“Hekime Yönelik Şiddet
2097/2008
31.12.2008
TABİP ODASI BAŞKANLIĞI’NA
“Hekime Yönelik Şiddet” giderek artan oranda gündemimize oturmaktadır. Tabip Odalarımız tarafından da konuya yönelik çalışmalarda bir artış söz konusudur.
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi dönem başında yaptığı değerlendirmede, GYK kararlarına da yansıdığı gibi konuyla ilgili bir çalıştay düzenlenmesi kararını vermişti. İstanbul Tabip Odası’nın evsahipliği ile 14 Şubat 2009 tarihinde düzenlenecek olan çalıştay bu alanda yapılması gerekenleri somutlamak hedefini taşımaktadır. Çalıştay tarihine kadar elektronik ortamda iki ayrı çalışma grubu oluşturularak sağlık ortamında yaşanan şiddet ve önlemek için yapılacaklar olgunlaştırılacaktır. Çalıştaya ilişkin taslak bilgilendirme metni ektedir. Detaylı bilgi almak üzere iletişim adresi de aşağıda verilmiştir.
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi konunun önemini değerlendirerek hekime/sağlıkçılara yönelik şiddet sürecinde caydırıcılık oluşturma amacıyla bir yasa teklifi hazırlamıştır. Ocak ayı içerisinde Meclis’deki partilerce teklif olarak verilmesi için bir çalışma yapılacaktır. Bilgilenilmesi için Yasa teklifi de ekte görüşlerinize sunulmuştur. Söz konusu teklif bir tasarı olduğu için katkı ve önerilerinize açıktır.
Bilgilerinize sunar, çalışmalarınızda başarılar dileriz.
Saygılarımızla
Dr. Eriş Bilaloğlu
TTB Merkez Konseyi
Genel Sekreter
İletişim için:
Dr. Hasan Ogan
İstanbu Tabip Odası
0-532-691 58 78/0-533-232 22 95
TTB ve İstanbul Tabip Odası tarafından yürütülmekte olan çalıştayla ilgili aşağıda bazı bilgiler bulunmaktadır. Bu bilgiler (Çalıştay) her türlü katkı ve katılıma açıktır.
Burada hedeflenen TTB ve Tabip Odaları açısından yapılması gerekenleri tespit etmek ve yapılmasını sağlamak, diğer taraflar açısından da yapılacakların hayata geçmesinde katkıda bulunmaktır.
Yaşanan olaylar ve süreç bu konuda hızlı olunmasını öngörürken, yapılacak olan çalıştayın en geniş katılımla, en doğru kararları ortaya koyabilmesi gerekmektedir.
Bu da siz çalıştay katılımcılarının destek ve katkıları ile mümkün olacaktır.
Yürütme Kurulu
HEKİME YÖNELİK ŞİDDET ÖNLENEBİLİR Mİ? / ÇALIŞTAY
Tarih :14 Şubat 2009 Cumartesi
Saat : 09.30 – 17.00
Yer : İstanbul Tabip Odası
Sağlık ortamında hekime ve diğer sağlık çalışanlarına yönelik giderek artan şiddetin tüm boyutları ile tanınması ve önlenmesini için izlenecek yol ve yöntemleri belirlemek.
- Çalıştaya katkı sunabilecek tüm kurum ve kişilerin davet edilmesi
- İletişim açısından e-posta gurubu oluşturulması
- Çalışma gurupları ve gurup sorumluları belirlenmesi
- Elde edilen verilerin olanaklar ölçüsünde elektronik ortamda iletilmeye çalışılması
- Diğer verilere ulaşılabilmesi açısından üyelere kaynak bildirilmesi
- Merkezi verilerin yanı sıra tüm üyelerin başka verilerin de ortama taşıması açısından desteklerinin istenmesi (TTB bünyesinde arşiv oluşturulması)
- Üyelerin süreç içerisinde bilgilerini diğer üyelerle paylaşması ve tartışma ortamı yaratılması
- Çalıştay öncesinde gurupların ön raporları oluşmuş ve gurup içerisinde tartışılmış olmasının sağlanması.
- Çalıştay günü dünyada sağlık çalışanlarına dönük şiddetle ilgili bir sunumun (Mustafa Sercan önerisi) yapılması ve ön raporların tüm üyelere sunularak, genel tartışmaya açılması
- Ön raporlar üzerindeki değerlendirme ve katkılardan sonra çalıştay raporunun hazırlanması ve ilgili yerlere sunulması.
- Çalıştay üyeleri arasından raporun gerekli kurumlara ulaştırılması ve yapılması gerekenleri takip açısından bir izleme kurulunun oluşturulması.
