Çevre Sağlığı Bildirgesi

15-16 Aralık 2018 tarihinde Ankara’da düzenlenen “TTB III. Etik Bildirgeler Çalıştayı”nda geliştirme çalışmaları başlamış ve 24 Kasım 2019 tarihinde TTB Olağanüstü
71. Büyük Kongre’sinde kabul edilmiştir.

 

GİRİŞ

Çevre sağlığı enerji, madencilik, karbon emisyonları, nükleer enerji, atıklar, kimyasal kirlilik, erozyon, iklim değişikliği, ozon tabakasının incelmesi, suların kirlenmesi ve su hakkı, tropik ormanların yok edilmesiyle biyoçeşitliliğin azalması, asit yağmuru, yeni bölgelerin imara açılması, kentsel inşaat ve yapılaşma faaliyetleri, gürültü kirliliği, havadaki parçacık yükü gibi çok çeşitli başlıklar altında ele alınması gereken çok kapsamlı ve çok disiplinli bir konudur. Her bir başlığın, sosyal belirleyiciler olarak sağlık hakkı ve halk sağlığı ile doğrudan ilişkisi, her birinin ayrıntılı olarak ele alınmasını gerektirir. Tek bir bildirgede bunun olanaklı olmaması nedeniyle; bu bildirge, genel olarak çevre sağlığı ile ilgili hekim tutumuna yönelik oluşturulmuştur. 

Çevre; biyolojik, fizikokimyasal ve sosyal bileşenleri ile bir bütündür. Çevre sağlığı çalışmaları ise bu bütünlük içinde insan ve diğer canlıların varlığını ve sağlığını tehlikeye düşüren etmenleri tespit etmeyi ve ortadan kaldırmayı hedefler. Bu da ancak, ekosistem bütünlüğünü koruma altına alacak çalışmalarla olanaklıdır. Fakat; günümüzde egemen olan sosyoekonomik yapı, her şey gibi doğayı da meta olarak görmektedir. Kamu da, bu piyasacı sistemi kolaylaştırıcı rol üstlenmekte ve doğa üzerinde karar alırken sermaye birikimini sağlamayı amaçlamaktadır.  Bunun sonucu olarak da, doğa yağmalanmakta ve harap edilmektedir. Bu bağlamda yaşama geçirilen kararlar, yeni adaletsizlikler ve eşitsizlikler üretmektedir.

Ancak hekimler, yaşam hakkını savunmayı önceleyen mesleki değerleriyle, yaşamın özünde doğa ile birlikte var olmanın yattığının, yaşam alanlarını korumanın ve var olan kültürlere saygı göstermenin gerektiğinin bilincindedirler.

Hekimler;

  • doğal hayatın canlı ve cansız unsurlarıyla birlikte, bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gerektiğinin,
  • tüm canlıların, haklara sahiplik bakımından muhatap alınmasının ve ekolojik müdahalelerin onların yaşam hakkıyla doğrudan ilişkili olduğunun,
  • doğadaki bütün canlı türlerinin birbiri ile ilişkili olması ve canlılığın bu ilişkiler ağının dışında var olamaması nedeniyle, çevre sağlığının bu bütüncül ilişki ağının korunmasına bağlı olduğunun,
  • ekolojik sorunların sadece yerel sorunlar değil, ekosistemi etkilemesi nedeniyle canlılığın ortak sorunu olduğunun ve bu sorunlarla topyekûn mücadele edilmesi gerektiğinin

farkındadırlar.

ÖNERİLER

Bu bağlamda Türk Tabipleri Birliği; çevre sağlığının korunmasında, çevre sağlığının bozulmasının sağlık üzerine olumsuz etkilerinin belirlenmesinde ve yaşanacak olumsuzluklar sürecinde sağlık hakkının gerçekleşmesinde hekimlerin konumları nedeniyle sorumlulukları olduğunu belirtir ve kılavuz olması ve sorumluluklarına ışık tutması amacıyla aşağıdaki genel ilkeleri benimser.

