Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu Kararı

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu Kararı;
  • Sağlık Bakanlığının Türk Tabipleri Birliği ile işbirliği yapmaması,
  • Özel sağlık kuruluşunda çalışacak tabiplerden Tabip Odası üyelik belgesini istememesi hukuka aykırıdır.

Sağlık Bakanlığı 15 Şubat 2008 günü Özel Ayakta Teşhis ve Tedavi Hizmeti Veren Sağlık Kuruluşları ile ilgili Yönetmelikte kapsamlı değişiklikler yapmıştı. Bu Yönetmeliğin kimi hükümlerinin iptali için Türk Tabipleri Birliği’nin açtığı davada Danıştay 10. Dairesi tarafından Temmuz 2008’de yürütmeyi durdurma kararı verilmiştir. Sağlık Bakanlığı yürütmeyi durdurma kararının kaldırılması için, Türk Tabipleri Birliği de  diğer hükümlerin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmesi için itiraz etmiştir.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu Sağlık Bakanlığı’nın itirazlarını reddetmiştir. Türk Tabipleri Birliği’nin itirazlarını ise bazı maddeler yönünden kabul ederek yürütmeyi durdurma kararı vermiştir. Yürütmesi durdurulan maddeler ile gerekçeleri özetle şöyledir;

  • Dava konusu Yönetmeliğin 14. maddesinin 1. fıkrası ile sağlık kuruluşlarının ruhsatlandırılması ve faaliyetleri sırasında bu Yönetmeliğe uygunluklarının dosya üzerinde ve yerinde incelenmesi ile bunların açılmaları, denetlenmeleri, değerlendirilmeleri ve kapatılmaları ile ilgili tavsiye kararları almak üzere, Bakanlıkça Teknik İnceleme Ekibi/Ekipleri oluşturulması öngörülmüş ve bu ekibin içinde Tabip odası temsilcisine yer verilmemiştir.

Bu düzenleme 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun sağlık hizmetleriyle ilgili temel esasları düzenleyen 3. maddesinin (i) bendinde, sağlık hizmetlerinin yurt çapında istenilen seviyeye ulaştırılması amacıyla; bakanlıklar seviyesinden en uçtaki hizmet birimlerine kadar kamu ve özel sağlık kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları arasında koordinasyon ve işbirliği yapılacağı hükmüne aykırı bulunmuştur. 6023 sayılı Yasa ile Türk Tabipleri Birliğine verilen görevler ve bu görevlerin gerçekleştirilmesi doğrultusunda kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılmasının gerekliliği, Birliğin serbest olarak tabiplik mesleğini icra eden ve Tabip odalarına kayıt olma zorunluluğu bulunan ve bunun yanında kamu kurumunda çalışmakla birlikte odaya kayıtlı olan mensupların çıkarlarını korumak ve bu doğrultuda faaliyette bulunmakla yükümlü olduğu da göz önünde bulundurulduğunda geniş bir alanda ve daha etkin faaliyette bulunan Birliğe yer verilmemesi hizmetin niteliği ile bağdaşmamaktadır sonucuna ulaşılmıştır.

  • Yönetmeliğin 18. maddesinin 1. fıkrasında sağlık kuruluşunda çalışacak olan tabip için çalışma belgesi verilirken tabip odasına kayıtlı olduğuna ilişkin belgenin aranmamasına ilişkin düzenleme; Sağlık kuruluşunda çalışmak isteyen tabiplerden bu belgenin istenmemesi halinde tabip odasına üye olmaksızın çalışan tabiplerin Türk Tabipler Birliğince saptanması ve denetimlerinin mümkün olmaması sonucunun ortaya çıkmasına neden olunabileceği, tabip odasına kayıt olma zorunluluğunun ve kayıt olunmaksızın mesleğin serbest olarak icra edilememesinin ihmali sonucunu doğurabileceğinden hukuka aykırı bulunmuştur. 
  • Dava konusu yönetmeliğin 16. maddesinin mesul müdürün taşıması gereken nitelikleri belirleyen 4. fıkrasının ( c ) bendinde Türk Ceza Kanunu’nun 53’üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile, kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile sayılan bir kısım suçlardan mahkum olmamak gerektiği hükmü, suç ve cezaların kanuniliği ilkesine aykırı bulunarak yürütmesi durdurulmuştur.