1. Hasta-hekim ilişkilerinde yaşanan tarihsel süreç
2. Mevcut durumun değerlendirilmesi
3. Toplumsal şiddet içerisinde hekimlere uygulanan şiddetin yeri
4. Uygulanan şiddetin nedenleri
5. Uygulanan şiddetin türleri
6. Uygulanan şiddetin ayrıntıları
7. Uygulanan şiddetin sıklıkla uygulandığı alanların ve kesimin tespiti
8. Uygulanan şiddetin hekimlerde ve diğer sağlık çalışanlarında yol açtığı olumsuzluklar ve bunun sağlık ortamına getirdikleri.
1. Hasta-hekim ilişkisinde etik değerler
2. Şiddete karşı genel yaklaşımın belirlenmesi
3. TTB ve Tabip odalarına düşen görevler
4. Sağlık kurumlarının görevleri
5. Bireylerin (hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının) yapması gerekenler
6. Basına düşen görevler
7. Hukuksal mücadele yöntemleri
Çalıştay’da Yer Alması Öngörülen Katılımcılar
- TTB
- Tabip Odaları
a. Hukuk bürosu
b. Etik kurul
- Sağlık Bakanlığı
- Adli Tıp Uzmanlık Derneği
- Yoğunlukla şiddete maruz kalan uzmanlık dernek temsilcileri
- Hasta Hakları Dernekleri
- Şiddete maruz kalmış hekimler ve diğer sağlık çalışanları
a. Asistan
b. Kadın hekim
c. Pratisyen
d. ..
- Şiddetin uygulandığı kurum temsilcileri
a. Üniversite
b. Devlet hastanesi
c. Sağlık ocakları
d. Özel sağlık kuruluşu
- Sosyolog
- Psikiyatrist
- Halk sağlığı uzmanı
- Halkla ilişkiler uzmanı
- Emniyet yetkilisi
- Medya ve basın temsilcisi
- Sanatçı
Verilecek olan bilgiler TTB, İstanbul Tabip Odası ve diğer tabip odalarınca ortaklaşa düzenlenen “Hekime Yönelik Şiddet Önlenebilir mi?” çalıştayında değerlendirilecektir.
I - Hekim ve diğer sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin nedenlerini kısa başlıklar halinde
önem sırasına göre yazar mısınız?
- …………………………………………………………………………………………
- …………………………………………………………………………………………
- …………………………………………………………………………………………
- …………………………………………………………………………………………
- …………………………………………………………………………………………
Hemşire □ İdari personel □ Doktor □ Güvenlik elemanı □
III – Çalıştığınız (yönetici olduğunuz) sağlık kuruluşunda sağlık çalışanlarına yönelik şiddet yaşandı mı?
Yaşanmadı □ Sözlü saldırı □ Tartaklama, yumruklama □ Aletle yaralama □ Öldürme □
IV - Çalıştığınız (yönetici olduğunuz) sağlık kuruluşunda sağlık çalışanlarına yönelik şiddetle ilgili önlem alındıysa neler?
- …………………………………………………………………………………………
- …………………………………………………………………………………………
- …………………………………………………………………………………………
- …………………………………………………………………………………………
- …………………………………………………………………………………………
V - Hekim ve diğer sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesi için kısa başlıklar
halinde yapılması gerekenleri yazar mısınız?
- …………………………………………………………………………………………
- …………………………………………………………………………………………
- …………………………………………………………………………………………
- …………………………………………………………………………………………
- …………………………………………………………………………………………
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar
(1) Sağlık kuruluşlarında çalışan sağlık personeline yerine getirdiği sağlık hizmeti nedeniyle yapmaması gereken bir işi yapması veya yapması gereken bir işi yapmaması için emir veren veya baskı yapan veya nüfuz icra eden veya her ne suretle olursa olsun hukuka aykırı olarak etkilemeye teşebbüs eden kimseye iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Bu fiiller sonucunda sağlık hizmeti kesintiye uğramışsa yukarıdaki fıkraya göre belirlenen ceza yarı oranında artırılır.
TEKLİF GEREKÇESİ
Son yıllarda başta hekimler ve hemşireler olmak üzere sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan sağlık personeline yönelik şiddette çok ciddi artış görülmektedir.
Yapılan bazı çalışmalarda, şiddetin diğer iş yerlerine göre en çok sağlık alanında ortaya çıktığı, sağlık alanındaki iş yeri şiddetinin, diğer sektörlerdeki şiddetten doğası gereği farklılıklar gösterdiği ifade edilmiştir. Bir çalışmada, sağlık kurumlarında çalışmanın, diğer iş yerlerine göre şiddete uğrama yönünden16 kat daha riskli olduğu belirtilmiştir.
