Taammüden iş cinayetleri artacak!

torbayasaTürk Tabipleri Birliği, TBMM"de dün akşam (15.07.2010) görüşülmeye başlanan "torba yasa"nın geri çekilmesini istedi. TTB Merkez Konseyi, bugün (16.07.2010) bir basın toplantısı düzenleyerek, Torba Yasa"nın bugün görüşülmesi beklenen ikinci bölümünde yer alan işçi sağlığı ve iş güvenliği alanı ile ilgili maddelerin "iş cinayetlerini artıracağı" uyarısında bulundu. 

TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Feride Aksu Tanık, TTB Merkez Konseyi üyeleri Prof. Dr. Gülriz Ersöz, Doç. Dr. Mehmet Zencir ile Ankara Tabip Odası Başkanı Dr. Beyazıt İlhan"ın katıldığı basın toplantısında,"torba yasa" ile işçi sağlığı ve güvenliği alanında yapılan düzenlemelere dikkat çekildi. Toplantıda konuşan TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Feride Aksu Tanık, düzenlemelerle TTB, TMMOB gibi bu alanda yetkili meslek örgütlerinin devre dışı bırakılmak istendiğini ve taşeronlaştırmanın yolunun açıldığını belirterek, bunlara itiraz ettiklerini bildirdi.

Feride Aksu Tanık, "İş kazası demek, bir insanın işi nedeniyle hastalanması, sakat kalması ya da ölmesi demektir. 80.602 iş kazası olmuş. 500 olsa "az" mı diyecektik? Bu kazalarda 1044 kişi yaşamını yitirmiş. İnsanları sayılara dönüştürmek çok yürek yakıcı bir şey. 1 kişi bile iş kazasında yaşamını yitirse, bu taammüden cinayettir. İnsanları istatistiklere dönüştürmeden oradaki dramatik durumu görmekte fayda vardır" diye konuştu.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı"nın bunca iş kazasından sonra kendi yaptığı işlere dönüp bakması gerektiğini belirten Tanık, böyle durumlardaki kişiler için onurlu istifa yolları bulunduğunu söyledi. Tanık, "Yaz vakti, bir gece yangından mal kaçırır gibi şu yasayı geçirmeye çalışıyorlar. Bu, taammüden cinayetlerin artacağını gösteriyor. Buradan TBMM"ye çağrıda bulunuyoruz. Bu yasayı geri çeksinler" dedi. Feride Aksu Tanık, bir soru üzerine de konuyla ilgili olarak tüm hukuki girişimlerde bulunacaklarını bildirdi.

TTB Merkez Konseyi üyesi Doç. Dr. Mehmet Zencir de, TTB, TMMOB gibi ilgili örgütlerin görüşleri alınmadan bu tür düzenlemelerin yapılamayacağını kaydetti.

16.07.2010

BASIN AÇIKLAMASI 

Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne Çağrımızdır:

TORBA YASA GERİ ÇEKİLSİN,

İŞÇİ SAĞLIĞI, İŞ GÜVENLİĞİ HİZMETLERİ, TAŞERON FİRMALARIN KÂR HIRSINA KURBAN EDİLMESİN!

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu, içinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ile ilgili çok önemli maddelerin de yer aldığı bir “Torba Yasa” Tasarısı’nı görüşmeye başladı.

Söz konusu Tasarıda yapılan düzenlemelerle;

·  İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı, ortak sağlık ve güvenlik birimi ile eğitim kurumlarının tanımlarının İş Yasasına eklenmesi; bu tanımlara göre anılan mesleki formasyonlar, taşeron hizmet sunum kuruluşları ile eğitim kuruluşlarının Bakanlık tarafından yetkilendirilmesi,

·  İşçi sağlığı ve iş güvenliği hizmeti sunmak üzere işyeri dışında kurulacak kuruluşların nitelikleri, altyapı ve personel standartları ile işyerlerinin bunlardan hizmet almaları; işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının da içinde bulunduğu çalışanların görev yetki ve sorumlulukları, işyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı eğitimleri ile belgelendirilmeleri; bu eğitimlerde görev alacak eğiticilerin nitelikleri ve eğitim sonunda yaptırılacak sınav ile ilgili olarak Çalışma Bakanlığı tarafından ilgili tarafların görüşü alınarak yönetmelik çıkartılması,

·  İşyeri sağlık ve güvenlik birimi ile işyeri ortak sağlık ve güvenlik biriminde görev yapacak işyeri hekimlerinin işyerinde yapacakları görevler için diğer kanunların kısıtlayıcı hükümlerinin uygulanmaması,

·  Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Teşkilat Yasası’na ek yapılarak yukarıda belirtilen yetki ve görevlerin yasaya, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü’nün görevleri arasına eklenmesi öngörülmektedir.

Bütün bu değişiklik önerilerinin ortak noktası işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerinde görev yapacak olan işyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı yetkisinin kazanılması, bu yetkinin kazanılabilmesi için gerekli eğitimi verecek kuruluşların saptanması ve anılan mesleklerin hizmet sunum yöntemlerinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından belirlenmesine yöneliktir.

Öncelikle belirtmek isteriz ki; iş kazası ve meslek hastalıklarına ilişkin sayısal veriler göstermektedir ki, personel ve altyapı eksikliklerinin de etkisiyle, anılan Bakanlık ilgili yasa ile kendisine verilen görevleri bile yerine getirememektedir.

Nitekim; Türkiye Cumhuriyeti Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Politika Belgesi (2009-2013) başlıklı Raporda “Bir ülkede meslek hastalıklarının görülme sıklığı çalışan nüfusun %4-12’si arasında değişmektedir. Buna göre Türkiye’de 30.000-100.000 arasında meslek hastalığı beklenmektedir. Ancak SGK istatistiklerine göre 2007 yılında 1.208 meslek hastalığı vakası tespit edilebilmiştir” saptaması yapılarak belirlenemeyen, dolayısıyla uygun tedavisi yapılarak sahip olduğu özlük hakları kendisine verilmeyen on binlerce işçinin varlığı itiraf edilmiştir.

Öte yandan, yine kayıt dışı istihdam ve eksik verilerle oluşturulmuş SGK istatistiklerine göre, 2007 yılında toplam 80.602 iş kazası ve 1208 meslek hastalığı sonucu 1044 kişi yaşamını yitirmiş, 1956 kişi ise sakat kalmıştır. Ülkemizde günde ortalama üç işçi yaşamını yitirmekte, beş işçi sürekli iş göremez duruma gelmektedir.

Bütün bu tablonun değiştirilebilmesi, işçi sağlığının korunup, iş güvenliğinin sağlanması için bu alanda gerekli önlemlerin alınması; bu kapsamda nitelikli işyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı hizmetlerinin işyerlerinde bulunmasının sağlanması gerekmektedir. Oysa bugün söz konusu kurumsal yapıların zayıflatılması ve bu hizmetlerin kağıt üzerinde bırakılmasına yönelik bir girişimle karşı karşıyayız.

Yükseköğretim alanında hiçbir yetkisi bulunmayan ve örgütlenmesinde de buna uygun olarak herhangi bir kadrosu mevcut olmayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, TBMM’de görüşülmekte olan Torba Yasa ile, hekimlerin işyeri hekimi olabilmesi ya da mühendislerin iş güvenliği uzmanı olabilmesi için almaları gereken eğitimi belirleyen, bu eğitimleri verecek kuruluşları yetkilendiren ve eğitimler sonunda sınavları yaparak ya da yaptırarak hekim ve mühendisleri işyeri hekimi/iş güvenliği uzmanı olarak çalışabilmesi için belgelendiren kurum haline gelmektedir.

Daha önce yapılan yasa ve yönetmelik düzenlemeleri ile istediği sonucu elde edemeyen ve bu alanda yetkisi bulunmadığı yargı kararlarıyla tespit edilen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bu kez Torba Yasa ile söz konusu yetkileri kazanmaya çalışmaktadır. Bu noktada, anılan Bakanlığın hukuka aykırı düzenlemelerine güvenerek işyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı eğitimi ve taşeronluk hizmetlerinde faaliyet göstermek üzere kurulan şirketlerin mağduriyet belirterek yasal düzenleme talep etmeleri hiçbir biçimde kabul edilemez. Bu alanda yapılacak bütün düzenlemelerin insan yaşam ve sağlığı ile doğrudan bağı dikkate alınarak yaşam ve sağlık hakkını geliştirecek şekilde düzenlenmesi zorunludur. Aksine düzenlemeler Anayasanın yaşam hakkını koruyan 17. maddesi başta olmak üzere temel hakları düzenleyen birçok hükmüne aykırı olacaktır.

Tasarı’da yer alan düzenlemeye göre işyeri hekimlerinin bu görevlerini yapmaları sırasında “diğer kanunların kısıtlayıcı hükümleri uygulanmaz” denilmekle aslında 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Yasası’nın 5. maddesindeki “…işyeri tabipleri; çalıştıkları yerlerin sağlık hizmetlerinin başka bir yerde ikinci bir görev yapmalarına elverişli bulunduğu tabip odaları idare heyetince kabul edilmedikçe her ne suretle olursa olsun, diğer bir kurum ve işyerinin tabipliğini alamazlar.” hükmü devre dışı bırakılmaya, Türk Tabipleri Birliği’nin işyeri hekimliği alanındaki yetkileri kısıtlanmaya çalışılmaktadır.

İşyeri hekimliğinin ülkemizde gelişip kurumsal kimlik edinmesinde ve iş yaşamında etkin bir konuma yükselerek işçi sağlığının korunmasında önemli bir yer tutmasında çok özel ve önemli yeri olan Türk Tabipleri Birliği’nin sürecin dışında tutulmaya çalışılması ile işçi sağlığının korunup geliştirilmesine bir katkı sağlanamayacağı tartışmasız olduğuna göre böyle bir düzenlemenin amacının işçi sağlığının geliştirilmesi olmadığı ortadadır.

Bu düzenlemelerin amacı; işçi sağlığı ve güvenliği alanını tümüyle piyasaya açmak, bu alandaki taşeron firmalara rant ve kâr alanı sağlamaktır.

Halkın oylarıyla seçilen Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bir kez daha çağrıda bulunuyoruz:

“Torba Yasa” geri çekilsin,

İşçi sağlığı, iş güvenliği hizmetleri, taşeron firmaların kâr hırsına kurban edilmesin!

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