Sağlık emek ve meslek örgütleri dişhekimlerinin yanında

Sağlık emek ve meslek örgütleri, Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik’in yaratacağı olumsuzluklara itiraz etmek amacıyla bugün (30 Aralık 2014) Sağlık Bakanlığı önünde ortak basın açıklaması yaptılar. 

Türk Dişhekimleri Birliği'ne destek vermek ve sağlık alanının piyasalaştırılmasına bir kez daha hayır demek üzere biraraya gelen Türk Tabipleri Birliği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası, Türk Hemşireler Derneği, Türk Medikal Radyoteknoloji Derneği, Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği temsilcileri, Türk Dişhekimleri Birliği ve Dişhekimleri Odaları tarafından yürütülen mücadeleye destek verdiklerini duyurdular.

Basın açıklamasına TTB adına Merkez Konseyi Başkanı Dr. Bayazıt İlhan katıldı. Ortak açıklamayı Ankara Dişhekimleri Odası Genel Sekreteri Neslihan Sevim okudu. 

 

30.12.2014

BASIN AÇIKLAMASI

DİŞHEKİMLERİ SERMAYENİN KÖLESİ OLMAYACAK!

SAĞLIK MESLEK ÖRGÜTLERİ DE DİŞHEKİMLERİNİN YANINDA...

Bir yanlışa karşı çıkmak, yaratılacak mağdur meslektaşlarımızın yanında olmak için buradayız.

Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik taslağına bakıldığında,  dişhekimi diplomasına sahip olmayan kişilere ağız diş sağlığı merkezlerine ortak olma hakkı verildiği,  ülkemizin mevcut yapı ve iskan  koşullarına uymayan zorlamalar ile orta vadede muayenehane ve polikliniklerin kapanmalarına, yeni açılacaklara ise  son derece zor olan fiziki şartlar dayatılarak  engelleme yoluna gidildiği görülmektedir. 

Öyle anlaşılıyor ki; bir takım kişilere verilmiş vaatler var. Yeni açılacak ağız diş sağlığı merkezleri sermaye sahiplerine  ya da gruplarına ayrılmış görünüyor. Yaygın söylentilere göre SGK kaynakları bu kişilere açılacak.  

Böyle bir durumda; diş hastaları dışardan hizmet alıyor gözükürken, sermaye gruplarının ellerinde tamamen kâra odaklanmış ticaret merkezlerinde, yoğun hasta talebi karşısında  çalışma koşulları  giderek ağırlaşan dişhekimleri,  yeterli istihdam alanı bulamayacaklarından asgari ücrete dahi razı bir konuma gelecekler. Kısacası dişhekimleri kendini yöneten bir meslek grubu olmaktan çıkacak; herhangi bir meslekten bir kişinin ya da mesleksiz sermaye sahibinin yanında işçileştirilecektir.

Diğer yandan SGK karşısında tek hizmet sunucu olacak merkezlerdeki hasta yoğunluğu nedeniyle dişhekimleri tıbbi yanlış uygulamalara yani malpraktise muhatap kalacaklardır. Hastanın doğru tedavi ortamı ve hasta-hekim güven ilişkisi kalmayacaktır. Kısacası dişhekimliği mesleğinin gelişmesi engellenecek, mesleğin geleceği tehlikeye atılacak ve meslekte geri dönülmesi mümkün olmayan tahribatlara neden olunacaktır. 

Kaldı ki şimdiye kadar ülkemizde koruyucu uygulamalardan uzak, yetersiz ve tamamen siyasi mülahazalı  popülist sağlık politikaları nedeniyle toplumun yüzde 90'ının ağzında oluşan diş çürüğü ve diş eti hastalıkları; sağlık hizmetlerine erişimde kâr amacının öne çıkarılmasıyla daha büyük boyutlara taşınacaktır. Ağız ve diş hastalıklarının genel sağlıkta yarattığı olumsuz sonuçlar ise daha da büyüyecektir.

Sağlık çalışanlarının vazgeçmemeleri gereken en önemli meslek özelliği, kendi kendilerini yönetiyor olmalarıdır. 

Dişhekimleri; herhangi bir baskı olmadan, serbestçe, kendi özgür iradesi, vicdanı ve tıbbi kanaatiyle hizmet verdiği bütün dünyada kabul edilmiş bir mesleğin mensuplarıdır.

Bu bağlamda meslek odalarının şunu sorgulamak hakkı elbette vardır. Yönetmelik değiştirilirken bu köklü değişikliğe neden olan sorun nedir? Daha doğrusu bir sorun var mıdır? Bildiğimiz kadarıyla önemli bir sorun yoktur. Hatta dişhekimleri batı ile boy ölçüşebilecek ileri teknolojiyi uygulamalarındaki becerileri sıradan bir uygulama olarak yapıyorlar. Onlar fiziki koşullarını iyileştirmiş durumdalar. Yapılacaklar varsa bile meslek birliği ile görüşerek fiziki koşullardaki yenilikleri  birlikte yapmaları doğru bir yöntem  ve bir Anayasal zorunluluktur.

Ülkemizde iktidarlar kendi sorumluluk alanına giren konularda  yeterli duyarlılığı gösteriyorlar mı?

Hastalık gelmeden halkımız için koruyucu uygulamaları yapıyorlar mı?

Öğretim görevlisi olmadığı halde açılan dişhekimliği fakülteleri ile kontenjanları artırılan mevcut fakültelerde yeterli eğitim veriliyor mu?

Tüm bunlar gerçek sorunlar iken, yapay gündemler yaratılarak siyasi popülizm ile ülke kaynakları, insanların çalışma enerjisi ve moral değerleri yok ediliyor.

Kaybettiklerimizi alt alta koyduğumuzda neyimiz kaldı ki diye soruyoruz.

Ama bizler bunu hak etmiyoruz. Yılmadan ve usanmadan doğruları savunacağız.

Yaşanan süreç ve sağlığın piyasalaştırılmasının halkımız, dişhekimleri ve diğer sağlık çalışanları açısından kabul edilemez olduğunu biz sağlık emek meslek örgütleri olarak, dişhekimlerinin yanında sesimizi duyurana kadar haykırmaya devam edeceğiz.

Türk Dişhekimleri Birliği
Türk Tabipleri Birliği
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Türk Hemşireler Derneği
Türk Medikal Radyoteknoloji Derneği
Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği