XII. Tıpta Uzmanlık Eğitimi Kurultayı sonuç bildirgesi
1919/2006
13 Aralık 2006
TABİP ODASI BAŞKANLIĞI'NA
1-3 Aralık 2006 tarihleri arasındaİzmir'de yapılan XII. Tıpta Uzmanlık Eğitimi Kurultayı sonuç bildirgesiektedir.
Bilgilerinize sunar, çalışmalarınızda başarılardileriz.
Saygılarımızla,
XII.Tıpta Uzmanlık Eğitim Kurultayı TTBMerkez Konseyi a.
Düzenleme Kurulu a.
Prof. Dr. Raşit Tükel Dr.Altan Ayaz
Başkan Genel Sekreter
XII.TIPTA UZMANLIK EĞİTİMİ KURULTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ
1-3 ARALIK 2006 - DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİKONFERANS SALONU- İZMİR
I. Sürekli Tıp Eğitimi / Sürekli Mesleki Gelişim
1. Uzmanlık derneklerince yürütülen STE/SMGetkinliklerinin düzeyinin yükseltilmesi için TTB-UDEK tarafından STE/SMGstandartları geliştirilmelidir.
2. Hazırlanacak STE/SMG standartları; organizasyon, bueğitimi yürütecek kuruluşlar, eğitim gereksinimini belirleme, eğitimin amaç veöğrenim hedefleri, eğitim metodolojisi, eğitim ortamı ve eğiticiler ile eğitiminetkinliğini değerlendirme yöntemlerini belirleyecek şekilde oluşturulmalıdır.
3. STE/SMG standartlarına sahip uzmanlık derneklerininve diğer kuruluşların akredite edilmesi ve akredite edilen uzmanlık derneklerive diğer kuruluşların STE/SMG etkinliklerine kredi verilmesi ülkemizde yürütülen STE/SMG etkinliklerininniteliğini artıracaktır.
4. TTB-UDEK standartlarının oluşturulmasında, UDEK-STEÇalışma Grubu, ilişkili diğer kuruluş ve kişilerle işbirliği yapmalıdır.
5. Uzmanlık dernekleri TTB-UDEK tarafından geliştirilenasgari STE/SMG standartlarını dikkate alarak kendi dernek STE/SMGpolitikalarını belirlemelidirler.
6. TTB-UDEK-STE/SMG Çalışma Grubu, uzmanlık derneklerive yeterlik kurullarınca yürütülecek STE/SMG etkinlikleri ve yenidenbelgelendirme konularında TTB-UDEK politikasını belirlemelidir.
7. Kredilendirme kurulu tarafından kredilendirilen tümSTE/SMG etkinlikleri TTB-UDEK web sayfasından duyurulmalıdır.
8. Endüstri destekli STE/SMG etkinliklerinde uyulmasıgereken kurallar belirlenmelidir.
II.Uzmanlık Dernekleri ve Etik
9. Tüm hekimler,evrensel sorumluluk anlayışına sahip olarak, mesleğin, toplumsal ve kültürelkoşullardan soyutlanmayacağının ve insanın kendini geliştirebilmesinin en temelkoşulunun sağlığı olduğu bilincinde, toplumsal ve bilimsel değişimler gözönünde bulundurularak ve tartışılarak oluşturulan TTB- Hekimlik Meslek EtikKuralları'na bağlı olmalıdır.
10. Sürekli gelişen, değişen bir alan olması ve yeni etikikilemleri içinde barındırması nedeniyle tıp mesleğin yürütülmesi sırasındagereken mevzuat bilgisi ve yasalar bilinmelidir.
11. İletişim becerileri, profesyonel değerler ve etikkonularındaki eğitim, tıp fakülteleri dışında, tabip odaları ve TTB tarafından"Mezuniyet Sonrası Eğitim" şeklinde verilmelidir.
12. Asistanlar kapsamlı bir eğitimden geçip tıbbıntarihsel birikiminden gelen bir güçle donanırken, bu gücün nasılkullanılacağına ilişkin düşünsel yön olan etik, uzmanlıkeğitimlerinin temel bir parçası olarak görülmelidir.
13. Etik eğitimi, sürekli tıp eğitimi ve zorunlu asistaneğitimi şeklinde sürdürülmeli, bu konuda dernekler, üniversitelerin ilgilianabilim dallarından destek almalı, yeterlik sınavlarında etik ile ilgilisorulara yer verilmeli, uzmanlık derneklerinin bilimsel toplantılarında etikkonusunda oturumlar yapılmalıdır.
14. Tıp uygulamalarında hasta özerkliğine saygı ilkesitemel bir etik ilke olarak kabul ediliyorsa, özerkliğin geçici olarak bozulduğudurumlarda onu onarmak hekim ve diğer sağlık çalışanları açısından önceliktaşımalıdır. Bu ilke hastayı ya da araştırmalarda deneği dikkatli biçimdedinleme, sorularını yanıtlama, hastalığına ya da yapılacak araştırmaya ilişkinbilgileri aktarma ve sonuçta bu bilgiler ışığında, hastanın kendi "özerk" seçimve eylemine olanak tanımayı amaçlamaktadır. Tıbbi karar ne kadar hastanınyararına olursa olsun, mutlaka hastanın özerkliğine saygı gösterilerek alınmışolmalıdır. Hekimin sahip olduğu bilimsel ve teknik bilgiyi, hastaya karşı bellibir otoriter tutum geliştirmek üzere kullanması etik açıdan haklı çıkarılamaz.Bu nedenle "özerkliğe saygı ilkesi"nin en önemli koşullarından biri "hastayıbilgilendirmek"tir. Bir bireyin özerk kararlar alıp, uygulamalar yapabilmesiiçin, içinde bulunduğu durumla ilgili bilgiye sahip olması gerekir. Hekimin vesağlık ekibinin görevi bu bilgiyi hastaya vermek ve onu aydınlatmaktır.
