İmza kampanyası kamuoyuna duyuruldu

altTürk Tabipleri Birliği"nce tüm Türkiye çapında "imzaladınız mı?" sloganıyla başlatılan ve hekimlerin/sağlık çalışanlarının taleplerini dile getirmek amacıyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan"a iletilecek olan imza kampanyası ile ilgili basın toplantısı düzenlendi.

06.01.2009
BASIN AÇIKLAMASI

2008 yılının son çeyreğinde Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın finansal ayağı olan Genel Sağlık Sigortası (GSS) yürürlüğe girdi. Programın diğer ayakları olan Aile Hekimliği “pilot” olarak 30 ilde uygulamaya başlandı, Kamu Hastane Birlikleri ise yine bir “pilot tasarı” halinde TBMM’de ilgili komisyonda ilerlemektedir. 2009 başı itibarıyla kaba bir değerlendirme yapmak gerekirse sağlığın piyasalaştırılması/ticarileştirilmesi açısından “hoş” dönem sona ermeye başlamış, programın gerçek yüzü sırıtmaya başlamıştır.

Hükümet sağlık çalışanlarında artık farkındalığı engelleyememekte, bu nedenle sağlık çalışanlarının örgütlü yapılarına, meslek örgütlerine baskı, karalama kampanyaları düzenlemektedir. Türk Eczacılar Birliği’nin son haftalarda yürüttüğü ve bizlerin de desteklediği temel taleplerinin karşılanması yerine Sağlık Bakanlığı’nca denetlemenin gündeme getirilmesi, meslek örgütünün yasal yetki ve görevleri kapsamında olan işlevlerinin by-pass edilmesi çabaları bunlara örnektir.

Sağlık hizmeti alanlar açısından ise bütün eczanelere, kamu-özel sağlık kuruluşlarına başvurmanın “herkese” açıldığı dönem Denizli, Isparta, Gümüşhane, Bayburt illerinde Aile Hekimliği uygulamasında getirilen sevk sistemi ile hizmete ulaşımın engellenmesi ve kilitlenmesine yol açmıştır. Öyle ki herkesin gereksinimi olan hizmete eşit, adil ve hızla ulaşmasının güvencesi olan sevk sistemi bu hükümetin elinde tam aksini doğurmuştur. Sonuçta üç ay önce bütün aile hekimliği illerinde 2009 başında yürürlüğe gireceği açıklanan sevk sistemi zorunlu olarak ertelenmiştir. “Herkese açılan” eczaneler ise sahipleri olan eczacılara bile kapanmanın eşiğine getirilmiştir. Sistem gerçek hedefi olan “parası olmayana hizmet yok” noktasına itilmektedir.

Yeşil kart ve devlet memurlarının GSS’ye karşı kapsam dışı tutularak “güvencede oldukları” dönem uzun sürmemiştir. 2008’in son günü yayımlanan mükerrer resmi gazete ile onlar da “kapsama alanına” girdiler. Bunun anlamı; karşı durulmadığı ve haklı taleplerimiz yüksek sesle dillendirilmediği takdirde sağlığın piyasalaşması/ticarileştirilmesinin artarak ve genişleyerek sürdürüleceğidir.

TTB bu anlayışla herkese sağlık, güvenli gelecek talep etmekte halkın sağlık hizmetine ulaşmasının önündeki katkı/katılım payı vb. her ad altındaki “yükü” kabul etmemektedir. Hekimler adına ise somutlaştırdığımız taleplerimizi bütün hekimlerle paylaşan bir imza kampanyası başlatmış bulunuyoruz.    

Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın güvencesiz, düşük ücretle, piyasaya göre hizmet sunmaya zorlayan, daha çok ilaç ve gereksiz teknoloji tüketmeye koşullandırılmış, nitelik yerine niceliğe odaklanmış bir hekim istediğini biliyoruz. Taleplerimiz bunun yerine bugün ve geleceğimizi güvenceye alan ve nitelikli sağlık hizmeti sunma koşullarında sağlık hakkının dışında diğer bütün öncelikleri reddeden bir sağlık ortamını hedeflemektedir. Bu nedenle 31 Aralık 2008 tarihinde olduğu gibi mükerrer resmi gazetelerde olumsuz düzenlemeler yayımlanmasını istemiyoruz ve diyoruz ki:

SAYIN BAŞBAKAN,
SAĞLIK ÇALIŞANLARININ HAKLARINI DÜZELTMEK İÇİN (de)
MÜKERRER RESMİ GAZETE YAYIMLAMAK MÜMKÜNDÜR!
TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ
MERKEZ KONSEYİ
 
Sayın Başbakan,

Bugüne ve geleceğime ilişkin kaygı içerisindeyim. Politikacıların sağlık alanında yaşanan sorunlarda hekimleri/sağlıkçıları hedef gösteren, halkı hekimlere/sağlıkçılara karşı kışkırtan söylemi, mesleğimizi uygulamada bizi her geçen gün daha da zorlamaktadır. Öyle ki taciz ve fiziki şiddet neredeyse gündelik yaşantımızın bir parçası olmuştur. Bir hekim olarak Sosyal Güvenlik Kurumu"nun belirlediği protokollere değil, hastanın gereksinimlerine göre hizmet vermek istiyorum; ancak bugünkü sağlık ortamında, piyasa koşullarıyla hekimlik değerleri arasında mesleğimin gereklerini yerine getirememenin gerilimini taşıyorum. Yukarıda çok kısaca belirttiğim gerekçelerle aşağıdaki başlıklarda çaba harcamamın mesleğime karşı sorumluluğumun gereği olduğunu düşünüyorum:

  • Sağlık hizmetlerini ticarileştiren ve güvencesiz çalışmayı içeren aile hekimliği ve kamu hastane birlikleri yasa tasarısının durdurulması,
  • İşten çıkarmaların engellenmesi, bütün çalışanların güvenceli bir çalışma rejiminde istihdamı,
  • Güvenli ve sağlıklı çalışma ortamlarının oluşturulması için işyeri sağlık birimleri kurulması,
  • Temel ücretlerde emekliliğime yansıyan iyileştirme,

Türk Tabipleri Birliği"nce hazırlanan bu önerilerin acil olarak ve bütün ekip üyelerini gözeterek gerçekleştirilmesini talep ediyorum.