Türkiye, büyük çaplı bir 'toplu mezarlar' gerçekliği ile yüz yüzedir

toplumezar_btTürk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi, kamuoyunun gündeminde bulunan toplu mezar iddiaları ve açılan toplu mezarlar için bir İnceleme Heyeti oluşturdu. TTB Merkez Konseyi üyeleri Dr. Osman Öztürk, Dr. Halis Yerlikaya ile Ağrı Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Heval Bozdağ'dan oluşan ve İnsan Hakları Derneği (İHD) aktivistlerinden Osman İşçi'nin de eşlik ettiği heyet, 19-20 Şubat 2011 tarihlerinde, bölge tabip odalarından yöneticilerin de katılımıyla Bitlis, Mutki, Siirt, Batman, Diyarbakır, Kozluk, Hazro ve Silvan'da incelemelerde ve görüşmelerde bulundu.

Heyetin inceleme sonrasındaki ilk değerlendirmesi, TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Eriş Bilaloğlu, TTB Merkez Konseyi üyeleri Dr. Osman Öztürk ve Dr. Arzu Erbilici'nin katıldığı bir basın toplantısı ile bugün (21 Şubat 2011) kamuoyuna duyuruldu. 

 

21.02.2011

Basın Açıklaması

TTB İnceleme Heyeti'nin İlk Değerlendirmesi:

TÜRKİYE, BÜYÜK ÇAPLI BİR 'TOPLU MEZARLAR' GERÇEKLİĞİYLE YÜZ YÜZEDİR

Türk Tabipleri Birliği (TTB), kamuoyunun gündeminde olan toplu mezar iddiaları ve açılan toplu mezarlar için bir İnceleme Heyeti oluşturdu.

TTB Merkez Konseyi üyeleri Dr. Osman Öztürk, Dr. Halis Yerlikaya ve Ağrı Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Heval Bozdağ'dan oluşan İnceleme Heyeti'nin çalışmalarına İnsan Hakları Derneği aktivistlerinden Osman İşçi de eşlik etti.

İnceleme Heyeti, 19-20 Şubat 2011 günleri, bölge tabip odalarından yöneticilerin de katılımıyla Bitlis, Mutki, Siirt, Batman, Diyarbakır, Kozluk, Hazro ve Silvan'da kayıp yakınları, görgü tanıkları, İnsan Hakları Derneği yöneticileri ve Mezopotamya Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma, Dayanışma ve Kültür Derneği yöneticileriyle görüştü; bazıları daha önce açılmış, bazıları henüz açılmamış olan 7 toplu mezarda incelemelerde bulundu.

TTB İnceleme Heyeti'nin edindiği bilgiler ve gözlemlerinden bazıları:

1-      Şu ana kadar 1.469 kişiye ait kemiklerin bulunduğu 114 toplu mezarın tespit edildiği; açılan 26 toplu mezarda 171 kişinin kemiklerine rastlandığı bildirilmekle birlikte olayın gerçek boyutları çok daha büyüktür. Hakkari'den Tunceli'ye kadar çok geniş bir coğrafya'da yüzlerce toplu mezarda gömülü kimliği belirsiz binlerce ceset söz konusudur.

2-      Toplu mezarların şehir merkezlerinden, yol kenarlarından, çöplüklerden kırsal alana kadar değişik bölgelerde mevcut olduğu anlaşılmaktadır.

3-      Adli Tıp Kurumu (ATK) Kanunu Uygulama Yönetmeliği 10. Maddesi, otopsi işlemi tamamlanan kimsesiz cesetlerin kimliklerinin belirlenebilmesi için on beş günlük bir 'teşhir süresi' öngörmektedir ve ATK'nın rutin uygulaması da bu şekildedir. Ancak uzun yıllardır süren çatışmalarda öldürülenler için 'teşhir süresi'nin uygulanmaması, ailelere cenazeleri teşhis etme ve teslim alma imkânı verilmemesi; cesetlerin toplu bir şekilde ve hızla gömülmesi, işlenen faili meçhul cinayetler olayın vahim boyutlara ulaşmasına yol açmıştır.

4-      Hayatını kaybedenlerin cenazelerinin ailelerine verilmemesi, kendilerine ait mezarlarının bulunmaması, ailelere 'veda hakkı'nın tanınmaması kronik bir travmaya yol açmakta ve acıları arttırmaktadır.

