'Kızamıkçık aşı uygulamasında vahim hatalar yapıldı'

alt

Bilindiği gibi, 1 Temmuz – 1 Eylül 2009 tarihleri arasında aile hekimliği pilot uygulaması yapılan 33 ilde, 18-35 yaş arası kadınlara kızamıkçık aşısı yapılmış ve aşı yapılan kadınlardan gebe olanların kürtaj yaptırmak zorunda kaldıkları yönünde haberler basına yansımıştır. TTB Merkez Konseyi, söz konusu aşı uygulamasında vahim hatalar yapıldığını belirterek, bu hatalardan ders çıkarılması gerektiğini bildirdi.

Konuyla ilgili olarak 16 Ekim 2009 Cuma günü TTB Merkez binasında, TTB İkinci Başkanı Prof. Dr. Feride Aksu Tanık ve TTB Genel Sekreteri Dr. Eriş Bilaloğlu'nun katılımıyla bir basın toplantısı düzenlendi. TTB İkinci Başkanı Prof. Dr. Feride Aksu Tanık, Sağlık Bakanlığı'nın aile hekimliği pilot uygulaması yapılan 33 ilde kızamıkçık aşı uygulaması yaptığı bilgisini aldıktan sonra, bakanlığa bazı sorular sorduklarını ancak bakanlıktan hala bir yanıt alamadıklarını söyledi. Kızamıkçık aşısının programa alınmasının gerekli ve öncelikli olmadığına dikkat çeken Tanık, uygulamaya derhal son verilmesi gerektiğini söyledi.
 

 
BASIN AÇIKLAMASI
 KIZAMIKÇIK AŞI UYGULAMASINDA VAHİM HATALAR VE ÇIKARILACAK DERSLER

Sağlık Bakanlığı 11 Haziran 2009 tarihinde Aile Hekimliği pilot illerinde 18-35 yaş grubu kadınlara Kızamıkçık aşısı uygulaması başlatmıştır.

Hastalıklardan korunmak önemlidir…

Kızamıkçık gebeliğin erken döneminde geçirildiğinde, düşük, ölü doğum, bebekte göz kalp veya sinir sistemini ilgilendiren ciddi doğumsal anomalilere yol açan bir hastalıktır. Ama ülkemizde yaygın ve sık bir sağlık sorunu değildir.

Uygulama başlatıldığında ilgili uzmanlık derneklerine birer yazı yazarak konuya ilişkin bilimsel görüşlerini istedik. Türk Perinatoloji Derneği, Halk Sağlığı Uzmanlık Derneği, Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği ve Avrupa Perinatoloji Birliği görüşlerini bildiren birer rapor ilettiler.

Bu durumda yapılması gerekenler iyi bir hastalık izleme ve kayıt sistemi oluşturulması, buradan elde edilen verilerle gerekirse bağışıklık çalışmalarına karar verilmesi olarak tanımlamaktadır. Oysa temmuz ağustos aylarında uygulama başlatılmış ama nedense sadece aile hekimliği pilot illerinde ve miyadı çok kısa zamanda dolacak aşılarla.

Uzmanlar bu durumda yapılması gerekeni iyi bir hastalık izleme ve kayıt sistemi oluşturulması, buradan elde edilen verilerle gerekirse bağışıklık çalışmalarına karar verilmesi olarak tanımlamaktadır.

Bir ülkede kızamıkçık aşısı uygulamasının başarıya ulaşması için kapsayıcılığın % 90-95 olması gereklidir. Eğer yeterince yüksek aşılama oranları elde edilmez ise duyarlı kişi havuzları oluşmakta ve konjenital kızamıkçık salgınları bildirilmektedir. Bazı kişileri aşılayıp bazılarını aşılamamak doğal bağışıklığın da ortadan kalkmasına neden olmaktadır. Sadece pilot illerde uygulamaya başlayarak olabilecek doğumsal kızamıkçık salgınlarına da zemin hazırlanmaktadır. Öte yandan örneğin Samsun’da erişilebilen uygulama oranı % 37-42, civarındadır. Kayseri’de % 45, söz edilmektedir.

Uzman raporlarında ayrıca

Uygulamanın gebelik döneminde yapılmaması, uygulama yapılan kadınlara özellikle ilk dört hafta içinde gebe kalmamaları konusunda bilgi verilmesi ve bilgilendirilmiş bir onam belgesinin imzalatılması konularına vurgu yapılmaktadır.

Ne yazık ki ne bilgilendirilmiş onam belgesi alınmıştır, ne de gebelikten korunma konusunda uyarı yapılmıştır. Sonuç olarak sayısını net olarak bilemediğimiz ama İzmir ve Manisa’dan basına da yansıyan çok sayıda gebeliklerin olduğudur. Yine Kayseri ve Samsun’da da aşı sonrası gebeliklerin olduğu bilinmektedir. Diğer pilot illerde de yüksek olasılıkla aşı sonrası gebeliklerin olmuş olması beklenir.

