Askeri darbeler, demokrasiyi de sağlığı da darb eder!

Kendisi de askeri darbe dönemlerinde kapatılmış, yöneticileri ve üyeleri büyük acılar yaşamış demokratik bir kurum olan Türk Tabipleri Birliği, hangi gerekçeyle ve kimler tarafından yapılır, planlanır ya da tasarlanırsa tasarlansın dün olduğu gibi bugün de askeri darbelerin karşısında olacaktır.

Son dönemde Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz ile başlayıp “Balyoz Güvenlik Harekat Planı” ile süren darbe planlarının kabul edilebilir veya olağan karşılanabilir bir tablo oluşturmadığı, en temel demokratik değerleri, insan haklarını yok sayan bir anlayışın ürünü oldukları görülüyor.

Kendisi de askeri darbe dönemlerinde kapatılmış, yöneticileri ve üyeleri büyük acılar yaşamış demokratik bir kurum olan Türk Tabipleri Birliği, hangi gerekçeyle ve kimler tarafından yapılır, planlanır ya da tasarlanırsa tasarlansın dün olduğu gibi bugün de askeri darbelerin karşısında olacaktır.

Sağlık sistemi başta olmak üzere tüm sistem ve kurumların ağır tahribata uğradığı askeri darbe dönemlerinin bir daha gündeme gelmemek üzere ülkemiz tarihinden silinmesi için yaşamın her alanında demokratik bir anlayışın hakim kılınması zorunludur.

Basın özgürlüğünün, örgütlenme özgürlüğünün kısıtlandığı, barış taleplerinin kelepçelendiği, sağlık hakkı başta olmak üzere sosyal devlet mücadelesinin idari-polisiye baskılarla yok sayıldığı bir siyasal ortamın askeri darbeleri durdurma konusundaki samimiyeti ise kuşkuludur.

Askeri vesayetin son bulup askerin sadece kışlasında askeri konularla ilgilendiği, siyasetin demokratik seçimlerin sonucu olarak mecliste ve emeğin sendikal ortamlarda sesini duyurabildiği demokratik bir ülke haline gelmemiz hiç kuşkusuz  kararlı bir mücadele gerektirir. Başta hekimler olmak üzere bu ülkenin aydın, demokrat, emekten ve barıştan yana insanlarının ve kurumlarının bu konuda hiçbir tereddüte yer bırakmayacak netlikte tavır alması gerekir.