15. İnsan deneklerini içeren klinik araştırmaların etiği,bir sorumluluğun standardını oluşturur ve bu araştırmalarda kullanılan insan deneklerinin nasıl gözetildiği vekorunduğu önemlidir. Özellikle "etkilenebilir, duyarlı gruplar" içindedeğerlendirilen, etkilenmeye açık hastalar için bu konuda özel önlemleralınmalıdır. Bu sorumluluk, insan deneklerini kapsayan araştırmalarınuygulayıcıları ve ilgili tüm taraflar açısından üstlenilmelidir. İlgili vesorumlu olmak açısından, araştırmanın sınırlarını genişleten bireyler vekurumlar etik olarak haklı gösterilebilir amaçlarını ortaya koymalıdır.
16. Hekimler, ilaç şirketlerinden hediye kabul etmeleridurumunda ortaya çıkabilecek tehlikeler konusunda uyanık olmalıdırlar. Hekimin,ilaç firması temsilcisinden hediye kabul etmesi, hekimle ilaç firması arasında"karşılık verme" anlamına gelebilecek bir ilişkinin kurulmasına ve biryükümlülüğün doğmasına neden olabilir. Bu nedenle promosyon çalışmalarıhekimlerin eğitimine ve hastaların bakımına katkı sağlayacak şekilde olmalı vedoktorun ilaç şirketine ya da şirketin temsilcisine karşı bir yükümlülükduymasına yol açmayacak biçimde açık olarak yapılmalıdır. Örneğin, bu katkılarmeslek kuruluşları, uzmanlık dernekleri ya da ilgili akademik bölümler gibi karamacı gütmeyen kuruluşlar aracılığıyla yönlendirilebilirler. Aracı olarak işlevgörecek kuruluşun da etik sorumlulukları önemle vurgulanmalıdır. Bu kuruluşlargelirlerini kongre giderlerinin düşürülmesinde ve başarılı çalışmalarınödüllendirilmesinde belli ölçütler içinde kullanmalıdırlar.
17. İlaç firması temsilcilerinin hekimleri ziyaretlerininsıklığı ve süresi, hekimin çalıştığı sağlık kuruluşu tarafından standardizeedilmelidir. İlaç firması temsilcileri hekimlerin çalışma saatlerini göz önündebulundurarak tanıtım yapmalı, hekimler de bu konuda gerekli uyarıları firmatemsilcilerine yapmalıdırlar.
18. Hekimlerin reçeteleme biçimleri her zaman var olanbilimsel verilerle yönlendirilmelidir. Hekimler hem tıp eğitimleri sırasında,hem de mezuniyet sonrası hizmet içi eğitimleri sırasında, ilaç firmasıtemsilcileriyle ilişkilerin doğasında yatan tehlikeler konusunda uyarılmalıdırlar. "Rasyonel ilaçkullanımı" konusunda yeterli ve sürekli bilgilendirme yapılmalıdır.
19. Kongre, sempozyum ve bunun gibi hekim eğitimineyönelik etkinlikler, tatil beldelerinde, beş yıldızlı lüks otellerde değil;herkesin kolaylıkla ulaşabileceği büyük kent merkezlerinde ve kamu kurumlarınınya da akademik kuruluşların konferans salonlarında düzenlenmelidir. Ayrıcakongre katılım ücretlerinin üst sınırı her yıl TTB tarafından YTL olarakbelirlenmeli ve bu sınırı geçen kongreler kredilendirilmemelidir.
20. Kongrelere katılım sırasında hekimler ve kurumlararası adalet sağlanmalı, öncelik hakkı ilgili alanda çalışması olan kişi veyakurumlara tanınmalıdır. Bilimsel bir çalışma, yurt içinde veya yurtdışında herhangi bir kongreye kabuledildiğinde çalışmayı gerçekleştiren kişi veya kurumlara uygun destek sağlanmalıdır.
21. Kongrelerdüzenlenirken etik dışı tutumlardan uzak durulmalıdır. Kongrelerde "yedirilipiçirilme", "çekiliş düzenlenmesi", "hediye dağıtılması" gibi mesleki onurumuzuzedeleyecek uygulamalara izin verilmemeli; bilimsel toplantılar, turistikamaçlara araç haline getirilmemelidir.
22. İlaç firmaları tıbbi eğitime destek sağlamak amacıylailgili akademik kuruluşlara ve uzmanlık derneklerine bağış yapmak ya daöğrencilere karşılıksız burs vermek konusunda teşvik edilmelidir.
23. Klinik ilaç araştırması projelerinde ilaç firmalarınınaraştırmayı desteklemesi durumunda önemle değerlendirilmesi gereken nokta; sözkonusu projenin, ilaçların hastatedavisinde kullanımıyla ilgili önemli klinik sorulara yanıt verip vermeyeceğiolmalıdır.
24. Dernekler, ilaç araştırmalarının, özellikle de faz 3,4 çalışmalarının, promosyon amaçlı olarak kullanılması, hekimleri belli birilacın kullanılmasına alıştırmak ya da bu ilacın hastanede kullanılan ilaçlarlistesine eklenmesini teşvik etmek gibi uygulamalar konusunda üyelerindefarkındalık yaratmalıdırlar.
25. Ülkemizde gerek üniversiteler gerekse diğer eğitim kurumlarıçok kısıtlı maddi imkanları içinde, hekimlerin mezuniyet sonrası eğitimleriiçin gerekli fonları ayıramamaktadırlar. İster bir kurumda, ister serbestçalışıyor olsun, hekimlerin gelir düzeyleri, genellikle bilgilerini sürekliolarak tazeleyecek araçlara kendi olanaklarıyla sahip olabilmelerine, yurt içive yurt dışı bilimsel toplantılara kendi giderlerini karşılayarakkatılabilmelerine imkan vermemektedir. Bu nedenle; hizmet ettiğimiz kitlenin en üst düzey ve kalitedehizmet alması amacıyla bir yandan meslek içi eğitime ağırlık verilirken, diğeryandan hizmeti sunan biz hekimlerin toplumsal, ekonomik sorunlarıyla çokyakından ilgilenilmesi gerekmektedir. Bu durum ilaç firmalarıyla "bireyselçıkar ilişkileri" kurulmasının bir ölçüde önüne geçebilecektir.
