23 Nisan ve Çocuklarımız

alt23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun.

Türkiye bu 23 Nisan"a ulusal egemenliğin temsili olan TBMM"de Anayasa tartışmaları ile giriyor.  Meclise girebilmek için %10 barajının geçerli olduğu bir "temsil"de –hala- ısrar sürüyor. Parti liderlerinin iki dudağı arasında milletvekillerinin belirlenmesi doğal karşılanıyor.

Türkiye"nin bağımsızlığa, bu topraklarda yaşayan insanların özgürlüğe, eşitliğe, adalete, birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacı olan bir dönemde Başbakan"ın ağzından "%12 işsizliği söyleyenler %88 iş sahibi olmayı da söylesinler" gibi veciz ifadeler dökülüyor. İşsiz kalanlara değil iş bulanlara, sağlık giderlerinden mağdur olan, yoğun bakım ünitelerinde para bulma telaşına kapılanlara değil, özel hastaneye “ilaç yazdırmaya” gidebilenlere bakın diyor. Kontenjanları abartılmış, niteliği önemsenmeyen, gelir güvencesi olmayan hekimlik mesleğinin geleceğini dert etmeyin, bu gün, bu an ne yaşıyorsanız onunla yetinin diyor.  

Evet söylüyor, sürekli konuşuyor..Herkesi kaderine razı olmaya, itiraz etmemeye, tevekküle, şükretmeye çağıyor…Ve Başbakan Türkiye"yi başkanlık sistemine hazırlıyor. Aynı zamanda Türkiye’de yumruklar  konuşuyor. 
Bizler susmuyoruz, susmayacağız. 

Bağımsız, özgür, Türk-Kürt bütün etnik kökenden gelen insanlarımızla; eşit, adil, barış içerisinde bir Türkiye"de demokratik ve laik bir Cumhuriyet"te yaşamak isteyenler olarak elbette  %88 istihdamı (!) değil, %12 işsizliği söyleyeceğiz. Tok olanları değil aç olanları, sağlıktaki eşitsizlikleri, şirketleşmeyi, güvencesizliği eleştireceğiz…

Ve 23 Nisan"da çocukların durumunu hatırlatacağız. 
Çocuk haklarını,
çalışan çocukları,  
sokakta yaşayan çocukları ,   
kız-erkek çocuklara tacizi, istismarı,   
kız çocukların okula gitme durumlarını,
dershaneye gidebilme olanaklarını,  
eğitimin durumunu,
beyinlerin nelerle "doldurulmakta" olduğunu,   
engelli çocuklarımızın koşullarını,   
her doğan çocuğumuzun ne kadar borçla doğduğunu, 
Ve cezaevindeki çocukların durumunu…  

Hala  Terörle Mücadele Kanunu (TMK) mağduru "taş atan” çocukların, siyasetin çocuklar üzerinden sürdürülmesinin ve pazarlık konusu yapılmasının utancını yaşayarak 23 Nisan" a giriyoruz; 1920 değil 2010"dayız. Bu ortamda “hangi ulusal egemenlik ve çocuklarımız için nasıl bir gelecek?” diye sormadan edemiyoruz.  

Her şeye rağmen bu tabloyu düzelttiğimiz 23 Nisan"lar yaşayacağımıza olan inancımızı koruyoruz.  Cezaevindeki çocuklar için
oluşturulan bir heyetle yeniden cezaevi ziyaret girişimimize Adalet Bakanlığı"nca verilen yanıtı 23 Nisan nedeniyle aşağıda kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.


alt