TTB Olağanüstü 55. Büyük Kongresi Karar Önerileri
1624-2006
26.10.2006
TABİP ODASI BAŞKANLIĞI’NA
İlgi:10.10.2006 tarih ve 1583-2006 sayılı genelgemiz.
İlgi genelgemiz ile TTB Olağanüstü 55. Büyük Kongresi’nin 18-19 Kasım 2006 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirileceğini bildirmiştik.
TTB 54. Büyük Kongresi’ne Antalya, Batman, Bursa, Diyarbakır, Giresun, Kocaeli, Mardin ve Mersin Tabip Odalarımızca gönderilen, fakat zaman yetersizliği nedeniyle görüşülemeyen Oda Karar Önerileri ve Türk Tabipleri Birliği Uzmanlık Dernekleri Eşgüdüm Kurulu’nun Kuruluş ve Çalışma Usulleri Hakkında Yönetmeliği’ne ilişkin Karar Önerileri ekte sunulmuştur.
55. Büyük Kongre karar önerileri Merkez Konseyi’nce delegelerimize postalanmıştır. Herhangi bir nedenle eline ulaşmayan odanız Büyük Kongre delegelerine iletilmesi konusunda gereğini rica eder, çalışmalarınızda başarılar dileriz.
Saygılarımızla,
TTB Merkez Konseyi a.
Dr. Altan Ayaz
Genel Sekreter
1625-2006
26.10.2006
Sayın Delegemiz,
İlgi:10.10.2006 tarih ve 1583-2006 sayılı genelgemiz.
İlgi genelgemiz ile TTB Olağanüstü 55. Büyük Kongresi’nin 18-19 Kasım 2006 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirileceğini bildirmiştik.
TTB 54. Büyük Kongresi’ne Antalya, Batman, Bursa, Diyarbakır, Giresun, Kocaeli, Mardin ve Mersin Tabip Odalarımızca gönderilen, fakat zaman yetersizliği nedeniyle görüşülemeyen Oda Karar Önerileri ve Türk Tabipleri Birliği Uzmanlık Dernekleri Eşgüdüm Kurulu’nun Kuruluş ve Çalışma Usulleri Hakkında Yönetmeliği’ne ilişkin Karar Önerileri ekte sunulmuştur.
Bilgilerinize sunar, çalışmalarınızda başarılar dileriz.
Saygılarımızla,
TTB Merkez Konseyi a.
Dr. Altan Ayaz
Genel Sekreter
TTB 55. BÜYÜK KONGRE’YE SUNULACAK
TABİP ODALARI KARAR ÖNERİLERİ
ANTALYA TABİP ODASI
24-25 Haziran 2006 tarihlerinde gerçekleştirilecek olan Büyük Kongrede görüşülmek üzere Antalya Tabip Odası’nın karar önerilerini aşağıda gereği için bilgilerinize sunarız.
1-6023 sayılı Yasa’nın 6. maddesinde ifade edilen “seçime katılmayan üyelere o yılki en yüksek yıllık üye aidatının üç katından az, beş katından fazla olmayan para cezası uygulanır” maddesinin ceza uygulamasının kaldırılması olarak değiştirilmesi,
2-Türk Tabipleri Birliği Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair 5477 Sayılı Kanun’un 1. maddesine göre “Hudutları içinde tabip odalarına kayıtlı en az yüz tabip bulunan her ilde tabip odası kurulur” denmektedir.
Ülkemizde pek çok il’in ilçelerinde üye sayıları 100’ü geçmekte ancak bu bölgeler ilçe oldukları için tabip odası kurulamamaktadır. Özellikle ülkemizin Batı bölgelerinde bu durum söz konusudur. Örneğin Alanya ilçemizde 224 üye mevcuttur ve il merkezine uzaklığı 120 km.dir. Bu nedenle üye sayısı 100’ü geçen ilçelerde oluşturulan ilçe temsilciliklerinin yetkilerinin artırılması uygun olacaktır.
3-Ülkemiz uluslar arası büyük güçlerin projelerini gerçekleştirme alanı içerisindedir. Bu gelişmelere ve ülkemizin yok edilmesine karşın TTB Genel Kurulu olarak tam bağımsızlığı savunma kararlılığını göstermelidir.
BATMAN TABİP ODASI
TTB 54. Büyük Kongre’de aşağıdaki önerilerin tartışılmaya açılmasının uygun olacağı görüşündeyiz.
1-Hem bölgemizin hem de ülkemizin en önemli sorunlarından biri olan Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yöntemler ile çözülmesi konusunda katkı sunulması çabalarının sürdürülmesi.
2-Son yıllarda geliştirilen politikalar nedeni ile özel kuruluşlarda çalışan hekimlerin hızla artması çalışan-işveren sorunlarını beraberinde getirmektedir. Bu nedenle Özel Hekimlik Sendikası benzeri bir örgütlü hekim organizasyonunun oluşumunda öncülük edilmesi.
3-Sözleşmeli kamu hekimlerinin sendikalı olmasının önündeki hukuksal engellemelere çözüm aranması.
4-Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin ülke geneline oranla fazla olan ve katlanarak artan sorunlarına hekimlik açısından çözüm önerileri üretilebilmesi amacıyla bölgemizdeki hekimlik koşullarına ilişkin, TTB merkez katılımlı çalışmaların sürdürülmesi-arttırılması.
5-Özellikle halk sağlığı konuları başta olmak üzere, bölgeye pozitif ayrımcılığın yapılması konusunda çaba sarf edilmesi.
6-Son yıllarda hızla ve “kolluk kuvvetlerin işini daha kolay” yapabilmeleri gerekçeleri ile çıkarılan yasalar (TMY, TCK vb.) nedeni ile oluşabilecek hak ihlallerine ilişkin ciddi bir karşı duruşun sergilenmesi.
BURSA TABİP ODASI
24-25 Haziran 2006 tarihlerinde gerçekleştirilecek olan 54. Olağan Seçimli Büyük Kongre’de değerlendirilmesi için Odamızın önerisi ektedir.
Gereği için bilgilerinize sunar, çalışmalarınızda başarılar dileriz.
Tabip Odalarının Merkez Konseyi’ne Olan Borçlarının Ödenebilir Duruma Getirilmesi:
Bildiğiniz üzere hemen tüm Tabip Odalarının Merkez Konseyi’ne olan borçları bütçelerine göre ödeyemeyecekleri rakamlara ulaşmıştır. Bundan önce odamız tarafından defalarca aidat borçları hakkında bir çözüm bulunmasının gerekliliği vurgulanmış olmasına rağmen, konuyla ilgili somut bir adım henüz atılmamıştır. Sağlık Bakanlığı tarafından 6023 sayılı TTB Kanunu’nun hazırlanmasındaki süreçte Sağlık Bakanlığı ve TTB yetkilileri ile bir araya gelindiğinde sorun iletilmiş ve “Merkez Konseyi üyeleri tarafından bu konu kendi iç sorunumuzdur, genel kurulda bu konu ile ilgili bir çözüm yolu bulunacaktır” tarzı yaklaşımlarla karşı karşıya kalınmıştır. Tabip Odalarının Merkez Konseyi’ne olan borçlarını ödeyememeleri bir realitedir ve bu borcun ödenebilir miktarlara çekilmesi hem odaların hem Merkez Konseyi’nin yararınadır.
