Başhekim istifa!

Basın açıklamasına, TTB Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu, TTB Merkez Konseyi ve Ankara Tabip Odası üyeleri ile SES temsilcileri katıldı. TTB Merkez Konseyi İkinci Başkanı Prof. Dr. Feride Aksu Tanık, burada yaptığı konuşmada, sağlık ortamında iyice yaygınlaşan şiddetin, bu kez bir başhekimden geldiğne dikkat çekerek, olayı nefretle kınadıklarını bildirdi. Tanık, Özergün"ün derhal görevden alınmasını istedi.
Tanık"ın ardından, TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Elif Kırteke"de basın açıklamasını okudu. Basın açıklaması, "susma haykır, şiddete hayır", "başhekim istifa" sloganları ve alkışlarla sona erdi.
23.01.2009
ERK, ERK-EK"LİĞİNİ BIRAKIR MI?
Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi başhekimi Yusuf Özertürk.
Şiddete uğrayan ise mesleğine adanmış bir hematolog, Dr. Dilek Argon. Sağlık Bakanlığı’nın İstanbul"daki ilk hematoloji yan dal uzmanı. Yıllarca tek başına tüm İstanbul ve Anadolu’dan gelen yüzlerce hastaya şifa olmuş, yüzlerce hekim, hemşire, hasta yakını eğitmiş, her zaman insanüstü bir gayretle hekimlik yapmış, geçen yıl 15.000 hasta bakmış bir kadın.
Yusuf Özertürk, Dr. Dilek’i işe geç kaldığı bahanesiyle boş bir odaya çağırıp üzerine abanır; gözünü kafasını yumruklar, boğazını sıkar.
Bu bir insanlık suçudur! Bu suçu işleyen bir kişinin hekimlik yapmasına izin verilemez. Yusuf Özertürk hemen görevden alınmalıdır.
Son yıllarda başta hekimler ve hemşireler olmak üzere sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan sağlık personeline yönelik şiddette çok ciddi artış görülmektedir (1). Kadın hekimler, özellikle de genç hekimler bu grup içinde daha çok risk altındadır, şiddete daha fazla maruz kalmaktadır. Bunun nedenleri arasında; ülkemizde yıllardır tırmanmakta olan şiddetin, erkek egemen kültür nedeniyle kadınlara daha kolay yönelebilmesi, toplumda fiziksel olarak kadınların direnme ve karşı koyma güçlerinin daha az olduğuna inanılması ve erkek hekimlerin otoritenin temsilcisi olarak görülmesi gösterilebilir (2).
Son zamanlarda kadın meslektaşlarımıza uygulanan şiddetin artmakta olduğunu üzülerek gözlemekteyiz. Geçtiğimiz aylarda Urfa"da Dr.Venhar Önat ve Dr. Sultan Kara hastalar ve yakınları tarafından saldırıya uğramıştı. Bu kez daha vahim olan durum, Dr. Dilek Argon"a saldıranın da bir hekim olmasıdır. Erk, kimi zaman bir yöneticinin kimi zaman bir hastanın elinden şiddet uygulamaktadır.
Sağlık ortamında yöneticilerin çalışanlar üzerinde baskı, korku ve şiddet uygulamasını kabul etmemiz mümkün değildir. Biz kadın hekimler, meslektaşlarımıza yönelik saldırıları kınıyoruz. Olaylardan, sağlık ortamlarımıza evrensel insani değerler ile mesleki etik değerler yerine ticaretin kurallarını ve dilini yerleştiren, sağlık kuruluşlarını ticaret ortamına çeviren ve sağlıkta yaşanmakta olan kaosun sorumlusu olarak hekimleri işaret edenAKP Hükümeti ve sağlık yöneticileri sorumludur. Kadına yönelik şiddetle ilgili suçlarda haksız tahrik indirimi sağlayarak şiddeti uygulayanı koruyan AKP zihniyeti; her yeri, hatta hastaneleri bile kadına yönelik şiddet alanlarına dönüştürdü.
Türk Tabipleri Birliği olarak hekime yönelik şiddete hoşgörümüz yok. 14 Şubat 2009 tarihinde İstanbul Tabip Odasında “Hekime Yönelik Şiddet” konulu bir çalıştay düzenliyoruz. Sağlık personeline yöneltilen şiddetin suç sayılması gerektiğini belirterek, Türk Ceza Yasası"na eklenmesi istemiyle madde önerisi hazırladık. Birbirimize sahip çıkarak olayların takipçisi olacağız.
Toplumsal kültüre egemen kılmaya çalıştıkları korku, baskı ve şiddet düzenini sağlık ortamında da kurmalarına izin vermeyeceğiz. Sağlıktaki olumsuz sürecin sorumluları biz değiliz. Şiddeti sineye çekmeyeceğiz. Tüm Türkiye’de, kadın hekimlerin öncülüğünü yaptığı imza kampanyası başta olmak üzere eylemlilik sürecimize Başhekim Yusuf Özertürk görevden alınana kadar devam edeceğiz.
KADIN HEKİMLİK ve KADIN SAĞLIĞI KOLU
Kaynaklar:
2. Ayrancı Ü, Yenilmez Ç, Günay Y, Kaptanoğlu C. Çeşitli sağlık kurumlarında ve sağlık meslek gruplarında şiddete uğrama sıklığı. Anadolu Psikiyatri Dergisi 2002; 3:147-154