Temmuz 2008 tarihinde yürütmesi durdurulan maddeler ve gerekçeler ise anımsanacağı üzere şöyledir;

  • “Muayenehane, bir tabip tarafından mesleğini serbest olarak icra etmek üzere açılan, cerrahi ve girişimsel tıbbi işlemlerin yapılmadığı işyeri” olarak tanımlandığı 7. maddesinin 2. fıkrasının yürütmesi muayenehanede yapılamayacak cerrahi ve girişimsel tıbbi işlemlerin neleri içerdiğinin açıkça belirlenmediği,
  • “21 inci maddenin birinci fıkrası uyarınca kesintisiz hizmet vermek üzere ruhsatlandırılan tıp merkezleri, 38 inci madde uyarınca yayımlanan tebliğde belirtilen şartları taşıyan acil ünitesini kurarlar.” düzenlemesini içeren 24. maddenin 1.fıkrası ile aynı maddenin 3.fıkrasında yer alan “Poliklinikler ile birinci fıkrada belirtilenler haricindeki tıp merkezleri, 38 inci madde uyarınca yayımlanan tebliğde belirlenen asgari malzeme ve ilaçların bulunduğu bir acil odasını faaliyet gösterdikleri süreler içinde kullanıma hazır bulundurulur.” düzenlenmesinin yürütmesi acil odasında bulunması gereken malzeme ve ilaçlar belirlenmeksizin alt düzenleyici işleme yollamada bulunduğu,
  • “Sağlık kuruluşlarında, sadece kendi hastalarına yönelik teşhis hizmetlerinde kullanılmak ve tetkiki isteyen tabibin sorumluluğunda olmak kaydıyla, 38 inci madde uyarınca yayımlanan tebliğde belirtilen temel laboratuvar tetkikleri ile radyolojik tetkikler, 992 sayılı Kanun ile 3153 sayılı Kanun uyarınca ruhsat alınmaksızın yapılabilir.” düzenlemesini içeren 25. maddesinin 1. fıkrasının yürütmesi laboratuvar ve radyolojik tetkiklerin kapsamının Yönetmelikte açıkça belirlenmeyip Tebliğe bıraktığı,
  • “Tıp merkezlerinde, 38 inci madde uyarınca yayımlanan tebliğde belirtilenler haricindeki  cerrahi müdahaleler yapılamaz.” şeklindeki 31. maddenin “j” bendinin yürütmesi 38. maddede öngörülen Tebliğe yollamada bulunduğu,
  • Hangi konuların Bakanlıkça çıkarılacak Tebliğle düzenleneceğini gösteren 38. maddesinin yürütmesi belirtilen konuların düzenlenmesinin Yönetmelikten daha alt bir düzenlemeye bırakılamayacağı, idarenin belli bir konuyu düzenledikten sonra bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili genelge, tebliğ gibi alt düzenlemeler yapmasının mümkün olacağı,
  • Önceki Yönetmeliğe göre açılmış olan sağlık kuruluşlarının, Bakanlıkça çıkarılacağı belirtilen Tebliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç dört yıl içinde, tabip sayısı hariç olmak üzere bu Yönetmeliğe uyum sağlamak ve ruhsat almak zorunda olduğunu, tabip sayısında yapılacak artışlarda 9 uncu maddeye göre yapılan planlamaya uyulmasının zorunlu olduğunu, dört yılın sonunda ruhsat almayan sağlık kuruluşlarının, uygunluk belgelerinin iptal edileceğini düzenleyen Geçici 2. maddenin 2. fıkrasının yürütmesi sağlık kuruluşlarında Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren tabip sayısında meydana gelebilecek eksilmelerin giderilmesine olanak sağlamak yerine henüz çıkmamış Tebliğ hükmüne yine henüz Bakanlıkça yapılmamış planlamaya yollamada bulunduğu ve de tabip sayılarındaki eksilmeleri gidermeye olanak tanımadığı,
  • Yine Ek-6’nın Hizmet Birimlerine Esas Bilgiler başlıklı ikinci bölümünün 2,5,7,8,10 ve 13. maddeleri ile aynı ekin Bina ve Sabit Tesislere Esas Bilgi ve Belgeler başlıklı üçüncü bölümünün 8,9 ve 10. maddelerinin yürütmesi hukuka aykırı bulunan 38. madde düzenlemesine yollamada bulunarak düzenlendiği

gerekçesiyle durdurulmuştur.