. Böylece bir veya birden fazla özel sağlık kuruluşu ile sözleşme düzenleyerek hekimlik faaliyetini yürüten hekimlerin serbest meslek erbabı olarak kabul edilmesi ve kazançlarının serbest meslek kazancı hükümlerine göre vergilendirilmesi “yasalaştı”.

Özel sağlık kuruluşlarında hekimler esasen İş Kanunu hükümleri uyarınca ücreti karşılığında çalışmaktadır. TBMM’den geçen yasa ile hastanede çalışan olan hekimler serbest meslek erbabı sayılmakta, kişilerin gerçek durumuna uygun olmayan biçimde vergilendirilmesi söz konusudur.  Aynı durumda ve aynı işi yapan hekimler arasında ayrımcılık yapıldığı gibi eşit statüde olan kişiler arasında fark oluşmuştur.

Özel hastane sermayedarları, özel sağlık sektöründe çalışan hekimlerin haklarını gasp ederek, ödemeleri gereken vergiden kurtularak, hekimlerden aldığı şirket faturaları ve serbest meslek makbuzlarını da gider göstererek topluma karşı ödeyeceği ücretten kaçınmaktadır.

Tüm bu yasal düzenleme özel sağlık sektörünün çalışan haklarından kaynaklanan sorumluluktan kaçınma ve dolayısıyla daha fazla kâr isteği talebinin sonucunda yapılmıştır. Yasa değişikliği nihai olarak gerçekleştiği takdirde hekimler bugüne dek yaşadıklarından çok daha fazla mağduriyetlerle karşı karşıya kalacaktır.

Türk Tabipleri Birliği olarak, hem çalışma haklarına aykırılığı hem de nitelikli sağlık hizmeti üretmeye vereceği zarar öngörüldüğünde hekimlere dayatılan bu çalışma ve ücretlendirme modelini kabul edilebilir bulmuyoruz. Özel sağlık sermayesinin isteği doğrultusunda yapılan bu değişiklik Anayasa’ya aykırıdır. Ekte, yasanın hukuki yönlerinin değerlendirildiği bilgi notunda da ayrıntılı olarak açıklanan nedenlerle, Anayasa’nın ilgili maddelerine aykırı olan bu düzenlemenin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması gerekmektedir.

Başta ana muhalefet partisi olmak üzere tüm siyasi parti ve milletvekillerini bu düzenlemenin iptali için harekete geçmeye, hekimlerden, nitelikli sağlık hakkından yana tutum almaya davet ediyor, sorumluluklarını hatırlatıyoruz. Sermayeden yana tutum alan sağlık politikalarına karşı meslektaşlarımızla, haklarımız ve halkın nitelikli sağlık hakkı için mücadele etmeye devam edeceğiz.

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi

 

Özel Hekimlik Alanındaki Çalışma Koşullarını Değiştiren
Kanun Hakkında Bilgi Notu için tıklayın.