Şef ve şef yardımcılıklarına sınavsız atamalar başladı

SB eğitim ve araştırma hastanelerinin şef ve şef yardımcılığı kadrolarına sınavsız atamalar başladı. Türk Tabipleri Birliği, hukuki süreci başlattı.

Sağlık Bakanlığı’nın internet sayfasına 10 Haziran 2008 günü girilen duyuru ile Eğitim ve Araştırma Hastanelerine profesör ve doçentlerden klinik şefi ve klinik şef yardımcısı atanacağı belirtilerek atama yapılacak 201 kadro ilan edilmiş ve atamalar gerçekleştirilmektedir.

İlan edilen kadroların çoğu, son iki yıl içinde devlet hastanesi iken mevzuata aykırı bir biçimde eğitim ve araştırma hastanesi olarak tabelası değiştirilen hastanelere aittir.

Atama duyurusunda atamaların Anayasa Mahkemesi’nde görüşülmeyi bekleyen 3359 Sayılı Kanun’un Ek 1. maddesinin 3. fıkrasına göre yapılacağı ilan edilmiştir.

Türk Tabipleri Birliği, gerek sınav ilanından önce gerekse ilandan sonra Sağlık Bakanlığına bu konuda başvurular yapmıştır.

Atama ilanından önce, hizmetin gerektirdiği nitelikleri bilimsel ve objektif olarak ölçecek bir değerlendirme yönteminin düzenlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Hazırlanacak yönetmelik uyarınca başvuru koşullarını taşıyan bütün hekimlerin sınava alınması, başarılı olanların siyasi etkiden uzak bir yöntemle oluşturulmuş jüriler tarafından değerlendirilmesi önerilmiştir. Sonuçların da başvuran bütün adayları içerecek biçimde şeffaf bir biçimde ilan edilmesi istenmiştir. 

Atama ilanının hemen ertesinde ise hakkaniyete uymayan, eşit yarışma şartlarının sağlanmadığı bir ortamda şef ve şef yardımcı atama yolunu açacak ilanın geri çekilmesini istemiştir.

Ancak bu önerilerimiz dikkate alınmamıştır. Sağlık Bakanlığı;

Sadece doçent ve profesör unvanına sahip hekimlerin başvurularını almış,

Yalnızca dosyaları değerlendirmeye almış,

Aynı kadroya başvuran çok sayıda adayın değerlendirme sonuçları ilan edilmeden, atamalar gerçekleştirilmeye başlanmıştır. Aynı kadroya başvuran adaylar, başvurdukları kadroya başka bir hekimin atandığını görerek, kendileri hakkındaki değerlendirme sonucunu öğrenebilmektedirler.

Bu kadar önemli kadrolara yapılacak atamaları belirleyecek seçici kurulun siyasal ve sübjektif etkilerden tamamen uzak bir yöntemle oluşturulmasının önemi ortada iken jüri üyelerinin kura yöntemi ile belirlenmesi tercih edilmemiş, hukuk dışı etkilere açık bir jüri oluşturma yöntemi benimsenmiştir.

Jürilerin oluşturulmasının yanı sıra atama ilanında adayların bilimsel çalışmalarının ve eğitimci niteliklerinin değerlendirilmesinde ne gibi kriterlerin esas alınacağı, bu kurulun mütalaalarında öncelik kriterlerinin nelerden oluşacağı da açıklanmamış, tam anlamı ile keyfi değerlendirmelere yol açacak bir sistem öngörülmüştür. İyi bir eğiticide bulunması gereken bütün özelliklere göre belirlenmiş değerlendirme yöntemi olmadan, bütün adaylara ilişkin jüri raporları açıklanmadan, yapılacak şef şef yardımcısı atamaları liyakatin değil, siyasi saiklerin gölgesinde olacaktır.

Bu atamalarda kullanılan yöntem yine eğitim hastanelerindeki atamaları konu edinen ve Anayasa Mahkemesi tarafından yürürlüğü durdurulan 5413 Sayılı Yasa uyarınca yapılan atamalara aynı özelliği taşımaktadır.

Oysaki önceki dönemde yapılan atamalara yönelik olarak açılan davalarda verilen yargı kararlarında; sınavla atama ile belli unvana sahip kişilerin sınavsız atanması şeklindeki ikili atama tercihinde; öncelikle yöntemin saptanması, sonrasında saptanan yönteme göre belirlenmiş esaslar çerçevesinde atama yapılması gerekliliği temel bir ilke haline getirilmiştir.

Bütün bunlara rağmen Sağlık Bakanlığı adaletsiz, keyfi ve çalışma barışını bozan atama yönteminde ısrar etmektedir. Türk Tabipleri Birliği 11.09.2008 günü açmış olduğu dava ile gerek atama duyurusu gerekse yapılacak atamalara ilişkin 201 kadronun belirlenmesi işleminin iptalini istemiştir.

Açmış olduğumuz iptal davasında, yargısal kararlarla ortaya konan amaç ve saptamaların yok sayıldığı, hiçbir değerlendirme kriterine yer verilmeyerek hukuka uygunluk denetiminin daraltıldığı, kariyer ve liyakat ilkelerini gözetmeyerek kamu personelinin mesleki anlamda kendini geliştirme isteğini sınırlayıcı bir sonuç yaratıldığı ayrıntısı ile aktarılmıştır. Yine eğitim ve hizmetin aksamaması amacıyla değil, kadrolaşmaya dönük çok sayıda mevzuata aykırı hastane ve klinik açarak kadro ilanında bulunulduğu, göreve en uygun olanın seçilmesi yerine siyasal yandaşlık ölçütünün yeğlendiği belirtilerek yakın dönemde hizmet hastanesinden eğitim hastanesine dönüştürülen sağlık kurumları listelenmiş, eğitim kliniği özelliği taşımayan kurumları içeren kadro ilanının hukuken korunabilmesinin mümkün olmadığına yer verilmiştir.

Birliğimiz atama duyurusu ile kadro ilanının bütün olarak iptalini istemekle birlikte, klinik şef ve şef yardımcılığı kadrolarına yapılacak atamalar ile bu kadrolara yükselme hakkı ortadan kaldırılan veya hak kaybına uğrayan ilgililerin de hukuksal girişimlerine destek verecektir.

Türk Tabipleri Birliği, ölçütleri objektif hale getirilmiş ve koşulları uyan bütün hekimleri eşit, adil, objektif bir uygulamanın hayata geçirilmesi için çabalarını sürdürecektir.

Örnek dava dilekçeleri: