Şanlıurfa'da hekimlere yönelik şiddet protesto edildi

sanliurfaŞanlıurfa"da hekimlere yönelik olarak son haftalarda üst üste yaşanan şiddet olaylarıyla ilgili olarak, Şanlıurfa Tabip Odası Yönetim Kurulu bir basın açıklaması yaptı. TTB Merkez Konseyi adına Merkez Konseyi üyesi Dr. Hüseyin Demirdizen"in katıldığı basın açıklaması, 4 Ekim 2010 günü Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi bahçesinde gerçekleştirildi. Basın açıklamasına çok sayıda hekim destek verdi.

Şanlıurfa Tabip Odası Başkanı Dr. Şahin Aksoy"un basın açıklamasını okumasının ardından, Dr. Hüseyin Demirdizen de bir konuşma yaptı. Demirdizen, sağlık alanındaki şiddetin, AKP Hükümeti’nin 8 yıldır uyguladığı Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın ve sağlık hizmetlerinin piyasalaştırılması/özelleştirilmesinin bir sonucu olduğunu söyledi. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olgularının artık olağan, sıradan vakalar hale geldiğini belirten Demirdizen, Başbakan ve Sağlık Bakanı başta olmak üzere Hükümet yetkililerinin sağlık çalışanlarını örseleyici, vatandaşları sağlık çalışanlarına karşı kışkırtıcı ya da tahrik edici söz ve davranışlarının da bu süreci etkileyen unsurlar arasında yer aldığını kaydetti.  Demirdizen, medyanın bu sorunları dile getirirken zaman zaman kullandığı “suçlayıcı dil”in de değerlendirmeye alınması gerektiğini, bu tür haberlerden etkilenen vatandaşların sağlık sistemindeki aksaklıkların sorumlusu olarak sağlık çalışanlarını gördüklerini vurguladı. Sağlık çalışanlarının artık korku ve tedirginlik içerisinde işyerlerine geldiklerini belirten Hüseyin Demirdizen, bu sürecin devam etmesinin hizmet sunumunu ve hasta-hekim ilişkisini olumsuz etkileyeceğini söyledi. Demirdizen, “Hükümet yetkililerinin umursamazlığına dikkat çekmek ve onları uyarmak üzere, önümüzdeki günlerde üretimden gelen gücümüz dahil, daha aktif bir tutum içerisinde olacağız” diye konuştu.

04.10.2010

BASIN AÇIKLAMASI

Hekime Yönelik Şiddete HAYIR!

Bugün karşınızda böyle bir vesile bulunmaktan dolayı büyük bir üzüntü duymaktayız. Bütün kamuoyunun malumu olduğu üzere, insan sağlığını korumak ve iyileştirmek için gecesini gündüzüne katarak çalışan, her türlü iş stresi ve yetersiz koşullara rağmen hastasının refahını baş kaygısı olarak kabul eden bir mesleğin mensubu olan biz hekimler ve bütün sağlık çalışanları son yıllarda artarak devam eden bir düzeyde şiddet ve hakarete maruz kalmaktayız.

Tüm ülke genelinde yaygın olan bu insanlık suçu ilimizde son haftalardaki saldırılarla tahammül sınırlarını aşmış bulunmaktadır. Her olay sonrasındaki tepki ve protestolarımızın gerek yerel yöneticiler ve kanaat önderleri gerekse Sağlık Bakanlığı tarafından dikkate alınmayıp bu konuda tedbirlerin alınmaması, bizi kamuoyunun dikkatini çekmek ve her düzeydeki yetkililere son bir uyarı olması adına böyle bir eylem yapmaya sevk etmiştir.

