Aile Hekimlerinden Sağlık Bakanlığı'na Kırmızı Kart

altTTB Aile Hekimliği Kolu, Türkiye’nin dört bir yanından gelen aile hekimleri temsilcilerinin katılımı ile Aile Hekimliği alanında Sağlık Bakanlığı’nın üst üste yaptığı değişiklikleri protesto etmek ve taleplerini dile getirmek üzere 26 Ekim 2013 Cumartesi günü Sağlık Bakanlığı önünde basın açıklaması yaptı. TTB Merkez Konseyi üyesi İsmail Bulca’nın da katıldığı eylemde açıklamayı TTB Aile Hekimliği Kolu Başkanı Handan Yüksel okudu.

 

BASIN AÇIKLAMASI

26 EKİM 2013

SAĞLIK HİZMETİNİ KAR-ZARAR HESABIYLA YÖNETENLERE KIRMIZI KART GÖSTERİYORUZ

İşte sağlıkta dönüşümün yarattıklarından birkaç gösterge:

Kızamık salgınında hem Avrupa"da hem de Dünya"da en önlerdeyiz.

Ölüm nedenlerinin ikincisi olan kanser hastaları ikiye katlanmış.

Obezite almış başını gidiyor.

Çağın vebası sayılan ve en önemli ölüm nedenlerinden birisi olan şeker hastalığı toplumun neredeyse 1/5’nde salgın düzeyine erişmiş.

Toplumun 1/3’ü yüksek tansiyon hastası haline gelmiş.

KOAH dediğimiz akciğer hastalığı artık en önemli ölüm nedenlerinden birisi haline gelmiş.

Son TÜİK verilerine göre, halkın sağlık hizmetleri için cebinden harcadığı para artmış.

Son düzenlemeler ile halkın özel sağlık kurumlarına cebinden ödediği ücretler % 200 arttırılmış.

Şimdi Sağlık Bakanlığı kırmızı kartı hak etmiyor mu?

Yurttaşlarımıza bu ülkenin mesleğini hakkıyla sürdürmek isteyen duyarlı hekimleri, sağlık çalışanları, onların meslek örgütleri olarak soruyoruz:

Sağlık hizmetini, tıbbi bakım hizmetine dönüştürenler,

Sağlık hizmetini piyasada kar-zarar anlayışıyla sürdürenler,

Halka tıbbi hizmet yerine, içi boşaltılmış bir sağlık hizmetiyle zarar vermiyorlar mı?

Sağlık Bakanlığı on yıldır sürdürdüğü sağlık politikaları ile artık halka zarar vermektedir.

En ciddiye alınması gereken eğitimlerden birisi olan tıp eğitimi yerlerde sürünmektedir. Kapasitesinin üzerinde öğrenci alan tıp fakülteleri, yeterli ve nitelikli öğretim görevlilerinden yoksun, derme-çatma yerlerde ""sözde"" eğitimlerini sürdürürken, uzmanlık eğitimi alan meslektaşlarımız, zor durumda, niteliği düşük bir eğitimle uzman olmaya çalışıyorlar.

Acillerde çalışmanın koşullarını belirleyen yasal referanslara, mahkeme kararlarına rağmen birinci basamak alanında uzmanlaşan ya da bu alanda deneyim kazanmış sağlık çalışanını, acil birimlerde, üstelik çalışanın rızası dışında çalıştırmak, hem ulusal hem de evrensel haklarla bağdaşır mı?

Birinci basamak sağlık hizmet alanını parçalayarak, çalışma barışını bozarak, çalışanları performansa dayalı sözleşmeli çalıştırarak, bölge tabanlı hizmetten, bireysel hizmet sunan özel muayenehane biçimine dönüştürerek, bu alandaki birikimler heba edilmiştir.

Yetmezmiş gibi her gün çıkarılan yönetmeliklerle, zaten güvencesiz, mesleki bağımsızlığı yok edilmiş olarak çalıştırılan sağlık çalışanlarının kalan temel hakları geriye götürülmek istenmektedir.

Sözleşme fesihleri kolaylaştırılmakta, ücretler kırpılmakta, yeni ek görevler dayatılmakta, polikliniklere hapsedilmiş aile hekimlerine daha çok ilaç tekrarı yapmayı kolaylaştıracak yeni performans kriterleri getirilmeye çalışılmaktadır.

Yıllardır pratisyen hekim olarak birinci basamakta yetkinleşen meslektaşlarımıza, ne olduğu belirsiz bir uzmanlık eğitimi verileceği, alamayanların kapı dışarı edileceği söylenerek, meslektaşlarımızın emeği bir çırpıda yok sayılmakta, uzman-pratisyen hekim çatışması yaratılmaya çalışılmaktadır.

Neresinden bakarsak bakalım, bu yönetimin mevcut sağlık politikaları toplumun sağlığı için zararlı, sağlık çalışanları için eziyet ve emek sömürüsü, tüm bunlardan nemalanan sağlık şirketleri için mükafattır.

""Ben yaptım oldu"" anlayışıyla sağlık politikalarını tek taraflı belirlemede ısrar eden, sağlık çalışanları ve örgütlerinin görüş ve önerilerine kulak tıkayan Sağlık Bakanlığı"nın kırmızı kartı hak ettiğini düşünüyoruz.

Ne istiyoruz?

Performansa dayalı olmayan, ekip anlayışı ile tanımlanmış, nitelikli sağlık hizmeti vermek istiyoruz.

Katkı, katılım, fark adları altında para alınmadan, vergilerimizle toplanan bütçeden finanse edilerek, herkese eşit ayrımsız sağlık hizmeti sunulsun istiyoruz.

Sağlık hizmetlerini bir bütünlük içinde, kamu binalarında, koruyucu hekimliğin öncelendiği anlayışla sunmak istiyoruz.

Ceza, kesinti ve güvencesiz çalışmayı ret ediyoruz. Diğer tüm çalışanlar gibi bizler de eş ve çocuk yardımı almayı istiyoruz. Kanuni izin hakkımızı kullanırken ücretimizin kesilmesini istemiyoruz.

Uygulamalarımızı etkileyecek kanun ve yönetmelikler hazırlanırken görüşlerimiz alınsın istiyoruz.

Hastanelerde acil nöbeti, belediyelerde defin nöbeti, adliyelerde adli nöbet tutmak istemiyoruz.

Biz sağlık çalışanlarına ödenecek ücretin, insani temelde hiç bir şart öne sürmeden, emeğimizin karşılığı olarak ödenmesini ve bunun emekliliğe yansıtılmasını istiyoruz.

İyi bir tıp eğitimi ve uzmanlık eğitimi, mezuniyet sonrası eğitim almak istiyoruz.

Yanlışlarla dolu sağlık sisteminin faturasının bize çıkarılması anlamına gelen şiddete uğramak istemiyoruz.

TOPLUMUN SAĞLIK HAKKINI VE KENDİ EMEĞİMİZİ SAVUNUYORUZ. BUNUN İÇİN MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ. HALKIMIZIN BU HAKLI MÜCADELEMİZDE BİZİMLE BİRLİKTE OLACAĞI İNANCIYLA SAYGILARIMIZI SUNUYORUZ.

TTB Aile Hekimliği Kolu