12 Eylül Darbecileri Yargılansın!

24 Ocak kararları ile başlayan 12 Eylül darbesi ile ivme kazanan ve devletin sosyal boyutunun tasfiyesine dek ilerleyen süreç hayatın tüm alanlarında olduğu gibi sağlık alanında da doğrudan ve dolaylı olarak çok yıkıcı sonuçlara yol açtı.

12 Eylül 2008
12 Eylül Darbecileri Yargılansın!

24 Ocak kararları ile başlayan 12 Eylül darbesi ile ivme kazanan ve devletin sosyal boyutunun tasfiyesine dek ilerleyen süreç hayatın tüm alanlarında olduğu gibi sağlık alanında da doğrudan ve dolaylı olarak çok yıkıcı sonuçlara yol açtı. 1982 Anayasası ile devletin sağlık alanındaki sorumluluğu düzenleyici bir role indirgendi. İzleyen yıllarda “Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu”, “DPT Sağlık Sektörü Master Planı”, “I. Ve II. Sağlık Projeleri” ve “Sağlık Reformu Yasa Taslakları” ile sağlıkta piyasalaşmanın yasal ve düşünsel arka planı hazırlanmaya başladı. Bu zaman zarfında önce “pasif özelleştirme” amacıyla kamu sağlık sektörünün yetersiz bırakıldığı durumlarda özel sektörün kendiliğinden genişlemesine yol açıldı. Daha sonra klinik ve klinik olmayan hizmetlerin sözleşme ile özel sektör kuruluşlarına bırakılmasına, özel sektörün vergi indirimi, gümrük muafiyeti gibi çeşitli mali yöntemlerle desteklenmesine ve giderek kamu sağlık kurumlarının mülkiyetinin devrine dek uzayan bir “aktif özelleştirme” süreci yaşandı.

Bu arada ülkemizi yönetenler Dünya Ticaret Örgütü kuruluş anlaşmasını imzalayıp, TRIPS anlaşmasının yasal on yıllık uyum süresini de kısaltarak bizi patent yasasının kıskacına aldılar. Böylece aşı, ilaç, tıbbi teknoloji konusunda tümüyle dışa bağımlı bir süreç başladı. GATS anlaşmasının temel ilkelerini uygulamaya koyabilmenin arka planını ise 4736 sayılı yasa oluşturdu. Artık kamu hizmetlerini bedelsiz sunmak yasaklanmıştı! Tüm hizmet sektörü ile birlikte sağlık hizmetleri de piyasa dinamiklerine terk edilmeliydi. Bunu “Sağlıkta Dönüşüm” projesi izledi, özelleştirmenin ve piyasalaşmanın tüm bileşenlerini hayata geçirecek bir çerçeve böylece tamamlanmıştı.

Sağlıkta derinleşen eşitsizlikler, sağlık çalışanları dışında darbe ile doğrudan ilintilendirilmeyen bir olgudur. Kuşkusuz son 28 yılda başa geçen iktidarlar da bu süreçte paylaşılmış bir sorumluluğa sahiptir. Amacımız sağlığa vurulan darbeyi ve bu darbenin sorumlularını nesnel, bilimsel kanıtlarla deşifre etmek ve bu kanıtların en geniş anlamıyla tüm kesimlere ulaştırılmasını sağlamaktır. 28 yıl sonra da olsa, darbe ve sonrasındaki süreçte sağlık hakkını gasp eden kararları da veren darbeciler yargılanmalıdır.  

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ
MERKEZ KONSEYİ

 
 
Darbenin Sağlığa Etkileri “Sağlığa Darbe” sunusu için tıklayınız...

13 Eylül 2008 Cumartesi günü Ankara"da gerçekleştirilen "12 Eylül Darbecileri Yargılansın" mitinginden fotoğraflar...