ATK'deki atamalar yaşanan sorunları çözmez

altTTB Merkez Konseyi, yazılı bir açıklama yaparak Adli Tıp Kurumu"nda yapılan atamaları değerlendirdi.


28.07.2009

Basın Açıklaması

Adli Tıp Kurumu’ndaki Atamalar
Yaşanan Sorunları Çözmez, Ancak Derinleştirir
BAŞKAN YARDIMCILARI GÖREVDEN ALINDI
TARTIŞMALI ÜYELER İSE YERLERİNİ KORUDU

Kamuoyunda uzun süredir tartışılmakta olan Adli Tıp Kurumu’nda (ATK) yapılan atamalar 26 Temmuz 2009 Pazar günü Resmi Gazete’de yayınlandı. ATK ile ilgili eleştirilerimiz ve özerk ve bilimsel yeni bir yapılanmanın hızla hayata geçirilmesine ilişkin önerilerimiz saklı kalmak koşulu ile bu atamaların da değerlendirilmesi ve kamuoyu ile paylaşılması gerektiğini düşünüyoruz.

Toplam on atamanın yedisi İhtisas Kurulu üyelikleriyle, üçü ise ATK yönetimiyle ilgili gerçekleştirildi; ATK Başkan Yardımcıları Dr. Mustafa Okudan ve Dr. Hasan Ağrıtmış görevlerinden alındı.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) olarak her iki yöneticinin ATK’nın eski Başkanı Keramettin Kurt dönemindeki bütün olumsuz uygulamaların ve bugün içine düşürüldüğü durumun müşterek sorumlusu olduklarını daha önce defalarca belirtmiş ve bir an önce görevden alınmalarını istemiştik. Nihayet görevden alınmış olmalarını doğru ve yerinde buluyoruz. Bu görevden almanın Devlet Denetleme Kurulu’nun ATK’da yapacağı denetlemenin hemen öncesinde gerçekleşmesi de denetleme sürecinin sağlıklı yürüyebilmesi için ayrıca uygun olmuştur.

Ancak belirtmek isteriz ki; görevden alınmaları ne kadar uygun olmuşsa raportörlük yerine ATK’nın Beşinci ve Altıncı İhtisas Kurulu üyeliklerine atanarak bir nevi “ödüllendirilmiş” olmaları da bir o kadar yanlış olmuştur. Kurul üyeliklerine atamaların her türlü bilimsel kriterden uzak olduğunun da göstergesidir.

Öte yandan 26 Temmuz günü yapılan atamalarda ATK Üçüncü İhtisas Kurulu’nda, Kurul Başkanı Dr. Nur Birgen dahil hiçbir değişiklik yapılmamış olması dikkat çekicidir. Oysa ATK’nın kamuoyunda en tartışmalı yapılanması Wernicke Korsakoff hastaları, Susurluk hükümlüsü ve Ergenekon davası tutuklusu İbrahim Şahin, kanser hastası Güler Zere olgularında olduğu gibi bir dizi birbiriyle çelişik ve tartışmalı rapora imza atan Üçüncü İhtisas Kurulu’dur. 

Üstelik Susurluk hükümlüsü ve Ergenekon davası tutuklusu İbrahim Şahin’in tutukluğunun bir kez daha sona erdirilmesi için ATK süreci geçtiğimiz günlerde başlamış bulunmaktadır.

Oysa,  bilindiği gibi ATK 3. İhtisas Kurulu’nun 27.06.2003 tarih ve 4083 sayılı kararında İbrahim Şahin hakkında “post kontüzyonel demans” tanısı konulmuş ve hastalık T. C. Anayasası’nın Cumhurbaşkanı’nın görev ve yetkilerini düzenleyen 104/2-b maddesinde sözü geçen “sürekli hastalık” kapsamında değerlendirilmişti. İbrahim Şahin’in Susurluk davasında aldığı hapis cezası da böylece ortadan kaldırılmıştı.

27.06.2003 tarihinde ATK 3. İhtisas Kurulu’nda görevli olan hekim üyelerin hemen hepsi bugün de görevlerine devam etmektedirler. Bu durumda söz konusu üyeler İbrahim Şahin hakkında daha önce kendilerinin verdikleri “mevcut post kontüzyonel sendrom sonucu oluşmuş demans arızasının … sürekli hastalık kapsamında olduğu” kararıyla bağlı olacaklardır.

Üstelik Susurluk hükümlüsü ve Ergenekon tutuklusu İbrahim Şahin’le ilgili rapor düzenleyen ATK 3. İhtisas Kurulu üyelerinin bazılarının Susurluk ve Ergenekon davalarının bazı sanıklarıyla basına da yansıyan yakın ilişkileri bu kurulun vereceği kararın bilimselliği ve tarafsızlığı konusunda derin kuşkulara neden olacaktır.

İbrahim Şahin’le ilgili hazırlanacak raporun sağlıklı ve güvenilir olabilmesi için Başkanlığını Dr.Nur Birgen’in yaptığı ATK 3. İhtisas Kurulu “iddia edilen yeni kurum yapılanması” beklenmeden acilen görevden alınmalıve İbrahim Şahin’in muayenesinin bilimsel yeterlilikleri ve güvenilirlikleri her türlü şüpheden uzak hekimlerce yapılması sağlanmalıdır.

Aksi takdirde İbrahim Şahin hakkında düzenlenecek adli tıp raporunun doğruluğu ve bu rapora dayanarak gerçekleştirilecek işlemler kamuoyunda büyük tartışmalara yol açacaktır. 

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ
MERKEZ KONSEYİ