Mevzuatımızda odaların gelir kaynakları belirtilmiş olup, bunların içerisinde üye aidatları en yüksek payı almakta, bunu da işyeri hekimliği kurs gelirleri takip etmektedir. Hepimizin malumu olan işyeri hekimliğinde yaşanan süreç odaları önemli bir gelir kaynağından mahrum bırakmıştır. Ayrıca örnek vermek gerekirse şu an itibariyle Bursa Tabip Odası 3.000 üyesinden yaklaşık 2.000 üyesi aidatlarını ödememiştir.
Yeni 6023 sayılı TTB Kanunu’nda Merkez Konseyi payının %10’a düşürülmesi gerçekci bir yaklaşımdır ve gerekliliği olan bir uygulamadır. Bu nedenle bu %10’luk oranın geçmişe dönük borçlara uygulanmasının genel kurumuzda gündem maddesi olarak görüşülmesi ve Genel Kurulumuzda onaylanması hem odaları hem Merkez Konseyi’ni rahatlatacaktır.
Teklifimizin gündem maddesi olarak Genel Kurul gündemine alınması için gereğini saygılarımızla arz eder, çalışmalarınızda başarılar dilerim.
DİYARBAKIR TABİP ODASI
İlgi yazınızda, Büyük Kongre’de değerlendirilmesi düşünülen Karar Önerilerinin Merkez Konseyi, diğer odalar ve büyük kongre delegelerine önceden gönderilerek bilgilendirilmesinin sağlanması, yapılacak seçimli 54. Olağan Kongre’de tartışılması için 1 Haziran 2006 tarihine kadar Merkez Konseyi’ne gönderilmesi istenmiştir.
31.05.2006 tarihli Diyarbakır Tabip Odası Yönetim Kurulu ve Delegasyonun kongre kararı önerileri ektedir.
Gereğini bilgilerinize sunar, çalışmalarınızda başarılar dileriz.
Bu çerçevede odamızca toplantılar yapılarak aşağıda maddeler halinde belirtilen konuların Büyük Kongrede “ Karar Önerileri” olarak tartışılmasının uygun olacağı düşünülmüştü.
1-Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesine katkı sağlanması.
Bilindiği üzere; son zamanlarda şiddet gündelik hayatımızın her alanına girerek yayılmakta ve biçim değiştirerek insana ait pozitif değerleri yok etmeye yönelik hız kazanmaktadır.
Bu noktada; en büyük değeri insan yaşamını korumak ve geliştirmek olan biz Hekimler için; gerekçesi ne olursa olsun - her türlü şiddeti reddetmek ve bu reddi toplum kesimlerine ve bireylerine yaymak ve bu konuda bir toplum duyarlılığı yaratmak kaçınılmaz olmuştu.
Tüm Türkiye’de ama özellikle Güneydoğu’da, son zamanlarda - kaynağı nereden gelirse gelsin - yeniden oluşturulan şiddet ortamı, Şemdinli ve Diyarbakır olayları ile toplum gündemine tekrar taşınmıştır.
İnsanların mutluluğu, kardeşçe yaşaması ve toplumumuzun gelişmesi için; eşitsizliklerin yoksulluk ve yoksunlukların giderilmesi, hukukun hakim kılınması, özgürlüklerin ve hiç şüphesiz ki; demokrasinin geliştirilmesi gerekmektedir.
Buradan hareketle; biz hekimler görevimiz gereği, insanın yaşam hakkının kutsallığını savunmaya ve bu ülkenin en büyük ve önemli sorunu olan “KÜRT SORUN” nun barışçı ve demokratik yöntemlerle çözülmesini talep ediyor, Halklarımızın kardeşçe yaşaması için gereken tüm çabaların tüm ülke yöneticileri, sivil toplum ve meslek örgütleri tarafından paylaşılmasını ve sonuca ulaştırılmasını diliyoruz.
2-Özel Hekimlerin haklarının korunabileceği örgütlü bir organizasyona gidilmesi – Özel Hekimlik Sendikasının kurulması çabaları.
Bilindiği üzere; “Sağlıkta Dönüşüm Programı” adı altında yürütülen politikalarla, kamu sağlık hizmetleri zayıflatmaktadır. Daha fazla özelleştirmeyi teşvik eden bu sistemle sağlık hizmetleri piyasanın insafına terk edilmektedir.
Buna bağlı olarak kamuda umduğunu bulamayan hekimlerin piyasa koşullarına yönelmektedir. Bununla beraber Diyarbakır Tabip Odası olarak, bizler bir günde onlarca hekim arkadaşımızın özel sağlık hizmetleri ile anlaşma yaptıklarına, kısa bir süre sonra ise, yine onlarca hekimin toplu çıkış yaptıklarına tanık olmaktayız. Bu durum onca ekonomik katkı ve meşakkatle okuyarak yaygın bir meslek olan hekimlik statüsüne erişmiş olan meslektaşlarımızın kamu da umduğunu bulamayınca, özele yöneldiklerini ancak, özelde de çalışma şartlarının güvence altında olmadığını ve işverenin iki dudağı arasında bulunduğunu açıkça göstermektedir.
Bu nedenle, Diyarbakır Tabip Odası olarak, iş güvenceli çalışmadan ve özlük haklarımızın sonuna kadar savunulmasından yana olduğumuz hususları da dikkate alındığında;
Özel sağlık kuruluşlarında çalışan hekimlerin belki sağlığın bir ekip işi olduğu dikkate alındığında özelde çalışan tüm sağlık çalışanlarını da içine alacak bu genelleme ile çalışma koşullarının düzeltilebileceği, sorunlara yakın, etkin ve kalıcı çözümler üretebilecek ve katkı sunabilecek bir örgütlü yapıya kavuşturulması kaçınılmaz görülmektedir.
Bu örgütsel yapılanmanın sağlanması yolunda çaba sarfedilmesi ve konunun çok yönlü tartışılmasını talep ediyoruz.
3- TTB Merkez Konseyi’nce oluşturulan bir komisyonun bölgeye gelerek belli bir zaman aralığında, “Bölgede Hekimlik Koşulları’nın irdelenmesinin sağlanması,”
Bilindiği üzere; Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesine yıllardır hekim gönderme güçlüğü çekilmektedir. Bu ara uygulanan “sözleşmeli hekim” uygulamasından sonra hükümet tarafından “mecburi hizmet uygulaması” yeniden gündeme getirilmiştir. Dahası; gitmeyen hekimler için gözdağı olarak; “ithal hekim” kavramı oluşturulmuştur.
