Adana'da asistan hekimler 'artık yeter' diye haykırdı

adanaAdana'da asistan hekimler, bugün (23 Şubat 2011 Çarşamba) Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Poliklinikler önünde eylem yaparak, çalışma koşullarını protesto ettiler.

'Performans baskısının olmadığı bir ortamı, insanca yaşamak için güvenceli bir ücreti, ekip arkadaşları ile barış içinde çalışmak isteyen, şiddetin olmadığı sağlık ortamını, nöbet ertesi izin hakkını, nitelikli tıp eğitimini, asistanın köle olmadığı bir sistemi ve hekimlere dost bir Sağlık Bakanı istiyoruz' diyen asistan hekimler, burada basın açıklaması yaptılar.

Basın açıklaması öncesinde bir konuşma yapan Adana Tabip Odası Başkanı Dr. Rıza Mete, Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın herkesi sırayla etkilediğini, sıranın üniversitelere ve üniversitelerde çalışan öğretim görevlileri ile asistanlara geldiğini belirtti.

Mete'nin konuşmasının ardından, asistan hekimler adına basın açıklamasını Dr. Evren Tümkaya okudu.

23.02.2011 

BASINA VE KAMUOYUNA

Bizler, Tıp Fakültelerini en yüksek ÖSS puanı alarak kazanan, 6 yıllık zorlu tıp eğitiminin ardından, tıpta uzmanlık sınavı gibi ÖSS den çok daha zor bir sınavı kazandıktan sonra  üniversite ve Sağlık bakanlığı eğitim araştırma hastanelerinde, sağlık sisteminin yükünü sırtlayan asistan hekimleriz .

İzmir ,İstanbul , Ankara'daki ve diğer tüm üniversite ve eğitim araştırma hastanelerinde sorunlarını dile getiren arkadaşlarımız gibi bizde Adanada sağlık hizmeti veren ve eğitim almaya çalışan asistan hekimler olarak sesimizi topluca duyurmak, içinde bulunduğumuz durumu, çalışma şartlarımızı ve sağlık sisteminde yaşanan gerçekleri kendi gözümüzden tüm kamuoyuna ve sizlere açıklamak için buradayız.

ARTIK YETER!

Bizler daha iyi tedavi edebilmek için seçtiğimiz üniversite ve eğitim araştırma hastanelerinde  7 gün 24 saat hizmet veren, poliklinik ve acillerde sizi karşılayan, servislerde size ilk günaydını diyen, hastanenin her yerinde gece gündüz görmeye alıştığınız hekimleriz. Sizin bile inanamayacağınız bir çalışma temposu içinde çalışıyoruz; yemeden, içmeden, dinlenmeden, oturmadan gece-gündüz hastalara sağlık hizmeti sunmaya çalışıyoruz. Sağlık hizmetinde üstlendiğimiz görevin sınırları belirsiz; hastaların teşhis-tedavi-takibinden tıbbı sekreterliğe, bazen hemşire, bazen personel, bazen de hiçbir sorumluluk alamayan öğrenciler olarak karşınıza çıkarılıyoruz. Düzensiz mesai saatlerimiz ve haftalık 130 saate varan çalışma sürelerimiz içinde insani bütün ihtiyaçlarımızdan mahrum bırakılıyoruz.Size hep bizim hakkımızda başka şeyler anlatıldı. Bugün, biz size gerçekleri anlatmak için buradayız.

Sağlığınızı kesintisiz 33 saat çalışan, tek bir asistan hekime, emanet etmek zorunda bırakıldığınızı biliyor musunuz?  Bir asistan hekim, 9 saatlik mesaisinin ardından, 15 saat nöbet tutup ardından dinlenmeden, 9 saatlik mesaisine devam etmektedir. Ayda 15 defa bu döngüyü yaşayan, yüzlerce,binlerce asistan hekim vardır.

Şimdi çok basit bir soruyu değerli basın mensupları aracılığıyla tüm kamuoyuna ve halkımıza sormak istiyoruz; Kendinizin ya da  yakınlarınızın haftada 130 saate yakın çalışan ve bir çok kez aralıksız 33 saat uykusuz hizmet vermek zorunda kalan asistan hekimlerden sağlık hizmeti almak  ister misiniz?

Size bugüne kadar bizim çok yüksek ücretler karşılığında çalıştığımız anlatıldı. Bu koca bir yalandır. Bu kadar yoğun çalışma şartları altında komik maaşlarla çalıştığımızı bizim ağzımızdan duyun istiyoruz. Size bizim hakkımızda söylenen tek yalan bu değildir. Bizim, hakkımızı talep ettiğimiz her durumda, bizi temsil etmesi beklenen sağlık bakanından, 'para için eylem yapıyorlar' açıklaması gelmektedir. Ancak, adına performans dediği, yeni sağlık sistemi ile sizlere yapmış olduğumuz her müdahaleyi puanlandıran ve bu puanlar karşılığında, para vereceğini söyleyen de aynı kişidir.

ARTIK YETER

Bizleri 'büyük kar' beklentisiyle 'büyük yatırımlar' yapan özel sağlık sermayesinin  ucuz işgücü haline getirmeye çalışanlara buradan en gür sesimizle bir kez daha ifade ediyoruz: Talebimiz, harcadığımız emeğin karşılığını almak, insanca yaşayabilecek bir gelire sahip olmaktır.

