Sağlıkçılar 19-20 Nisan'da sağlık hizmeti sunamayacak

6nisanSağlıkta özelleştirmeye karşı Aralık ayından bu yana yürüttükleri mücadeleyi 13 Mart"ta Ankara"da düzenlenen ve 30 bini aşkın sağlıkçının katıldığı "Çok Ses Tek Yürek" mitingi ile yükselten sağlık çalışanları, 19-20 Nisan tarihlerinde sağlık hizmeti sunamayacaklarını açıkladılar.

TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Eriş Bilaloğlu, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Başkanı Bedriye Yorgun, Türk Dişhekimleri Birliği Genel Sekreteri Tarık İşmen ve Merkez Yönetim Kurulu üyesi Süha Alpay, Türk Hemşireler Derneği adına Yrd. Doç. Dr. Gülten Koç ve Devrimci Sağlık İş Sendikası adına Serpil Şahin"in katılımıyla, bugün (6  Nisan 2011) TTB"de düzenlenen basın toplantısında sağlık çalışanlarının önümüzdeki dönem programı açıklandı.

Katılımcılar adına basın açıklamasını yapan TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Eriş Bilaloğlu, konuşmasına 9 Eylül Üniversitesi"nde 1 Nisan"dan bu yana sürdürdükleri grevi, dün akşam Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile yapılan görüşmeden sonra sonlandıran asistan hekimlerin mücadelesini selamlayarak başladı. Asistan hekimlerin, sürecin devamında, 19-20 Nisan tarihlerinde gerçekleştirilecek etkinliklere katılacaklarını bildirdiklerini belirten Bilaloğlu, "5 Nisan Asistan Hekim Bayramı olsun" çağrısını da aktardı.

Sağlık çalışanlarının uzun bir süredir giderek artan oranda, gerçek anlamda sağlık hizmeti sunmak yerine sadece ve sadece hastalarına "bakmaya" zorlanan koşullarda olduklarını belirten Bilaloğlu, bu yöndeki taleplerinin de ne yazık ki dikkate alınmadığını kaydetti. Bilaloğlu, içinde bulundukları ve giderek olumsuzlaşan koşullar nedeniyle sağlık çalışanlarının seslerini yükselteceğini ve 19-20 Nisan tarihlerinde çalışmayacaklarını bildirdi.

Hukuki bilgi notu için...

06.04.2011

BASIN AÇIKLAMASI

Çok Ses Tek Yürek

Tek Ses Çok Yürek

Bu bilek bükülmeyecek!

Bildiğiniz gibi 13 Mart’ta bir başlangıç olarak miting yaptık. Bu, bir arada yaptığımız bir çığlık/uyarı, moral günü, bir buluşma oldu.

Biliyorduk; duyurmaya yetmezdi, yetmedi.

Daha önce de söylemiştik ama 13 Mart mitingi bir kez daha göstermiştir ki sağlıkçılar ve sosyal hizmet çalışanları, hekimiyle hemşiresiyle, diş hekimi eczacısı teknisyeni ve sağlık kuruluşlarındaki taşeron çalışanı ile..iyi değil. Ne yazık ki mevcut sistemde ister istemez hastalarımıza zarar veren bir ortamdayız. Oysa sağlık hizmetinin bir önkoşuludur: Önce Zarar Verme. Herkesin ama herkesin iktidarıyla muhalefetiyle iyice düşünmesi gerekiyor, bizlerin de “dinlenmesi”, sesini yükseltmesi ve ne yapacağını düşünmesi.

İşte o nedenle sağlık çalışanlarına çağrımızdır, halkımıza duyurumuzdur: 19-20 Nisan’da çalışmayacağız. Hastalarımıza -üzülerek söylüyoruz ki- bakmayacağız/sağlık hizmeti sun(a)mayacağız. Açık söylemek gerekirse uzun bir süredir giderek artan oranda, gerçek anlamda sağlık hizmeti sunmak yerine sadece ve sadece hastalarımıza “bakmaya” zorlanan koşullardayız.

Gerekçemiz ne?

Giderek kötüleşen çalışma koşulları, güvencesiz çalışma biçimlerine zorlanmamız, yapılan yasa, yönetmelik vb. düzenlemelerle yaratılan belirsizlik ortamı, yöneticilerin çalışanlara yönelik hürmetsiz ve halka hedef gösteren söylemi, kapıda bekleyen/durumu daha da kötüleştirecek yasa tasarıları, sağlık ortamının ticarileştirilmesi, piyasalaştırılması.

(Acil) Talepler ne?

Türkiye’de yaşayan herkesle ortak: insanca yaşamak istiyoruz; piyasaya düşürülmüş bir sağlık hizmetinin “oyuncusu”, düşük ücretle/güvencesiz/uzun süre çalıştırılan bir “elemanı” değil, topluma adanmış mesleklerin onurlu üyeleri olarak görevimizi gelecek kaygısı olmadan yapmak istiyoruz.

Sağlığın bir hak olduğu kabulüyle herkese sağlık, güvenli gelecek istiyoruz.