Sağlık personeline yönelik şiddetle ilgili yapılan çalışmalarda şiddetin nedenleri arasında; toplumsal şiddet ortamı, sosyo-kültürel düzey, sağlık politikalarına ve hizmetlerine yönelik tepki, neoliberal politikaların hastayı müşteriye indirgeyen etkisi, acil servislerde yaşanan eksiklikler, içeriği boşaltılan hasta hakları, çalışma koşullarının olumsuzlukları, hekim-sağlık çalışanları eksikliği, politikacı ve yöneticilerin olumsuz tutumu, medyanın rolü sayılmaktadır.
Tabip Odalarının raporlarına göre hekimlerin en çok maruz kaldığı fiiller öldürme, yaralama, hakaret ve tehditdir. Bu saldırılar;
- Acil servislerde kendi hastasına öncelik verilmesini isteyen hasta yakınları tarafından tıbbi aciliyet durumuna göre hastalara müdahale eden hekimlere,
- Poliklinik hizmetlerinde hasta hastayı görmeden sağlık karnelerine ilaç yazamayan hekimlere,
- Hasta ya da yakınlarının istediği reçeteyi değil hastayı muayene ederek kendi koyduğu tanıya uygun reçeteyi düzenleyen hekimlere,
- Poliklinikte nüfuza göre değil sıraya göre hastaları görmekte ısrar eden hekimlere,
- Poliklinikte fazla beklediğini düşünen hasta yakınları tarafından, hastanın hastalığına göre gerekli süreyi ayırmakta ısrar eden hekime,
- Hastalarının iyileşmemesi ya da ölmesi halinde bundan sorumlu tutulan hekimlere
yönelmektedir.
Yöneltilen tehdit, baskı ve şiddet nedeniyle Sağlık hizmetini özerk, yararlı ve adaletli bir biçimde sunmak hekimler için gitgide daha da zor hale gelmektedir. Bu durumdan sadece hekimler ve sağlık personeli değil diğer hastalara verilen sağlık hizmeti de olumsuz etkilenmektedir.
Bilindiği üzere Anayasa’nın 56/3.maddesinde; herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenlemek devletin yükümlülükleri arasında sayılmıştır. Kuşkusuz bu yükümlülük, söz konusu hizmetin ilgili mesleki yükümlülükler ve standartlara uygun olarak yapılmasını da beraberinde getirmektedir. Nitekim Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu; Biyoloji Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları Ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi’nin 4.maddesinde sağlık alanında herhangi bir müdahalenin, ilgili mesleki yükümlülükler ve standartlara uygun olarak yapılması gerektiği açıkça belirtilmiştir. Tıbbi Deontoloji Tüzüğü’nün 6.maddesinde ise tabip ve diş tabibinin, sanat ve mesleğini icra ederken, hiç bir tesir ve nüfuza kapılmaksızın, vicdanî ve meslekî kanaatine göre hareket edeceği ifade edilmiştir.
Tüm bu kurallar, insan yaşamıyla doğrudan ilişkisi olan sağlık hizmetinin uygulanması sırasında, bu hizmeti verecek kişilerin alacakları kararlarda ve yapacakları işlemlerde hiçbir baskı ve etki altında kalmamalarını gerektirmektedir. Sağlık hizmetinin bir ekip işi olması nedeniyle, yalnızca tabip ve diş tabiplerinin değil ebe, hemşire ve sağlık hizmeti veren diğer sağlık personelinin de hukuksal koruma altında olması gerekeceği açıktır.
Sağlık hizmetinin gereği gibi yürütülebilmesi ise ancak güvenli ve sağlıklı çalışma koşullarıyla mümkün olacaktır. Güvenli ve sağlıklı çalışma ortamı; sağlık hizmetinin sunulabilmesinin, bireylerin tedaviye ulaşma haklarını kullanabilmesinin bir diğer deyişle hasta haklarının korunmasının da ön koşulunu oluşturmaktadır. Sağlık hizmetinin kamusal niteliği göz önünde bulundurulduğunda, sağlık personelinin hukuka aykırı fiillerle etki altına alınmasının aynı zamanda kamuya karşı işlenen bir fiil olduğunun kabulü de zorunludur.
Bu nedenlerle maddeyle, sağlık personeline emir vermek, baskı yapmak, nüfuz icra etmek veya her ne suretle olursa olsun hukuka aykırı olarak etkilemeye teşebbüs etmek fiilleri ceza yaptırımına bağlanarak, sağlık personelinin mesleki bağımsızlık ve güvenlik içinde çalışması hukuksal koruma altına alınmıştır.
Maddenin son fıkrasında ise ağırlaştırıcı nedene yer verilmiş, söz konusu fiillerin “sağlık hizmetinin kesintiye uğraması” sonucunu doğurması halinde uygulanacak cezanın yarısı oranında artırılacağı belirtilmiştir.