Türkiye Ortaçağ Ülkesi, Hekimler de Köle Değildir

Dur! Artık Yeter!

Türkiye Ortaçağ Ülkesi, Hekimler de Köle Değildir

Sağlık Bakanlığı, kamu veya özel sağlık kuruluşlarında çalışan hekimlerin işlerinden ayrılmaları halinde nasıl bir uygulama yapılacağını 81 İl Valiliğine genel yazı ile duyurdu.

22 Aralık 2010 tarihinde Sağlık Bakanı adına  Müsteşar Yardımcısı imzalı  yazıda;

  • 23 Eylül 2010 tarihinde Özel Hastaneler Yönetmeliğinde yeni bir düzenleme yapıldığı*,
  • Kamuda ya da özel sağlık kuruluşlarında çalışan hekimlerin görevlerinden ayrılmadan en az 60 gün önce İl sağlık Müdürlüğüne bildirmeleri gerektiği,
  • 60 günlük süreden önce ancak İl Sağlık Müdürlüğü muvafakat verirse hekimlerin yeni işlerine başlayabilecekleri, kamu kuruluşlarında hizmette aksama olacaksa muvafakat verilmemesi gerektiği,
  • Görevden ayrılmadan 60 gün önce ayrılacaklarını İl Sağlık Müdürlüğüne bildirmeyen hekimlerin, kamu ya da özel herhangi bir işe başlayışlarının yapılmayacağı önemle rica edilmiştir.

Sağlık Bakanlığı;

Ücretlerini alamadıkları için,

Baskı gördükleri için,

Hastanelerde şiddete uğrayıp korunmadıkları için,

Etik dışı çalışmaya zorlandıkları için,

Hekimlerin bunlara benzer pek çok haklı nedenle, iş akdini derhal sona erdirme hakları olduğunu, bunun 4857 Sayılı İş Kanununun 24. maddesinde bir hak olarak düzenlendiğini bilmiyor mu?

Yoksa biliyor da bile bile hak ve hukuk tanımam, çalışan insan, hakları çiğnense de işinden ayrılamaz, ayrılırsa da 60 gün çalışamaz, o bir köledir aç kalsın mı diyor?

Sağlık Bakanı, Devlet Memurları Kanunun 94 ve 95. maddelerinde devlet memuru bir hekimin istifası, kabul edilmese ya da yerine biri başlamasa da en fazla 30 gün sonra işinden ayrılabileceğini, derhal ayrılırsa en fazla 1 yıl süre ile devlet memurluğuna geri dönemeyeceğini, özel bir yerde çalışmasının ise sınırlanmadığını bilmiyor mu?

Sağlık Bakanlığı, çalışma hakkının, kamu hizmetlerine girme hakkının Anayasada hak olarak düzenlendiğini, temel hakların ancak kanunla sınırlanabileceğini; Yönetmelikle kanunda olmayan hak sınırlamalarının getirilemeyeceğini bilmiyor mu?

Bu yapılanın çalışma hakkını da özgürlüğünü de ihlal ettiğini, Türk Ceza Kanununda iş ve çalışma hürriyetinin ihlalinin suç olarak düzenlendiğini bilmiyor mu?

Yoksa bütün bunları biliyor da Yasaları da Anayasayı da tanımam, benim “buyruklarım” esastır, benim hukuksuzluklarıma dur diyebilecek hiçbir güç yok mu diyor?

Anayasa Mahkemesinin güvencesiz ücret olmaz kararının yok sayılmasına,

Ücretlerin gün geçtikte düşürülmesine,

Emekli maaşı ile mecbur edilen yoksulluğa,

İş güvencesinin, ücret güvencesinin ortadan kaldırılmasına,

Çalışma hakkının yok sayılmasına,

Hekimin, hekime, sağlık personelinin hekime, hastanın sağlık personeline, en nihayetinde bütün toplumun birbirine düşman edilmesine…

Yeter diyoruz.

Sağlık Bakanlığından bu genel yazısını derhal geri çekmesini ve bu doğrultuda uygulamalara son vermesini istiyoruz.

Bu genelge nedeniyle haksız bir biçimde işine başlayamayan, hak kaybına uğrayan bütün hekimlerin uğradıkları zararlardan bu uygulamayı yapan ve emri veren kişilerin sorumlu olacağını belirtiyoruz.  Üyelerimizi, bu haksızlığa karşı dayanışmaya ve bilgilerini bizimle paylaşmaya çağırıyoruz.

*Türk Tabipleri Birliği, çalışma hakkını yok sayan 23 Eylül 2010 tarihinde Özel Hastaneler Yönetmeliğinin Ek 5. maddesine (j) bendi olarak eklenen düzenlemenin yürütmesinin durdurulması ve iptali için Danıştay’da dava açmıştır. Sağlık Bakanlığının Savunması istenmiş olup, yürütmeyi durdurma kararı savunma alındıktan sonra karar bağlanacaktır.