5-      Yakınlarını çatışmalarda ya da faili meçhul cinayetlerde yitirmiş aileler, toplu mezarların bir an önce açılması ve kimliklendirmenin hızla yapılarak cenazelerin kendilerine teslim edilmesini istemektedir. Bazı kayıp yakınlarının ve görgü tanıklarının ise baskı görme korkusuyla müracaatta bulunmadığı bildirilmektedir.

6-      Şimdiye kadar açılan mezarlarda Minnnesota Otopsi Protokolü'ne uyulmaması, gerekli özenin gösterilmemesi, kepçe, dozer kullanılması, toplu mezar açma ve kimliklendirme tekniklerinin uygulanmaması; gerçeklerin ortaya çıkartılması yerine kanıtların yok edilmesi endişesi doğurmaktadır.

7-      Kimliklendirme, DNA analizi için Adli Tıp Kurumu'na gönderilen dosyaların, aradan geçen uzun sürelere rağmen sonuçlandırılmaması, kayıp yakınlarını endişelendirmekte, tepkilere neden olmaktadır.

TTB, bu ön incelemesinin sonrasında da konuyu takip etmeye ve sorunun çözümü için insan hakları örgütleri ve ilgili uzmanlık dernekleriyle birlikte yapacağı çalışmalar konusunda kamuoyunu bilgilendirmeye devam edecektir.

Bugün itibariyle TTB İnceleme Heyeti'nin yaptığı incelemeler, görüşmeler ve gözlemlerle ilgili ilk değerlendirmelerini kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz:

1-      Yukarıda bahsettiğimiz şekilde geniş bir coğrafyaya yayılmış olan toplu mezarların ortaya çıkarılabilmesi için adli ve idari yetkililer konuyla hassasiyetle yaklaşmalı; toplu mezar ihbarında bulunan kayıp yakınları ve görgü tanıklarına herhangi bir baskıya maruz kalmayacakları güvencesi verilmelidir.

2-      Yapılan şikayet ve ihbarlar sistemli bir şekilde düzenlenerek öncelikle toplu mezarların nerelerde olduğu ayrıntılı bir şekilde tespit edilmelidir.

3-      Toplu mezar iddiası bulunan yerler mezarlar açılıncaya kadar korunmaya alınmalı; üzerlerinin örtülmesi, yol ve inşaat çalışmaları gibi uygulamalarla tahrip edilmeleri önlenmelidir.

4-      Toplu mezar açma işlemleri uluslararası deneyimlerden yararlanarak, gerekirse uluslararası kuruluşlarla işbirliği yapılarak gerçekleştirilmelidir.

5-      Toplu mezar açma, kanıt toplama, kimliklendirme gibi bütün süreçler başta kayıp yakınları ve insan hakları örgütleri olmak üzere ilgili kişi ve kurumların denetim ve gözetimine açık olmalıdır.

6-      Mezar açma işlemlerinde Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilmiş olan Minnesota Otopsi Protokolü'nün öngördüğü kurallar uygulanmalıdır.

7-      Mezar açma işlemleri arkeolojik teknikler kullanılarak özenle yapılmalı, mezarların açılması sırasında ortaya çıkacak biyolojik delillerin toplanması ve değerlendirilmesi için adli tıp uzmanları görevlendirilmelidir.

8-      Açılan toplu mezarlardan çıkarılan cesetler sadece kimliklendirme için değil insan hakları ihlalleri açısından da değerlendirilmelidir.

9-      Toplu mezarlar ve bu mezarlardan kanıtlarına ulaşılacak faili meçhul cinayetler ve insan hakları ihlalleri ciddiyetle soruşturulmalı; sorumluları yargı önüne çıkarılmalıdır.

10-   Bütün kayıp yakınlarının 'Bir mezarı olsun istiyoruz.' şeklindeki çok haklı insani talepleri hızla yerine getirilmelidir.

Sonuç itibariyle;

Türkiye bugün, tarihi boyunca karşılaşmadığı, ancak benzerlerine başka bazı ülkelerde rastlanan, büyük çaplı bir 'Toplu Mezarlar' gerçekliğiyle yüz yüzedir.

Bu gerçeklikle ciddiyetle yüzleşilmesi; toplu mezar iddialarının konunun gerektirdiği özenle araştırılması, gerçeklerin ortaya çıkarılması, sorumluların yargılanması ve cenazelerin ailelerine teslim edilmesi ailelerin üzüntülerinin azaltılmasının yanı sıra Kürt sorununun barışcıl çözümüne de önemli katkı sağlayacaktır.

Kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ

İnceleme fotoğrafları için...