Tütün Yasası'nı esnetme çabaları...

altTürk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy, kapalı ortamlarda sigara  içilmemesine yönelik düzenlemeleri içeren yasayı esnetme girişimleri ile ilgili olarak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Deniz Baykal"a birer mektup gönderdi.




Sayın Başbakan,
 

Bildiğiniz gibi Türkiye yaptığı düzenlemelerle kapalı ortamlarda sigara içilmemesi ve sigara içmeyenlerin sağlığının korunması açısından olumlu bir konumdadır. Bu durumun korunması konusunda duyarlılık göstereceğiniz düşüncesiyle üyesi olduğumuz Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi"nin değerlendirmelerini sizinle paylaşıyoruz.

                                                                                              Saygılarımızla,
                                                                                              Prof.Dr.Gençay Gürsoy
                                                                                              TTB Merkez Konseyi Başkanı

Cumhuriyet Halk Partisi Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin önemli bir halk sağlığı kazanımı olan 4207 sayılı Kanun’u değiştirmek için yasa teklifini  komisyonlara sunduğunu üzülerek öğrenmiş bulunmaktayız.

4207 Sayılı Kanun ülkemizde sigara içmeyen 50 milyon vatandaşımızın anayasal hakkı olan temiz hava soluma hakkını teslim etmiştir.

Dünya Sağlık Örgütü sigara tüketiminin azaltılması için altı reçete önermektedir. Biri kapalı ortamlarda sigara içilmesinin yasaklanmasıdır. Türkiye bu kuralı en önce yerine getiren 6. Dünya ülkesi olarak tüm dünyanın gözlerini üzerine toplamıştır.

Tütün ve sigara kullanımı ülkemizde yılda 100 bin kişinin canına mal olmaktadır. Bu kişilerden 17 bini kendi sigara içmediği halde sigara dumanını pasif olarak solumuş vatandaşlarımızdır. Bugün aramızda olan 20 milyon sigara içicisinden 10 milyonu hayatından 10-22 yıl kaybederek ölecektir.  Zorluklarla yetiştirdiğimiz insanlarımızı kaybetmekteyiz. Sigara nedeniyle akciğeri hasar görmüş (kronik obstriktif akciğer hastası)  3 milyon vatandaşımız türlü zorluklar ve nefes darlığı ile yaşamaktadır. Her yıl çoğu sigara kullanımından ve pasif duman solumaktan oluşan 90 bin kanser vakası teşhis edilmektedir.

İşyerleri, eğlence ve ikram mekanları olan garson ve işçiler korunmadıkları takdirde mesai boyunca devamlı sigara dumanına maruz kalarak erken yaşta ölümcül hastalıklara yakalanmaktadırlar. İşçi sağlığı ve iş güvenliği yasaları bu çalışanları korumayı gerektirir.

4207 sayılı Kanun sigara tüketimini  de azaltacak ve çok uluslu sigara firmaları ile dışarı kaçan dolarlarımızın ülke içinde kalmasını sağlayacaktır. 

Sigara içen 20 milyon vatandaşımız  bir yılda 20 milyar dolar harcayarak sigara almakta ve  bu paranın tamamı yabancı tröstlere teslim edilmektedir. Sigaranın meydana getirdiği hastalıkların tedavisi için sigara firmalarının ödediği vergilerin üç katı  kadar  sağlık harcaması yapmaktayız. 30 milyar doları  bulan bu harcamalarda aldığımızı ilaçların çoğu yine sigara firmalarının merkezi olan ülkelerden temin edilmektedir.

Dev sigara firmaları, kendi ülkelerinin halklarını sigaradan koruyan politikalara saygı gösterip , hedef belirledikleri Üçüncü Dünya Ülkelerinin kanunlarını hiçe sayarak en saldırgan taktiklerle pazarları ele geçirmektedirler.  

4207 sayılı Kanun ikram endüstrisini zarara uğratmamıştır. 

4207 sayılı Kanun sadece tütün endüstrisinin işine engel olacaktır. Zaten hedefimiz de budur. Hiç bir ikram endüstrisinin bu kanunlardan olumsuz etkilendiği dünyada görülmemiştir.

Ülkemizde Kanun’un yürürlüğe girdiği 19 Temmuz’dan sonraki üç ayda ikram endüstrisi gelirleri artmıştır. Merkez Bankası kayıtlarına göre, 2008-2009 üçüncü çeyreğinde gayri safi yurt içi hasıla % 3.3 düşerken, otel ve restoran sektöründe gelir % 5.2 artmıştır. Kapanan kahvehaneden çok yeni kahvehane açılmıştır.

Sigara içen vatandaşımızın hakkı zedelenmemektedir.

Kanun vatandaşların sigara içmesini yasaklamamakta , sigara içmeyen  bireylerin de kullandığı ortak alanlarda içilmesini engellemektedir. Sigara içenler dışarı çıkarak sigaralarını içebilecektirler.

Kapalı alanlarda sigara içme odası yapmak çözüm olamaz.

Sigara dumanını arındıran hiç bir havalandırma sistemi ve teknoloji bulunmamaktadır. Bir alanı sigara içilen alan yaratmak, sigara içmeyenleri korumak açısından etkisizdir.

2004 yılında imzaladığımız “Tütün Kontrolu Çerçeve Sözleşmesi” 8. Maddesi % 100 dumansız alan gerekliliğini kanunlarımızdan önce ortaya koymaktadır.  

Çok uluslu sigara firmaları benzer kanunlara karşı her ülkede aynı oyunları oynamıştır.

Sigara firmaları 1996 yılında sigarasız kapalı alanlar uygulaması getiren Kaliforniya eyaletinde, daha sonra New York eyaleti ve İrlanda, İngiltere, Fransa, İtalya gibi ülkelerde kanunu yok etmek üzere ciddi çaba sarfetmiş ve tıp literatürüne konu olmuştur.

Bu ülkelerde sigara endüstrisi genellikle kendisi görünmeden, bir ikram endüstrisi temsilcisi aracılığıyla kanuna muhalefet etmiştir.

Sigara endüstrisi kapalı alanlarda sigara içilen alanlar yaratmayı teklif etmiştir.

Sigara endüstrisi hiç bir etkisi olmayan havalandırma sistemleri ile sigara dumanını temizlemeyi ve etkisiz sigara kabinleri talep etmiştir.

Sigara endüstrisi havalandırma şirketleri veya sigara içme modülü temsilcileri ile hükümetlere lobi yapmışlardır.

Yukarıdaki gerçekler ışığında gereken duyarlılığın gösterileceği düşüncesindeyiz.