III.Toplum Sağlığını Geliştirme
26. Uzmanlık derneklerinin hazırlayacakları çekirdekeğitim programları sağlığın sosyal bileşenlerini kapsamalıdır.
27. Uzmanlık dernekleri, öncelikli sorunları saptamayayönelik alan araştırmaları yapmalı, sağlık eğitimine önem vermeli, erken tanırehberleri oluşturmalı, akılcı ilaç ve teknoloji kullanımı için çalışmalaryapmalı, kanıta dayalı uygulamalara öncelik vermeli, hastalık kayıtlarınıngeliştirilmesi için girişimlerde bulunmalı ve nüfus tabanlı, kamusal sağlık hizmetinive sağlık hakkını savunmalıdır.
28. TTB ve derneklerin toplum sağlığının geliştirilmesikonusundaki ortak çabaları desteklenmeli ve geliştirilmelidir.
29. Toplum bireylerinin sürecin içinde olması için ihtiyaçsaptama, hizmetlerin ihtiyaçlara göre yapılandırılması gibi çalışmalaryapılmalı; yapılan çalışmalarda etik ilkeler gözetilmelidir.
30. Uzmanlık dernekleri, uzmanlık alanı ileilgili hastalıklar konusunda kamuoyu. sağlık görevlileri ve yöneticilerinibilgilendirme/bilinçlendirme etkinliklerinde bulunmalı, TBMM, hükümet, vebakanlık düzeyinde gerekli çalışmalar yapmalıdır.
31. Uzmanlık dernekleri uzmanlık alanı ileilgili hastalıklarda en yüksek düzeyde sağlık hizmeti (koruma, tanı, tedavi)verilebilmesi için bu hastalıklarla ilgili ulusal kontrol programları hazırlanmalıve bunların bakanlık düzeyinde hayata geçirilmesi için çaba göstermelidirler.
IV. Sağlık Hizmetlerininİyileştirilmesi
32. Uzmanlıkderneklerinin sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi alanındaki sorumlulukları; uzmanlık alanları ile ilgilihastalıklar için en yüksek düzeyde klinik bakım (tanı, tedavi ve koruma)hizmetlerinin sağlanmasını teşvik etmek, desteklemek ve bu amaçla araştırma ve çalışmalar yapmak ve standartlaroluşturmak olmalıdır.
33. Uzmanlık dernekleri,uzmanlık alanları ile ilgili her düzeyde verilen sağlık hizmetlerinin altyapısı, niteliği, maliyeti ve sağlık politikaları konusunda araştırma, izlem vedeğerlendirmeler yapmalı, öneriler geliştirmelidir.
34. Sağlıkpolitikalarında yapılan güncel değişikliklerin sağlık hizmetlerinin geliştirilmesiniengelleyici olması nedeni ile Sağlık Bakanlığı, YÖK, TTB ve uzmanlık derneklerigibi konunun taraflarının ortak görüşü ile kalıcı sağlık politikalarıoluşturulmalıdır.
35. Daha niteliklive özgüveni olan uzmanlar yetiştirilerek sağlık hizmetlerinin iyileşmesinekatkıda bulunmak üzere, asistan eğitiminde standardizasyon sağlanmalı, asistankarnesi ve asistan değişim programları uygulamaya konulmalıdır.
36. Uzmanlık eğitim programlarının ve uzmanlık eğitimiveren kurumların akreditasyonu sağlanmalıdır.
37. Bilimsel ve fiziki alt yapısı yetersiz ve yeterlieğitici kadrosu olmayan Tıp Fakülteleri, Eğitim ve Araştırma Hastaneleriaçılmamalıdır.
38. Birincibasamakta ve çeşitli uzmanlık alanlarında uygulanan reçete kısıtlanmasıkaldırılmalıdır.
39. Özel hizmetler yönetmeliği yeniden düzenlenmeli,poliklinik ve hastaneler açılırken amaç ve hedefleri iyi belirlenmeli, altyapısı bile olmayan semt aralarına yakın mesafeler ile serpiştirilmiş, hekim veyardımcı sağlık personeli yeterli olmayan özel merkezlerin açılması önlenmelidir.
40. Sağlık alanınakontrolsuz bir şekilde girerek maddi kayıplara, sağlık hizmetlerinde kalitenindüşmesine ve sağlık harcamalarında kaynak israfına yol açan paramedikaluygulamalar (güzellik salonları, estetik merkezleri vb.) önlenmelidir.
41. Laboratuarlarınakreditasyonu sağlanmalı; akredite olmayan laboratuarların çalışmasına izinverilmemelidir.
42. Eğitim ve hizmette kaliteden ödün verilmemeli, SağlıkBakanlığı tarafından uygulamaya konulan hizmet alımı uygulanmasında gerekçeleriyi belirlenmeli ve bu uygulamanın yaygınlaştırılmasından, haksız rekabet ilesağlık hizmeti kalitesini düşüreceği için vazgeçilmelidir.
43. PratisyenHekimler Derneği ile uzmanlık derneklerinin işbirliği olanaklarıgeliştirilmeli; uzmanlık dernekleri Pratisyen Hekimler Derneği ve TTB-PratisyenHekimler Enstitüsü aracılığı ile pratisyen eğitiminde doğrudan rol almalıdır.
44. Sağlık sisteminde elektronik iletişimolanaklarından en üst düzeyde yararlanılmalıdır.
45. Koruyucu sağlık hizmetleri,tanı ve tedavi yöntemlerinde her dernek en uygun maliyetli yöntemibelirlemelidir.
46. Uzmanlıkdernekleri sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi için bütüncül bir yaklaşımiçinde, yukarda belirtilen sorunlar ve çözüm önerileri doğrultusunda, kendialanlarında iyileştirici çalışmalar yapmaya başlamalıdır.