Öncelik sırası olmaksızın; iş güvencesi, gelir güvencesi, can güvencesi, mesleki bağımsızlık, her türlü katkı-katılım payının kaldırılmasını istiyoruz.

Bu talepleri kim istiyor/destekliyor?

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Türk Medikal Radyoteknoloji Derneği (TMRT-DER), Devrimci Sağlık İş Sendikası (DEV SAĞLIK İŞ), Sağlık Hizmetleri Sınıfı Çalışanları Derneği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanlarının Sözü (SÖZ-SEN), Sağlık Teknisyen ve Teknikerleri Derneği, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (SHUD), Tıbbi Laboratuvar Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği, Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği (TÜM RAD-DER), Türk Dişhekimleri Birliği (TDB), Türk Eczacıları Birliği (TEB), Türk Hemşireler Derneği (THD), Türk Tabipleri Birliği (TTB).

Beklentimiz ne?

Bu kurumların üyeleri başta olmak üzere bütün sağlık kurumlarında çalışan, emekli olan, eğitim alanlar, çocuklarını bin bir emekle, fedakarlıkla nasıl yetiştirdiklerini bilen anne-babalar, halkımız, hastalarımız, siyasi parti, sendika, dernekler ve kuşkusuz genel seçimlerde aday adayı/aday olan bütün sağlıkçıların katılımını, desteğini bekliyoruz. 19-20 Nisan’da kamu-özel bütün sağlık kuruluşlarına gelmeyerek, illerde duyurulan yerlerde yapılacak etkinliklere katılarak sağlık hakkına, herkese sağlık güvenli gelecek talebine, kendileri için iş güvencesi, gelir güvencesine sahip çıkmalarını arzu ediyoruz.

Nasıl olacak?

Bu eylem gerçek anlamda sorunları görmeyen, duymayan, algılamayanlara etkili bir uyarı olsun istiyoruz. Temel hedefimiz/kastımız hastalarımız olmadığına ve asla olamayacağına göre sağlık hizmeti vermeyeceğimiz bugünlerde olabilen en yaygın/katılımlı/görünür/duyulur etkinlikler yapmayı hedefliyoruz. Onun için her ilde kurumlarımızca açıklanacak saat ve yerlerde buluşulacak ve ortak etkinlikler düzenlenecek. Kimi yerde ilin en işlek caddesi, kiminde sağlık müdürlüğü önü, kiminde bir sağlık kurumu bahçesi. Sağlık haktır diyenlerin,“müşteriye saygı” değil “insana değer verilsin” diyenlerin bir araya gelerek, yüreklerini ortaya koyarak seslenmesi olsun istiyoruz.

Kuşkusuz acil hizmetler için gerekli düzenlemeler sürdürülecek. Nasıl ki kimi zaman 9 gün süren bayram tatillerinde nöbet hizmeti sürüyor, işte öyle bir “tatil/bayram” olacak. Sağlıkçılar “dinlenecek”, yapılan etkinliklerle yine duyulmaz görülmezse “gereğini yapmak” üzere sözleşecek, güçlenecek.

Bugünden başlayarak hastalarımıza her sağlık çalışanınca birebir duyuru yapılacak, gerekçeler açıklanacak. Çağrıcı kurumlar basın, siyasi parti, sendika, meslek örgütü, dernek vd. örgütlü yapıları ziyaret ederek bilgi verecek.

Etkinlik yasal mı?

Bununla ilgili hukuki görüş ektedir. Ama en önemlisi Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde Perşembe akşam karar verip ertesi gün (1 Nisan) başlayan ve dün gece (5 Nisan) sonlanan grevin öğrettiği: Büyük çoğunluğun katılımıyla, sağlık çalışanlarının birlikte,  birbirlerine güvenerek, ellerini sımsıkı tutarak, “birimize bile soruşturma açılırsa!” diyen dayanışma.

Kısacası, biz bu işe yüreğimizi koyacağız. Basılmamış kitabın toplatıldığı bir ülkeye katkı sunacağımız kuşkusuz. Sizce binlerce yüreği toplatabilirler mi?

Ne yapacaklar?

Önümüzdeki günlerde bu etkinliği baltalamak için bizi birbirimize düşürmeye çalışabilirler; kurumlarımıza/örgütlerimize yönelik çeşitli “haberlere”, engellemelere uğrayabiliriz. Bütün bunları aşan bir dayanışma ve birliktelik, sağduyu ile süreci başarıyla sürdüreceğimize eminiz.

Hepimize kolay gelsin.

Çağrıcılar adına TTB MK Başkanı

Dr. Eriş BİLALOĞLU

 

Türk Tabipleri Birliği (TTB)

Türk Dişhekimleri Birliği (TDB)

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES)

Türk Medikal Radyoteknoloji Derneği (TMRT-DER)

Devrimci Sağlık İş Sendikası (DEV SAĞLIK İŞ)

Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği (TÜM RAD-DER)

Sağlık Hizmetleri Sınıfı Çalışanları Derneği

Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanlarının Sözü (SÖZ-SEN)

Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (SHUD),

Tıbbi Laboratuar Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği