Sağlık Bakanlığı'ndan 'Tam Gün' Genelgesi

hukuk

Hekimler günlerdir, geleceklerini planlayabilmek için Sağlık Bakanlığı'ndan bir açıklama bekliyor. Sağlık Bakanlığı'nın internet sayfasında Sayın Bakan Recep Akdağ'ın medya kuruluşlarında yaptığı sözlü açıklamaların dışında yazılı bir açıklama, duyuru bugüne kadar yapılmadı. Bakanlık hekimlerin bir insan, kamu çalışanı olarak haklarını tanımamaya devam ediyor.

 

Bu arada 8 Mart 2011 tarihinde, 'Kamuda hekimlerin tam gün çalışması'  konulu genel yazının hazırlanıp 81 İl Valiliği'ne gönderildiğini öğrenmiş bulunuyoruz. Bu yazıda Sağlık Bakanlığı Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun (DİDDK) kararını eksik bir biçimde alıntılayarak, bugüne kadar hiç göstermediği bir ivedilik içinde  İl Sağlık Müdürlükleri'nden 'yargı kararının' uygulanmasını istiyor. Hekimlerin Sağlık Bakanlığı'nın uygulama işlemini ansızın İl Sağlık Müdürlüğü ekiplerini karşılarında bulduklarında öğrenmeleri uygun bulunmuş. Herhalde 'kaçacak olmalarından' şüphe edilmiş.

Öncelikle Sağlık Bakanlığı'nın bu genelgesi 'yargı kararının uygulanması' işlemi değildir. Çünkü genelgede 'uygulanması istenen' DİDDK'nun itiraz kabul kararı, bir yürütmeyi durdurma ya da iptal kararı değildir. DİDDK itiraz kabul kararında 1219 Sayılı Yasa'nın 12. maddesinin 3 fıkrasının ve  Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararının anlamını yeniden yorumlamıştır. Sağlık Bakanlığı bu yoruma da dayanarak Anayasa Mahkemesi'nin kararına rağmen çalışma yasaklarını her koşulda uygulamak istemektedir. Ancak yaptığı işlem 2577 Sayılı İdari Yargılama Usul Yasası uyarınca yargı kararının uygulanması işlemi değildir. Yaptığı işlem 1219 Sayılı Yasa'nın 12. maddesini Anayasaya ve Anayasa Mahkemesi'nin kararına aykırı olarak yorumlayıp uygulama işlemidir. Bu nedenle de Anayasa Mahkemesi'nin kararlarının yasama, yürütme ve yargı organlarını bağlayacağına dair emredici hükmün yer aldığı Anayasa'nın 153. maddesine, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararında belirttiği 17 ve 56. maddelere aykırı bir işlemdir.

Türk Tabipleri Birliği, DİDDK'nin Anayasa Mahkemesi kararına aykırı yorumu ile yeniden anlamlandırılan Yasa hükmünün Anayasa'ya aykırılığını itiraz yolu ile ileri sürmüş ve dosyanın Anayasa Mahkemesi'ne gönderilmesini istemiştir. Bu talebinin önümüzdeki günlerde değerlendirilip karara bağlanması söz konusu olacaktır. Sonucu derhal duyurulacaktır.

Sağlık Bakanlığı'nın 8 Mart tarihli genelgesi ile uygulama işlemlerinin nasıl yürütüleceği, hekimlere bir tebliğ işlemi yapılıp yapılmayacağı belirtilmemiştir. Hukuk devleti ilkesi uyarınca Sağlık Bakanlığı tarafından hekimlere uygulamanın nasıl yapılacağına ilişkin bir bildirimin yapılması gerekmektedir. Ancak Sağlık Bakanlığı'nın bugüne kadar sürdürdüğü tutum dikkate alınarak bu bildirimi yapmayabileceği düşünülmektedir.

Bu nedenle hekimlerin;

a)     İl Sağlık Müdürlükleri ya da çalıştıkları kamu kurumlarının yöneticileri aracılığı ile yapılacak yazılı bildirimi bekleyip, yapılacak bildirimin altına ya da ayrı bir dilekçe ile Sağlık Bakanlığı işlemi nedeniyle, çalıştıkları işyerlerinden ayrılmak zorunda kaldıkları, muayehanelerini kapatmak zorunda kaldıkları bu nedenle uğradıkları zararlara dair hukuki haklarını saklı tuttuklarını belirtmeleri ve bir örneğini kendilerinde saklamaları,

b)     Kendilerine bir tebliğ işlemi yapılmaksızın Sağlık Bakanlığı'nın 16.7.2010 tarihli duyurusu ve 8 Mart 2011 tarih ve 10538 sayılı Genelgesi nedeniyle işlerinden ayrılmak-muayehanelerini kapatmak zorunda kalanlar bu durumu belirtir bir dilekçeyi, çalıştıkları kuruma veya il sağlık müdürlüklerine vermeleri, evrak kayıt numarası ile tarihini almaları, dilekçelerine bu nedenle uğradıkları zararlar için her türlü hukuksal haklarını saklı tuttuklarını belirtmeleri önerilmektedir.

Sağlık Bakanlığı'nın kamu kurumları dışında çalışmayı yasaklamasına dair  işlemleri nedeniyle işyerlerinden ayrılmak, muayehanelerini kapatmak zorunda kalan hekimler, bireysel uygulama işlemlerinni iptali için idare mahkemelerinde dava açabilir. Bunun için Türk Tabipleri Birliği Hukuk Bürosu tarafından örnek dava dilekçesi hazırlanmıştır. Bu konuda iptal davası açmak isteyen hekimlere bu dava dilekçeleri gönderilecektir.

Bu arada kamu dışındaki işlerinde çalışmaya devam eden hekimler yönünden nasıl bir yaptırım uygulanabileceği de sorulmaktadır. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinde memurlarına verilecek disiplin cezaları düzenlenmiştir. Özel olarak hekimlerin kamu kurumlarındaki mesailerinin bitiminde kamu kurumları dışında hekimlik yapmaları disiplin cezası verilecek fiiller arasında sayılmamıştır. Devlet memurluğundan çıkarma cezası verilecek fiiller arasında da değerlendirilmesi hukuken mümkün değildir. Ancak uyarma, kınama, aylıktan kesme veya  kademe ilerlemesi cezası verilecek fiillerden birinin kapsamına dahil edilip  ceza verilmesi söz konusu olabilir. Verilecek bu cezalara karşı da yargı yolu açık bulunmaktadır.

Tıp Fakültesi Öğretim Üyeleri

Sağlık Bakanı Recep Akdağ bazı medya kuruluşlarına yansıyan açıklamalarında, DİDDK kararı nedeniyle üniversite öğretim üyelerinin kamu dışında çalışamayacağını ileri sürmekte, Yükseköğretim Kurulu'nu 'göreve' davet etmektedir. Sağlık Bakanı'nın bu yorumu ve 'çağrısı'  Anayasa'ya ve Anayasa Mahkemesi kararına aykırı işlem yapma 'çağrısıdır.'

DİDDK'nun yürütmeyi durdurma kararını kaldırdığı  dosyada, tartışılan işlem üniversite dışındaki kamu sağlık kuruluşlarında çalışan hekimlere yönelik Sağlık Bakanlığı'nın getirdiği kamu dışında çalışma yasağı işlemidir. Üniversite öğretim üyelerine yönelik meslek icrası yasağı dosyada yargılama konusu değildir. Yargılama konusu işlem de dahi Bakanlık  üniversite öğretim üyelerinin yasak dışında olduğunu belirtmiştir

2547 Sayılı Yükseköğretim Yasası'nın 36. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan meslek  icrasına ilişkin yasak, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Bu kararının gerekçesinde öğretim üyelerinin kamu çalışanları içinde özel bir statüye sahip oldukları ayrıca vurgulanmış ve iptal kararı öğretim üyelerinin işlevleri üzerinden gerekçelendirilmiştir. Anayasa Mahkemesi öğretim üyelerine yönelik meslek icrasını öngören yasağı tıp fakültesi öğretim üyelerinin de dahil olduğu ilgili bütün alanların öğretim üyeleri yönünden iptal etmiştir. Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ'a göre; Anayasa Mahkemesi, diğer meslek alanlarından öğretim üyeleri mesleğini icra etsin ama  hekim öğretim üyeleri çalışmasın demiştir. Böyle bir yorum Anayasa Mahkemesi Kararına aykırı olduğu gibi  Anayasa'nın eşitlik ilkesine de aykırıdır. Yükseköğretim Kurulu'nun bu 'çağrının' hukuka aykırılığını değerlendireceğini ve hukuka aykırı uygulamalara izin vermeyeceğini düşünüyoruz.

 

Genelge sayfa 1

Genelge sayfa 2