V.Bilimsel Araştırmalar
İlke veYaklaşımlar
47. Uzmanlık dernekleri, ilgili alanlarda yapılacak hertürlü bilimsel çalışmayı ve bu çalışmalarla ilgili olarak kurum, dernek vedisiplinler arası iş birliğini özendirmelidir.
48. Bu amaca uygun olarak çalışan üyelerine başta çokmerkezli çalışmalar olmak üzere bilimsel araştırmalar ve ulusal verileri elde etmeye yönelik çalışmalar (hastalıkyükü ve uygulanan sağlık hizmetinin niteliği vb.) için katkıda bulunmalı,yurt içi ve yurt dışı burslar ve/veya konu ile ilgili toplantılarakatılabilmeleri için destek sağlamalıdır.
49. Bilimsel çalışma yapılması için eğitim vermeli; kurs,kongre, seminer, sempozyum, konferans, panel düzenlemeli, yayınlar yapmalı vegenç araştırmacıları desteklemek üzere araştırma yarışmaları düzenleyereködüller vermelidir.
UlusalYayıncılığın Özendirilmesi
50. Her derneğinen az bir adet bülten şeklinde de olsa dergi çıkarması, kendi uzmanlıkalanındaki kişilerin olduğu kadar bu konulara ilgi duyanların dabilgilendirilmesine olanak verecektir. Bilimsel süreli yayıncılık, son derecezor ve zaman gerektiren özverili bir işlemdir. Süreli yayın yapılacaksa mutlakabilimsel kurulların oluşturulması ve yayıncılık için minimum düzenlemelerinyapılması zorunlu olmalıdır.
51. Dergilerin mümkünse iki dilde birden yayın yapmasısağlanmalıdır. Dilimizi geliştirip korumak adına Türkçe yayınlar ve yayıncılıközendirilmelidir. Ancak süreli yayınların uluslararası dizinlerde yeralabilmesi ve yayınların atıf alabilme olasılığının artırılması için mümkünseİngilizce olarak da yayınlanmasına çalışılmalıdır.
52. Süreli yayınların niteliklerinin yükseltilerek ulusalve uluslararası dizinlere girmek amaçlanmalı ve bu yöndeki çalışmalardesteklenmelidir.
53. Dernekler, üyelerince ulusal dergilerde (özellikleTürk Tıp Dizinindeki Dergilerde) yayımlanan bilimsel çalışmaların da tıpkıuluslararası dizinlerdeki dergilerde yayımlanan çalışmalar gibiödüllendirilebilmesi için gerekli düzenlemeleri yapmalıdır.
54. Akademik atama ve yükseltmelerde ulusal yayınların daen az uluslararası yayınlar gibi puanlanabilmesinin sağlanması için diğerderneklerle ortak düzenlemeler yapılmalı ve bu alandaki iş birliğiningeliştirilmesine çalışılmalıdır.
55. Her dernek kendi alanında yeni temel başvuru kitaplarıyayımlamayı hedeflemeli ve çeviri kitapların da öncellikle dernekler tarafındanoluşturulacak kurullarca yönlendirilmesine çalışılmalıdır.
DerneklerinBilimsel Araştırma Stratejilerinin Planlaması
56. Öncelikle kendi alanında olmak üzere Türkiye'debilimin gelişmesine ve toplumun gereksinimlerinin karşılanmasına katkısağlayacak ve etik kurallar çerçevesinde yapılacak olan her türlü bilimselaraştırma ve bilimsel araştırma yapacak kişiler desteklenmeli; bilimselaraştırma ile ilgili kayıtların uygun şekilde toplanması özendirilmelidir.
57. Risk gruplarınıoluşturan çocuklar, hamileler, laktasyon dönemindeki kadınlar ve yaşlılar ileilgili araştırmalara öncelik verilmeli, bu risk grupları ile ilgili gerçekçi,bilimsel ve güvenilir verilere ulaşılabilmesi için etik kaygılar ön plandatutularak araştırmalar planlanmalıdır.
Bilimsel Araştırmalara Bütçe SağlamaYolu ve Yöntemleri
58. Bilimsel araştırmalar için TÜBİTAK, DPT vb. yurt içiveya yurt dışındaki kurum ve kuruluşlara proje başvurusu yapacak kişilerin önbaşvuruları öncelikle uzmanlık dernekleri tarafından değerlendirilmeli veilgili kuruluşlara bu ön değerlendirme sonucu üst yazı ile bildirilmelidir.Böylece desteklenecek projelerin seçiminde bilimsel değerlendirmelerin dahanesnel olarak yapılmasına olanak verilmelidir.
59. Kendi alanındaki bilimsel çalışmaların değerlendirilerekdernekçe desteklenebilmesi için bilimsel araştırma kurulları oluşturulmalıdır.Bu değerlendirme süreci ve değerlendirme kuralları başvuru ilanı ile birliktetüm açıklığıyla ilan edilmelidir. Değerlendirme etik ilkeler doğrultusunda venesnel olarak yapılmalıdır. Bu işlem için dernek gelirlerinden her yıl belirlibir oranda pay ayrılması sağlanmalı ve Maliye Bakanlığı ile yapılacakgörüşmeler sonrasında bu bütçenin vergiden muaf tutulması sağlanmalıdır.
Bilimsel Araştırmalara Bütçe Sağlama Yolu ve Yöntemleri
60. Özellikle Avrupa Birliği içinde yer alan araştırmakurumlarının olanakları gözden geçirilerek bu projelerde yürütücü veya ortakolarak yer alabilmenin sağlanması özendirilmelidir. Dernek kendi alanında varolan projelerin uluslararası yürütücüleri ile görüşerek Türkiye adına buprojelerde yer alınmasını sağlamaya çalışmalıdır. Bu konuda TTB-UDEK projeyazımı ve değerlendirmesinde yol gösterici ve destekleyici olmalıdır.
