Dr. Sadık Çayan Mulamahmutoğlu'nun davası 2 Kasım'a ertelendi

scmMardin’in Midyat ilçesinde hekimlik yapan ve “hekimlerin tutuklu ve hükümlüleri muayenelerinde hasta ve hekimin yalnız kalmasını önleyen” Üçlü Protokol nedeniyle yargılanan Dr. Sadık Çayan Mulamahmutoğlu’nun davasının ilk duruşması bugün (27 Temmuz 2011) Mardin’in Midyat ilçesinde gerçekleştirildi. Dava 2 Kasım 2011 tarihine ertelendi.

 

Midyat Sulh Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşması bugün saat 09.00’da başladı. Dr. Sadık Çayan Mulamahmutoğlu savunmasında, hekimlik mesleğinin uygulanmasında hasta mahremiyetinin çok önemli olduğunu ve tıp eğitimi süresince de hekim adaylarına bunun öğretildiğini belirterek, kendisinin de hasta mahremiyetinin önemine uygun biçimde davrandığını söyledi. Davaya konu olan olayla aynı gün, sabahtan bir başka mahkumu da muayene ettiğini belirten Mulamahmutoğlu, kolluk güçlerinin muayene sırasında dışarıya çıktıklarını, ancak öğleden sonra gerçekleşen söz konusu olayda hastanın mahkumiyet sebebi dolayısıyla 3’lü Protokol gereğince, muayene sırasında odadan çıkmayı reddettiklerini anlattı. Mulamahmutoğlu, hastanın rektal kanama şikayeti olduğuna dikkat çekerek, bu muayenenin başkalarının yanında yapılmasının hasta haklarını ve mahremiyetini ihlal edeceğini belirtti. Mulamahmutoğlu, bir hekim olarak, hastanın cinsiyeti, dili, dini, siyasi görüşü ya da suçunun niteliğinin kendisi için önem taşımadığını söyledi. Hastanın durumunun aciliyet taşımadığını da ifade eden Mulamahmutoğlu, uygun muayene koşulları sağlanmadığından muayeneyi reddettiğini kaydetti.

Mulamahmutoğlu’nun avukatı Mustafa Güler de, söz konusu davanın yüzyıllar boyunca yerleşmiş, birikmiş evrensel hekimlik ve hukuk kurallarına aykırı olduğunu vurguladı. Hekimlik evrensel değerlerinin ve meslek etiğinin yanı sıra ulusal ve uluslararası hukuk kurallarının ve Anayasa’nın da hasta mahremiyetini gözettiğine dikkat çeken Güler, üç bakanın bir araya gelerek oluşturdukları bir protokolün tüm bu kuralların ve değerlerin üzerine konulmaya çalışıldığını söyledi. Güler, ortada hukuken trajikomik bir durum olduğunu belirterek, bir protokolün tüm bu hukuk kurallarının ve Anayasa’nın üzerinde olamayacağını vurguladı. Sadık Çayan Mulamahmutoğlu’nun mesleğini doğru uygulayan bir hekim olduğunu belirten Mustafa Güler, kendisinin bu nedenle yargılanmak yerine tebrik edilmesi gerektiğini kaydetti. Güler, daha önce benzer davalarda verilmiş beraat kararlarını da hatırlatarak Mulamahmutoğlu’nun beraatini talep etti.

Duruşma sonucunda karar çıkmazken, ikinci duruşma 2 Kasım 2011 tarihine ertelendi. Duruşmayı, Dr. Sadık Çayan Mulamahmutoğlu’na destek vermek üzere Türk Tabipleri Birliği, tabip odaları, insan hakları örgütleri, meslek örgütleri ve sendikalardan çok sayıda temsilci, hekimler, sağlık çalışanları ve vatandaşlardan oluşan kalabalık bir grup izledi.

Aynı gün, 13.00-15.30 saatleri arasında da “İnsan Hakları İhlalleri ve İyi Hekimlik: Tutuklu Muayeneleri ve Cezaevleri Örneği” başlıklı bir panel-forum yapıldı. Moderatörlüğünü Dr. Halis Yerlikaya ve Dr. Mehmet Demir’in birlikte yaptıkları panelde Prof. Dr. Gençay Gürsoy “İnsan Hakları İhlalleri ve Hekimlik”, Dr. Metin Bakkalcı “Cezaevleri ve Hekimlik”, Dr. Naki Bulut “Üçlü Protokole Karşı Hekimlik Tutumu” ve Prof. Dr. Ümit Biçer de “Tutuklu Muayeneleri ve Hekimlerin Sorumlulukları” başlıklı sunumları gerçekleştirdiler.