Oysa sorunun açılmasının yolu; Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesini, hekimlerin gitmeyi istemedikleri bir yer olmaktan çıkarmak, kalıcı barış ve demokrasi koşullarının gelişmesini sağlamaktan geçmektedir.
Bu noktada güneydoğuda hekimlik koşullarının ne olduğunun saptanması ve bu olumsuz koşulların nasıl düzeltilebileceğine ilişkin çözümlerin ortaya konması için bir komisyonun teşkil ettirilerek değerlendirmeler yapmak üzere bölgeye gelmesini talep ediyoruz.
4-Bölgeye pozitif yarımcılığın yapılması.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi; Türkiye’nin en az gelişmiş bölgelerinden biridir. 20 yıl içinde bölgeden diğer büyük kentlere iş adamlarının ve eğitimli kişilerin göçmesi ile pozitif göç veren köyden kente göçler ile de negatif göç olan bir kent görünümü sergilemiştir. Bu durum bu süreç içerisinde mevcut kent yapısını, demografik, eğitimsel ve kültürel açıdan önemli problemlerle karşılaştırılıştır.
Bu durum ise bölgenin sağlık sorunları ister istemez ilişkili kılınmıştır ve bölgedeki yoksulluk ve ekonomik güçsüzlük sağlık göstergelerine yansınmış ve bölge sağlık göstergeleri açısından hep sonuncu konumda kılınmıştır.
Bu nedenle bölgeye pozitif ayrımcılık yapılarak ekonomik ve sosyal kalkınma için bölgede adımların atılmasında ve bölgelerarası eşitsizliklerin giderilmesindeki tüm planlama, proje ve önerilerde bulunulması noktasında sivil toplum kurumsal kimliği ile ilgili olarak, ilgili kurum, kuruluş ve sivil toplum örgütleri ve meslek örgütleri ile dayanışma ve her türlü işlerliği içersinde bulunulması talep ediyoruz.
GİRESUN TABİP ODASI
İlgi yazınızda 54.üncüsü yapılacak olan Türk Tabipleri Birliği Büyük Kongresi’nde değerlendirilmesini düşündüğümüz konular sorulmaktadır.
Bilindiği gibi Anadolu’da üye sayısı bakımından küçük sayılabilecek odalarımızın gelir kaynakları sadece üye aidatıyla sınırlı kalmaktadır ve bu aidatları da toplarken sıkıntıya düşülmektedir. Bu nedenle odaların topladıkları aidatlar odaların zorunlu harcamalarını karşılamaya ancak yetmektedir.
Bu durumun değerlendirilerek 54. Büyük Kongre’de geçmiş yıllara ait odaların Türk Tabipleri Birliği’ne olan aidat borçlarının silinmesi konusunda bir çalışma yapılmasının önerilmesi uygun görülmüştür.
Bilgi ve gereği arz olunur.
KOCAELİ TABİP ODASI
Üyelerimizin TTB Büyük Kongresi’ne iletmek istedikleri yazıları ve görüşleri ekte sunulmuştur.
Gereği için bilgilerinize arz ederiz.
Toplantı Raporu
24 Mayıs 2006 tarihinde Kocaeli Tabip Odası binasında yapılan toplantıya KTO Büyük Kongre Delegeleri yanında seçili kurullarda ve komisyonlarda görev alan toplam 20 kişi katılmıştır.
Toplantıda, Türkiye’nin içinde bulunduğu durum ve TTB’nin gelecek dönemde de sürdüreceği kritik işlev konusunda görüşler paylaşıldı.
Komşu ülkemiz Irak’ın işgal edilmesi ile başlayan süreçte Irak halkı büyük kayıplar vermiştir, hala vermektedir. Irak’ta bugün büyük bir savaş yaşanmaktadır, her gün onlarca insanın öldüğünü, halkın yaşam koşullarının kötüleştiğini, sağlık hizmetleri dahil hiçbir hizmetin olmadığını gözlemliyoruz. Irak’a yapılan bu saldırıda ne yazık ki Türkiye’nin de rolü vardır. Bilindiği gibi, Hükümet 1 Mart Tezkeresi’ni çıkartamamanın verdiği “ezikliği” daha sonraki dönemde telafi etmek için gereken her şeyi yapmıştır.
Son zamanlarda diğer bir komşu ülke olan İran’a saldırı gündemdedir. Bu süreçte, ABD’nin İran’a saldırması için gerekli desteği sağlamanın yanı sıra askerlerini göndermesi olasılığı göz önünde bulundurulmalıdır. Bu kez, 1 Mart tezkere sürecinde yaşadığı acemilikten ders alan Hükümet önlemini alarak gerekli izinleri alacaktır.
Bunu göz önünde bulundurarak, her zaman insandan yana olmuş bir meslek grubunun örgütü olarak tarihi sorumluluğumuzu yerine getirmek adına İran’a karşı yapılacak herhangi bir saldırıda Türkiye’nin askeri ile ne de diğer lojistiği ile süreçte yer alması konusunda Büyük Kongre’de karar alınmasını değerli buluyoruz.
Kocaeli Tabip Odası Başkanlığına
Biz bir aileyiz. Evimizin, Odamızın yönetiminde seçimle pratisyen ve uzman düzeyinde her kurumdan meslekdaşlarımız görev almaktadırlar. En önemli ve ortak özelliğimiz hekim olmaktır. Hekim olmak içinde bir Tıp Fakültesinden mezun olmamız gerekmektedir. Bunu hiç unutmayalım. Tıp fakülteleri hem mezuniyet öncesi ve sonrası eğitim yapmakta, hekim ve uzman yetiştirmekte ve hem de sağlık hizmeti vermektedir. Elbette ki Sağlık Bakanlığı’na bağlı bazı hastaneler de mezuniyet sonrasında uzmanlık eğitimi verebilmekte ve sağlık hizmeti sunmaktadır. Bu giriş sonrası geldiğimiz noktada Tıp Fakültelerinin önemi ile ilgili bazı görüşlerimi aşağıda sunuyorum. Bu görüşlerimin TTB Genel Kurulu’nda dile getirilmesini de çok doğru buluyorum.
1-Tıp Fakülteleri, Temel Tıp Eğitimi vermek için olmazsa olmaz olan ve Temel Tıp Anabilim Dallarına sahiptir(Anatomi, biofizik, biyokimya, tıbbi biyoloji, fizyoloji, histoloji, embriyoloji, mikrobiyoloji, tıp tarihi, deontoloji gibi). Bu Anabilim Dallarında yüzlerce öğretim üyesi çalışmakta, laboratuar, imkan ve donanımları ile tıp fakülteleri bu anabilim dallarını ayakta tutmaktadır. Bu Anabilim Dalları tıp eğitiminde çok önemlidir. Hastane döner sermaye gelirlerine minimal düzeyde katkı sağlayabilen bu bilim dallarının ihtiyaçları ve öğretim elemanlarının döner sermayeden aldıkları tazminatlarını hastane döner sermaye gelirlerinden karşılanmak durumundadır.