Bilimsel Araştırmalarda İşbirliği Olanakları
61. Dernekler, üniversiteler ve diğer eğitim kurumlarınınaraştırma olanaklarını saptayarak işbirliği ve ortak kullanım olanağı yaratmayaçalışmalıdır.
62. Derneklerce desteklenen çalışmaların dernek websayfalarında ilan edilerek bu konularda çalışmak isteyen kişilerinbilgilendirilmesi sağlanmalıdır.
63. Dernekler kendi alanlarında devam eden yurt dışıkaynaklı çalışmaların da web sayfası aracılığıyla duyurulmasına çalışmalıdır.
64. Dernek websayfalarında TTB-UDEK'in web sayfasına bağlantı verilmeli ve bu sayede sözedilen projelere daha kolay ulaşılması sağlanmalıdır.
Bilimsel Araştırmaları Teşvik Yöntemleri
65. Dernekler kendi üyelerince yapılmış olan bilimselaraştırmaları teşvik primi ile ödüllendirebilir.
66. Yayımlanmış araştırmaların (ulusal ve uluslar arasıdergilerde) dergi aboneliği, kitap veya kongre desteği gibi teşviklerleödüllendirilmesi sağlanmalıdır.
67. TÜBİTAK gibi kuruluşlarca desteklenmiş araştırıcılar,o alandaki diğer araştırıcıları teşviketmek üzere ödüllendirilmelidirler.
68. Araştırma yapılmasının ve bilimsel araştırmayı takibenyapılan yayınların akademik atama ve yükseltme kriterleri içinde yer alması;Sağlık Bakanlığı nakil, atama ve yükseltme kriterleri arasına girmesisağlanmalıdır.
BilimselAraştırmalarda Kaynakların Doğru Kullanımı
69. Kaynak israfına yol açmamak için öncelikle üniversiteve eğitim hastanelerindeki araştırma alt yapı olanaklarının belirlenmesi içinderneklerin öncü rol üstlenmesi sağlanmalı; bu olanakların aynı alanlardaaraştırma yapacak grupların ortak kullanımına açılmalıdır.
VI.İnsangücü Planlaması
70. Sağlık İnsan Gücü Planlaması (SİGP) etkin ve verimlibir sağlık hizmeti sunumunda vazgeçilmezdir.
71. SİGP'nda, öncelikle varolan durumun belirlenmesiningerekir. Dinamik ve çok parametreli bir süreç olan SİGP, tüm derneklerinkatılımı ile eşgüdüm içerisinde yapılmalıdır.
72. SİGP yapabilmek için kaynakların saptanması gerekir.Varolan durumun saptanmasında devletin ulaşılabilecek organları kullanılmalıdır
73. SİGP'de vazgeçilmez bileşenlerden biri de hekiminemeğinin değerlendirilmesidir.
74. Hekim kalitesinde eğitimi verecek kişilerin özelliklerigöz ardı edilmemelidir
75. SİGP çalışmalarında Sağlık Bakanlığı ile eşgüdümiçerisinde olunmalı ve "müzakereci" bir tutum benimsenmelidir.
76. İstihdam, hekimin bir yere yerleştirilmesi olarakalınmamalı; çalışma ortamında yeterli ekip ve ekipmanın olması, uygun yaşamkoşulları, iş ve gelir güvencesi sağlanmalıdır.
VII.Sağlıkta Dönüşüm ve Uzmanlık Eğitimi
77. Sağlık, kamusalbir hizmet olmalı ve genel bütçeden finanse edilmelidir.
78. Koruyucu sağlık hizmetlerini değil tedavi edicihekimliği ön planda tutan, toplum yerine bireyi öne koyan, dayanışma yerinerekabeti ön plana çıkaran, sağlığın bir hak olduğu ilkesinin, dolayısıylasağlıkta kamucu anlayışın terk edilmesini getiren "Sağlıkta DönüşümProgramı"ndan vazgeçilmelidir.
79. Eğitim ve Araştırma Hastanelerinde, işletmenin değileğitimin gereklerini önceleyen, eğitim ve araştırmadan ödün vermeyen niteliklihizmet sunumu sağlanmalıdır.
80. Hekimlerin hastanelerde iş güvencesiz, farklıstatülerde çalışması kabul edilemez. Sağlık çalışanları güvenceli ve emekliliğeyansıyacak yüksek ücret ile çalıştırılmalıdır.
81. Hekimler arasında farklılığa yol açarak çalışmabarışını bozan, eğitime ayrılan süreyi azaltan performans uygulamasına sonverilmelidir.
82. Sağlık Bakanlığı, Eğitim ve Araştırma Hastaneleri'ninyasal durumu yeniden belirlenmeli, siyasi etkilerden ve kadrolaşma çabalarındanuzak, akademik ve özerk bir yapıya kavuşturulması sağlanmalıdır.
VIII. Uzmanlık Eğitiminde Yeterlik
83. Yeterlik sürecinde eğiticigelişimi programlarının içeriği; programgeliştirme, klinikte eğitim, uzmanlık ve yeterlik sınavları, genel yetkinlikalanlarında eğiticiler yetiştirme, profesyonel davranış, iletişim becerileri,etik, sağlık politikaları, kanıta dayalı tıp ve araştırma konularınıkapsamalıdır.
84. Yeterlik kurulları sürecinde, uygulamada karşılaşılanen önemli sorun, Tıpta Uzmanlık Eğitiminde ilgili tüm bileşenlerin eşitkatılımı ile oluşturulan ve icracı niteliklere sahip bir ulusal otoriteninyoksunluğudur.
85. TTB-UDEK-UYEK'in düzenlediği eğitici eğitimiçalıştaylarına devam edilmelidir. Uzmanlık eğitimi ve öğrenme ortamındaniteliğin geliştirilmesi için bu gibi eğitici gelişimi programlarıyaygınlaştırılmalıdır.
