Tıp fakülteleri öğretim üyelerinden performans protestosu

31_ocka_yokTürkiye Tıp Fakülteleri Öğretim Üyeleri Girişimi, tıp fakültelerinde başlatılacak olan performans uygulamasına karşı bugün (31.01.2011) Türkiye"nin her yerinde eylemler yaptı. Ankara"da, İstanbul"da, İzmir"de, Bursa"da, Aydın"da, Denizli"de, Isparta"da, Adana"da, Eskişehir"de, Gaziantep ve Antalya"da daha önceden belirlenen yerlerde bir araya gelen tıp fakültesi öğretim üyeleri, performans uygulamasını protesto ettiler.

Daha önce de bu etkinliklerin içinde, arkasında ve yanında olduğunu açıklayan Türk Tabipleri Birliği Türkiye çapındaki eylemlere destek verdi.

Türkiye Tıp Fakülteleri Öğretim Üyeleri Girişimi
Ankara Kolu

31 Ocak 2011 Ankara
YÖK Basın Açıklaması

Değerli Basın Mensupları,

Bugün, 31 Ocak 2011. Bugün ülkemizde yeni bir yasa yürürlüğe giriyor. Tıp fakültelerinde “performans” sistemine geçiliyor. Bugüne dek meslek örgütlerimiz aracılığıyla sağlıkta performans sisteminin yanlışlığı defalarca ifade edildi. Ancak maalesef bu ikazlar dikkate alınmadı ve uygulama yaygınlaştırıldı. Bizler güzel ülkemize ve sevgili halkımıza karşı olan sorumluluğumuzun gereği olarak bugün bir kez daha bu sistemin zararlarını, sakıncalarını anlatmak üzere burada, YÖK önünde toplandık. Hükümet’e ve ilgili kanunla yönetmelik düzenleme yetkisi verilen YÖK’e sesleniyoruz:

Sağlık hizmetinde performans (hasta başına, ameliyat başına ödeme) yanlıştır. Tıp fakültesinde performans ise İKİ KERE yanlıştır. Gerek ülkemizdeki, gerekse dünyadaki uygulamalar göstermiştir ki;

1. "Performansa göre ücret" hastalara zarar vermektedir!

Her bir hastaya ayrılan zaman azalmaktadır. Başta hekimler olmak üzere tüm sağlık çalışanları insanca yaşayabilecek bir ücret için daha fazla, daha süratli hasta bakma çabasına girmekte, her bir hastaya ayrılan zaman azalmakta, tıbbi hataların artması kaçınılmaz olmaktadır.

Hekiminin "performansa göre ücret" aldığını bilen hastalar, kendilerinden istenen tetkiklerin, yapılan tedavilerin gerçekten gerekli olup olmadığı tedirginliğini yaşamaktadırlar.

Ağır hastalığı olanlar uygun ve yeterli tedaviye ulaşamamaktadır. Bu sistemle hekimler, tanısı ve tedavisi zor ve zahmetli olan, zaman alan hastalardan kaçınmaya zorlanmakta, bunun yerine daha çok hasta bakmaya yöneltilmektedirler.

2. "Performansa göre ücret" sağlık harcamalarını artırmaktadır!

Tanı ve tedavi amaçlı gereksiz girişimler artmıştır. Hekim hastasına gerekli zamanı ayıramadığından, ayrıntılı bir muayene ile kolayca teşhis edilebilecek hastalıklar için çok sayıda tetkik istemek zorunda kalmaktadır. Bu durum sağlık harcamalarını arttırmakta, bunun faturası ise vergilerde artış, zamlar ve giderek artan tedavi katkı payları olarak halkımızın sırtına yüklenmektedir.

3. "Performansa göre ücret" toplum sağlığını tehdit etmektedir!

Bu sistem sağlığı koruyucu uygulamalara değer vermemektedir. Aslında en değerli sağlık hizmeti, halkı hastalıklardan korumaya yönelik hizmetlerdir. Oysa bu sistemde bireyi hastalıktan korumanın performans puanı yoktur.