2-Hükümet, Tıp Fakültelerinin sağlık sistemindeki yerini ve önemini bilmemektedir. Özel veya resmi tüm sağlık kurumlarının en önemli unsuru ve belkemiği olan hekimleri tıp fakülteleri yetiştirmektedir. Hükümet mezuniyet öncesi ve sonrası tıp eğitimi kavramlarını da bilmemektedir. Tüm resmi sağlık kurumlarının boğazını sıkarken, tıp fakültelerine de aynı yaklaşımı sergilemekte, ülkemizin ve sağlık hizmetlerinin geleceği açısından bunun sonuçlarını düşünmemektedir.
3-Maliye Bakanlığı 2006 bütçesinde hastane donanımına ilişkin 620 kalemini sıfırlamıştır. Bugünkü hükümetin anlayışı resmi kurumlarına siz artık döner sermayeniz ile geçinmek zorundasınız anlayışı ile örtüşmektedir. Buna karşın döner sermaye gelirlerinizi de sürekli sınırlayıcı bir yaklaşım sergilenmektedir.
4-Sağlık Bakanlığı ve Maliye Bakanlıkları enflasyona rağmen her yıl ameliyat, laboratuar ücretlerini düşürmekte, ameliyatları paket içine alarak fiyatlarını sınırlamakta, diğer taraftan resmi ve sevkli hastalara verdiğimiz sağlık hizmetinin faturalandırılmış karşılığını da ödemekte güçlük çıkarmaktadır.
5-Bütçe talimatında paket ameliyatlarda eğitim veren hastanelere sağlık hizmeti karşılığı düzenlenen faturalarda %10 düzeyinde artırabilme olanağı verilmiştir. Tıp fakülteleri için bu %30-40 düzeyine çıkarılmalıdır. Çünkü tıp fakültelerinde sağlık hizmetinin eğitim boyutu vardır. Tıp fakülteleri 3. adımda seçilmiş, acil ve riskli hastalara hizmet vermektedir. Bu boyutlar daha geniş tetkik ve dökümantasyon gereksinimine, ameliyat süresinin uzamasına, yatış sürelerinin uzamasına, yoğun bakım gereksinimine, kullandığınız alet ve cihazlarda arıza ve hırpalanma riskinin yükselmesine, daha fazla sarf malzemesi kullanmanıza neden olmaktadır.
6-Bu anlayış, sağlıkta dönüşüm projesine endekslidir. Amacı resmi sağlık kurumlarını yoksunluğa, çaresizliğe itmek, özel sağlık kurumlarının gelişmesini sağlamaktır.
Prof.Dr.Ahmet ALMAÇ
Tıbbi Kongreler
Ulusal ve uluslar arası tıbbi kongreler, ülkemizde bazı branşlarda uygun olmayan biçimlerde gerçekleştirilmektedir. Kongreleri kimin düzenleyeceği, hangi organizasyon firmasının yürüteceği, fiyatlandırmaların nasıl yapılacağı, denetimlerin ne şekillerde sürdürüleceği ve sonuçlandırılacağı belirsizdir. Kongrelerde ele alınacak konuların, sunum yapacak bilim insanlarının ve oturum başkanlığı yapacak kişilerin seçilme ölçütleri yoktur. Bu kongrelerden elde edilen gelirlerin hangi şartlara bağlı olarak harcanacağı, ilgili branş hekimlerine nasıl geri döndürüleceği, milli çıkarlara uygun değerlendirilip değerlendirilmeyeceği tamamen kişisel tercihlere bırakılmaktadır. Bu kongrelerden firmalarca elde edilen ancak açığa vurulmayan gelirler ise ülkemiz için önemli kayıplara neden olmaktadır.
Tıbbi bir branşa ait kongrenin düzenlenmesini, genellikle büyük şehirlerdeki tıp fakültelerinden birinin ilgili anabilim dalı üstlenmektedir. Genellikle, kongreyi düzenleyen ilgili anabilim dalının başkanı, akademik yönden nitelikli olmasa dahi düzenlenecek kongrenin başkanı olmaktadır. Kongre başkanı olabilmek için herhangi bir bilimsel ölçüt yoktur. Bir başkanın kongre düzenlemesi ile ilgili sınırsız yetkileri varken, başkanlığa seçilme niteliklerine ait kriterlerin bulunmaması bir ironidir. Örneğin böyle bir kongre başkanının önemli hiçbir bilimsel yayını olmayabilir, sorun değildir. Daha önceden yapmış olduğu oturum başkanlıkları veya sunumlar sırasında bazı ciddi bilgi eksiklikleri fark edilmiş olabilir, önemli değildir. Kongre bilimsel kurulu, genellikle ilgili anabilim dalı öğretim üyelerinden oluşur. Kongre başkanı için yukarıda söz edilen konular, anabilim dalının bazı öğretim üyeleri için de geçerli olabilir, bu durum da dikkate alınmayacaktır.
Oysa kongreler, tüm yurt çapındaki üniversite ve eğitim hastanesi öğretim elemanlarından oluşacak bir kurul tarafından bilimsel, adaletli ve güvenilir şekillerde düzenlenebilir. Bu kurulun seçiminde, bilimsel ölçütler önemli bir rol oynamalıdır. Kişilerin ahbah çavuş ve çıkar ilişkilerinin örselenmemesi ve anabilim dallarına tıbbi cihaz alınması gibi basit planların yapıldığı değil, ülkenin ve milletin yararının düşünüldüğü, branşın en iyi şekillerde gelişmesinin hedef alındığı düşünceler ön planda olmalıdır. Ancak bu tip girişimler yapmaya çalışan hareketler, sözü edilen zihniyetler tarafından benimsenmemekte ve engellenmeye çalışılmaktadır.
İlgili kongre başkanı ve o anabilim dalının öğretim üye kadrosu, kongreyi düzenlemek üzere çalışmalara başlarken, en önemli konuların başında organizasyon firmasının seçimi gelir. Başkan istemezse, firmanın seçiminde kimseye söz hakkı vermeyebilir. Eğer ilgili branşın dernek yönetimi de aynı zihniyetin ve birliğin yapısı içindeyse yeni kimse sesini çıkarmaz. Veya dernek yönetiminde idealist ve gözü pek kişiler bulunsa dahi, dernek tüzüğünde konuyla ilgili eksiksiz yazılmış herhangi bir madde bulunmuyorsa, yapılacak doğrucu girişimler de çok fazla yol almayabilir. Firma seçiminde herhangi bir ölçüt ve belirlenmiş bir standardizasyona uyulmaksızın, karar sadece başkanın olabilir. Yani başkanın istediği firma, istediği şartlarda kongreyi yapacaktır.