Yine uzman raporlarına dönersek:

Aşı sonrasında gebelik olması durumunda yapılması gereken ise yetkin bir prenatal tanı merkezinde uygun tekniklerle izleme, gebe kalan kadını paniğe kaptırmadan bilgilendirme, hastalık yönünde pozitif bir bulgu olmadan kürtaj uygulamama olarak tanımlanabilir.

Oysa yine biliyoruz ki çok sayıda gebelik kürtajla sonuçlanmıştır. Bunların içinde uzun yıllardır infertilite tedavisi görüp gebe kalmış ve bu uygulama ile bebeğini yitirmiş çiftler de vardır.

18 Ağustos tarihinde Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğüne bir yazı yazarak bazı sorular sorduk. 

  1. Türkiye’de konjenital rubella sendromu ve rubella enfeksiyonlarına bağlı düşük prevalansının,
  2. Ülkemizde doğurganlık çağındaki kadınlarda ve gebelerde Rubella IgG seropozitivitesinin,
  3. Kızamıkçık aşısı uygulanan kadın sayısının,
  4. Aşı uygulanan kadınlara aşının olası etkilerinin ve istenmeyen yan etkilerinin açıklandığı bir aydınlatılmış onam belgesi imzalatılıp imzalatılmadığının,
  5. Aşı uygulaması sırasında ya da sonrasında gebe olduğu saptanan kadın sayısının,
  6. Aşı sonrası gebelik saptanması nedeniyle kürtaj olan kadın sayısının,
  7. Aşı sonrasında gebelik saptanan kadınların prenatal izlem kriterlerinin,
  8. Aile Hekimliği Pilot illerinde uygulanan Kızamıkçık aşılarının son kullanma tarihlerinin,
  9. Kızamıkçık aşılama uygulamasının ülkemize maliyetinin bildirilmesini istedik.

Bir yanıt gelmedi. Bu sorularımıza yanıt bekliyoruz.

Peki Bakanlığın yaptığı hata neydi?

Yeni bir aşının programa alınmasında karar mekanizması şu temel noktaları dikkate alır. Bunlar:

Gerekli mi değil mi? Öncelikli mi?  Aşı etkili ve güvenli mi?  Bu yatırıma değer mi?

Bu aşılama hizmeti sürdürülebilir mi? Kamuoyu ve halk tarafından destekleniyor mu? Zamanlama uygun mu?

Her başlığı tek tek irdelersek:

1.      Gerekli mi? - Öncelikli mi?

Kızamıkçık aşısı gerekli değildir.
Kızamıkçık aşısı öncelikli değildir.
 
  • Türkiye’de doğumsal kızamıkçık sendromu ve kızamıkçığa bağlı düşük sıklığına ilişkin bir veri yoktur. SB TSH verilerine göre ise doğumsal kızamıkçık sendromu 1/60 000 dir.
  • Türkiye’de gebelerde ve doğurgan çağ kadınlarda kızamıkçık hastalığına karşı doğal bağışıklık % 82 ile 97.5 arasında değişmektedir. Yani insanlar bu hastalığı küçük yaşlarda geçirerek bağışık duruma gelmişlerdir. Kaldı ki çocukluk çağı aşılaması da ülkemizde yürütülmektedir.

2. Etkili ve güvenli mi?

Aşı etkili ve güvenli bir aşı, ancak gebe kadınlarda ve gebe kalma olasılığı olanlarda güvenli değil.

Aşıdan sonra bazı kaynaklara göre dört hafta, bazı kaynaklara göre ise üç ay süreyle gebe kalmak sakıncalı. Bu nedenle aşı uygulaması sırasında yapılacak eğitim ve uyarılar yaşamsal önem taşıyor. Kişilerin aydınlatılması ve onamlarının alınması da.

3. Değer mi?

Aşının maliyeti konusunda bilgi alınamamıştır. Zaten doğal bağışıklığı olan insanlara bu aşının uygulanması, kaynakların gereksinim olan sağlık hizmetlerine değil de boşa harcanmasıdır. Ayrıca aşı sonrası gebelikler nedeniyle yapılan izlemlerin, tetkiklerin ve gebeliklerin sonlandırılmasının maddi ve manevi kayıpları da henüz hesaplanamamıştır. İnsani kayıpların hesaplanabilir olması da olanaksızdır.

4. Sürdürülebilir mi?

Zararı yararından çok olan bu uygulamanın sürdürülmemesi daha akılcıdır.

5. Destekleniyor mu?

Aile hekimleri bu uygulamayı yapmaya zorlanmışlar, halk yeterince bilgilendirilmemiştir.

Aşı uygulamasının doğurduğu zararlar da yaşandığı için de