TTB ve ATO, Dr. Zekai Tahir Burak Hastanesi'ndeki 'bebek ölümleri' raporunu açıkladı

• Yenidoğan yoğun bakım ünitesine yatış oranı çok yüksek
• Yenidoğan ünitesi şu andaki konumuyla yan dal eğitimi veremez
• Performans sistemi kaldırılmalıdır.

Türk Tabipler Birliği ve Ankara Tabip Odası, Dr. Zekai Tahir Burak Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde geçen ay yaşanan bebek ölümleriyle ilgili raporunu açıkladı.

TTB Merkez Konseyi, ATO ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanlığının talepleri çerçevesinde, 6 Ağustos 2008 tarihinde oluşturulan Bilimsel Kurul tarafından hazırlanan rapor, 8 Eylül 2008 günü TTB’de düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuna duyuruldu.

Yenidoğan yatış oranı çok yüksek

Rapora göre, Dr. Zekai Tahir Burak Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yenidoğan yoğun bakım ünitesine yatış oranı yüzde 27.4 ve bu kabul edilemez bir oran. Bu orandaki yüksekliğin; zamanında doğan ve doğum ağırlığı 2 bin 500 gram olan bebekler lehine olması da ayrıca dikkat çekici. Raporda, hastanede 120 olan yenidoğan yatak kapasitesinin çok çok üzerinde hasta yatırıldığının gözlendiğine de yer veriliyor.

Yan dal eğitimi verilemez

Yenidoğan ünitesinin hizmet ağırlıklı çalıştığına ve yoğun bir hizmet sunulduğuna dikkat çekilen raporda, hastanenin yenidoğan ünitesinin şu andaki konumuyla yan dal uzmanlık eğitimi vermesinin olanaksız olduğu belirtiliyor.

Performans kaldırılmalı

Raporda, dikkat çekici bir unsur da sağlık alanındaki ücretlendirme sistemi “performans” ile ilgili olarak karşımıza çıkıyor. “Kamu hastanelerinde uygulanan performansa dayalı hekim ücretlendirme sistemi, kuramsal olarak, yatış endikasyonları konulurken, tanı ve tedavi girişimlerine ilişkin kararlar verilirken hasta yararına odaklanamama potansiyel riskini taşımaktadır” denilen raporda, performans sisteminin kaldırılmasının gereksiz girişimleri sınırlayarak hastane endikasyonlarını azaltacağı ifade ediliyor.

Bütün bu tespitler yapıldıktan sonra raporda, özellikle zamanında doğan ve doğum ağırlığı 2 bin 500 gramın üzerinde olan bebekler için yatış endikasyonlarının gözden geçirilmesi ve varsa gereksiz yatışların engellenmesi gerektiği belirtiliyor. Bunun yanı sıra, neonataloji yan dal eğitimi için üniversite yenidoğan ünitelerinin yan dal uzmanı kadrolarının artırılması, gerekiyorsa bakanlık kadrosuna alınan yan dal uzmanlık öğrencilerinin eğitimi için Sağlık Bakanlığı ve üniversitelerin işbirliği yapması öneriliyor. Neonotoloji alanında çalışacak hemşirelerin de özel bir eğitimden geçmesi gerektiği vurgulanıyor.

Raporda yer alan tespitlerin aktarılmasından sonra konuşan TTB Genel Sekreteri Dr. Eriş Bilaloğlu, rapordaki tespitlerin yanı sıra sağlık sistemine ilişkin 3 konuya daha vurgu yaptı. Bilaloğlu, Başbakan’ın “hastaneye başvuran hiçbir hasta geri çevrilmeyecek” yönündeki genelgesinin söz konusu hastanelerdeki sonuçlarını görmek ve doğru yorumlamak gerektiğini söyledi. Bilaloğlu, gerekli altyapı, donanım, personel, koşullar ile sağlık hizmet sunumunun bilimsel zorunluluklarının bir arada değerlendirilerek hizmet planlanması gerektiğini kaydetti.

Sağlık hizmetlerinde temel yaklaşımın koruyucu hizmetler olması gerektiğini belirten Bilaloğlu, “Bu anlamda sorumluluk sadece hekimler/sağlık çalışanlarında değildir. Yetkililerin açıklamaları da özel bir önem arz eder. Başbakan’ın 3 çocuk doğurun açıklamaları bu açıdan değerlendirilmelidir” diye konuştu.

Bilaloğlu ayrıca, düşük sosyoekonomik düzey, yani Türkiye’nin en önde gelen sorunları olan geçim sıkıntısı/işsizlik gibi konulara çözüm bulunamadığı sürece, sağlık alanında dar anlamıyla yapılacaklarla yol katedilmesinin mümkün olmadığını belirtti. Eriş Bilaloğlu, son olarak da, sağlık kuruluşlarında çalıştırılan taşeron şirketlere bağlı temizlik görevlilerinin durumuna değindi. Söz konusu çalışanların özlük haklarının olumsuzluğu nedeniyle eğitim ve deneyim açısından yeterliliklerinin tartışmalı olduğunu belirten Bilaloğlu, “Bu durum Sağlık Bakanlığı’nın Sağlıkta Dönüşüm Programı ile de ilişkili olarak izlediği personel rejiminin ve dışarıdan hizmet alma anlayışının doğrudan yansımasıdır diye konuştu.

Bilaloğlu, sözlerini Sağlık Bakanlığı’nı bu sürecin gereklerini yapmaya ve uyguladığı politikaları gözden geçirmeye davet ederek tamamladı.