Firmanın uygun olmayan yollarla saptanmasından sonra taraflar masaya oturur ve ne olduğu belirsiz bir sözleşme yapılır. Bu sözleşmede ilgili anabilim dalına ve branş derneğine düşecek kazançların oranları saptanır. Genelde gelirin yarısından fazlasını anabilim dalı alacaktır. Yani ülkenin tüm hekimlerinin katkıları ile oluşan bir kongrenin yarıdan fazla geliri, o branşın en eski anabilim dallarından birine bırakılacaktır. Buradaki çarpıklık apacık ortada iken, nedense kimse sesini yükseltmemektedir. Aslında kongrelerden elde edilen gelirler tüm ülkenin ilgili branş hekimlerinin eğitimine harcanacağı yerde, kongre yapmanın zahmetine (!) katlandığını söyleyen anabilim dalına aktarılmaktadır. Bu haksız uyulama, toplumsal düşüne sistemine sahip bireyler tarafından değiştirilmeye çalışıldığında, yine büyük bir dirençle karşılanılabilmektedir.
Öte yandan kongreyi yapacak olan firma ise çok kurnazdır. Firmanın hesaplarına akıl erdirmek ç ok zordur. Bir iki kalem oynatma ile bütün yararı kendisine ve kendisi ile hareket eden bazı çıkarcılara yontacak şekilde bir hesap çıkarılır. Hatta kongre hesaplarının zararla kapandığı dahi söylenebilir. Bu hesapların ayrıntılı incelenmesini engelleyen çeşitli hileler yapılıyor olabilir. Otel-havaalanı-otel ve oteller arası taşımacılığı gerçekleştir(mey)en şirketlerle, kongrelerde göbek atan şarkıcılarla, çeşitli turistik tur şirketleri ile gizli anlaşmalar yapılmaktadır. Bu anlaşmaların içeriği sorgulanmak istendiğinde her noktanın kapalı olduğu anlaşılmaktadır.
Bu düzenbazlıklarla mücadele etmek için yetenekli hukukçulara gereksinim vardır. Firma seçiminde, uzman hukukçuların hazırlayacağı detaylı şartnameler açık olarak ilan edilmeli, bu şartlara uyan firmalar, ulusal çapta bilimsel kriterlere göre seçilmiş olan kongre kurulu ve dernek yönetimlerinin bir araya geldiği toplantılarda kapalı zarf yöntemi ile belirlenmelidir. Firma belirlendikten sonra, kongre sözleşmesi çok ayrıntılı bir şekilde yine uzman bir hukukçu tarafından, ilgili branşı her türlü olumsuzluğa karşı koruyacak bir şekilde hazırlanmalıdır. Kongre sonrası hesaplar mali müşavirliklerce incelenmeli ve olabilecek yanlışlıklar düzeltilmelidir.
Bu konu Türk Tabipleri Birliği’nin önerilerine gereksinim duymaktadır. Bu kuruma yapmış olduğum başvurularım devam etmektedir. Türk Tabipleri Birliği’nin, gerek bilimsel gerekse etik kuralları ayrıntılı çalışmalarla saptaması ve örnek bir yönetmeliğin oluşturulmasına öncülük etmesi zorunlu hale gelmişti. Kongre organizasyonlarını Devlet de yakın öncelemeye almalıdır; denetim ve belirli kurallar getirilmesi sayesinde standardizasyon sağlanmış olacaktır. Devlet kuruluşlarına yaptığım başvurularım ve önerilerim de bulunmaktadır. İdealist düşüncede olan tüm meslektaşlarımızın benzer müracaatları, konunun yetkililerce önemle ele alınmasını sağlayacaktır. Hekim olarak bizlerin üstümüze düşen görevleri yapmamız ve en azından düşüncelerimizi paylaşmamız gerekmektedir.
Prof.Dr.Erbil Dursun
MARDİN TABİP ODASI
Odamızın TTB 54. Büyük Kongresi’ne sunulmak üzere karar önerileri ektedir.
Bu çerçevede odamızca toplantılar yapılarak aşağıda maddeler halinde belirtilen konuların Büyük Kongre’de “Karar Önerileri” olarak tartışılmasının uygun olacağı düşünülmüştü.
1-Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesine katkı sağlanması.
Bilindiği üzere, son zamanlarda şiddet gündelik hayatımızın her alanına girerek yayılmakta ve biçim değişerek insana ait pozitif değerleri yok etmeye yönelik hız kazanmaktadır.
Bu noktada; en büyük değeri insan yaşamını korumak ve geliştirmek olan biz hekimler için; gerekçesi ne olursa olsun –her türlü şiddeti reddetmek ve bu reddi toplum kesimlerine ve bireylerine yaymak ve bu konuda bir toplum duyarlılığı yaratmak kaçınılmaz olmuştur.
Tüm Türkiye’de ama özellikle Güneydoğu’da, son zamanlarda –kaynağı nereden gelirse gelsin- yeniden oluşturulan şiddet ortamı, Şemdinli ve Diyarbakır olayları ile toplum gündemine tekrar taşınmıştır.
İnsanların mutluluğu, kardeşçe yaşaması ve toplumumuzun gelişmesi için; eşitsizliklerin yoksulluk ve yoksunlukların giderilmesi, hukukun hak kılınması, özgürlüklerin ve hiç şüphesiz ki, demokrasinin geliştirilmesi gerekmektedir.
Buradan hareketle; biz hekimler görevimiz gereği, insanın yaşam hakkının kutsallığını savunmaya ve bu ülkenin en büyük ve önemli sorunu olan “KÜRT SORUN”unun barışçı ve demokratik yöntemlerle çözülmesini talep ediyor, Halklarımızın kardeşçe yaşaması için gereken tüm çabaların tüm ülke yöneticileri, sivil toplum ve meslek örgütleri tarafından paylaşılmasını ve sonuca ulaştırılmasını diliyoruz.
2-Özel Hekimlerin haklarının korunabileceği örgütlü bir organizasyona gidilmesi-Özel Hekimlik Sendikasının kurulması çabaları.
Bilindiği üzere, “Sağlıkta Dönüşüm Programı” adı altında yürütülen politikalarla, kamu sağlık hizmetleri zayıflatmaktadır. Daha fazla özelleştirmeyi teşvik eden bu sistemle sağlık hizmetleri piyasasının insafına terk edilmektedir.
Buna bağlı olarak kamuda umduğunu bulamayan hekimlerin piyasa koşullarına yöneldikleri gözlenmektedir. Bu durum meşakkatli bir yol sonucu ulaşılan hekimlik statüsüne ulaşan meslektaşlarımızın kamuda umduğunu bulamayınca özele yöneldiklerini ve burada da umduklarını bulamayınca başka arayış içerisine girdikleri gözlenmektedir. Özelde de iş güvenceleri işverenin iki dudağı arasında olduğu görülmektedir.