86. Eğitici, eğitilen ve eğitim kurumlar içinstandartların oluşturulması önemlidir. Uluslararası standartlar bölgesel,ulusal ve kurumsal gereksinimler ve öncelikler doğrultusunda yenilenmelidir.
87. Halka sunulan sağlık hizmetinin niteliğininyükseltilmesi ve ulusal çapta standart bir sağlık hizmeti sunumu için tıptauzmanlık eğitimi veren kurumlarının akreditasyonu sağlanmalıdır.
88. Tıpta Uzmanlık Eğitimi alanında tek başına yetkili birulusal otoritenin olmayışı Yeterlik Kurullarının önündeki önemli sorunlardanbirisidir. Eğiticilerin, eğitim kurumlarının ve uzman hekimlerin yeterliksürecine yeteri kadar ilgi göstermemeleri, Yeterlik Kurullarının yaşadığıfinansal kısıtlılıklar ve eğitim kurumlarının kurum ziyareti programlarınagönüllü olmamaları da Yeterlik Kurullarının uygulamada karşılaştığı diğerönemli sorunlardır. Bu sorunların giderilmesi yönünde çalışmalar yapılmalıdır.
89. Akademik yükseltmelerde büyük bir emek verilerekalınmış Yeterlik Belgelerinin kullanılması hem akademik ortamın niteliğiniyükseltecek hem de Yeterlik Belgelerinin işlevini artıracaktır. YeterlikBelgesi alanlara akademik yükseltmelerde öncelik verilmelidir.
IX. Kurumlar arası İşbirliği -Eğitici ve Eğitilen Gözüyle Afiliasyon
90. Uzmanlık eğitiminde standardizasyonun oluşturulmasınakatkıda bulunmak üzere, kurumlar arası işbirliği ile ortak eğitimprogramlarının oluşturulması, fiziksel altyapıların geliştirilmesi ve bilimselaraştırma olanaklarının paylaşılması sağlanmalıdır.
91. Afiliasyonun gerçekleştirilmesi için gerekli hukuki veidari düzenlemeler yapılmalıdır.
92. Kurumların afiliasyonunda, her iki kurumda verileneğitimin eksikliklerin karşılıklı olarak giderileceği, birbirini eşit gören biryaklaşım benimsenmelidir.
93. Afiliasyon uzmanlık eğitiminde uygulanabiliryöntemdir. Ancak yaygınlaşabilmesi için tanınması, kolaylaştırılması,denetlenmesi ve onaylanması gereklidir. Bunların sağlanabilmesi için gerekliolan alt yapı çalışmalarında eşgüdümü sağlamak üzere Sağlık Bakanlığı, YÖK, TTBgibi uzmanlık eğitimi ile ilgili tarafların temsil edildiği ve işbirliği içindeçalışabilecekleri bir merkez oluşturulmalı ve maddi kaynak sağlanmalıdır.
X. Sağlık Sisteminde Asistanların Yeri ve UzmanlıkEğitimi
94. TTB- AHEK'e uzmanlık dernekleri tarafından asistan temsilcisi yollanmalı, tümeğitim veren kurumlarda asistan temsilciliği kurulmalı ve 2007 yılı içindeTTB-AHEK öncülüğünde bir Asistan Hekim Kurultayı düzenlenmelidir.
95. Asistanların çalışma saatleri haftada en fazla 56 saatolacak şekilde düzenlenmeli, nöbet sonrası 11 saat izin olmalı, bu süreyi aşantüm mesailer ücretlendirilmelidir.
96. Kurumlar STE-SMG etkinliklerine katılım konusunda asistanlarına destek olmalıdır.
97. Sağlık Bakanlığı Eğitim ve Araştırma Hastaneleribünyesinde verilmeye başlanan Acil Tıp Uzmanlık Eğitimi bu hali ile kabuledilemez. Bir an önce Acil Tıp Şeflikleri kurulmalı ve bir eğitim programıçerçevesinde uzmanlık eğitimi verilmelidir.
XI. UzmanlıkEğitimi Alanında Güncel Gelişmeler
Tıpta Uzmanlık Kurulu
Tıpta uzmanlık eğitimiyle ilgili önemli bir gelişme,Sağlık Bakanlığı'nın 1219 sayılı yasada değişiklikle tıpta uzmanlık eğitimininşimdiki durumda olduğu gibi tüzük ile değil, yönetmelikle düzenlenmesiniöngören bir yasa tasarısı hazırlamış olmasıdır. Bilindiği gibi, Danıştay, 2002yılında yürürlüğe giren Tıpta Uzmanlık Tüzüğünde yer alan Tıpta UzmanlıkKurulu'nun, sürekli kurul olması nedeniyle yasayla kurulması gerektiğinigerekçe göstererek yürütmesini durdurma kararı almış; Sağlık Bakanlığı gerekliyasal düzenlemelere başvurmak yerine, sorunu Tıpta Uzmanlık Tüzüğü tasarısındaKurul yerine Üst Komisyona yer vererek aşmaya çalışmıştır. Tüzük tasarısındaTıpta Uzmanlık Üst Komisyonu, tavsiye kararları almak üzere toplanan ve danışmaişlevi gören bir Bakanlık organı gibi tanımlanmaktadır.
Tıpta Uzmanlık Tüzüğü tasarısı üzerine olangörüşmeler, ilgili tarafların katılımıyla Danıştay 1. Dairesinde sürdürülmüş;ancak Sağlık Bakanlığı'nın gerek Yükseköğretim Kurulu, gerekse Türk TabipleriBirliği ile Tüzük Tasarısı üzerinde, özellikle de Kurul ve Komisyonlarınişlevleri ve yapılanması konularında bir uzlaşmaya yanaşmaması nedeniyletıkanma noktasına gelmiştir. Daha sonra Danıştay 1. Dairesi Tüzük TasarısınıTıpta Uzmanlık Kurulu benzeri kurul ve komisyonların Tüzükle kurulamayacağıyönündeki 8. Daire görüşü olduğu gerekçesiyle reddederek Danıştay Başkanlığınageri göndermiştir.
