Dr. Bahar Tekin'e destek

11_ekim_btTürk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi, görev yaptığı Diyarbakır'ın Kocaköy ilçesinin kaymakamı tarafından darp edilen Dr. Bahar Tekin'in 'kaymakamı yaralamak ve hakaret suçlarından' yargılanmasıyla ile ilgili olarak 11 Ekim 2011 Salı günü bir basın toplantısı düzenledi.

TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Eriş Bilaloğlu, TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Feride Aksu Tanık ve TTB Merkez Konseyi üyesi Doç. Dr. Özlem Azap tarafından düzenlenen basın toplantısında, sağlık alanında şiddetin boyutları değerlendirildi ve tüm sağlık çalışanları 25 Ekim'de Diyarbakır'da gerçekleştirilecek davada Dr. Bahar Tekin'e destek vermeye çağırıldı. TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Eriş Bilaloğlu, Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ı da, 25 Ekim'de gerçekleştirilecek duruşmaya katılmaya ve Dr. Bahar Tekin ile dayanışmaya çağırdı.

Basın toplantısının video kaydına ulaşmak için...

11.10.2011

BASIN AÇIKLAMASI

Kadın Doktor Kaymakam Dövmüş!

İDDİANAME:

(24.04.2011 tarihinde) Diyarbakır ili Kocaköy ilçesinde aile hekimi olarak çalışıp olay günü de Kocaköy Sağlık Ocağı'nda nöbetçi acil doktoru olarak görev yapmakta olan şüpheli (Dr.)Bahar TEKİN'in, evde yatalak hasta durumda olup o gün de evinde komaya girmesi nedeniyle kendisine acil müdahalede bulunulması gereken tanık Naci AKDEMİR'in babası Ali AKDEMİR isimli hastaya bakmadığı, müteaddit defalar amirleri tarafından ihtar edilmesine rağmen hastanın evine giderek tıbbi müdahalede bulunmadığı, bunun üzerine ilçe kaymakamı müşteki Muhammed GÜRBÜZ'ün aynı gün şüphelinin görev yaptığı sağlık ocağına gelerek, binanın giriş merdivenlerinde durmakta olan şüpheliye emrini dinlememesi nedeniyle bağırıp çağırdığı, yaşanan tartışmada şüpheliyi iterek düşürdüğü, tekme attığı, şüphelinin de müşteki kaymakamı tekmelediği..' müştekiyi kastederek basına verdiği demeçte 'psikopat bir insanla karşılaştım ben' dediği;

'-basit yaralama suçundan TCK 86/2, 29/1,

-hakaret suçundan?.' yargılanmasına? kamu adına iddia ve talep olunur.

Değerli basın mensupları,

Hangi yanlışı düzelteceğimizi bilemediğimiz bir tabloyla karşı karşıyayız. Ancak bir bilgiyi daha paylaşmakta yarar var. Yaptığımız girişimlerin yanı sıra olay üzerine İçişleri Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı müfettişlerinin harekete geçtiğini biliyoruz; TTB'ye Eylül sonunda gelen cevabi yazı aşağıdadır:

'İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından yapılan inceleme ve araştırmalar sonucunda? Mülkiye Müfettişlerince düzenlenen disiplin soruşturması sonucunda, Bakanlık Makamınca adı geçen hakkında ceza tayinine mahal olmadığına karar verilmiştir'.

Henüz Sağlık Bakanlığı Müfettişlerinin ne sonuca vardığını bilmiyoruz.  Nöbetçi acil doktoru olarak 'Kaymakamın şurada acil hasta (!) var oraya git' talimatıyla görev yerini neden terk etmediği mi soruldu, bilemiyoruz ya da kendisini kaymakam'ın tekmelediğinin bizzat iddianamede yer aldığı belliyken neden kendini korumak için yerde ayağıyla karşı koymaya çalıştığı mı?

Sağlık Bakanlığı'nın Müfettişlerinin inceleme sonucunu merak ediyoruz.

Adalet Bakanlığı'na sözümüz yok, nutkumuz tutulmuş durumda.  İddianamede ilk satırda Davacı kısmının karşısında iki noktadan sonra büyük harflerle 'K. H.' (kamu hukuku) yazıyor. Anlaşılan K.H. bağırıp çağırılan, tekmelenen hekim için davacı değil, hekimlere bir sorumluluğu yok. Unutmuşsa da zaten malpraktisi yok!

Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet uzun zamandır hem sayıca artıyor hem de 'tarz'ı değişiyor. Öyle ki savcılar bile göremiyor, görmüyor. TTB sağlık alanındaki örgütlerle birlikte konuya dikkat çekmeye, Sağlık Bakanlığının konunun vahametini fark etmesini sağlamaya çalışıyor. 2009'dan bu yana çalışan TTB Sağlıkta Şiddete Sıfır Tolerans grubunun yasa önerisi, yönetmelik/tebliğ önerisi, panel, sempozyum, anket, afiş, basın açıklaması, bildirim hattı, işyerlerine/doktor masalarına uyarıcı maskotları vb. çabaları yetmiyor. Ne mutlu ki Sayın Bakan son bir aya kadar 'her toplumda psikopatlar olur' derken (tıpkı meslektaşımız Bahar TEKİN'in Kaymakama dediğinin iddia edildiği gibi) artık sağlıkta şiddete sıfır tolerans kampanyası düzenleme kararını açıklıyor. İçtenlikle söylüyoruz ki bu olumludur.

O nedenle bugünlerde TBMM'ne konuyla ilgili Meclis Araştırması için verileceğini duyduğumuz dilekçeye de Sayın Bakan'ın olumlu destek vermesini ve hızla nedenlerinin araştırılmasını bekliyoruz.

Aynı şekilde 2009'da Bakanlıkça çıkarılan hasta ve çalışan güvenliğini içeren Tebliğ'in 18. maddesine ilişkin somut önerilerimizin hayat geçirilmesi önem taşıyor.

18-20 Kasım'da TTB'nin de yer aldığı çok sayıda kurumca düzenlenecek Sağlık Çalışanlarının Sağlığı Kongresi bu konuyu da inceleyecek.

Ne yazık ki bu durumun izlenen sağlık politikaları ile ilgisi de ortada. Tüm bunlara, ısrarla söylememize, talep etmemize rağmen en azından Sağlık Bakanlığı yetkililerinin şiddete uğrama durumunda olayı kurumsal olarak üstlenmemeleri aşılamamış durumda. Bunun yolu anlaşıldığı kadarıyla Sayın Bakan'ın tutumundan geçiyor.

Önerimizdir: 25 Ekim'de bütün Türkiye'de sağlık çalışanları öğlen sağlık kuruluşlarında bir araya gelerek açıklama yapsınlar. 25 Ekim 2011 tarihinde Diyarbakır'daki Bahar TEKİN duruşmasına Sayın Bakan'da gelsin, biz orada olacağız, davayı birlikte izleyelim ve meslektaşımızla dayanışma içerisinde olalım; hiç olmazsa bu adımı atalım.

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ
MERKEZ KONSEYİ