Bu nedenle, Mardin-Şırnak Tabip Odası olarak, iş güvenceli çalışmadan ve özlük haklarımızın sonuna kadar savunulmasından yana olduğumuz hususları da dikkate alındığında;
Özel sağlık kuruluşlarında çalışan hekimlerin belki sağlığın bir ekip işi olduğu dikkate alındığında özelde çalışan tüm sağlık çalışanlarını da içine alacak bu genelleme ile çalışma koşullarının düzeltilebileceği, sorunlara yakın, etkili ve kalıcı çözümler üretebilecek ve katkı sunabilecek bir örgütlü yapıya kavuşturulması kaçınılmaz görülmektedir.
Bu örgütsel yapılanmanın sağlanması yolunda çaba sarfedilmesi ve konunun çok yönlü tartışılmasını talep ediyoruz.
3-TTB Merkez Konseyi’nce oluşturulan bir komisyonun bölgeye gelerek belli bir zaman aralığında, “Bölgede Hekimlik Koşullarının irdelenmesinin sağlanması”,
Bilindiği üzere, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne yıllardır hekim gönderme güçlüğü çekilmektedir. Bu ara uygulanan “sözleşmeli hekim” uygulamasından sonra hükümet tarafından “mecburi hizmet uygulaması” yeniden gündeme getirilmiştir. Dahası, gitmeyen hekimler için gözdağı olarak, “ithal hekim” kavramı oluşturulmuştur.
Oysa sorunun açılmasının yolu; Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesini, hekimlerin gitmeyi istemedikleri bir yer olmaktan çıkarmak, kalıcı barış ve demokrasi koşullarının gelişmesini sağlamaktan geçmektedir.
Bu noktada, güneydoğuda hekimlik koşullarının ne olduğunun saptanması ve bu olumsuz koşulların nasıl düzeltilebileceğine ilişkin çözümlerin ortaya konması için bir komisyonun teşkil ettirilerek değerlendirmeler yapmak üzere bölgeye gelmesini talep ediyoruz.
4-Bölgeye pozitif ayrımcılığın yapılması
Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Türkiye’nin en az gelişmiş bölgelerinden biridir. 20 yıl içinde bölgeden diğer büyük kentlere işadamlarının ve eğitimli kişilerin göçmesi ile pozitif göç veren köyden kente göçler ile de negatif göç olan bir kent görünümü sergilenmiştir. Bu durum bu süreç içerisinde mevcut kent yapısını, demografik, eğitimsel ve kültürel açıdan önemli problemlerle karşılaştırılıştır.
Bu durum ise bölgenin sağlık sorunları ister istemez ilişkili kılınmıştır ve bölgedeki yoksulluk ve ekonomik güçsüzlük sağlık göstergelerine yansımış ve bölge sağlık göstergeleri açısından hep sonuncu konumda kılınmıştır.
Bu nedenle bölgeye pozitif ayrımcılık yapılarak ekonomik ve sosyal kalkınma için bölgede adımların atılmasında ve bölgelerarası eşitsizliklerin giderilmesindeki tüm planlama, proje ve önerilerde bulunulması noktasında sivil toplum kurumsal kimliği ile ilgili olarak, ilgili kurum, kuruluş ve sivil toplum örgütleri ve meslek örgütleri ile dayanışma ve her türlü işlerliği içerisinde bulunulmasını talep ediyoruz.
MERSİN TABİP ODASI
Odamız Yönetim Kurulu ve tüm seçilmiş üyeleriyle yapılan toplantı sonucu 24-25 Haziran 2006 tarihlerinde Ankara’da yapılacak olan TTB Genel Kurulu’nda görüşülmek üzere aşağıdaki gündem maddesi önerileri tespit edilmiştir.
Genel Kurul’da gündem maddelerimizin görüşülmesi için gereğinin yapılmasını rica ederiz.
1-Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde aktif hekimlik yapan tüm hekimlerin ayrım yapılmaksızın Tabip Odalarına üye olma zorunluluğunun getirilmesi için gerekli yasal düzenlemeler için çalışma yapılması,
2-Sendikalarda olduğu gibi kamuda çalışan oda yöneticilerine belirlenecek sürelerde yasal izinli sayılması için gerekli çalışmanın yapılması,
3-Günümüzde kamu-özel ayrımının kalmadığını göz önüne alarak TTB içinde özel çalışan hekimlerin sorunları için bir komisyon kurulması ve TTB’nin özel çalışan hekimlerin sorunlarına daha fazla taraf olması,
4-Sadece özel çalışan hekimlerin özlük haklarını korumak için işyeri hekimliği sözleşmelerine benzer sözleşme hazırlanması,
5-6023 sayılı yasada yapılan son düzenleme ile %10’a düşürülen Merkez Konseyi katkı payı doğrultusunda tabip odalarının Merkez Konseyi’ne olan eski borçlarının yeniden yapılandırılması.
TTB 55. BÜYÜK KONGRE’YE SUNULACAK
TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ MERKEZ KONSEYİ
KARAR ÖNERİSİ
Türk Tabipleri Birliği – Uzmanlık Dernekleri Eşgüdüm Kurulu’nun Kuruluşu ve Çalışma Usulleri Hakkında Yönetmelik
BİRİNCİ BÖLÜM
AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK, TANIMLAR
AMAÇ
Madde 1- Bu Yönetmeliğin amacı, Türk Tabipleri Birliği ve aşağıda ismi yazılı olan Türkiye'deki tıpta uzmanlık derneklerinin Türk Tabipleri Birliği kurumsal çatısı altında oluşturdukları Türk Tabipleri Birliği-Uzmanlık Dernekleri Eşgüdüm Kurulu(TTB-UDEK)’nun kuruluş, amaç, görev ve işleyişini düzenlemektir.
KAPSAM
Madde 2- Bu Yönetmelik, TTB-UDEK örgütlenmesinde yer alan kişi ve meslek kuruluşlarını kapsar.
DAYANAK
Madde 3- Bu Yönetmelik, 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanunu’nun 59. Maddesinin “e” fıkrasına dayanılarak hazırlanmıştır.