Bilimin rehberliğinde yaşam hakkını savunan hekimlerin çevre sağlığı üzerine tutumu şunları içerir:

  1. Hekimler, insanın doğal hayatın ayrıcalıksız ve sorumlu bir üyesi olarak temel sorumluluğunun yaşamın devamlılığını sağlamaya yönelik olduğunun farkındadırlar.
  2. Hekimler, doğal varlıkların yaşadığımız ekosistemle sınırlı olduğunun bilinciyle; her türlü ekonomik faaliyetin doğada yaşayan canlıların yaşam döngülerini olumsuz etkilememesi, çevresel kirliliğe yol açmayacak şekilde planlanması ve yürütülmesi için tutum alırlar.
  3. Hekimler, çevre sağlığı sorunlarının sadece bireysel değil, halk sağlığı sorunu da olduğunu belirtirler. Ayrıca su, hava ve toprak kirliliklerinin birbirini güçlendiren kısır döngüye dönüşme olasılığına dikkat çekerler.
  4. Hekimler, çevre kirleticisi failleri görünür kılan bir dil ve yöntem kullanırlar.
  5. Hekimler, doğal hayatı bozucu faaliyetleri önleyici yaklaşımla hazırlanmış bütüncül bir mevzuatın hayata geçirilmesi ve bu mevzuatın bütünlüğünü bozan, uygulanmasını zorlaştıran veya engelleyen, parçalayıcı, etkisizleştirici yaklaşımlardan kaçınılması gerektiğini belirtirler.
  6. Hekimler, doğadaki canlı türlerinin varlığını tehlikeye düşüren faaliyetlerin insanlığa karşı işlenmiş suçlar kategorisinde olduğu gibi değerlendirilmesi, ulusal ve uluslararası soruşturma ve yaptırım mekanizmalarının geliştirilmesi gerektiğini ifade ederler.
  7. Hekimler, kamunun ekosistemi koruyucu anlayışa sahip olması ve insanların ihtiyaçlarını karşılamak için kullanılan her türlü ürünün üretiminde, doğal varlıkların sınırlı veya asgari kullanılmasına dayalı tekniklerin tercih edilmesi ve bu tekniklerin ekosistemin kendini yenileme kapasitesini aşmaması için mücadele ederler.
  8. Hekimler, mal ve ürünlerin yeniden kullanımı ve geri kazanımının önemli bir doğal varlık koruma yöntemi olduğunu ve konuya kamusal bir bakış açısıyla ve sorumlulukla yaklaşılması gerektiğini benimserler.
  9. Hekimler, her türlü atığın bertaraf edilmesinde bilimsel bilgiye dayalı yöntemlerin kullanılması gerekliliğiyle hareket ederler. Tehlikeli atıkların ticari ilişkilerin konusu haline getirilmesinin yasaklanması için gerekli ulusal ve uluslararası düzenlemelerin yapılması ve denetlenmesi gerektiğini savunurlar.
  10. Hekimler, çevre sorunlarına maruz kalma durumunda tüm kamu/özel kurum ve kuruluşlarca halka doğru bilgiler verilerek şeffaflığın sağlanması ve bu sorunlarla başetmek için ne yapılması gerektiğine dair bilgilerin de aynı anda verilmesi için çaba harcarlar.
  11. Hekimler, çevre sağlığı kapsamındaki sorunlarda daha hassas olan grupları odağa alarak önlemlerin belirlenmesi ve uygulanması konusunda gerekli çabayı gösterirler.
  12. Hekimler, çevre sorunlarının tespiti, bu sorunların sağlık üzerindeki etkilerinin belirlenmesi, toplumun ve politika üretenlerin bu konularda bilgilendirilmesi ve uyarılması konusunda sorumluluk taşırlar.
  13. Hekimler, çevre sorunlarının nedenleri ve sağlık üzerine etkilerinin belirlenmesine, koruyucu önlemlerin geliştirilmesine ve sağlık hakkına erişimin sağlanmasına yönelik bilimsel çalışmalara önem verirler. Söz konusu çalışmaların sonuçlarının ivedilikle kamuyla paylaşılması gerektiğini vurgularlar.
  14. Hekimler, çevre sağlığının ancak barış ortamlarında korunabileceğinin bilinciyle, savaşı ve silahlı çatışmaları önemli bir halk sağlığı sorunu olarak görürler.
  15. TTB, çevre kirliliğine yol açan faillerin tespitini ve eylemleriyle orantılı bir şekilde adli, idari ve cezai yaptırıma uğratılmalarının devletin görevi olduğunu vurgular.