Yasa maddesinde tıpta uzmanlık eğitimi ile ilgilisüreçlere yer verilmemiş; icra yetkisinin içeriği tanımlanmamıştır. TıptaUzmanlık Kurulunda üyelerin çoğunluğunu Sağlık Bakanlığı tarafından atananlaroluştururken, TTB'nin sadece bir üye ile temsil edilmektedir. Tıpta UzmanlıkKurulu, tıpta uzmanlık eğitiminin tarafları olan Sağlık Bakanlığı, YÖK ve TTB'nin eşit düzeyde temsil edildiği,demokratik işleyişe sahip bir yapıda olmalıdır.
1219 sayılı yasada yapılacak bir değişiklikle tıptauzmanlık eğitiminin tüzük yerine yönetmelikle düzenlenmesi, Tüzüğün çıkmasıiçin tarafların uzlaşmasını şart koşan Danıştay'ı sürecin dışında bırakırken,Sağlık Bakanlığı'nı tıpta uzmanlık eğitimiyle ilgili düzenlemelerde tek yetkilikonumuna getireceği için ciddi sakıncalar içermektedir..
Sağlık Bakanlığı Tarafından Yürütülen Müfredat veMesleki Bilimsel Çalışma Standartlarının Belirlenmesi Çalışmaları
Sağlık Bakanlığı'nın birkaç aydan bu yana sürdürmekteolduğu bir diğer faaliyet alanını, her bir uzmanlık dalı için uzmanlıkeğitimine yönelik müfredat ve mesleki bilimsel çalışma standartlarınınbelirlenmesi amacıyla ilgili alandan uzmanları davet ederek düzenlediğitoplantılar oluşturmuştur. Toplantılara davet edilen uzmanların seçimindebelirli bir ölçüt gözetilmemiş; toplantıların Sağlık Bakanlığı Sağlık EğitimiGenel Müdürlüğü'nün bir faaliyeti olarak gerçekleştirilmesi tercih edilmiştir.Toplantılarda, her bir uzmanlık alanı için müfredat ve asistan karnesininhazırlanarak iletilmesi, rotasyonların isimleri ve sürelerinin bildirilmesiistenmiştir.
Tüm bu süreçte, Sağlık Bakanlığı bu alanda yıllardırçalışmalar sürdüren ve önemli bir birikime sahip olan TTB-UDEK ile kurumsaldüzeyde ilişki kurmaktan kaçınmıştır. Kurumsal temsiliyeti olmayan ve yasal birzemine oturmayan bu uygulamalar, Sağlık Bakanlığının tıpta uzmanlık eğitimindetek belirleyici olma ve tıpta uzmanlık eğitimi ile ilgili iş ve işlemleri tekbaşlarına yürütme yönündeki faaliyetlerinin bir uzantısı görünümünde olup,tıpta uzmanlık eğitimi alanına zarar vermektedir.
Şef / Şef Yardımcısı Atamaları
Temmuz 2005 tarihinde çıkarılan bir yasa ile profesörve doçentlerin Eğitim ve Araştırma Hastaneleri klinik şef ve şefyardımcılıklarına sınavsız olarak atanmaları sağlanmıştır. Söz konusu yasaSayın Cumhurbaşkanınca veto edilerek Meclise iade edilmesine karşın, vetoedilen şekli ile 01.11.2005 tarihinde yasalaştırılmış; bu gelişmenin hemenardından şef ve şef yardımcılığı atamaları büyük bir hızla gerçekleştirilerekEğitim ve Araştırma Hastanelerinin eğitim kadroları daha çok mevcut iktidarayandaş görünen meslektaşlarımızca dolduruldu. Bu suretle bu hastanelerde yıllardıremek veren meslektaşlarımız, mesleki ve akademik yükselme şanslarını büyükölçüde yitirmişlerdir. Bu hastanelerin kurumsallığı zedelenmiş, eğitimetkinlikleri aksar hale gelmiştir. Söz konusu yasanın yürütmesi AnayasaMahkemesi'nce 12.12.2005 tarihinde durdurulmuştur. Ancak, bu tarihten sonra da,kararın Resmi Gazetede yayımlandığı tarih olan 17.12.2005 gününe kadar atamalarsakınılmadan devam etmiş; Sağlık Bakanlığı 41 günlük süre içerisinde 175 şef veşef Yardımcısının atamasını yapmıştır.
Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun Ek-1' inci maddesinin ikincifıkrasında değişiklikle, profesör ve doçentlerin klinik şef ve şefyardımcılıklarına atanması için; Bakanlıkça kadroların ilan edilmesi, bilimselçalışma ve yayınları ile birlikte Bakanlığa başvuruların kabul edilmesi, üçüeğitim ve araştırma hastaneleri klinik şeflerinden ve ikisi de üniversiteöğretim üyelerinden olmak üzere beş kişilik bir jüri oluşturulması, jüritarafından adayların bilimsel çalışma ve yayınlarının incelenerek ve her biraday için rapor düzenlenmesi ve bu raporlar ışığında Bakanlıkça belirlenen enuygun adayların klinik şefi ve şef yardımcılığı kadrolarına atanması aşamalarıiçeren bir düzenlemeye gidilmektedir. Ayrıca, profesör ve doçent unvanına sahipolmayan uzman tabipler için klinik şefi ve şef yardımcılığı ve başasistankadrolarına atanmalarında sınav yapılması hükmü getirilmektedir.
Yine aynı yasa maddesi, klinik şefi, şef yardımcılığıve başasistan kadrolarına atananların beş yıllık sürelerde bilimsel veperformans kriterleri bakımından Bakanlıkça değerlendirilmeleri ve yeterligörülmeyenlerin uzmanlık kadrolarına nakledilmeleri yönünde bir hükümiçermektedir.
