26-27 Şubat 2016 Savaş, Göç ve Sağlık Sempozyumu

1900/2015
24.12.2015

TABİP ODASI BAŞKANLIĞI’NA

Özellikle Suriye’de yaşanan savaş ve çatışmaların tetiklediği mülteci krizi dramatik bir boyuta ulaşmıştır. Günümüze dek karşılaşılan en büyük mülteci krizlerinden biri olan bu süreç sağlık çalışanlarını sağlık hizmetlerinin sunulması ve toplumu da sağlık hizmetlerine ulaşım yönüyle yakından ilgilendirmektedir. Bildiğiniz üzere mültecilerin gerek ülkemizde gerekse ulaşmaya çalıştıkları Avrupa başta olmak üzere dünya ülkelerinde sağlık hizmetlerine erişimleri konusunda ciddi sorunlar yaşanmaktadır.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) bu sorunu Dünya Tabipleri Birliği (DTB) gündemine taşımış ve durumdan etkilenen insanların/toplumların sağlık alanında yaşadıkları sorunların ve çözüm önerilerinin ülkelerin ulusal tabip birliklerinin gündemine getirilmesinin önemini vurgulamıştır. Ekim 2015’te Moskova, Rusya’da yapılan 66. Genel Kurul toplantısında benimsenen tutum belgesi de Ek’tedir.

Bu yaklaşım ile TTB, DTB ile 26-27 Şubat 2016 tarihlerinde, İstanbul’da; Savaş, Göç ve Sağlık Sempozyumu’nu düzenlemektedir. Sempozyumla ilgili ayrıntılara http://warmigrationhealth.com/ sayfasından ulaşılabilmektedir.

Odanızı temsilen meslektaşlarımızın Sempozyuma katılımının sağlanabilmesi için desteğinizi bekliyoruz. Program organizasyonunu sağlıklı yapabilmemiz için katılım sağlama konusundaki olumlu olmasını dilediğimiz yanıtınızı en geç 8 Ocak 2016 tarihine dek gönderebilmenizi dileriz.

Saygılarımızla,

Dr. Bayazıt İlhan
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi
Başkan

Dr. Otmar Kloiber
Dünya Tabipleri Birliği
Genel Sekreter

 

EK. Küresel Mülteci Kriziyle ilgili WMA Kararı

Ekim 2015’te Moskova, Rusya’da yapılan 66. Genel Kurul toplantısında benimsenmiştir

WMA insanların kitlesel hareketliliğinin çoğu kez silahlı çatışmaları ya da doğal olayları izleyen felaketlerden kaynaklandığını ve insanların tehlikelerden ve yoksunluklardan kurtulmak için bu yola başvurduklarını görmektedir.  Bugün insanların patlayan bombalar, hizmetlere ve temiz suya ulaşamama, evlerin, okulların ve hastanelerin tahribi dahil silahlı çatışmalar nedeniyle kitlesel göçlere yönelmeleri, sayısal olarak son 70 yıl içindeki herhangi bir kitlesel nüfus hareketini aşan boyutlara ulaşmıştır.

WMA ülkelerin önemli sayıda yeni göçmeni barındırma kapasiteleri hakkında kaygıları olabileceğini kabul etmekle birlikte, insanların savaştan ya da doğal afetlerden çaresiz duruma düştüklerinin, çoğu kez yaşamı tehdit eden koşullarla yüz yüze oldukları için kaçmak zorunda kaldıklarının da görülmesini istemektedir. Bu insanlar kendilerinin ve yanlarındaki aile üyelerinin sağlıklarından, güvenliklerinden ve esenliklerinden kaygılıdırlar.

Birçok ülke tarafından imzalanan uluslararası anlaşmalar bu ülkelere mültecilere ve iltica talebinde bulunanlara yardımcı olma konusunda bağlayıcı yükümlülükler getirmektedir. WMA, mülteci krizlerine yol açan, şu anda sürmekte olan çatışmalar gibi durumlar söz konusu olduğunda hükümetlerin muhtaç durumda olanlara yardıma yönelik çabalarını artırmaları gerektiği kanısındadır.

Bu kapsamda mültecilere güvenli geçiş yolları, geldikleri ülkelerde kendilerine gerekli desteğin sağlanması gerekir. Bu insanların kaçtıkları felaketlerin ve yolculukları sırasındaki olumsuzlukların sağlık sorunlarına yol açmış olabileceği düşünüldüğünde, mülteci kabul eden ülkelerin bu insanlara sağlık hizmetleri verecek sistemler oluşturmaları temel önemdedir.

Hükümetler, mültecilerin ve iltica etmek isteyenlerin geldikleri ülkelerde saygın biçimde yaşamalarını sağlamalı, yeni toplumlarıyla bütünleşmelerini sağlamak için gerekli her tür çabayı sergilemelidir. Uluslararası topluluk, Suriye’de, insanların evlerinde güven içinde oturabilecekleri ya da ülkeden ayrılmışlarsa güvenli biçimde geri dönebilecekleri barışçı bir çözüm arayışı içinde olmalıdır.

WMA kitlesel nüfus hareketlerinin ülkelerin yerleşik nüfusu ile birlikte mülteci konusundaki kişiler üzerinde ciddi bir stres yarattığının bilincindedir. Hükümetlerin ve Birleşmiş Milletler dâhil uluslararası kuruluşların bu tür hareketlere yol açan baskıları azaltmak için daha uyumlu ve kararlı çabalar içinde olmaları gerektiğini düşünüyoruz.  Doğal olayların ardından hızla insani yardım çalışmalarına başlanması, silahlı çatışmaları önleme ya da bu tür durumlardan kaçınma adına daha fazla çaba gösterilmesi bu kapsamdadır. Gıda güvenliği, içme suyu, barınma, kanalizasyon, eğitim ve sağlık gibi alanlarda normale dönüş ve kamu güvenliğinin yeniden tesisi önemli bir etki yaratacak ve mülteci sayısını azaltacaktır.

WMA:

  • Mülteci olma sürecinin fiziksel ve zihinsel sağlık açısından zarar verici yanlar taşıdığını kabul eder;
  • Halen Suriye’den kaçanlar başta olmak üzere mültecileri kabul edip onlara bakım sağlayan ülkeleri övgüye değer bulur;
  • Diğer ülkelere mültecileri ve iltica etmek isteyenleri kabul etmede daha istekli davranmaları çağrısında bulunur;
  • Ulusal hükümetlere mültecilere ve iltica talebinde bulunanlara temel hizmetlere erişim sağlayarak bu insanlara insanca yaşam imkânları sunmaları çağrısında bulunur;
  • Tüm hükümetlere, yerel, bölgesel ve uluslararası çatışmalara son verilmesi için birlikte çalışmaları; insanların sağlığını güvenliğini ve esenliğini korumaları çağrısında bulunur;
  • Tüm hükümetlere, bu ülkelerin aynı zamanda sosyoekonomik açıdan en dezavantajlı ve en büyük güçlüklerle karşılaşacak ülkeler olduklarını gözeterek doğal olayların etkisi altındaki ülkelere acil yardım sağlanmasında işbirliği yapmaları çağrısında bulunur;
  • Küresel medyaya mülteci kriziyle ilgili haberlerinde mültecilerin ve yerlerinden olmuş kişilerin onurlarına saygılı olma, bu haberlerde dar kafalılıktan, ırkçı ya da başka önyargılardan kaçınma çağrısında bulunur.