TANIMLAR
Madde 4- Bu Yönetmelik’te geçen;
“TTB”, Türk Tabipleri Birliği’ni,
“Uzmanlık dernekleri” Tababet ve Uzmanlık Tüzüğü’nde yer alan tıpta uzmanlık ana dalları ve yan dallarında kurulan, eğitim, araştırma, hasta bakımı ve halk sağlığı alanındaki çalışmaları ile uzmanlık alanı ile ilgili hastalıklarda en yüksek düzeyde sağlık hizmeti (koruma, tanı, tedavi) sağlanmasını hedefleyen, dernekler yasasına göre kurulmuş dernekleri,
“Uzmanlık dernekleri”, belli bir ana veya yan dalda uzmanlık eğitim ve uygulamasıyla ilgili olarak çalışmalar yapmakta olan dernekler yasasına göre kurulmuş dernekleri,
“YÖK”, Yükseköğretim Kurulu’nu,
“ATUB”, Avrupa Tıp Uzmanları Birliği’ni,
“Ana dal”, tıp mesleğinin Tababet Uzmanlık Tüzüğü tarafından tanımlanmış ana uzmanlık alanlarını, “Yan dal” bir ana dalda uzman olunduktan sonra daha ileri uzmanlaşma yapılan Tababet Uzmanlık Tüzüğü tarafından tanımlanmış ana dala ait bölümleri, ifade eder.
İKİNCİ BÖLÜM
YAPILANMA, GÖREVLER
YAPILANMA
Madde 5- TTB-UDEK, TTB temsilcileri ve Tababet Uzmanlık Tüzüğü'nde yer alan tıpta uzmanlık ana dalları ve yan dallarındaki dernek temsilcilerinden oluşur. TTB-UDEK, TTB’nin bir çalışma organıdır. TTB Eğitim Kolu ve diğer ilgili birimlerle eşgüdüm içinde çalışır. TTB-UDEK Genel Kurulu, TTB-UDEK’in en yüksek karar organıdır.
Madde 6- TTB-UDEK Genel Kurulu’nda Türk Tabipleri Birliği TTB Eğitim Kolu Başkanı, TTB Merkez Konseyi'nin seçeceği 4 asıl, 2 yedek üye; Ankara, İstanbul ve İzmir Tabip Odaları'ndan seçilen 2'şer asıl, 2'şer yedek üye ile temsil edilir. Uzmanlık dallarının temsiliyeti her dalda dernek yönetim kurulları tarafından seçilen ve resmen bildirilen 2 asıl, 2 yedek üye tarafından gerçekleştirilir.
Tıpta Uzmanlık Tüzüğünde yer alan ana ve yan dallar dışında kalan, belirli bir uzmanlık dalının özel bir alanında etkinlik gösteren dernekler, “Gözlemci üye” statüsüyle TTB-UDEK toplantılarına katılabilir ve iletişim ağı kapsamına alınırlar.. Bu durumdaki temsilciler, Genel Kurul’da aday olamazlar ve oy kullanamazlar. “Gözlemci üye” konumundaki dernekler bunun dışında kalan haklara sahiptir. % 50 oranında yıllık katkı payı öderler.
Madde 7- TTB-UDEK'de temsil edilmek isteyen derneklerin, o uzmanlık dalının tüm alanlarında eğitim ve uygulama konusunda etkinlik gösteriyor olması gereklidir. Bu koşulu yerine getiren dernekler, derneğin tüzüğü, kuruluş tarihi, üye sayısı, üyelerinin uzmanlık durumu, başlıca etkinliklerini içeren bir dosya ile TTB Merkez Konseyi Başkanlığına yazılı olarak başvururlar. TTB-UDEK Yürütme Kurulu, Yönerge’ye uygun koşulları sağlayan üyeleri kaydederek ilk Genel Kurul toplantısında onaya sunar.
Aynı uzmanlık dalında TTB-UDEK ile ilişkiye geçen birden fazla dernek varsa; bu derneklerin uzlaşması ile 2 asil, 2 yedek temsilci saptanmasına çalışılır.
Dernekler kendi aralarında uzlaşamazlar ise, TTB-UDEK Yürütme Kurulu hakem olarak derneklerin aidat yatıran aktif üye sayısı, kuruluş tarihi, düzenlenen bilimsel ve eğitsel etkinlikleri, yayınları gibi verilere dayanarak o dalla ilgili temsilcileri seçer. İtiraza açık olan bu karar, takip eden ilk Genel Kurul’da gündeme alınarak onaya sunulur.
Uzmanlık dalının daha önceden belirlenmiş temsilcisi varsa, yeni başvuran derneklerin durumu, dernekler arasında varılmış bir uzlaşma olmadıkça, mevcut üyelerin görev sürelerinin bitiminden itibaren geçerli olacak şekilde değerlendirmeye alınır. Bu amaçları gerçekleştirmek üzere “Harmonizasyon Kurulu” kurulur.
TTB-UDEK’nın AMAÇLARI
Madde 8- TTB-UDEK, aşağıdaki amaçlarla çalışır:
a. Topluma sunulan uzman hekimlik hizmetinin olanaklı olan en yüksek düzeye çıkarılması ve sürdürülmesi için çalışmak,
b. Ülkemizdeki uzman hekimlerin mesleki durumunu ve ünvanını ulusal ve uluslararası alanda savunmak,
c. Uzmanlık derneklerinin eğitim, araştırma, hasta bakımı ve halk sağlığı alanındaki etkinliklerinin izlenmesi, iyileştirilmesi, yönlendirilmesi ve bu etkinliklerin eşgüdümünü yapmak
d. Uzmanlık dernekleri aracılığı ile tıpta uzmanlık eğitiminin çağdaş bir düzeye eriştirilmesi için standartların oluşturulması, denetlenmesi, değerlendirilmesi ve korunması ile i@lgili ulusal hedef ve koşulların saptanarak, özgün Türkiye modelini işlerliğe kavuşturmak,
e . Türk Tabipleri Birliği’nin Avrupa Tıp Uzmanları Birliği (ATUB)’ne üyeliğinden doğan görev ve sorumlulukların yerine getirilmesini sağlamak,
f. Diğer ülkelerdeki mesleki kuruluşlarla tıpta uzmanlık eğitimi ve uzman hekimlik alanında işbirliği yapmak ve ilişkiler kurmak.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
YÖNETİM VE İŞLEYİŞ
Genel Kurul Üyelerinin Belirlenmesi
Madde 9- TTB-UDEK Genel Kurul temsilcileri, sonu tek rakamla biten yıllarda Ağustos ayında TTB-UDEK Başkanlığına bildirilir. Temsilcilerin o dalda en az 5 yıllık uzman olması ve fiilen çalışıyor olması koşulu aranır. Temsilcilerin görev süresi iki yıldır. Aynı kişi yeniden seçilebilir.
Temsilcilerin Görevleri
Madde 10- TTB-UDEK temsilcileri; görevlerinin sona ermesi, istifa, ölüm vb. gibi nedenler dışında;
a. TTB temsilcileri için Merkez Konseyi'nin, Tabip Odaları temsilcileri için ilgili Tabip Odası Yönetim Kurulu’nun kararıyla,
b. Dernek temsilcileri için dernek Yönetim Kurulu veya genel kurullarının alacağı kararla, görevlerinden alınabilir.
Bir yılda yapılan toplantıların tamamına katılmayanların üyelik durumları tartışılmak üzere derneklere bildirilir.