4. "Performansa göre ücret" tıbbi uygulamaları değersizleştirmektedir!

Bu sistem niteliğe değil niceliğe değer vermektedir. “Performansa göre ücret”, tıbbi uygulamaların bilimsel, etik ve nitelikli olmalarına bakılmaksızın sadece sayısına göre değerlendirilmesidir.

Tıbbi tanı ve tedavi yaklaşımlarını "parasına" göre sınıflamaktadır. Performans uygulamasında bütün tıbbi işlemler hastaya sağladığı faydaya göre değil, kuruma kazandırdığı paraya göre değerlendirilmektedir.

5. "Performansa göre ücret" sürdürülebilir değildir!

Sağlığa ayrılan kısıtlı bütçe, her yıl artmakta olan harcamaları karşılamaya yetmez. Nitekim SGK, hızla artan sağlık harcamalarının önünü alabilmek için, global bütçe uygulamasına geçmiştir. Bu uygulamanın, üniversite hastanelerini finansal yönden daha da güç duruma sokması kaçınılmazdır. Yönetsel hiç bir zaafiyet olmasa dahi, bu SGK tarifeleriyle, bu sabit bütçelerle üniversite hastanelerinin zarar etmesi kaçınılmazdır.

6.Tıp Fakültelerinde “Performans” iki kere zararlıdır!

Tıp fakülteleri meslek adamı yetiştiren, bilimsel araştırma yapılan ve bilgi üretilen, bilgiyi yaşama dönüştüren yerlerdir. Buralarda; tıp eğitimi için gerekli yoğunlukta hasta hizmeti verilir.

Tıp fakültesi hastanelerinde çok sayıda hasta bakmanın teşvik edilmesi, yukarıda sıralanan sakıncaların yanı sıra, eğitimin ve bilimsel faaliyetlerin aksatılmasının da teşvik edilmesi demektir.

Öğretim üyelerinin "performans" kaygısıyla çalıştırıldığı tıp fakültelerinde hekim yetiştirmeye öncelik verilmesi ve özen gösterilmesi zorlaşacaktır.

Halkımızın sağlığını emanet edeceğimiz genç doktorlar nitelikli eğitimden mahrum kalacaklardır.

Ülkemizde sağlık düzeyini yükseltecek bilimsel çalışmalar yapılamayacaktır.

Tanısı konulamamış, tedavisi yapılamamış zor hastalar daha da mağdur olacaklardır.

Bizler halkımızın sağlığına, öğrencilerimizin eğitimine ve mesleğimize duyduğumuz saygının gereği olarak, tüm bu nedenlerle; "performansa göre ücret" politikasının tıp fakültelerine sokulmaması gerektiğini bir kez daha hatırlatmayı tarihi bir görev sayıyoruz.

YÖK"ü ve ilgili bakanlıkları üniversitelerde performans uygulamaları üzerine çalışmak yerine, üniversitelerin temel bileşenlerinden olan öğretim üyelerinin değerlendirmelerini dikkate almalarını talep ediyoruz.

Eğer Hükümet ve YÖK de bizim gibi, halkımızın her basamakta nitelikli sağlık hizmeti almasına önem veriyor, tıp fakültelerinde yüksek nitelikli sağlık hizmetini, yüksek nitelikli tıp eğitimini, artan yoğunlukta ve kalitede bilimsel araştırmaları çağdaşlığın gereği olarak değerlendiriyorsa, tüm sağlık çalışanlarına emeklerinin, birikimlerinin ve mesleki risklerinin karşılığı olan ve emekliliğe yansıyacak bir ücret ödenmesi için çalışmalı, performans sistemini gündemden tamamen kaldırmalıdırlar.

Hepinize saygılar sunarız.

Türkiye Tıp Fakülteleri Öğretim Üyeleri Girişimi
Ankara Kolu

Adana...

Ankara...

Bursa...

Denizli...

Isparta...

İstanbul...