Şunu açıkça ortaya koymak isteriz ki, her mesleğin kutsallığına inansak da toplumda en ağır eğitim sürecinden geçmiş ve toplumun saygın bireyleri olmaya layık olduğunu düşünen bir meslek grubu olarak şu anda toplumdaki algılanma biçimimizden ve hizmet verdiğimiz insanlardan gördüğümüz karşılıktan memnun değiliz. Bu algının ve davranış biçimi değişikliğinin son yıllarda şekillendiğinin farkındayız. Buna ilişkin tespitlerimiz şunlardır:

1) Hekime ve sağlık çalışanına yönelik şiddet ve kötü muamele mevcut hükümet ve mevcut Sağlık Bakanı döneminde artmıştır. Bu hükümet ve bu Sağlık Bakanlığının belli politikaları ve beyanları hastalara ve hasta yakınlarına genelde sağlık çalışanlarını, özelde ise hekimleri hedef göstererek onları farklı düzeylerde saldırıda bulunma konusunda cesaretlendirmiştir.

2)      Her türlü bilimsel, sosyolojik, psikolojik ve felsefi alt yapıdan yoksun olarak hazırlanmış olan ve uygulanan sözüm ona ‘Hasta Hakları’ politikaları yalnızca hekimleri ve sağlık çalışanlarını canından bezdirmekle kalmamış aynı zamanda doktora dayak atmayı bir hasta hakkı olarak algılatmaya başlamıştır.

3)      Gerek ülkenin başka şehirlerinde gerekse Şanlıurfa’da doktora dayak atanların olayı en hafif cezalarla atlatmaları, savcıların ve hâkimlerin ‘takdir haklarını’ hekimler lehine kullanmamaları, savcı kararı ile polislerin zanlıları bir gece bile nezarethanede ‘misafir’ edememeleri arkadan gelen mütecavizleri yüreklendirmiştir.

4)      Bir başka meslek grubundaki ‘yüksek memurun’ (savcı, hakim, kaymakam, subay, emniyet amiri, vs.) ‘düğmesi kopsa’ medyaya boy boy resimler vererek beyanatlarda bulunan mülki amirlerin doktora dayak atılınca bir “geçmiş olsun” telefonunu bile çok görmesi hekimi yalnızlaştırmıştır.

5)      Mevcut sağlık politikalarının getirdiği aşırı hasta yoğunluğu hekimin çalışma şartlarını iyice zorlaştırmış, hastayı hekimle karşı karşıya getirmiş, bir de buna basında yer alan sözde ‘sağlık skandalı’ haberleri eklenince hasta ve hasta yakınları doktoru kendilerine şifa vermeye çalışan birisi olarak değil, kendisine her an zarar verme tehlikesi olan bir kişi olarak görmeye başlamıştır.

Kısacası, ortada büyük bir sorun ve akıl almaz bir ihmal vardır. Yukarıdaki tespitlerimiz ile sorumluların kimler olduğunu tereddüde mahal bırakmayacak şekilde işaret etmiş bulunmaktayız. Hekimlerin, gerek bireysel olarak gerekse meslek grubu olarak sorumluluğunu yerine getirdiği, yerine getirmediği durumlarda da Bakanlığıyla, yerel idarecileriyle, adliyesiyle ve medyasıyla üzerine gelindiği gibi, her kişi ve kurum da sorumluluğunu yerine getirmesi gerekmektedir. Uyarılarımız dikkate alınmaz ve aynı vahim olaylar gerek Şanlıurfa’da gerekse ülke genelinde devam ederse Odamız ve ulusal temsilcimiz olan Türk Tabipleri Birliği, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının hizmet üretmekten gelen gücünü meşru müdafaası için yasal sınırlar içinde kullanmaktan geri durmayacaktır.

Bu vesile ile bugüne kadar mesleğini icra ederken yaşamını yitiren meslektaşlarımızı rahmetle anıyor, şiddetin her türlüsüne uğramasına rağmen mesleklerini icra etmekten ve insan sağlığını korumaya ve iyileştirmeye devam eden sağlık çalışanlarının önünde saygıyla eğiliyoruz.

Kamuoyunun önüne böyle bir eylem ile çıkmak zorunda kalmış olmaktan duyduğumuz üzüntüyü bir kere daha tekrar eder, hekimin ve sağlık çalışanlarının emeklerini takdir eden bütün vatandaşlarımızı saygıyla selamlarız.

ŞANLIURFA TABİP ODASI
YÖNETİM KURULU