TTB-UDEK Genel Kurulu
Madde 11- TTB-UDEK Genel Kurulu, TTB ve TTB-UDEK Başkanlarının ortak çağrısı üzerine yılda en az 1 kez toplanır. Kurul, TTB ve TTB-UDEK Başkanlarının çağrısı ile olağanüstü toplanabilir.
Toplantı tarihi ve gündemi sekreter tarafından tüm üyelere en az iki hafta öncesinden bildirilir.
Asıl üyeler, toplantıya katılamayacakları durumlarda, TTB-UDEK sekreterine yazılı olarak başvurarak yerlerine yedek üyelerin katılmasını ve oy kullanmasını sağlayabilirler.
Asıl üyeler dışında tartışılan konular ile ilgili gözlemciler ve uzmanlar toplantıya çağrılabilir, ancak oy kullanamazlar.
TTB-UDEK Genel Kurulu toplantılarında açık oylama ile Başkan, Başkan Yardımcısı ve Yazmandan oluşan 3 kişilik bir divan oluşturulur. Karar almak için katılanların oy çokluğu yeterlidir. Sonu tek rakamla biten yıllardaki sonbahar Genel Kurulu’nda, Genel Kurul asıl üyeleri arasından 9 kişilik Yürütme Kurulu, ATUB 1 asıl ve 1 yedek temsilcisi ile Tababet Uzmanlık Tüzüğü'nün gerektirdiği temsilciler gizli oylama ile seçilir. Yürütme Kurulu sekreteri TTB temsilcileri arasından seçilir. Diğer adayların oylamada aldıkları oy sırasına göre ilk 8 aday asıl, sonraki 9 aday yedek üye olarak TTB Merkez Konseyi Başkanlığına bildirilir. TTB-UDEK Yürütme Kurulu ilk toplantısında Başkan, Başkan Yardımcısı ve Muhasip Üye’yi kendi arasından gizli oyla seçer. Seçilenlerin görev süresi 2 yıldır. Yürütme Kurulu üyeliği üst üste üç dönemden, Yürütme Kurulu Başkanlığı üst üste iki dönemden fazla yapılamaz.
Uzmanlık Derneklerinin ödeyecekleri yıllık katkı payı dernekler tarafından TTB’ye bildirilen uzman üye sayısına göre her yılın ilk Genel Kurulu’nda belirlenir. Katkı ödeyemeyen dernekler iki kez uyarılmalarına rağmen borçlarını ödemedikleri takdirde üyelikleri iki yıl süreyle askıya alınır. Bu süre içinde durum düzelmediği takdirde üyelikleri düşürülür.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
GÖREV TANIMLARI
Madde 12- TTB-UDEK Yürütme Kurulu’nun görevleri:
a. Uzmanlık eğitimi ve uzmanlık uygulaması konusunda TTB, ATUB, Sağlık Bakanlığı, YÖK ile ilişkileri yürütmek,
b. TTB Merkez Konseyi’ne her yıl faaliyet raporu vermek,
c. Uzmanlık eğitimi ve diğer etkinlikleri değerlendirmek, Genel Kurul üyelerini ve dernekleri bilgilendirmek.
d. TTB-UDEK Genel Kurul kararlarını uygulamak ve bu amaçla üyeler arasında eşgüdüm sağlamak.
Madde 13- Başkanın Görevleri;
a. TTB-UDEK toplantıları ile ilgili gündemi sekreterya ile birlikte oluşturmak.
b. TTB-UDEK toplantılarına başkanlık etmek,
c. TTB-UDEK'i ulusal ve uluslararası düzeyde temsil etmek,
d. TTB-UDEK'in işleyişi ve yazışmalar ile ilgili genel sekreterden bilgi almaktır.
Madde 14- Başkan Yardımcısının görevi; Başkanın bulunmadığı durumlarda başkanın görevlerini yüklenmektir.
Madde 15- Sekreterin Görevleri:
a. Üyelerden ve başkandan gelen gündem önerilerini TTB Merkez Konseyi ve TTB-UDEK başkanlarına iletmek ve toplantı gündemini hazırlamak,
b. Arşiv tutmak,
c. Dernekler, alan temsilcileri ve diğer kuruluşlar ile olan yazışmaları başkanın bilgisi içinde yürütmek,
d. TTB-UDEK'in günlük işlerini yürütecek sekreteryayı yönetmek,
e. Uzmanlık dallarındaki derneklerin temsilcileri aracılığı ile ATUB ile ilişkilerini sağlamak, geliştirmelerini teşvik etmek, denetlemek ve ilgili ATUB yazılı materyalinin dağıtımını sağlamak,
f. Bir sonraki toplantıda onaylanmak üzere toplantı tutanak özetlerinin, sonuç bildirgelerinin yazılmasını sağlamaktır.
Madde 16- Muhasip üyenin görevleri;
a. Yıllık bütçeyi hazırlayarak, alanlarındaki derneklerden toplanacak katkı payını saptamak ve toplanmasını sağlamak,
b. Toplanan para ile giderlerin karşılanmasını ve ATUB aidatlarının yatırılmasını sağlamak,
c. Yıllık gelir-gider tablosu ve bilançoyu hazırlayarak Genel Kurul’a rapor sunmaktır.
Madde 17- Uzmanlık Dernek temsilcilerinin görevleri ;
a. TTB-UDEK toplantılarına katılarak, dallarında TTB-UDEK ile ilişkide olan tüm dernekleri temsil etmek,
b. TTB-UDEK toplantıları ile ilgili bilgileri ve toplantı sonuçlarını dallarındaki TTB-UDEK ile ilişki kuran tüm uzmanlık dernekleri yöneticilerine bildirmek,
c. Alanları ile ilgili TTB-UDEK ve ATUB belgelerinin bir kopyalarını dallarında TTB-UDEK ile ilişkideki tüm derneklere göndermek,
d. Temsil ettikleri uzmanlık dalının yıllık aidat yükümlülüğünün yerine getirilmesini kendi derneği nezdinde sağlamak.
Madde 18- ATUB temsilcilerinin görevleri;
a. TTB-UDEK'i ATUB toplantılarında temsil etmek,
b. ATUB ile ilgili gelişmeler konusunda Yürütme Kurulu ve Genel Kurul’u sürekli bilgilendirmektir.
YÜRÜRLÜK
Madde 19. Bu Yönetmelik, TTB Büyük Kongresi’nde onaylandıktan sonra yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer.
YÜRÜTME
Madde 20- Bu Yönetmeliği TTB Merkez Konseyi yürütür.
GEÇİCİ MADDE 1: II. Madde C bendi 2.paragrafında sözü edilen 5 yıllık uzman olma koşulu, Tababet Uzmanlık Tüzüğü’nde yer alalı 5 yıl olmamış yeni dallarla ilgili dernek temsilcilerinde aranmaz.