Söz konusu yasa tasarısıyla, gerekli yasaldüzenlemeler yapılarak şef ve şef yardımcılığı atamalarındaki Anayasa Mahkemesiengelinin aşılmaya çalışıldığı izlenimi alınmaktadır. Bilimsel çalışma veyayınların dikkate alınacağı belirtilmiş de olsa, klinik şeflikleri ve şefyardımcılıklarına sonuçta Bakanlıkça uygun görülenlerin atanacak olmaları, 5yılda bir yapılacak değerlendirmelerle Bakanlıkça yeterli görülmeyen klinikşefi ve şef yardımcılarının uzman kadrolarına nakledilecek olmaları, tıptauzmanlık eğitimi alanındaki kadrolaşmanın artarak sürebileceği yönünde ciddiendişelere neden olmaktadır.
Klinik şefi ve şef yardımcılığı atamaları sınavsonucuna göre olmalı; 1998 yılında uygulanan üç aşamalı sınav sisteminegeçilmeli ve bu sistem geliştirilerek sürdürülmelidir. Bu sınav sisteminin ilkaşaması olan yabancı dil sınavı, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi ya da Sağlık Bakanlığıile doğrudan bağlantılı olmayan, sınav yapma konusunda uzmanlaşmış ve bu alandayeterli deneyime sahip bir kuruluş tarafından merkezi olarak ve nesnel ölçütlergözetilerek yapılmalıdır. Üçlü sınav sisteminin ikinci aşaması, nesnel birdeğerlendirme açısından gerekliliği tartışılmaz olan merkezi mesleki bilgisınavı olmalıdır. Üçüncü aşamada ise, jüri üyelerinin, Bakanlık tarafındangörevlendirilmeyip kura ile belirlendiği mesleki uygulama ve yeterlik sınavıyer almalıdır.
YabancıHekimlere Çalışma İzni
TBMM'deyasallaşma sürecinde olan "Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde KararnamelerdeDeğişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" içinde, 1219 sayılı Tababet veŞuabatı San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunun 1.inci maddesindeki "ve Türkbulunmak" ibaresinin metninden çıkarılması da yer almaktadır. Yasa gerekçesiolarak, ülkemizdeki tabip sayısının artmasına katkı sağlanması ve AvrupaBirliğine tam üyelik sürecinde, kişi ve hizmetlerin serbest dolaşımı önündekiengellerin kaldırılmasının gösterilmiştir. Bu yasa tasarısıyla, hiçbirdüzenleme yapılmadan, tek taraflı olarak, üstelik de Avrupa Birliği ile"yerleşme hakkı" ve "hizmet sunma özgürlüğü" başlıklarındaki müzakerelerininaskıya alınmasının gündemde olduğu bu günlerde Avrupa Birliği'ne tam üyelik süreci gerekçe gösterilerek, yabancı hekimlereçalışma izni verilmektedir.
Yandal Sınavı
Sağlık Bakanlığı önceden her hangi bir hazırlık vebilgilendirme yapmadan "Yan Dal Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı Yönetmeliği"çıkarıp, 16 Mayıs2006 tarihinde Sağlık Bakanlığına bağlı Eğitim ve AraştırmaHastanelerinin Yandal Uzmanlık Klinikleri için, 222 kişilik bir yandal kadrosuaçılarak, Yan Dal Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı yapılacağına dair ilanverilmiştir.
Giriş sınavının ilandan 15 gün sonra 31.05.2006tarihinde, yazılı bilgi sınavının ise bundan 3 gün sonra 3 Haziran 2006 tarihindeyapılması öngörülmüştür. Yandal sınavlarının yürütmesi Danıştay tarafındandurdurulmuştur.
Sınav duyurusunun sınavdan 15 gün önce yapıldığı, KPDSve ÜDS sınavlarının yapılmasının beklenmediği bu sınav için, kliniklerin altyapı olanakları, eğitici gücü vb. dikkate alınmadan kadrolar açılmıştır. Yandal sınavları için, jüri belirlenmesinde hiçbir ölçüte yer verilmemiş, yazılısınavda soruları kimin hazırlayacağı belirlenmemiş, sözlü sınavın süresi,uygulama yapılıp yapılmayacağı açıklanmamış ve sıralamada ilk 222'ye girmebaşarı ölçütü olarak kabul edilmiştir.
Yandal sınavları için öneriler aşağıda belirtilmiştir:
-Yan dal sınavları YÖK'ün, TTB-UDEK' in, uzmanlık derneklerinin ve uzmanlıkdernekleri yeterlik kurullarının önerileri alındıktan sonra açılmalıdır.
-Kadrolar kadro standartlarına göre belirlenmeli, kadro belirlenirken kliniğineğitim ve fizik altyapısı dikkate alınmalıdır.
-İlgili yan dala ait tam gün çalışma kapasitesinde yeterli sayıda eğitimciolmayan yerlere asistan alımı yapılmamalıdır.
-Jüri üyeliği için belirli ölçütler aranmalı ve kura yoluyla seçilmelidirler.Ayrıca jüri üyelerinin ilgili yan dalın uzmanı olmasına azami gayretgösterilmelidir. Üniversite öğretim üyeleri de jüriye üye olarak alınmalıdır.
-Yabancı dil sınavı için baraj 60 (altmış) puan olmalıdır.
-Yazılı bilim sınavı eğer varsa ilgili uzmanlık alanının yeterlik kurulununilgili komisyonu veya ÖSYM tarafından yapılmalıdır.
-Sınavda belli bir baraj olmalıdır.
-Sözlü sınav için belirli bir süre ayrılmalı sınavın nasıl olacağı vedeğerlendirmesi nesnel kurallara bağlanmalıdır. Bu konuda yeterlik sınavlarındada uygulamaya giren Nesnel Örgün Klinik Sınavlar (OSCE) örnek alınmalıdır. Bu sınavda da belli birbaraj olmalıdır.