Gittikçe kötüleşen  bu sağlık ortamına katlanmamızın yegane sebebi Sağlık Bakanı'nın söylediğinin tersine para değil, mağdur olana beslediğimiz vicdani ve mesleki sorumluluğumuzdur. Hekimlik, tarihi boyunca, para odaklı, kar amaçlı bir hizmet olmamıştır. Bugün bu anlayışı değiştirmeye çalışan, hastaları ile hekim arasındaki bağı, para odaklı değerlendiren, performans dedikleri yeni sağlık sistemi ile sizlere yapmış olduğumuz her müdahaleyi puanlandıran ve bu puanlar karşılığında, para vereceğini söyleyen bu sistemin uygulayıcıları, karşılarında daima biz vicdanlı hekimleri bulacaktır. Acısını dindirdiğimiz sizlerin, ölümden döndürdüğümüz babanızın, ameliyat ettiğimiz çocuğunuzun sağlığının parasal bir karşılığı olamaz.

Hemen her gün bir hastanede fiziki ve sözlü saldırıya maruz kalan asistan hekimler olarak ARTIK YETER diyoruz!

Biz Asistan Hekimler olarak; Sağlık Kurumlarımızda hergün sözlü ve fiziksel saldırılarla karşı karşıya kalmaktayız.Sağlık sisteminin bütün problemlerinin  sorumlusu olarak o an hastanın karşısına çıkan hekimler HEDEF gösterilmektedir. 'Mükemmel bir sağlık sistemi kurduk' diyerek sınırsız propaganda yapanlar, sağlık sisteminin kronikleşen problemlerini hekimlere ve sağlık çalışanlarına yükleyerek bizleri hastalarımızla iki zıt düşman kutup olarak göstermektedir. Bizler, hekimlere ve sağlık çalışanlarına dost ve samimi Sağlık Bakanı ayrıca eşit,ücretiz,nitelikli kolay ulaşılabilir,emeğimizin karşılığını aldığımız bir Sağlık sistemi istiyoruz

ARTIK YETER

Bu nedenle  buradan  başta  Sağlık  Bakanlığı  ve  Üniversite  rektörlükleri  olmak üzere tüm  yetkililere  seslenerek,Biz hekimlere ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddet girişimlerini engelleyecek güvenlik önlemlerini almalarını istiyoruz. Bilinmelidir ki Şiddet ve Sağlık  hizmeti   birbiri ile bağdaşmayacak  iki  kavramdır ve şiddetin olduğu sağlık kurumunda hiç kimse sağlık çalışanlarından iyi bir sağlık hizmeti bekleyemez ve beklememelidir.

Biz Asistan Hekimler Olarak;

Uzmanlık eğitimi vermesi gereken eğitim-araştırma ve üniversite hastanelerinde poliklinik ve acillerde doktor başına günde 100'den fazla hastaya bakmaktayız. Bu yoğunluk neden gösterilerek almamız gereken uzmanlık eğitimini yeterli bir şekilde almamaktayız. Tüm bu koşullar altında, asistan hekim olmamızın en önemli amacı olan, eğitim alma hakkımız gözardı edilmektedir.  Yoğun mesai ve hizmet sunumuna verilen öncelik nedeniyle, uzmanlık eğitimimiz eksik kalmaktadır. Akademik, nitelikli ve standardize edilmiş bir eğitim programına ihtiyaç vardır.

Biz asistan hekimler; yarının uzmanları olarak, sizlerin ve çocuklarınızın sağlığından uzun yıllar sorumlu olacağımız için, nitelikli ve akademik eğitim hakkımızı istiyoruz.

Eğitimsiz bırakılan bizler yanlış teşhis koyup uygunsuz tedavi yapmaktan korkmaktayız. Bu şekilde sunulan bir hizmetten her türlü hatanın doğması kaçınılmazdır. Poliklinik ve  acillerde asistanlar yalnız bırakılmamalı, uzmanlarla birlikte çalışmalı, asistanlar hizmet sunmanın yanında standart bir uzmanlık eğitimine tabi tutulmalı ve tüm bu işleyiş sağlık bakanlığı ve meslek örgütümüzün oluşturacağı komisyonlarca denetlenmelidir.

Bugüne kadar, ülkemizde susturulmuş olan ve hala susturulmaya çalışılan ülkedeki tüm asistan hekimler çok yakında Ankara'da da bir araya geleceklerdir.. Taleplerini ve haklarını isteyen binlerce asistan hekim harekete geçmiştir.

SONUÇ OLARAK BİZ ASİSTAN HEKİMLER;

Performans baskısının olmadığı bir ortamda çalışmak istiyoruz,

  •      İnsanca yaşamak için hakkımız olan güvenceli ücreti istiyoruz,
  •      Ekip arkadaşlarımızla barış içinde çalışmak istiyoruz,
  •      Şiddedin olmadığı bir sağlık ortamı istiyoruz,
  •      Nöbet ertesi izin hakkı istiyoruz,
  •      Nitelikli tıp eğitimi istiyoruz,
  •      Asistanın köle olmadığı bir sistem istiyoruz,
  •      Hekimlere dost bir Sağlık Bakanı istiyoruz,

Bu talepleri dile getiren bizler; her türlü engellemelere,